Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Para Kamu ihaleleri sadece şikayet olursa incelenecek - Makro Ekonomi Haberleri

        Gül, gazetecilerle düzenlediği sohbet toplantında, Kamu İhale Yasasında son yapılan değişikliklere ilişkin bilgi verdi.

        Gül, neden değişikliğe ihtiyaç duyulduğunu anlatabilmek için önce kamu alımı tanımıyla konuşmasına başladı ve kamu satın alma süreci, doğru kamu alımı usulünün tespiti, kamu alımlarında yaşanan sorunlar hakkında basın mensuplarını bilgilendirdi.

        Bu çerçevede Gül, kamu alımlarının son dönemde artış gösterdiğini, bunun nedeninin kamunun geçmiş yıllarda kendi elemanları ve ekipmanlarıyla yaptığı işleri, özel sektörden almaya başlaması olduğunu kaydederek, 2007 yılında GSMH'nın yüzde 10'unu (85 milyar YTL) kadar kamu alımı yapıldığını belirtti.

        Gül, geçtiğimiz günlerde yayımlanan Başbakanlık genelgesine atıfta bulunarak, kamunun, ihalelerde her zaman tek amacının ''uygun fiyatla'' alım yapmak olmadığını kaydetti ve idarelerin çekingen yaklaştığı yerli istekliye yüzde 15'e varan fiyat avantajı yönteminin genelge çerçevesinde bundan sonra daha hassas uygulanacağını söyledi. Gül, bu uygulamayla, yabancılara açık bir ihalede, yabancı isteklinin örneğin 100 YTL teklif ettiği bir ortamda, yerli isteklinin 110 YTL teklifinin tercih edilebileceğini kaydetti.

        Doğru kamu alımının her zaman ''açık teklif'' usulü olmadığını, piyasanın yapısı, işin aciliyeti, alınacak tutarın belirleyici rol oynadığını anlatan Gül, halen bir kamu şirketi olmasa da THY'nın durumunu örnek göstererek, piyasada oluşan rekabet şartlarında ''THY'ye ihale yapın demenin, iflas edin demekle aynı anlama geldiğini'' kaydetti.

        Gül, Kamu İhale Yasasından istisnalara değinirken bunun sıkça eleştirilere konu olduğunu, ancak son yıllarda istisnalar ve doğrudan alımlarda oransal düşüş gözlendiğini kaydetti.

        Gül, kamu alımları alanındaki sorunları aktarırken de ihalelerin genellikle yolsuzluk ve usulsüzlükle birlikte anıldığını belirterek, insanların bu algıya dayalı olarak ''ben bu işe girmeyeyim'' diye çekince gösterdiğini söyledi. Bu anlayışı değiştirmek gerektiğini dile getiren Gül, iyi işleyen bir sistemin ''şeffaflık ve saydamlığa'' dayandığını ifade etti.

        Kamu İhale Kanununda yapmaya çalıştıkları değişikliklerin temel anlayışının ''israf ve yolsuzluğu önlemek'' olduğunu belirten Gül, bu noktada hangi yöntemin izleneceğinin tartışma konusu olduğunu söyledi. Gül, ''Bu israf ve yolsuzlukların peşinden koşarak mı önlemek lazım yoksa bu israf ve yolsuzluklar hiç ortaya çıkmayacak bir takım mekanizmalar kurarak mı önlemek daha doğru olur, bunun yöntemi tartışmalı'' dedi. Gül, kendisinin kişisel olarak yolsuzlukların peşinden koşmanın değil, önlemeye yönelik sistem oluşturmanın doğruluğuna inandığını kaydetti.

        Gül, bu mantık çerçevesinde, yasada yapılan değişiklikleri anlatırken, kurumun denetim anlayışında değişliğe gidildiğini, kurumun esas olarak yolsuzluk üretmeyen bir sistem oluşturmaya çalışacağını anlattı.

        ''ARTIK, İNCELEME ŞİKAYETLE SINIRLI''

        Düzenlemeye göre kurumun incelemesinin şikayetle sınırlı olacağını, artık re'sen (kendiliğinden) inceleme yapmayacağını belirten Gül, konuyu örnekle şöyle açıkladı:

        ''Re'sen inceleme denilen yöntem artık yok. Çıkış noktamız şikayet edilen husus, idare ona ne cevap vermiş ve bu şikayet edilen husus üzerinden diğer ihaleye katılanlara eşit muamele yapılmış mı, yapılmamış mı...

        Diyelim bir istekli, ihalede birinci olanın iş deneyim belgesi geçersiz diyor ve idareye başvuruyor. İdare, 'sen haksızsın onun belgesi geçerli' deyince Kamu İhale Kurumuna geliyor. Biz nasıl inceleyeceğiz; ihale üzerinde kalan kişinin iş deneyim belgesi geçerli mi, değil mi ona bakacağız. Diğer şikayete konu olmayan kişilerin de hepsinin iş deneyim belgesine bakacağız. İdare, şikayet edilen husus açısından ihaleye katılanlar arasında eşit muamele yapmış mı, yapmamış mı inceleyeceğiz.''

        Bir gazetecinin, bir haber üzerine Hatay'da ortaya çıkarılan ''Ali Dibo olayına'' işaret ederek, ''Böyle ihale yolsuzluğu haberlerini artık siz görmezden mi geleceksiniz?'' sorusuna Gül, ''Evet'' karşılığını verdi. Gül, ''Kamu İhale Kurumu yanlış bir şekilde, eskiden beri bir denetim birimi gibi algılanmış. Kamu İhale Kurumu denetim birimi değil, şikayetleri inceleyen, ihtilafları çözen bir birim'' dedi.

        Gül, Kamu İhale Kurumunun bir denetim birimi olamayacağını, denetim birimlerinin idarelerin kendi içinde yapılandırıldığını ve ona göre yetkileri bulunduğunu kaydederek, ''İddia şu; 'ihale kasıtlı olarak şu kişinin üzerine bırakıldı, suistimaller oldu'. İş, ihtilaf çözme mantığından uzaklaşıp, yolsuzluk araştırmasına döndüğü zaman Kamu İhale Kurumunun bunu çözmesi mümkün değil'' diye konuştu.

        Kamu İhale Kurumunun olay mahaline gidemediğini, kimseye bir şey soramadığını, disiplin soruşturması isteyemediğini anlatan Gül, şunları söyledi:

        ''Benim tek yaptığım şey, dosyaya bakıp yolsuzluk aramak. Şu ana kadar kim dosyada yolsuzluk bulmuş. Bulmuş derken bulunabilir istisnaen. Gerçekten yolsuzluk olsa bile dosyada, dosya üzerinden inceleme yaparak... Ben müfettişlikten geldiğim için bilirim, her türlü yetkiniz var, gidiyorsunuz aylarca inceliyorsunuz, yine kafanızda bir sürü şüphe var. Ben sadece dosyaya bakarak şey bulacağım, böyle bir sihirbazlık olmaz.''

        ''KURUM, DENETİM YAPACAKSA İLAVE YETKİ GEREKİR''

        Gül, denetimin Kamu İhale Kurumunca yapılması isteniyorsa kendilerine ''ilave yetkiler verilmesi gerektiğini'' ifade ederek, ülkede binlerce müfettiş bulunduğunu, kendilerinin 60 uzman, 30 uzman yardımcısı ile ''bu işi çözemeyeceğini'' kaydetti.

        Hatay'daki olayda da yaklaşık 6 ay boyunca 250 dosya incelediklerini ve Savcılığa 5 tanesini yolladıklarını belirten Gül, başka bir yetkileri bulunmadığını, dosya üzerinden tespit ettiklerini rapora bağlayıp ilgili idareye yolladıklarını anlattı.

        ''MÜFETTİŞE GÜVENİLMİYORSA BANA NİYE GÜVENİLSİN'

        ''Ben amacıma ulaşmış olmuş muyum? Ben diyorum ki bunu ben yapmayayım. Bunu müfettiş de inceleseydi, o da aynı sonuca ulaşacaktı zaten, benden farklı bir sonuca mı ulaşacaktı'' diyen Gül, bir gazetecinin ''Denetlenen kurum içinde çalışan müfettişlere ne kadar güvenebilirsiniz?'' sorusuna da şu karşılığı verdi:

        ''O zaman Türkiye Cumhuriyetinin kurumlarını sorgulamamız lazım. Bana niye güvenilsin, müfettişe güvenilmiyorsa. İşin o noktasına gelirsek bir yere ulaşamayız.''

        Gül, daha sonra bu ülkede kamunun yetki verdiği herkesin güvenilir olduğunu kaydederek, ''Başbakanlık teftiş kurulu, maliye teftiş kurulu, sağlık bakanlığı teftiş kurulu... niye güvenilmesin'' dedi.

        Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) durumu örnek gösterilerek, Kamu İhale Kurumunun da benzer bir denetimi niçin üstlenemeyeceğinin sorulması üzerine de Gül, bankacılık alanında BDDK'dan başka denetim yetkisi bulunan olmadığını, KİK'in ise tüm kamuya hakim bir alanının bulunduğunu ve burada her idarenin kendi denetim elemanları bulunduğunu anlattı.

        Gül başka bir soru üzerine, Kamu İhale Kurumunun yolsuzluğu, yolsuzlukların peşinden koşarak önleme misyonu bulunmadığını, yolsuzlukların oluşmamasını sağlamayı hedeflediğini kaydetti. Gül, ''Yoksa yolsuzlukların peşinden koşarak çözülmez. Türkiye'de 200 bin ihale yapılıyor yılda, kurum bunların kaç tanesinin peşinden koşabilir'' dedi.

        Bu noktaya bakacak çok fazla kişi bulunduğunu, KİK'in bakmasının anlam taşımadığına inandığını belirten Gül, ''Hem yetkim elverişli değil, hem benim sonuca ulaşmam için gerekli mekanizma yok, yapılanma yok'' dedi. Gül, başarıya ulaşmak için herkese bir işi değil, uzman olduğu işi yaptırmak gerektiğini söyledi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ