Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Binnaz Toprak: Yüzde 41 oy almış AKP’yi dışarıda bırakıp intikam almak yanlış olur

        KÜBRA PAR/HT GAZETE

        NEDEN KONUŞTUK?

        Prof. Binnaz Toprak hem muhafazakâr hem de laik kesime dair objektif değerlendirmeleriyle dikkat çeken, Türkiye’nin en değerli siyaset bilimcilerinden biri. Geçtiğimiz yaz, yerel seçimlerden sonra bir röportaj daha yapmıştık. CHP Milletvekili olmasına rağmen AK Parti’nin seçim başarısının ardındaki nedenleri tarafsızca anlatmıştı. O gün söyledikleri gündem yaratmış, kendi partisinin tepkisine yol açmıştı. Bu dönem siyaseti bıraktı ama yine de en tarafsız değerlendirmeyi onun yapacağına inanarak kapısını çaldım...

        7 Haziran gecesi sonuçları görünce şaşırdınız mı?

        CHP’nin yüzde 25 değil de yüzde 27 civarı almasını bekliyordum. 2011’e kıyasla oylar artmadı. Üzüldüm. Aslında seçim programı iyiydi. Hukuk devleti, şeffaflık, temel hak ve özgürlükler vardı ama kamuoyu sadece ekonomik vaatleri duydu. Keşke ötekiler de vurgulansaydı.

        O zaman CHP’nin oyu artar mıydı?

        Evet, artabilirdi. Gezi ekonomik bir başkaldırı değildi. Demokrasiyle, özgürlüklerle, insanların hayat tarzlarıyla, ülkenin giderek otoriterleşmesiyle ilgiliydi. Gençler HDP’ye özgürlük için oy verdi.

        CHP’nin oy artıramamasının tek nedeni bu mu?

        Seçim programına geç başlandı. Son 1.5 ayda yapılanların faydası olmadı. 4 yıl özellikle salı günlerini kötü harcadık diye düşünüyorum. AKP’yi eleştirmek yerine bu programdaki meseleleri anlatmış olsaydık farklı bir sonuç alabilirdik.

        “CHP seçim sürecinde kavgacı dili bıraktı ama son 4 yılda yaşananlar peşini bırakmadı” diyebilir miyiz?

        Aynen öyle. Önceki yıllar polemikle geçti. CHP’nin yüzde 25’te kalmasının bir nedeni de 4 yıl boyunca yaşanan kavgalardı. İnsanlar bu kutuplaşmadan çok sıkıldılar.

        ‘CHP’NİN EKONOMİK VAATLERİ SEÇMENE İNANDIRICI GELMEDİ’

        Peki, CHP’nin ekonomik vaatleri neden karşılık bulmadı?

        CHP ekonomik vaatlerini açıkladıktan hemen sonra hem MHP hem de HDP benzer vaatlerde bulundu. İş sulandırıldı. İnsanlar “Canım bunların hepsi atıyor” diye düşündü. Üzerine bir de AKP emekli maaşlarını artırınca CHP vaatleri fazla etkili olmadı. 2011’de aile sigortası projemiz vardı ama o da çok etkili olamamıştı. İnsanlar uzun zamandır iktidarda olmayan bir partinin vaatlerine zor inanır. Öte yandan epeyce bir süredir sosyal yardımları sürdüren bir AKP var. Üstelik bu sosyal yardımlar insanların düşündüğü gibi evlere bulgur, makarna götürmekten ibaret değil. Engellilere, okuyan çocuklara, dullara, yetimlere resmi olarak verilen yardımlar var. Belki bu da AKP’nin yıllar içindeki başarısını açıklayan nedenlerden biri. Dolayısıyla seçmen “İktidara gelir mi? Gelirse vaatlerini gerçekleştirebilir mi?” gibi düşüncelerle CHP’ye kaymadı.

        ‘AKP-CHP KOALİSYONU CHP’NİN DE İŞİNE YARAR’

        Koalisyon seçenekleri arasında size en yakın gelen hangisi?

        Kalbim üç muhalefet partisinin bir şekilde anlaşıp koalisyon kurmalarını söylüyor. Aklım ise bunun zayıf bir koalisyon olacağını söylüyor çünkü HDP ve MHP’nin arası çabuk bozulur. Her şeye rağmen AKP’nin içinde olacağı bir koalisyonun daha iyi olacağını düşünüyorum. Yüzde 41 almış bir partiyi kin tutarak dışarıda bırakıp “12 yılın intikamını alacağız” havasında yaklaşmamak gerekir. Kürt sorununu unutmaya karar verip AKP’nin üzerine yürürlerse gerginlik yükselir. Türkiye’de kutuplaşma bitmez.

        MHP-AK Parti koalisyonu?

        MHP’nin AKP’yi hizaya getiremeyeceğini düşünüyorum. MHP, 4 yıl içindeki kritik meselelerde mesela 4+4+4 eğitim sisteminde kılını kıpırdatmadı. Birtakım ciddi meselelerde AKP’ye destek verdi. Yani MHP-AKP koalisyonu AKP’nin daha demokrat olmasına, Kürt sorununu çözmesine, ortalığı sakinleştirmesine ve Avrupa Birliği’ne yaklaşmasına izin vermeyecektir. MHP de bu koalisyonla sadece Kürtler için oy veren seçmenini tutar, son aldığı oyları da kaybeder. AKP-MHP koalisyonu her iki partiye de oy kaybettirir. Dolayısıyla “AKP ve CHP koalisyonu” diyorum.

        AKP-CHP koalisyonu neden iyi olur?

        AKP-CHP koalisyonu ülkenin normalleşmesine hizmet edebilir. Laiklik ve İslamcılık kavgasından illallah geldi. Yaptığımız araş- tırmalar gösterdi ki Türkiye 1/3 ve 2/3 olarak bölünmüş durumda. 1/3, daha yüksek eğitimli, kentli, laik, sola yakın. 2/3 ise daha az eğitimli, kırsalda yaşayan ve sağa yatkın. Bu tablo yıllardır değişmiyor. CHP’nin oyu bir şekilde artsa bile yine de iktidar olamazdı çünkü Türkiye’de böyle bir sosyoloji var. Kuran ve camileri yakma iftiraları iktidar olmasına izin vermiyor. Bu hikâyeler nesilden nesile aktarıla aktarıla, CHP mütedeyyin kesimin bir kısmının kafasında nefret objesine dönüşmüş. Muhalefette kalıp kendine “Dindar” diyen bir partiyle didiş- tiği sürece bu daha da peki- şiyor. Durumun böyle olmadığını gösterebilecek tek şey AKP ile koalisyondur. Bu anlamda AKP-CHP koalisyonu CHP’ye de yarar. CHP bu adımı atar mı, atmaz mı bilmiyorum. Anladığım kadarıyla parti meclisi de örgütler de buna sıcak bakmıyor. Ama ben şahsen AKP-CHP koalisyonunu daha realist buluyorum.

        Fotoğraf: Sinan BİLGENOĞLU

        ‘MHP YANLIŞ OYUN OYNUYOR’

        Seçim sonuçlarını MHP açısından nasıl değerlendirmek lazım?

        MHP, Kürt açılımı sürecini durdurdukları takdirde AKP ile koalisyon yapabileceğini söylüyor. Bence yanlış düşünüyorlar. Onların oylarındaki artış da AKP’den kaçan oylar sayesinde oldu ama AKP’den kaçan oyların hepsi Kürt meselesi yüzünden kaçmadı. Türkiye’de laik yaşam tarzına sahip orta sınıf insanların bir kısmı, CHP yerine hep merkez sağ partilere oy veriyor. Bu insanlar merkez sağa oy verseler de laik bir anlayışa sahip, tatillerinde yurtdışına giden, paraları olan insanlar. Zamanında Demokrat Parti’ye, Süleyman Demirel’e, Turgut Özal’a vermişler. Sonra da AK Parti’ye... Ama AKP otoriterleştikçe, dini söylemlerini çoğalttıkça, Türkiye’yi Ortadoğu ateşine soktukça, Avrupa Birliği’nden uzaklaştıkça merkez sağı tercih etmek adına oylarını MHP’ye verdiler. Bu onların çözüm sürecine karşı oldukları için MHP’ye oy verdikleri anlamına gelmiyor. Bu yüzden de MHP’nin oynadığı oyunun yanlış olduğunu düşünüyorum.

        Bu durumda MHP çözüm süreci karşıtlığını sürdürerek koalisyona girmezse oy kaybeder mi?

        Tabii, kaybedebilir.

        ‘BEYAZ TÜRKLERİN ÇOCUKLARI HDP’YE BEĞENEREK OY VERDİ’

        HDP’nin yüzde 13 oyuna şaşırdınız mı?

        Şaşırmadım ama muhakkak geçecekler kanaatinde de değildim. Geçemeselerdi başkanlık sistemi gündeme gelecekti. Bu yüzden geçmelerine sevindim.

        Beyaz Türklerden HDP’ye kayan oylar sizce söylenen kadar çok mu?

        Seçim sonrası analizlerden CHP’den HDP’ye çok oy gitmediği anlaşıldı. Daha çok AK Parti’nin Kürt seçmeninden kaymalar oldu. Gençler ve stratejik (emanet) oyların da eklenmesiyle ortaya böyle bir sonuç çıktı. Aslında stratejik oylar tartışılır çünkü etrafımda konuştuğum birçok genç, oylarını isteyerek, Selahattin Demirtaş’ın söylemlerini beğenerek verdi.

        Bunlar, aileleri CHP’ye oy vermiş beyaz Türklerin çocukları değil mi?

        Evet. Seçim gecesi bir arkadaşımın kızı, Demirtaş çıktığında neredeyse ağlayacaktı.

        ‘AKP OYLARI KÜLTÜREL SONUÇ’

        AK Parti’nin yüzde 41 oy almasını nasıl karşıladınız?

        Açıkçası düşmüş olmalarına çok sevindim. Cumhurbaşkanı’nın oynadığı rolden dolayı AKP fevkalade otoriterleşmişti. Müthiş baskı vardı.

        AK Parti’nin oyları neden düştü?

        İnsanlar otoriterleşmeden memnun değildi. Güneydoğu’da Kürtlerden aldıkları oylarını kaybettiler. Her seçimden önce bir açılım oluyor, seçimden sonra unutuluyor. AKP’yi sadece dindar kesim desteklemiyordu. Onu merkez sağa yerleşmiş bir parti olarak görüp oy veren çok sayıda insan vardı. 2002 sonrasında “AKP yenilikler getiriyor, demokrasi ilerleyecek ve Avrupa Birliği’ne gireceğiz” diye düşünen çok insan vardı. O insanlar zamanla AKP’nin otoriter bir parti olduğunu gördüler ve desteklerini çektiler. Gezi sonrası gençlerin ve ailelerinin de bakış açıları değişti. Öte yandan, büyük sermayenin ve TÜSİAD çevresinin uzun yıllar AK Parti’ye oy verdiği kanaatindeyim. Büyüme düşmeye baş- ladı, dolar ve enflasyon yükseldi. Ekonomi için AKP’ye oy verenler de bu yüzden uzaklaştı. Kendi seçmeni de yolsuzluklardan ve Egemen Bağış’ın “bakara makara” olayından sonra dine zarar verdiklerini düşünerek oylarını çekti. Anadolu’da paralel diye lekeledikleri işadamları ve tarikatlar da desteklerini çekmiş olabilir.

        Peki, yüzde 41’i nasıl korudular?

        Çekirdek kadroları var tabii ki... Ben bu kadronun ekonomik değil, kültürel olduğunu, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana mütedeyyin kesimle laik kesim arasındaki ayrışmayla bağ- lantılı olduğunu düşünüyorum. AKP döneminde zenginleşen, kamuda görünür hale gelen ciddi bir mütedeyyin kesim var. Bu insanlar kendilerini eşit vatandaşlığın bile ötesinde, imtiyazlı kesim olarak görmeye alıştılar. Kazandıklarını kaybetme korkusuyla AKP’yi destekliyorlar.

        AK Parti’ye giden oyları böyle açıklamak yeterli mi? Ekonomik istikrar, yatırımlar, sağlık sistemi gibi gelişmelerden memnun kalmış olamazlar mı?

        Ekonomideki darboğaz yüzde 41’e de dokunmuş olmalı. Buna rağmen oylarını tutuyorlarsa bunun kültürel bir mesele olabileceğini düşünüyorum.

        ‘POLİTİKAYA AYAK UYDURAMADIM’

        Bu dönem neden tekrar aday olmadınız?

        CHP’de daha etkin olacağımı düşünüyordum. Yenilenecek bir CHP hayal etmiştim. Elimi taşın altına koymaya hazırdım ancak olmadı. Aslında politikaya pek ayak uyduramadım. Gazeteciler sorduğunda “CHP iktidara gelecek” diyemiyorum çünkü bunu göremiyorum ama politika bunları söylemeyi gerektiriyor. AKP yaptığı bütün hatalara rağmen bu kadar oy alabiliyorsa “İnsanlar aptaldır” mı diyeceğiz?

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ