Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Binali Yıldırım'dan Soçi ve Adana mutabakatı açıklaması

        TBMM eski Başkanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, Isparta'ya gelerek Süleyman Demirel Üniversitesi'nin (SDÜ) konuğu oldu. Binali Yıldırım'a, SDÜ Rektörü Prof. Dr. İlker Hüseyin Çarıkçı tarafından Fahri Doktora Payesi takdim edilirken, cübbe giydirildi. Kürsüye gelen Binali Yıldırım, "Cübbe de fena değil" dedi. Binali Yıldırım sonraki konuşmasında Barış Pınarı Harekatı'yla Fırat'ın doğusunda tehditlerin ortadan kaldırıldığını belirterek, "Tüm bunlar yapılmışken, istikrar sağlanmışken, İdlib'de büyük bir sorun karşımıza çıktı. Daha önce imzalamış olduğumuz Soçi mutabakatında Türkiye ve Rusya ortak inisiyatif aldı. 12 noktada askerlerimizi konuşlandırdık. Rejim güçleri bu bölgeye saldırmaya başladı. Milyonlarca insan yine Hatay'a doğru göç etmek zorunda kaldı, 4 milyon zaten bizim topraklarımızda. Bir 4 milyon daha düşünün. Oluşacak problem ortada. Cumhurbaşkanımız açık ve kararlı bir açıklama yaptı. Bu bölge bizim için artık kırmızı çizgidir. Bu bölgede yaşayan insanlar burada yaşamaya devam edecek. Soçi anlaşması ve Adana mutabakatı uluslararası hukukun gereği devrededir. Unsurlarımız gerekli çalışmaları yapıyor. Yapmazsak Türkiye büyük sorunlarla karşı karşıya gelecektir. Biz ülkemizi korumayı hedefliyoruz. İç ve dış tehditlerden insanımızı korumayı hedefliyoruz. 1 ayda 71 vatandaşımızı kaybettik. O taraftan gelen füzelerle. Bunu yapmak zorundayız" dedi.

        REKLAM

        "ARTIK MERALARDA, DAĞLARDA SÜRÜLER YAYILIYOR"

        Terörün Türkiye'nin kaderi olmadığını ve terörün büyük ölçüde yok edildiğini aktaran Binali Yıldırım, "Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakan olarak beni tayin ettiği anda ilk beyanatım 'Türkiye'yi terör belasından kurtaracağız.Terörle mücadelede savunma değil taarruz esas olacak' dedik. Gece gündüz, yaz kış mücadele devam etti. Şimdi oralarda fabrikalar kuruldu, kuruluyor. 6. bölge teşviklerinden yararlandırdık. Hakkari'de, Ağrı'da fabrikalar kuruluyor. Oralardan tekrar hayata tutunma süreci başladı. Artık meralarda, dağlarda sürüler yayılıyor. Nerede bir ocak tütüyorsa orada güvenlik alacağız. Sınırlarımızın ötesinde de güvenli alanlar oluşturuyoruz" diye konuştu.

        "CANLA BAŞLA ÇALIŞTIK"

        İstanbul Havalimanı'nın dünyanın en büyük havalimanı olduğunu ve bunun bir şan ve şöhret işi olmadığını, geleceği görme ve okuma işi olduğunu vurgulayan Binali Yıldırım, şöyle devam etti:

        REKLAM

        "Bugün 3 kıtanın buluşma yeri İstanbul olmuştur. İstanbul Havalimanı'na kusur bulmak için bazı çevreler gece gündüz yatıyor, kalkıyor çalışmalar yapıyor. Efendim taksi süresi uzunmuş. Büyük havalimanının yolu da pisti de büyük olur. Bundan doğal bir şey yok ki. Dolayısıyla bilen bilmeyen konuşuyor. Her zaman ülkemizin geleceği ve gençlerimiz için güzel işler yapmamız lazım. Biz liderimiz Recep Tayyip Erdoğan ile beraber ekibimizle 18 yıl bu ülke ve millet için canla başla çalıştık. Ne pahasına çalıştık, o kadar çok engellerle karşı karşıya kaldık ki. Şeytan taşlamadan iş yapmaya zor vakit bulduk. Bulduğumuz vakitlerle de Türkiye'yi baştan mahmur hale getirdik."

        "O GECE BİR DESTAN YAZILDI"

        2007 yılındaki seçim kampanyasında yaşadığı bir anıdan da bahseden Binali Yıldırım, şunları kaydetti:

        "2007'de memleketimde seçim kampanyasında dolaşıyorum. Şimdi İliç diye bir ilçemizin köyüne gittik. Köyün girişinde çeşmenin yanında nur yüzlü teyze oturuyor. Yanımda arkadaşlar dedi ki 'Teyze teyze bakan geldi. Ne istiyorsan iste.' Teyze de 'Evladım hoş gelmişsin. Ne isteyim evladım, yolumuzu yaptınız, suyumuz akıyor, televizyonumuz çalışıyor. Her şeyimiz var. Ama evladım bizim köyde ADSL çekmiyor' dedi. 'O ne teyze' dedim. 'Bakan olmuşsun ama cahil kalmışsın. Allah bilir sen Messenger'ı bile bilmezsin' dedi. Sonra meseleyi anladık. Teyzenin torunu varmış yurt dışında yaşayan, onunla görüntülü konuşmak için Erzincan'a gitmek zorunda kalıyormuş. Görüyorsunuz ihtiyaçlar bitmiyor. Daha yapacak çok işimiz var. Biz sorunları torunlara havale etmedik. Vesayetle mücadelede de zerre kadar tereddüt etmedik. En son 15 Temmuz'u birlikte yaşadık. Vesayet heveslilerin zirveye ulaştığı bir yerdir. 15 Temmuz gecesini hatırlayın. Bu ülkenin Cumhurbaşkanını öldürmeye teşebbüs ettiler. Seçilmiş hükümetini al aşağı etmeye heves ettiler. Ama o gece Cumhurbaşkanımız çağrı yaptı. Millet meydana indi. Biz mücadele ettik. İnsanlar bizlere güvenmeseydi böyle bir sonuç olmazdı. Kimse yerinden, evinden çıkmazdı. O gece bir destan yazıldı. O gece ay yıldızlı bayrağımız inmedi. Alçaklar hak ettiği cezayı gördü. Böyle bir milletin ferdi olmaktan gurur duyuyorum."

        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ