Bakan Işıkhan’dan asgari ücret mesajı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, aralık ayında başlayacak asgari ücret görüşmeleri öncesi işverenlere mesaj verdi. "Enflasyonun getirmiş olduğu yükü azaltmak hepimizin ortak görevidir" diyen Işıkhan, yıl sonunda asgari ücret üzerinde bu yükü hafifletmenin önemli bir gündemleri olduğunu söyledi. TİSK Başkanı Özgür Burak Akkol ise asgari ücrette son on yılda yüzde 1271 oranında artış olduğunu belirtti. Habertürk'ten Ahmet Kıvanç'ın haberi
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Çalışma Hayatı İstişare Toplantısı İstanbul’da yapıldı. TİSK üyelerinin karşılaştıkları çalışma hayatıyla ilgili sorunlarının görüşülebilmesi için yapılan toplantıya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ile Sosyal Güvenlik Kurumu, İŞKUR, Rehberlik ve Teftiş Kurulu, İş Sağlığı Genel Müdürlüğü, Mesleki Yeterlilik Kurumu başkan ve genel müdürleri dahil bürokratlar katıldı.
Bakan Işıkhan, çalışma hayatının insan onuruna yaraşır ve sağlıklı olarak işleyebilmesi için çalışanlar, işverenler ve kamu yönetimi arasındaki diyalog ve istişare süreçlerinin hayati bir önem taşıdığını, bakanlığının rolünün ise diyalog, istişare ve uzlaşı ortamını sağlamak, bunu kurumsal hale getirmek olduğunu söyledi. Çalışma hayatının sorunlarının çözülebilmesi için, çalışma barışının sağlanması ve istihdamın artırılması için işçi, işveren ve kamu yönetiminden oluşan üçlü yapıda yer alan her bir aktörün çözüme katkı sağlaması gerektiğini belirtti.
Bakan Işıkhan, son dönemde atılan adımlarla enflasyondaki yükselişin geçici olduğunun her geçen gün daha iyi görüldüğünü, ekonomide birinci önceliklerinin tüm vatandaşların refahını mümkün olan en üst seviyeye çıkarmak olduğunu ifade etti.
Işıkhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Enflasyonun getirmiş olduğu yükü azaltmak hepimizin ortak hedefidir. Dolayısıyla yıl sonunda asgari ücrette bu yükü hafifletmek adına önemli bir gündemimiz olduğunu söyleyebiliriz. Gerek sizlerle gerekse işçilerimizin temsilcisi konumundaki konfederasyonlar ile istişare içinde olmalı, bu süreçte karşılıklı anlayış ve iş birliğini teşvik etmeliyiz.
Unutmayalım ki, işverenler ve işçiler aynı gemide yol alıyorlar. Her iki taraf da ülkemizin refahına katkı sağlamak için önemli bir rol oynuyor. Bu nedenle, gelecekteki zorlukları aşmak ve ekonomik istikrarı sürdürmek için birlikte çalışmamız ve içinde bulunduğumuz koşulların özellikle sabit gelirli çalışanlar açısından ne denli zorlu olduğunu dikkate almalıyız. Aralık ayında başlayacak olan 2024 yılında geçerli olacak asgari ücret artışıyla ilgili çalışmaları sizlerle ve işçi sendikaları konfederasyonlarımızla istişare halinde sürdüreceğiz.”
“ASGARİ ÜCRET ON YILDA YÜZDE 1271 ORANINDA ARTTI”
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Özgür Burak Akkol, TİSK üyelerinin Sosyal Güvenlik Kurumu primlerinin neredeyse üçte birini ödediğini söyledi. Sel, yangın, deprem gibi felaketlerde TİSK üyelerinin madde manevi yardım için seferber olduğunu belirten Akkol, deprem bölgesine yönelik yardımlarının bundan sonra da devam edeceğini ifade etti. Uzun süredir toplanmayan Üçlü Danışman Kurulu’nu ekim ayında toplantıya çağırdığı için Bakan Işıkhan’a teşekkür eden Akkol, asgari ücretin henüz zamanı olmadığını ama gündeme geldiğinde iklim gibi sadece asgari ücretin konuşulduğunu dile getirdi. Akkol, asgari ücretin son 10 yılda yüzde 1271 oranında arttığını dile getirdi.
“İŞÇİLERİMİZ 6 AYDAN SONRA YÜZDE 27 VERGİ DİLİMİNE GİRİYOR”
Ücretlerden alınan gelir vergisi dilimlerinde düzenlemeye ihtiyaç olduğunu belirten Özgür Burak Akkol, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hassasiyetlerini anladıklarını ancak hesaplarına göre üye işyerlerindeki işçilerin tamamının 6 aydan sonra yüzde 27 vergi dilimine girdiğini, bu nedenle ücret artışlarının işçiye yeterince yansımadığını söyledi. Akkol, yüksek vergi dolayısıyla asgari ücret ve ücret artışı taleplerinin de daha yüksek olduğunu ifade etti.
“TOPLU SÖZLEŞME SÜRESİ UZATILMALI”
Akkol, 2023 yılında 2.272 toplu iş sözleşmesi imzalandığını, bunun 798’inin arabulucuya kaldığını, bunların da 665’inin uyuşmazlıkla sonuçlandığını belirtti. Sözleşmelerin yüzde 30-35’inin uyuşmazlığa ve hakeme gittiğini kaydeden Akkol, şöyle konuştu:
“Bu çok büyük bir emek. Bir toplu iş sözleşmesinin pazarlığı 7.5 ay sürüyor, sözleşmeler de 2 yıllık yapılıyor. Sözleşme bitince birkaç ay bekleyip tekrar görüşmeye başlıyoruz. İşçiye de uygun değil. Daha uzun süreli sözleşmeler yapmak istiyoruz.
Kastımız burada işçi kesiminin rızasını alan, kolektif olan bir çalışma hedefliyoruz. Otomotiv 6 yıllık plana göre yatırım yapar. Rafineri 20 yıllık plan yapar. Planlamaya katkı veren yaklaşım olmalı.”
İşçi sendikalarının kendi seçim sürecinde realist olmayan taleplerde bulunabildiğini belirten Akkol, metal işkolunda yüzde 140, sosyal haklarda yüzde 400’lük taleplerle masaya oturduklarını söyledi. Akkol, “Samimi olmayan şeyler yapmak istemiyoruz. Sürecin bu hale gelmesi hem ülkeye hem çalışma barışına olumsuz etki edecek endişesini taşıyoruz” dedi.
“EYT’Lİ İŞÇİLERİMİZİN YÜZDE 80’İ ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYOR”
Kayıt dışı çalışmanın en büyük sorun olduğunu kaydeden Akkol, TİSK üyelerinin günleri saatleri dikkate alarak ücret ödediğini, kayıt dışı çalıştırma, asgari ücretten gösterme gibi şeylerin asla olmadığını, nasıl olduğunu da bilmediklerini söyledi. Akkol, “Kayıtdışı çalışan önce çalışana zarar. İş sağlığı ve güvenliği problemleri, emniyeti ilgilendiren problemler, aile sosyal politikaları ilgilendiren konular tamamı kayıt dışı işyerlerinden geliyor” dedi.
Akkol, üye işyerlerindeki EYT’li işçilerin yüzde 80’nin çalışmaya devam ettiğini belirtirken, emekli olduktan sonra kayıtdışı çalışanların SGK açısından kayıp olduğunu vurguladı.
Beş puanlık prim indiriminden memnun olduklarını belirten Akkol, bu desteğe rağmen ücret üzerindeki yükün yüzde 37 olduğunu belirtti. Akkol, “OECD içinde geçmek istediğimiz ülkeler var. Bulgaristan, Romanya, Polonya gibi Doğu Avrupa ülkeleri yatırım çekmeye çalışıyor. Burada rekabet var” diye konuştu.
