Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Para Başbakan 3 çocuk doğurun diyor ama... - Makro Ekonomi Haberleri

        Hükümetin bu yıl başında üzerinde çalışmaya başladığı yeni istihdam paketi kadın işçi sayısı 100 - 150 arasında olan işyerlerindeki emzirme odaları ve 150'den fazla kadının çalıştırıldığı işyerlerinde kreş bulunması zorunluluğunu kaldırıyor.

        Oysa mevcut düzenlemelere göre, 100-150 arasında kadın işçi çalıştırılan işyerlerinde 1 yaşından küçük çocukların emzirilmesi için emzirme odası kurulması, 150'den fazla kadın işçinin çalıştığı işyerlerinde 0-6 yaş çocukların bakılmaları için kreş kurulması zorunlu. Hükümetin üzerinde çaıştığı istihdam paketi ile işyerlerinin kreş açması, işyeri doktoru ve emzirme odası bulundurması zorunlulukları kaldırılması öngörülüyor.

        Hükümetin istihdam paketi ilk ortaya çıktığında, gerek bayan milletvekillerinin, gerekse kadın örgütlerinin büyük tepkisini çekmişti.

        Pakette yer alan unsurlar, Türkiye'de kadın haklarının geliştirilmesini "AB üyelik şartı" olarak ortaya koyan Avrupalı diplomat ve siyasetçilerin bile tepkisini çekmişti.

        Ekonomik veriler de, Türkiye'de genel istihdamın AKP iktidarı döneminde artmakla birlikte, kadın istihdamında azalma olduğunu gösteriyor. 2003-2007 yılları arasında Türkiye'nin yıllık ortalama büyüme oranı % 6.7, istihdam artışı % 1.1 olduğu halde, kadın istihdamı % 0.8 oranında azaldı.

        ÇALIŞMA VE KADIN ÖRGÜTLERİNİN TEPKİLERİ

        Hükümetin üzerinde çalıştığı istihdam paketine tepkiler, emzirme odalarının ve kreşlerin kaldırılmasının, kadınların "zorunlu olarak eve kapanması" anlamına geleceği üzerinde birleşiyor.

        İstihdam paketine karşı DİSK, "Emzirebilme, çocuğunun bakımını sağlama gibi sorunlara çözüm bulmadan kadının istihdamı nasıl sağlanabilir?" sorusunu gündeme getirirken, kadın örgütleri de paketi "mevcut hakların kaybedilmesi" olarak" nitelendiriyor.

        Meclis'teki muhalefet partilerine mensup bayan milletvekillerinin de, hükümetin kadın istihdamı konusuna bakışını sert şekilde eleştiriyorlar. Hükümet, istihdam paketini ilk ortaya attığında, CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman, AKP'nin genel bakış açısının kadını eve hapsetmek olduğunu belirterek 'Geçen dönemde de dile getirdim. Amaç kadını iş yaşamının dışında tutmak. Bu yönde de birçok uygulama ile karşılaştık. Bazı kamu kurumlarına eleman alımında erkek olmanın koşul olarak ortaya konulduğuna şahit olduk. AKP aynı uygulamalarına devam ediyor' demişti. DSP İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş ise Hükümet'in yeni istihdam paketinde yer alan uygulamayı yaşama geçirmesi halinde pek çok kadının işten ayrılmak zorunda kalacağını söylemişti.

        AYLIK 250 YTL KREŞ PARASINA UNAKITAN VETOSU

        Çalışma Bakanı Faruk Çelik, yeni istihdam paketinin yol açtığı tepkileri ortadan kaldırmak üzere, kadın çalışanları rahatlatacak bir "kreş fonu" üzerinde çalışıyor ve bunu pakete dahil etmek istiyordu. Kreş fonu, işverenlerin kadın çalışan sayısı kaç olursa olsun, bir kreşle anlaşmasını zorunlu kılıyor ve kreş parasının aylık 250 YTL'lik kısmının devlet tarafından karşılanmasını öngörüyordu.

        Ancak yapılan hesaplamalarla bu fonun maliyetinin 530 milyon YTL'ye ulaştığı ortaya çıkınca, kreş fonu da Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın "vetosuna" uğradı.

        Başbakan Erdoğan’ın Dünya Kadınlar Günü’nde kadınlara en az 3 çocuk doğurmalarını tavsiye etmesi, muhalefet partilerine mensup kadın milletvekillerinin tepkisine neden oldu. Kadın milletvekilleri Erdoğan’ın sözlerini şöyle değerlendirdi:

        CHP Ankara Milletvekili Nesrin Baytok: Başbakan giderek Erbakanlaşıyor. Tamam kadınlar en az 3 tane doğursun ama Başbakan önce şu soruya cevap versin, bu çocuklara anne babaları nasıl aş, iş verecek, nasıl gelecek sağlayacak. Başbakan’ın ‘en az 3 tane doğurun’ derken bu sorunun da yanıtını vermesi lazım. Adaletli bir gelir dağılımını sağlayabilirseniz, işsizlik sorununu, eğitim ve sağlık sorunlarını çözebilirseniz, genç nüfus önemli. Ama bu sorunları çözemediğiniz durumda, aileler dünyaya getirdikleri çocukları cami avlusuna, karakol önüne bırakmak durumunda kalır. Başbakan bıraksın, aileler kaç çocuk dünyaya getireceklerine kendileri karar versin, başbakan da eğitim, sağlık ve istihdam sorunlarını nasıl çözeceğini düşünsün. Bu sözler karşısında ben sadece müjde bir Erbakan’ımız daha oldu diyebiliyorum.

        BU SÖZ BÜYÜK TALİHSİZLİK

        CHP Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur: Başbakanın söylemini doğru bulmuyorum. 1994 yılında imzalanan Kahire Nüfus Konferansı’na göre kadına hiç kimse şu kadar çocuk doğur ya da doğurma diyemez. Kaldı ki kadın sağlığı açısından bakıldığında da bir kadın en fazla 4 çocuk doğurmalıdır, doğumlar arasında da en az 2 yıl olmalıdır. Günümüzde ülke nüfusunun yarısı 25 yaş altı. Eğitim ve istihdam sorunları ortada. İstihdam ve eğitim sorununu çözmeden çocuğu dünyaya getirmek, bunu teşvik etmek büyük yanlış. Keşke herkes Başbakan gibi şanslı olabilse. Ancak her simit satan başbakan olamıyor ya da refah düzeyini yükseltemiyor. Ben böyle bir sözün Başbakan tarafından söylenmiş olmasını büyük talihsizlik olarak görüyorum. Bu konudaki karar ailelere bırakılmalı, aileler de bakabilecekleri, gelecek sağlayabilecekleri kadar çocuk doğurmalı.

        CHP İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serter: AKP ve AKP yandaşı görüşlerin kadına bakışı bu. Bugüne kadar nüfus artışını teşvik eden bir politika izlediler, bu politikayı da sürdürüyorlar. Çok çocuk sahibi olan kadın eve hapsolur, ev kadını olur. AKP de bu politikalarla hem kadını eve hapsetmek istiyor hem de nüfus artışını teşvik ediyor.

        BU ZİHNİYET KADINI DOĞURAN VARLIK OLARAK GÖRÜYOR

        CHP İstanbul Milletvekili Necla Arat: Nüfus planlamasının bir ülke için ne kadar önemli olduğunu bir başbakanın bilmesi gerekir. Aile planlaması kişisel iradeyle bağlantılıdır. Kadına en az 3 çocuk doğur demek, ‘kutsal anneler’ mantığının ürünüdür. Kadın hakları son sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası ile önemli ölçüde budanmışken, genç nüfusun işsizlik ve eğitim sorunları ortada iken, bebek ve anne ölümleri ortada iken bütün bu sorunları çözmeden çocuk doğurun demek büyük yanlıştır. İnsanlar çocuğuna, kocasına iş istiyor, aş istiyor. En büyük şikayetleri yoksulluk ve açlık. Tablo bu iken başbakanın kesinlikle böyle bir söylemi benimsememesi lazım. Ancak Başbakan, belediye başkanlığı döneminde de yaptı aynı şeyi; çok çocuklulardan su parası almayacak dedi. Dolayısıyla zaten böyle bir zihniyeti var, bu zihniyet de kadını doğuran bir varlık olarak görüyor. Ne kadar maskelemeye çalışırlarsa çalışsınlar bir yerde patlak veriyor.

        BU SÖZ YANLIŞ

        MHP İzmir Milletvekili Şenol Bal: Başbakan’ın kendi görüşü, ancak 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde söylenecek çok şey varken böyle bir sözü söylemek yanlış. Başbakan önce istihdam meselesini nasıl çözecek, nasıl bir program uygulayacak, eğitimdeki sorunlar konusunda ne yapacak, bunları konuşsun. Gençlerin gelecek korkusu yaşamaması lazım, Başbakan gençlerin bu korkusuna nasıl bir çözüm üretecek, ekonomiyi nasıl düzeltecek, tam bağımsız Türkiye’yi nasıl sağlayacak, bunları konuşsun. Başbakan önce çocukların, gençlerin geleceğini teminat altına alsın, ondan sonra konuşsun, insanlara en az üç çocuk doğurmaları tavsiyesinde bulunsun.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ