Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem "Seçilmiş kişiyim"

        Sedef ŞENKAL DEMİR- CNA

        Oktay Yıldırım, Ali Yiğit ve Mehmet Demirtaş'ın ardından iddianamenin 4. sanığı olan emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin dün yarım kalan ifadesine bugün başlayan 14. celsede devam ediyor. Tekin, ordu, yargı ve ulus devlete sahip çıkan yurtseverlerin, yabancı servislere angaje olmuş belli istihbarat birimleri içerisinde bulunan cemaat ve tarikatların hedefi olduğunu söyledi.

        TARİKATÇILAR "AV" BELİRLİYOR

        Tekin, bu kişilerin önce avlarını belirlediklerini ileri sürerek şöyle ifade verdi:

        "Bu av Atatürkçü, tam bağımsızlık ilkelerine göre hareket eden hele hele bir de emekli de olsa asker ise onlar için bulunmaz nimet. Zincirin ilk halkaları böyle belirleniyor. Gayri yasal yollarla avlarını izliyorlar, gözlüyorlar, dinliyorlar ve kendilerine arşiv oluşturuyorlar. Lakin bir türlü suç unsuru bulamadıklar için avlarını suçüstü yapamıyorlar"

        Av'ın izlenmesinin ardından tuzağın geldiğini belirten Tekin, tuzak kuranların hiç tanımadığınız halde insani duygulardan faydalanan ama menfaati karşılığında gözünü kırpmadan aleyhe her türlü iftirayı atan kişiler olduğunu iddia etti.

        MASUMSUNUZDUR AMA TUTUKLARLAR

        Muzaffer Tekin, av izleme ve iftiranın ardından gözetim altına alınma ve tutuklamanın geldiğini belirterek, "Burada devreye bir kesim güdümlü medya ve tetikçi yazar taifesi devreye giriyor. Soruşturma gizliliği onlar için geçerli değildir.

        "CUMHURİYET GAZETESİ'NDEKİ TOPLANTI KOCA BİR YALAN"

        Tekin, Cumhuriyet Gazetesi'ne bu güne kadar hiç gitmediğini belirterek, "Ergenekon" isimli kitapta yazılan Muzaffer Tekin, İlhan Selçuk, Deniz Som toplantısının kocaman bir yalan olduğunu da söyledi. Tekin, Selçuk ve Som ile yaşantısının hiçbir döneminde birarya gelmediğini belirtti.

        "VELİ KÜÇÜK'ÜN ELİNİ ÖPMEM TECAVÜZ SAHNESİ GİBİ DÖNDÜRE DÖNDÜRE VERİLDİ"

        Muzaffer Tekin, Veli Küçük ile 5 veya 6 kez açık hava toplantılarında bir araya geldiklerini ancak 5 dakika karşılıklı konuşmaları olmadığını da söyledi. Tekin, "Çok sevdiğim bir abay arkadaşım, kendisinden çok sitayişkar bahsettiği için "Nerede görürsem ilk gördüğümde elini öpeceğim" demişimdir. Yaklaşık iki senedir sanki bir tecavüz sahnesi gibi döndüre döndüre gösterilen o kare sadece bir saygı nişanesidir.

        "ATATÜRK ULUSALCIYDI, VAHDETTİN İŞBİRLİKÇİ"

        Tekin, ifadesinde Atatürk’ün kişiliğinden alıntılara da yer verdi.

        Tekin, 1920’lerde gazetelerin Mustafa Kemal ile ilgili yazılarından da

        alıntı yaptı. Tekin, 29 Nisan 1920 Peyam’ı Sabah Gazetesi’nden “Mustafa Kemal isyancıdır, cezası ağır olmalıdır” diye örnek verirken, bugünün Türkiyesi’nde Taraf, Yenişafak, Bugün, Vakit, Star, Sabah ve Zaman gazetelerinin de mütareke basınından geri kalmadığını ileri sürdü. Tekin ifadesini şöyle sürdürdü:

        “Bugüne kadar illegal bir yapılanma içinde olmadığım gibi, dernek, parti, sendika ve sivil toplum örgüt üyesi de olmadım. İnandığım doğrular peşinde tek başına yürüdüm. Laik demokratik, sosyal hukuk devletine Atatürk ilk ve devrimleri ışığında sahip çıktım. Bu husus yaşantım boyunca devam edecektir. Simit çalıyor hırsız diyoruz. Bir diğerine kapkaççı diyoruz, ellerindeki kirli kalemleriyle insan onurlarını çalmaya çalışanlar bence hırsızların en aşağılık olanlarıdır. Evinden işinden sokaktan alınan insanlara suç isnat etmek gayreti içinde olanlar ve suçlu yaratmak isteyenleri gerçek örgüt üyesi ve suçlu olduklarını zaman mutlaka gösterecektir.

        Asıl Ergenekonların bu iğrenç oyunlarını, Danıştay saldırılarından sonra Yüce Türk Yargısı nasıl başa çıkardı ise, bugün oynanmakta olan oyunu da yine adil Türk yargısı bozacaktır”

        “BİZDEN ÖZÜR DİLYECEKLER”

        Muzaffer Tekin ifadesinde zamanı gelince kendilerini suçlayanların özür

        dileyeceklerini de belirterek, “Geçmişin yanlış adımları için en iyi özür dileme

        yolu, gelecek için atılan doğru adımlardır. Danıştay saldırısının sonrasında demeç veren siyasilerin, bugün de doğru adımı atamamış olmaları en büyük

        sükut-u hayalimdir”

        OPERASYON ERGENEKON KİTABINDAKİ İDDİALARA DA YANIT VERDİ

        Muzaffer Tekin, ifadesine Ergenekon ile ilgili yazılan kitaplara da cevap verdi.

        Gazeteci Şamil Tayyar’ın yazdığı “Operasyon Ergenekon” adlı kitaptaki kişisel

        iddialara cevaplar veren Tekin şunları söyledi:

        “Sayfa 192. Ümraniye Çöplüğü başlıklı yazının devamında Muzaffer Tekin o bombalardan haberdardı diyor. “Zaten onlar hurda patlasa da adam öldürmez ki” dediğimi ileri sürüyor. Benim o bombalardan haberim olsaydı senaryo çöker daha doğrusu uygulanmazdı. O bombalarla aylarca aynı evde yaşayan devşirilmiş Ali Yiğit’in iftira ve yalan beyanları, beni bu çirkin komplo ile tanıştırdı. O da görevini ifa etmenin ödülünü 1 ay sonra tahliye edilmekle gördü. Benim o çöplükte dolaşmayacağımı, beni tanıyanlar çok iyi bilir, lakin sen Ali Yiğit’i devşiren ekipten olabileceğin şüphelerim çok kuvvetli”

        Aytekin Gezici’nin yazdığı “Ergenekon” adlı kitabında “Cumhuriyet Gazetesi’ne atılan el bombaları, Ümraniye’de ele geçenlerle benzer seri numaraları taşıyordu” iddialarına , “El bombalarının seri numarası yoktur” diye cevap veren Muzaffer Tekin, “bu polemikte amaç kafa karıştırmak” dedi.

        “DANIŞTAY SALDIRISINA KARIŞTIRILMAM YAŞAMAMA NEDENİM OLDU”

        Emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin Danıştay sldırısında azmettirici olarak

        nitelndirilmesi iddialarına karşın, “Danıştay saldırısı gibi menfur, alçak bir

        olayın azmettiricisi olmak, öyle bir olaya ismimin karıştırılması benim için en

        büyük onursuzluk ve yaşamama nedenidir. Hala azmettiricisi ifadesini kullanarak suç işliyorsunuz” dedi.

        Tekin’in iddialara karşı kısa yanıtları ise şöyle:

        “Danıştay saldırısı sırasından sonra yapılan aramada, fünyesi çıkarılmış el bombası bulunmamıştır.”

        “Büromdaki iki adet el bombasının fünyesi ve patlayıcısı yoktur. Haliyle süs

        eşyasıdır”

        “Bursa’da arkadaşım olduğu iddia edilen ve işyerinde TNT kalıpları bulunan ve arkadaşım olduğu iddia edilen A.E adlı kadını tanıdığım Yalan”

        “Cumhuriyet’e ve Danıştay’a yönelik saldırılardan önce Veli Küçük ile ile telefon görüşmesi yaptığım yalandır”

        “Operasyon ve Lojistik Büro: Başkan Zekeriya Öztürk Üyeler: Muzaffer Tekin, Fikret Emek, Muhammet Y. Hayatımın hiçbir döneminde illegal bir yapılanma içinde olmadım. İftira-yalan”

        “Muzaffer Tekin’in Almanya’da uyuşturucu işlerini organize ettiği ve paraların

        Ergenekon Örgütü’ne aktarıldığı iddiaları karşısında Zaman Gazetesi’ne iftira davası açılmıştır. Bu işleri Muzaffer Tekin’e yaptıracak bir güç yoktur. “

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ