Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Televizyon İlber Ortaylı: Burası Türkiye, her köşesinde olmadık bir çiçek açar...
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Bloomberg HT'de çarşamba akşamları ekrana gelen "Fatih Altaylı ile Bire Bir" bu hafta da renkli konukları ve keyifli sohbetleriyle izleyicileri ekran başına topladı. Programın bu haftaki konukları tarihçi-yazar İlber Ortaylı, müzisyen Dilek Türkkan ve oyuncu Cem Davran oldu.

        Fatih Altaylı ile tarihçi-yazar İlber Ortaylı
        Fatih Altaylı ile tarihçi-yazar İlber Ortaylı

        "BU CUMHURİYET BAŞKA BİR CUMHURİYETE BENZEMİYOR"

        Programda Cumhuriyetin kuruluşunu anlatan İlber Ortaylı, "Ülkemiz çölde değil, Ekvator kuşağında da değil, üçüncü dünya ülkesi de değil. Burası bir imparatorluk, Roma İmparatorluğu’nun devamı, Sanayi Devrimi’ni de takip ediyor. Şehirleşme başlamış. Bunların çeşitli problemleri var. Ve bu ülke bunların üzerine kurulmuş." diyerek, ekledi: "Bu Cumhuriyet herhangi bir cumhuriyete benzemiyor. Bunu kuran insanlar da çok mühimdir bu yüzden. Bu Cumhuriyet’ten faşizm, Hitler Almanya’sı çıkarmaya çalışanlar yüz karasıdır!"

        Ortaylı, şöyle devam etti: "Eski Türkiye niye kötü olsun! Halil İnalcık, benim hocam, eski Türkiye’nin adamıdır. Almanca, Fransızca biliyor, 60’ında İtalyanca öğreniyor. Onlar böyle bir nesil... Burası mucizeler ülkesi... Burası Türkiye, her köşesinde olmadık bir çiçek açar..."

        Fatih Altaylı, İlber Ortaylı, Dilek Türkan, Cem Davran
        Fatih Altaylı, İlber Ortaylı, Dilek Türkan, Cem Davran

        "ATATÜRK BİR DAHİDİR"

        Atatürk’ün bir dahi olduğunu belirten İlber Ortaylı, şunları söyledi: “1. Dünya Savaşı öncesinin Avrupa’daki kurmayları iyi eğitimli ve çok kültürlüdür. Bir Latin atasözü şöyle diyor: ‘Kendi zaferini yenen adam iki kere galiptir..’ Enteresan bir adam O... 1. Dünya Savaşı’nda birçok komutan var ama hiçbiri adından daha sonra Atatürk kadar söz ettirmemiştir."

        Atatürk'ün kendi yazdırdığı Özsoy Operası’nın beğenmediğini ama o operada sesi güzel olan sanatçıları Almanya’ya eğitime gönderdiğini söyleyen Ortaylı, Atatürk'ün Türk Sanat Müziği’ni yasakladığı iddialarını da yalanladı: "Atatürk Türk Sanat Müziği’ni yasaklamamıştır. Halkın hep aynı şeyi dinlememesini yeni şeyler de dinlemesini istemiştir. ‘Musiki Üzerine Düşünceler’de bu konudaki düşüncelerini anlatır.”

        REKLAM

        Yeni açılan AKM’de Aida Operası’nı izlediğini ve beğendiğini belirten İlber Ortaylı, “Benim için opera binası Haydarpaşa Garı’dır...” diye konuştu.

        "TÜRK MUSİKİSİNİ ÇOK SEVİYORDU"

        Programda Atatürk’ün sevdiği şarkıları seslendiren müzisyen Dilek Türkan ise Atatürk’ün Türk Musikisini çok sevdiğini ve icracılarla da arasının iyi olduğunu belirtip, ekledi: “Ancak bugün Atatürk’ün sevdiği şarkılar deyince 10-15 şarkı arasında gidip geliyoruz. Bunların bazıları da Rumeli türküleri. Ancak onun sevdiği eserler bunlarla sınırlı değil. Maalesef yazılı kaynak çok az. Nota yok. Kayıt da yok. Onun sevdiği şarkı diye dinlediğimiz birçok eser aslında o eser değil.”

        Müzisyen Dilek Türkan
        Müzisyen Dilek Türkan

        "CUMHURİYET MÜZİĞİ DE ÖZGÜRLEŞTİRDİ"

        Atatürk’ün çok sevdiği ‘Yanık Ömer’ türküsünü seslendiren Türkan, eserin hikayesini de anlattı:

        “Atatürk bir akşam bir buluşmada Safiye Ayla’ya ‘Bilmediğimiz bir eser söyle’ diyor. Sayfiye Ayla da ‘Yanık Ömer’i seslendiriyor. Atatürk çok beğeniyor. Kimin bestesi olduğunu soruyor. Safiye Ayla, Sadettin Kaynak’ın bestesi olduğunu söylüyor. Atatürk, ‘Çok güzel, dünyanın neresinde söylersen söyle sevilir’ diyor.”

        Cumhuriyetin müziği de özgürleştirdiğini belirten Dilek Türkan, daha sonra yine Atatürk’ün sevdiği, ‘Felekten Saadet Çalınmaz’ ve 'Fikrimin İnce Gülü' adlı şarkıları seslendirdi.

        Oyuncu Cem Davran
        Oyuncu Cem Davran

        "PANDEMİNİN GÖBEĞİNDE TİYATRO KURDUM"

        Usta oyuncu Cem Davran da programda pandemi sürecinde tiyatroların yaşadığı zorlukları anlattı:

        “Ben pandeminin göbeğinde tiyatro kurdum. Ancak birçok arkadaşımız zor zamanlar geçirdi. Mesela bir tiyatro yasamız yok. Kültür Bakanlığı ‘Özel tiyatrolara yardım yapacağız’ dedi. Yüzlerce tiyatro başvurdu. Yarısını tanımıyorum. Sahnedeki sanatçıların dışında sahne arkasındaki dekorcu, ışıkçı, set teknisyeni arkadaşlarımız yaşadıkları zorluklar nedeniyle tiyatroları bırakıp başka işlere yöneldi. Onlar da bizim ustalarımız. Onları yetiştirmek çok zor. Tiyatrolar için büyük kayıp oldu bu insanlar.”

        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ