Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Yeni tehlike Aedes: Uzmanlar uyardı! Aedes sivrisinek ısırığı belirtileri ve zararları neler? Zika virüsü taşıyan Aedes sivrisinek ısırığı nasıl geçer, tedavisi var mı?
        1

        Aedes sivrisinek ısırığı belirtileri ve zaraları araştırmaları son günlerde hız kazandı. Özellikle dere yataklarında görülen Aedes sivrisineği İstanbul'da pek çok yerde görülmeye başlandı. Özellikle hamileleri tehlikeye atan sivrisinek ısırığı anne karnındaki bebeğin beyninin küçülmesine neden oluyor. Uzmanlar ilaçlamanın tek çözüm olmadığını dile getirirken "Zika virüsü taşıyan Aedes sivrisinek ısırığı nasıl geçer, tedavisi var mı?" soruları gündemdeki yerini koruyor. İşte Aedes sivrisinek ısırığı belirtileri ve tedavisi hakkında merak edilenler...

        2

        UZMANLAR UYARDI!

        Prof. Dr. Ahmet Akçay, İstanbul çevresinde görülmeye başlanan ve bulaştırdığı zika virüsüyle sarıhumma hastalığına neden olan "Aedes" türü sivrisineklerin çocuklar üzerinde sokma işleminden sonra normal sivrisineğe oranla daha büyük ve yara formunda belirtiler bıraktığını gördüklerini söyledi.

        "Aedes" türü sivrisineklerin insanları ısırdıklarında normal sivrisineğe oranla daha büyük yara formunda belirtiler bıraktıkları, alerjik ve immünolojik rahatsızlıklara neden olduklarına ilişkin uyarı yapan uzman doktorlar, vatandaşlardan önlem almalarını istedi.

        3

        AEDES SİVRİSİNEK ISIRIĞI BELİRTİLERİ NELERDİR?

        Özellikle dere yatağına yakın yerlerde sıklıkla görülmeye başlayan Aedes sivrisineğinin belli başlı belirtileri bulunuyor. Sivrisinek, soktuğu çocuklarda normalinden daha büyük bir yara bırakıyor. Sinek ısırığı sonrası bacağın kaşınmasıyla iz, normal sinekten daha büyük gözüküyor.

        Aedes cinsi sivrisinekler, özellikle daha önceleri Afrika ve Asya'da yaygın olarak bulunan sineklerdir. Bunlar da zika virüsünü bulaştıran sineklerdir. Özellikle dünyada araba lastiklerinin dolaşımının artmasıyla birlikte bu sivrisinekler yayıldı.

        4

        AEDES ISIRIĞI NASIL GEÇER?

        Spesifik Aedes sivrisinek ısırığının nasıl geçeceğine dair bir bilgi yok. Herhangi bir sivrisinek ısırığı için yapılan uygulamalar devam edilebilir.

        Bunun dışında, kökten çözüm için Dr. Kenan Midilli, "İlaçlama uzun vadeli başarılı olan bir yöntem değil. Çok çeşitli yöntemlerin bir arada kullanılması gerekiyor" dedi. Midilli, "Bataklıkların kurutulması lazım, biyolojik yöntemler var, sivrisinek larvalarını yiyen balıklar var" açıklamasında bulundu.

        5

        YAYILMACI BİR TÜR!

        Alerji ve Astım Derneği Başkanı, Çocuk Alerji ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Akçay, Aedes türü sivrisineklerin Doğu Karadeniz bölgesinde, Artvin'den başlayarak Giresun sınırına kadar yerleşik bir popülasyona ev sahipliği yaptığı ve Batum'dan Kırım Yarımadası'na doğru yayılım gösterdiğini kaydetti.

        Aedesin virüs taşıma, bulaş gösterme kapasitesi yüksek ve yayılmacı bir tür olduğunu belirten Akçay, bu türün adaptasyon özelliği sayesinde artık yalnızca yaz aylarında değil, mart ve kasım ayları arasında da hızlı gen aktarımı aracılığıyla hayatta kalabilme yeteneğini geliştirebildiğini bildirdi.

        6

        5-7 YILA KADAR ORTA ANADOLU BÖLGESİNE YAYILABİLİR!

        "Aedes albopictus" türünün Türkiye'nin batısında İstanbul ve Trakya'dan, doğu tarafında ise Doğu Karadeniz bölgesinde Giresun'a kadar yayılım gösterdiğini anlatan Akçay, batı tarafta Kocaeli ve Giresun arasında yayılım gösteren bu vektörün 5-7 yıl içerisinde Orta Anadolu bölgesine kadar yayılım gösterebileceğinin tahmin edildiğini aktardı.

        Prof. Dr. Akçay, tek seferde 200'den daha fazla yumurta bırakabilen Aedes sivrisinek türünün, spesifik olarak ağaç kovuklarında, ağaç kök noktalarında oluşan su birikintilerinin içlerinde, atık lastiklerin iç kısımlarında ve longozlarda ürediğine dikkati çekti.

        Yaz aylarında geceleri daha sık görülebilen sivrisinekler için yapılan ilaçlamaların yeterli olmadığını vurgulayan Akçay, "Aedes türü, tipik olarak kapalı yerlerde bekleyen ve gizlenen bir tür olup, en fazla 100 metrelik bir menzilde uçabiliyor. Yumurtalarını bina çevrelerinde yer alan su depolarında, yağmur suyunu muhafaza edebilen araç lastiklerinin içlerinde, dekoratif havuzlarda, boş içecek ve yiyecek kaplarında, çatı katı veya saksı gibi yerlere bırakıyor" bilgisini verdi.

        7

        "İLAÇLAMA UZUN VADELİ VE NET BİR ÇÖZÜM YOLU DEĞİL"

        Akçay, Aedes cinsi sivrisineklerin, başlıca dış mekanlar olsa da hem iç hem dış alanlarda kan emen, saldırgan bir sivrisinek türü olduğunu belirtti.

        Aedes sivrisinek ısırığının nasıl geçeceği konusunda spesifik bir bilgi bulunmadığını, ancak herhangi bir sivrisinek ısırığı için yapılan uygulamaların aynılarının uygulanabileceğini bildiren Akçay, "Bunların dışında kökten çözüm odağından bakıldığında ilaçlama uzun vadeli ve net bir çözüm yolu değildir. Çok daha farklı çözüm yöntemlerinin birlikte kullanılması bizi esas sonuca götürür. İlk olarak bataklıkların kurutulması gerekir. Biyolojik yöntemlerin oluşması gerekiyor, zira sivrisinek larvalarını yiyen balıklar hala var" ifadelerini kullandı.

        Prof. Dr. Akçay, bu türe özellikle dere kenarlarına yakın bölgelerde rastlandığına işaret ederek, "Aedes sivrisineğinin ana belirtilerini gözlemlediğimizde çocuklar üzerinde sokma işleminden sonra normal sivrisineğe oranla daha büyük ve yara formunda belirtiler bıraktığı sonucunu görmekteyiz. Sivrisinek ısırığından sonra ısırılan bölgelerin kaşınması sonrası kalan izleri incelediğimizde ise normal sivrisinek izlerine oranla daha derin ve büyük formda olduğu rastladığımız bulgular arasındadır." açıklamasında bulundu.

        8

        "ANTİALERJİK İLAÇLAR KULLANILABİLİR"

        Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Üyesi Doç. Dr. Fatma Merve Tepetam da Aedes türü sivrisineklerin halk sağlığı alanında en iyi tanımlanmış sivrisinek türlerinden biri olduğunu belirtti.

        Bu sivrisisinek türünün ısırdığında özellikle tropikal bölgelerde sarı humma hastalığına sebebiyet verdiklerine dikkati çeken Tepetam, "Dişi sinekler, yumurtaları olgunlaşsın diye konakçıdan kan emiyor ve ısırdıklarında konakçıya bulaştırdıkları tükürük bezi sıvısı da alerjik ve immünolojik rahatsızlıklara sebebiyet veriyor. Bu konuda vatandaşlarımız çok dikkatli olmalı" uyarısında bulundu.

        Sivrisinek ısırığında "normal reaksiyon" diye tabir edilen, ısırık yerinde yaklaşık 20 dakikada zirveye ulaşan, kızarıklık ve şişliğin oluştuğunu aktaran Tepetam, kaşıntılı, sert, nohut tanesi kadar şişliklerin 24 ila 36 saat içinde zirve yaptığını ve en geç sonraki 7 ila 10 gün içinde düzeldiklerini kaydetti.

        9

        KİMLER RİSK ALTINDA?

        Doç. Dr. Tepetam, bazı kişilerde sivrisinek tarafından ısırıldıktan sonra 8-10 saat içinde bu ısırıkların kötüleştiğini ve "skeeter sendromu" olarak adlandırılan ve 10 santimetreye uzanan kaşıntılı, ağrılı, kızarık, büyük lokal şişliklerin ortaya çıktığını, bu şişliklerin 3 ila 10 gün içinde düzeldiğini anlattı.

        Açık havada sineklere yüksek düzeyde maruz kalanlar, bebekler ve küçük çocuklar, daha önce karşılaşmadıkları yerli sivrisineklerin bulunduğu bir coğrafi bölgeye yeni gelenler veya ziyaretçiler ile bağışıklık yetmezliği olan hastaların alerjik reaksiyon açısında risk altında olduğunu belirten Tepetam, "Aslında profilaksi yapılmalı yani ısırılmadan önce önlemler alınmalı. Mesela sivrisineklerden kaçınmak için kapalı giysi, cibinlik gibi mekanik koruyucular kullanılmalı. Sivrisinek ısırığı sonrası ağır yakınmaları olan kişilere 'antihistaminik' dediğimiz alerji ilaçları uygulanabilir. Büyük lokal reaksiyonların önlenmesi için de antialerjik ilaçlar kullanılabilir." bilgisini verdi.

        Doç. Dr. Tepetam, sivrisinek ısırıklarında korunmak için şu önerilerde bulundu: "Sivrisinek ısırıklarını önlemek için aktiviteler değiştirilmelidir. Karanlıkta dışarı çıkılmamalı, sulak alanlardan kaçınılmalı. Sivrisineklerin üreme alanlarını azaltmak için ev veya diğer yakın çevredeki su birikintileri ortadan kaldırılmalı. Böcek öldürücü ilaçlar insan derisine doğrudan uygulanmaya uygun değildir. Ancak Permetrin (böcek ilacı) emdirilmiş giysiler ticari olarak temin edilebilir. Çeşitli formülasyonlarda ve konsantrasyonlarda farklı böcek kovucular mevcuttur. En etkili kovucular DEET (N,N-dietil-3-metilbenzamid) ve pikaridindir. Büyük lokal reaksiyonların tedavisinde antihistaminikler ve şiddetli reaksiyonlar için kortizonlu kremler öneriyoruz."

        Haberi Hazırlayan: Elif Büşra Cebeci

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ