Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem İstanbul Türkiye birincisi Hasan Can: 5 kuruş borcumuz yok

        Esra BOĞAZLIYAN / GAZETE HABERTÜRK

        Andy-Ar’ın ‘Yerel Yönetimler Performans’ Araştırması’na göre; Anadolu yakasında ‘hizmet’ kategorisinde birinci sırada yüzde 68.8 oranla Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can var. Başkan Can’la Ümraniye’yi gezdik, hayata geçirdiği projeleri, yapmak istediklerini konuştuk...

        -Anadolu yakasında ‘Belediyelerin hizmetlerinden memnun musunuz’ kategorisinde birinci sıradasınız. Hangi projeler sizi bu sonuca ulaştırdı?

        Biz sadece görevimizi yapıyoruz. Takatimizin yettiği kadar bunu yapmaya çalışacağız ama yarın bir gün bu görevi bırakacağız. Bıraktığımız zaman geriye dönüp bakınca ‘Şuna da gücümüz yetiyordu ama niye yapmadık’ diyeceğimiz bir şey kalmasın istiyoruz. Her şeyi elbette ki yapamayız, mutlaka eksikler kalacaktır ama imkanların el verdiği her şeyi yapmalıyız. Mesaimiz bitti demiyoruz. Ümraniye halkının, çağdaş belediyeciliğin bütün imkânlarından yararlanması misyonumuz. Vizyon olarak çıtamız halkımızın çağın bütün imkanlarıyla buluşturmak. Kendi emsalimiz olan benzer belediyelere örnek olmayı hedefleyen bir vizyon çizdik.

        Ben 1961’den beri Ümraniye’deyim. Burayı çok iyi biliyorum. Bu çok önemli bir avantaj. Bir yerde bir problem varsa onun kaynağını biliyorum ben. Buranın eskisini bilmeyen bunu yorumlayamaz. Bizim Kavaklıdere Caddesi’nin dere olduğu zamanı biliyorum. Şu anda cumartesi pazarının kurulduğu Marmara Caddesi üzerinden çarşıya kadar olan alanın buğday tarlası olduğu ve öküzlerle harman dövüldüğü zamanı biliyorum. Bunun bana sağladığı büyük bir avantaj var. Gözüm kapalı nerede ne sorun var gitmeden bilebiliyorum. Burada hangi kişiler nasıl bir tavrın içinde olurlar, kim ne der çok iyi biliyorum. Burası bir mozaik.

        • “Bazı belediyelerin arazileri var, oraları satıp kaynak yapıyor ama bunun bir sonu var. Bizim satacak arazimiz yok, dolayısıyla biz başka kaynak üretmek zorundayız.”

        -Üçüncü döneminizdesiniz. Ümraniye’de neyi yaptınız, neyi yapamadınız?

        2004 yılında göreve geldim, Ümraniye 1963’te belediye oldu. 41 sene boyunca burada yapılan ve bugüne kadar gelen bir tane kalıcı eser yoktur. Ya yapmamışlar ya da yapmak kısmet olmamış ama biz son on iki yılda kültür merkezi, bilgi evi, sağlık ocağı gibi kalıcı eserlerden bahsediyorum, yaptığımız kalıcı eser sayısı üç yüz civarı. Bütün bunları yaptık ve borcumuz da yok. Biz bile düşünüyoruz bu kadar iş yaptık nasıl borcumuz olmadı diye. Borç derken kamuya olan borçtan bahsediyorum. Müteahhide olan borçtan bahsetmiyorum, zaten ona borcunuz yoksa hiçbir şey yapmıyorsunuz demektir. Bütçe kapsamı içinde şu yolu yapmaya karar verip ihale ettiniz, o yol yapılırken müteahhit üçte birini yapar ve bir hakediş alır onun ikinci hakedişe kadar ödersiniz, üçe kadar ödersiniz ama bunu borç sayamayız, çünkü bu zaten bütçe gider planı içinde olan bir şey. Kamuya veya devlete, SKK, vergi borcunuz varsa, iller bankasına borcunuz varsa borçtur ama bizim beş kuruş borcumuz yok. Borç yapan yanlış yapmış demiyorum bu sadece benim politikam. Kaynak üretiyoruz. Akıllı tasarruf ediyoruz. Belediyelerin iş makineleri vs. kiralıktır. Bunlardan kurtulmaya karar verdim. Taksitle iş makinesi aldım. 15 milyon sadece akıllı bir projeyle kasada kaldı. 50 bin esnaf var Ümraniye’de, ben göreve geldiğimde sadece dört bin tanesinde ruhsat vardı. Kırk kişilik bir ekip kurduk, Vatandaşın ayağına gidip ruhsatlandırdık. Senede bir buçuk milyon ruhsat harcı geliri varken bu olaydan sonra 7-8 milyon olmuş. 4 bin olan ruhsatlı işyeri sayımız bugün 40 binlere geldi. Ve yamayı yırtığa denk getirdik.

        ÖNE ÇIKAN HİZMETLER: SOSYAL DESTEK, SAĞLIK, KÜLTÜR

        “Ben büyükşehir belediyesi değilim, ilçe belediyesiyim sonuçta yapabileceklerim kısıtlı ama kültür merkezleri, bilgi evleri, sağlık ocakları, muhtarlık binaları yaptık. 35 mahalleye 35 sağlık ocağı yaptık mesela. Destek verdiklerimizi saymıyoruz, temelden tavana yaptıklarımız bu sayıda. Yolu yaparsın, kaldırım, park yaparsın, kültür sanat hizmeti sunarsın ama aç adamın karnına bir faydası var mı bunun? Vatandaşın temel ihtiyaçlarının karşılanması çok önemli. Biz bunları karşılarken kim olduğuna bakmıyoruz. Ümraniyeli midir diye bile bakmıyoruz. Kapımızı biri çaldıysa geri çevirmiyoruz. Eskiden ihtiyaç sahiplerine sosyal yardımları koliyi omzumuza koyup götürüyorduk. Şimdi sosyal destek kartımız var. Belirlediğimiz ihtiyaç sahiplerine bu sosyal kartı veriyoruz. Aylık puanı yüklüyoruz. Sosyal Market’te o kartı tıpkı kredi kartı gibi kullanıp neye ihtiyaçları varsa alabiliyorlar.

        'FİNANS MERKEZİ ZATEN BİZE AİTTİ'

        -Tabii bir de Ümraniye deyince Finans Merkezi geliyor akıllara... Geçen yıl Finans Merkezi’nin kurulacağı Barbaros Mahallesi’nin Ümraniye’ye bağlanması çok tartışılmıştı...

        Finans Merkezi’nin bulunduğu alan zaten Ümraniye Belediyesi’ne aitti. Tapu kadastro işlemleri, vergisi, nüfus idaresi Ümraniye’ye aitti. Buradaki seçmenler Ümraniye için oy kullanıyordu. Çöpünü biz alıyor, temizliğini biz yapıyorduk. Torba tasarıdaki Ümraniye ve Ataşehir’in ilçe sınırlarını yeniden belirleyen kanun maddesinde sınır değiştirilmedi, sadece netleştirildi. İki ilçenin sınırları, 2008’de saptandı. Fakat mahalleler tarif edilirken bazı teknik hatalar yapılmış, Atatürk ve Barbaros mahallelerinin kuzey kısımları, söz konusu karayollarının kuzeyinde kaldığından Ümraniye’de olduğu halde kanunda Barbaros Mahallesi zikredilmemiş. O-4 ve E-80 karayolunun güneyi Ataşehir, kuzeyi Ümraniye. Söz konusu mahalle İstanbul Finans Merkezi’nin yapılıyor olması nedeniyle kıymete bindi. Finans Merkezi’nin ilçeye maddi faydalarının yanında, dünyanın fon şirketlerinin konuşlanacağı muazzam mekânlar olacağı gerekçesiyle ilçenin tanınırlığı açısından faydalı olacak.

        • “Akıllı tasarruf projesiyle ayda 1 milyon 250 bin lira ödediğimiz kamyonlara ve iş makinelerine aylık 750 bin lira taksitle 24 ayda sahip olduk. Böylece 15 milyon kasada kaldı.”

        'DEPREME EN HAZIR İLÇEYİZ'

        -İstanbullunun en büyük ihtiyaçlarından biri de yeşil alan. Sizde durum ne? Yeşil alan ve park artırma için çalışmalar var mı?

        Ümraniye genelinde 900 bin metrekare park alanı var ve 252 parkımız var. Bunların 120 tanesi bizden önceki kırk senede yapılmış. Geri kalan 130 tanesinin son 12 yılda biz yaptık. Ama metrekaresi onlar 279 bin metrekareymiş biz 630 bin metrekare yapmışız. O kırk yılda yapılan parklar eskimiş, biz onların yerine otomatik sulama sistemiyle yeniden yapmışız. Yani bu ne demek, aslında hepsini biz yapmışız. Yeşil alanlarımız var bizim ilçeyle iç içe Çırçır Ormanları, Çekmeköy’e giderken ormanlık alanlarımız var. Beykoz’un, Çekmeköy’ün, Şile’nin çoktur bizim de bir miktar var. Tamamı 8 milyon metrekareye yakın yeşil alan. Bizim nüfusumuz 700 bin. Bölerseniz kişi başına 11 metrekare düşer. Avrupa standardı yedi buçuk metrekare.

        -Malum ilçe belediyelerinin gündeminde kentsel dönüşüm var. Ümraniye denince yüksek katlar, siteler geliyor. Bir yandan da o göçle gelen kısmın dönüşümü var. Kentsel dönüşüm ne aşamada?

        Kentsel dönüşüm konusunda biz göreve gelir gelmez bu şehirde kaçak yapı olmayacak dedik. Hava fotoğraflarını çektik, bunları çekmemiz kendi elimizi bağlamamız anlamına geliyor. Çünkü oradaki her bir karecik orada bina var mı yok mu, kaç katlı bunu dahi gösteriyor. Dolayısıyla kaçak yapı bizim zamanımızda yapıldıysa o fotoğrafta var, yok yapılmadıysa önceden yapılmış demektir. Biz kaçak yapıyı bıçak gibi kestik. Öteki taraftan yasal yapının da önünü sonuna kadar açtık. Her türlü kolaylığı sağladık. Şu ana kadar 295 bin civarında yapı stokumuz var. Bunun 50 bini işyeri, kalanı konut. Bu konutların ve işyerlerinin 165 bini bizim zamanımızda yapılmış. İlçenin yüzde 60 üzerindeki kısmı bizim zamanımızda yapıldı. Bunun en önemlisi kentsel dönüşüm denince akla TOKİ, KİPTAŞ geliyor ama hayır devlet kaynağı falan değil. Biz vatandaşa alternatif sunmuşuz ya da vatandaş alternatifini kendi kurgulamış. 165 bin yeni konut yapılmış, bunun 100 bini boş alana yapılmış. 65 bin tanesi bina varmış yıkılıp yapılmış. Bu şekilde başka ilçe yok. Bazı ilçelerde kentsel dönüşüm falan deniliyor, biraz da abileriyim ben onların ‘Kalkıp gidin benim yanımda konuşmayın, benim rakamıma hiçbiriniz ulaşamazsınız’ diyorum. Ama tarihi kent bilmem ne diyorlar. Bizim tarihimiz yoksa bizim suçumuz mu? Kentsel dönüşümse buyrun şehri yeniliyoruz işte. 850 hektarda dikili alanlarımız var, aşağı yukarı 50 bin hane var burada bu rakam belki de 100 bin olacak. Önümüzdeki 8-10 yıl içinde onlar inşallah yeni imar planlarıyla çok modern ve sağlıklı mekânlar olacak. Ümraniye tepeden tırnağa yenilenmiş olacak ama şu haliyle bile İstanbul’un depreme en hazırlıklı ilçesiyiz diye düşünüyorum ama on sene sonra daha sağlıklı olacağız.

        • “İlçenin yüzde 60 üzerindeki kısmı benim zamanımda yapıldı. 165 bin yeni konut yapılmış, bunun 100 bini boş alana yapılmış. 65 bin tanesi yıkılıp yapılmış. Bu şekilde başka bir ilçe yok. Benim rakamıma kimse ulaşamaz.”

        -İmar projelerinizi, yeşil alanları, tasarruflarınızı anlattınız. Peki ya sosyal projeler? Vatandaşın günlük yaşamını bire bir etkileyecek, belki de sorunlarından uzaklaşmasını sağlayacak hizmetler?

        Diğer bir nokta kültür ve sanat. İnsanlar sadece etle kemik değil. Ruhlarının da kültürle ve sanatla buluşması lazım dolayısıyla biz Ümraniye’yi bir kültür ve sanat vadisi haline getirdik. Bir tane kültür merkezi yoktu şu anda irili ufaklı üstelik mahalle ölçekli, aylık kültür kitapçığımız var. Her gün burada herkesin ilgilenebileceği bir seminer, konferans, söyleşi, tiyatro, sinema, çocuk oyunu mutlaka vardır. Bugün nereye gidelim dediğiniz zaman bu mahallede, yoksa bir sonrakinde mutlaka vardır. Yağlıboya resim yarışması, şiir yarışması ve hikâye yarışmalarımız uluslararası niteliktedir. Dereceye girenlere para ödülümüz var, aynı zamanda o hikâyeleri kitaplaştırıyoruz. Birçok üniversiteyle sempozyumlar yaptık. Bunları suya yazılan yazı gibi yapmıyoruz. Tebliğler ve tartışmalar kayda alınıyor ve çözümleniyor. Sonra kitap haline getiriliyor. Şu anda beş altı tane kitabımız var. Bilimsel kitaplar bunlar. Geçenlerde ramazan sempozyumumuzla ilgili İslami Araştırmalar Merkezi’nden yazı aldık. Böyle kültürle ve sanatla buluşan bir şehir oluşturduk yani.

        'METRO GELİYOR, İSTANBUL'UN HER YANIYLA ULAŞIMI SAĞLAYACAĞIZ'

        -Bir de metro projeleri var. Ümraniye-Çekmeköy-Sancaktepe ve Ümraniye-Göztepe-Ataşehir... Ne zaman hizmete girecekler?

        Dudullu’dan Bostancı’ya bir hat gidecek şimdi ihalesi yapıldı. Bir de Göztepe’den Kozyatağı’ndan Finans Merkezi, Atakent, İstiklal Mahallesi, belediye binası, gecekondu mahallesine kadar gidecek bir metro hattı daha var. Bunlar yapıldığı zaman İstanbul’un her tarafıyla ulaşımı sağlayacak imkâna sahip olacağız.

        'BAZI NOKTALARI YAYALAŞTIRIP PRESTİJ CADDELERİ YAPIYORUZ'

        ‘Alemdağ Caddesi ve Sütçüimam Caddesi’ni prestij cadde haline getirmeye çalışıyoruz ve Alemdağ Caddesi’nin özellikle karakol durağındaki metro hattından eski belediye binasına kadar olan yaklaşık bir kilometrelik alanı trafiğe kapatıp metro açılmadan burayı bir an evvel hayata geçirelim istiyoruz. Çünkü şehir demek biraz da bu tür fonksiyonların olduğu yerler demek. Mesela Çiftlik Sokak vardı bizim çarşıda orayı yayalaştırdık ve etraftaki binaları giydirdik, ortadan şelale akıttık dolayısıyla insanlar orada gelip fotoğraf çektiriyor. Bizim Kavaklıdere Caddesi var eskiden orada dere vardı arkada. Şimdi de dere akıyor oradan.”

        'ÖVGÜYÜ VE AŞIRI ELEŞTİRİYİ CİDDİYE ALMAM'

        “Eleştiri olsa da ben hangi eleştiriye bakarım? Halk günümüz vardır, toplantımız vardır orada söylenenleri çok dikkate almam ben. Şikâyeti dikkate almam manasında söylemiyorum. Övgü varsa onu kaale almam. Aşırı eleştiri varsa onu da kaale almam. Eğer somut bir şey varsa onu alırım. Çünkü insanlar bizimle karşılaşmayı umut ettikleri yerde bu cümleyi söylüyorlarsa kafada plan var demektir ama yolda giderken spontane gelişen durumlarda ‘Başkanım bizim şöyle bir problemimiz var’ derse buna itibar ederim. Çünkü beni göreceğini bilmiyordu, kafasında bir plan yoktu. Benim için önemli olan budur. Şehre bir katma değer getirdiğimizi düşünüyorum.”

        '2. SOSYAL MARKET ÇOK YAKINDA'

        “Ümraniye ’de yaşayan dar gelirli ailelerimize göreve geldiğimiz ilk günden beri gıda yardımı yapıyoruz. Fakat hazırlanan kolilerin içinde her zaman ailelerin ihtiyaçlarını karşılayan erzak ve eşyalar olmaması gerekçesiyle, onlar için bir market kurduk. Akla gelebilecek her türlü gıdanın yanında giyecek ve ayakkabıya kadar birçok ihtiyacı karşılayan ürünlerin bulunduğu Sosyal Marketimiz, İnkılap Mahallesi’nde hizmet veriyor. Bu marketten belediye tarafından verilen puan dolu kartlarla gönüllerince alışveriş yapan vatandaşlarımız, yakında 2. Sosyal Market’e kavuşacaklar.”

        • “11 yıllık sürede 20 kültür merkezi, 28 bilgi evi, 30 aile sağlığı merkezi, 35 muhtarlık hizmet binası, 8 cami, 56 prestij cadde, 31 prestij sokak, yaklaşık 250 park, 5 yeni yol, 2 üstgeçit olmak üzere 300’ün üzerinde kalıcı eser kazandırdık.”

        KADINLARA VE SANATÇILARA ÖZEL ÇARŞI

        “Sosyal Yardım Projeleri kapsamında hayata geçirdiğimiz projelerden biri de ‘Hanımeli Çarşısı.’ Bu çarşda farklı renklerde tasarlanan 18 adet dükkân bulunuyor. Maddi durumu iyi olmayan, eşinden ayrılmış ya da eşi vefat etmiş hanımlar, evlerinde yaptıkları ürünleri 15 gün boyunca kendilerine tahsis edilen dükkânlarda satabiliyor. Ümraniye Sondurak’ta bulunan ‘Hanımeli Çarşısı’, her 15 günde bir farklı kişileri ağırlayarak hanımların aile bütçelerine katkıda bulunmalarını sağlıyor. Bir de sanatçılara hizmet etmek ve onlara rahatça çalışabilecekleri bir ortam sağlamak için açtığımız Sanatkârlar Çarşısı var. Burası da da tezhip, ebru, cam işleme, müzik evi, antika, minyatür, çini, fotoğraf gibi sanat alanlarında 15 adet dükkân ve 2 sergi salonundan oluşuyor. 8 dükkânı çok cüzi miktarlarla sanatçılara kiralıyoruz.”

        HER MAHALLEYE BİLGİ EVLERİ

        “Rutin belediye faaliyetleri dışında, vatandaşlarımız için gerçekleştirdiğimiz eğitim ve kültür faaliyetlerinin ulaşılabilirliğinin artması adına neredeyse Ümraniye’nin her mahallesine bilgi evleri ve kültür merkezleri yaptırdık. 20 kültür merkezi ve 28 bilgi evi büyük ilgi görüyor.

        'ANKET, KARANLIKTA FENER GİBİDİR'

        Ben bu ilçenin belediye başkanıyım. Dolayısıyla burada her kim varsa hepsine eşit hizmet götürmek zorundayım ve benden eşit hizmet almak gibi bir hakka sahip bu insanlar. Çok fazla anket yaptıran biriyim şunu çok iyi bilirim ki anket, gece karanlıkta elinizdeki fener gibidir. Onsuz yolunuzu şaşırırsınız. Senede iki anket yaptırırım. Her birini değişik iki firmaya yaptırırım. Kendimi kandırmak değil, doğruyu görmek istiyorum.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ