Luca Kilian: "Koronavirüs ile mücadele çok zor!

"Sağlığımda çok önemli bir iyileşme var. Virüs uzaklaşıyor. 10 Mart'ta boğazımda hafif bir kaşıntı başladı, ciddi bir öksürük yoktu. 1 gün sonra bir baş ağrısı başladı ama idmanlara devam ettim.

12 Mart günü ateşim yükselmeye başladı ve doğruca doktora gittim. O da test istedi. 1 gün sonra, çok şiddetli hastalık başladı. Ateşim yükseldi, titreme başladı. Hayatımda ilk kez bir hastalıktan böylesine korktum. 4 gün sonra ateşim düşmeye başladı ve her gün daha iyi hissetmeye başladım.

Korona kesinlikle normal bir grip değil. Kendimi mental olarak hazırlamak için çok az zamanım oldu. En kötüsü olup hastalığa yakalandığında, korku seni sarmaya başlıyor. Her geçen gün daha kötü hissettiğinde de bu korku aryıyor. Şu anda tekrar vücudumun normal çalıştığını hissetmeye başladım.

10 gün sonra sağlığına kavuştuğunu belirten Kilian, "Emin olun ki bu virüse yakalanmak istemezsiniz. Ayrıca herkese uyarıları dikkate alın diyorum.

Doktorları dinleyin. Sosyal mesafenizi koruyun. Hijyen uyarılarına uyun. Birkaç hafta evinizden çıkmayın. Başka türlü bu virüsü kontrol altına alma şansı yok.

Ben bir sporcuyum, fit durumdayım ve bu virüsle savaşırken çok zor zamanlar geçirdim. Ciddi hastalığı olan insanlar, hayatını tehlikeye atacak bir virüsle karşı karşıya..."

OLİMPİYAT ŞAMPİYONU: 14 GÜNDÜR MÜCADELE EDİYORUM

Olimpiyat şampiyonu eski yüzücü Güney Afrikalı Cameron van der Burgh, 2 haftadır yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadele ettiğini ifade etti. Twitter hesabından açıklama yapan 31 yaşındaki Van der Burgh, "14 gündür koronavirüs ile mücadele ediyorum." şeklinde görüş belirtti.

Genç ve sürekli spor yapan bir insan olduğunu hatırlatan Van der Burgh, sağlıklı olmasına rağmen virüsü ağır yaşadığını kaydetti. 2012 Londra Olimpiyatları 100 metre kurbağalamada altın madalya kazanan eski yüzücü şunları aktardı: "En şiddetli semptom olan aşırı ateşin hafiflemesine rağmen, hala ciddi bir yorgunluk ve atlatamadığım şiddetli öksürük ile mücadele etmeye devam ediyorum. Eğer ufak bir yürüyüş yaparsam saatlerce bitkin kalıyorum."

AĞLATAN KORANAVİRÜS GÜNLERİ

İtalya'da dört haftadır acil durum yaşanmasına neden olan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını, Serie A'yı da derinden etkilerken koronavirüs teşhisi konan ilk futbolculardan olan Manolo Gabbiadini açıklamalar yaptı.

İtalya'da yayın yapan La Gazzetta dello Sport'a konuşan Gabbiadini, koronavirüs günlerini de anlattı. İşte Gabbiadini'nin açıklamaları...

"10 Mart Salı günü kendimi biraz yorgun hissettim. Virüs olabileceğini hiç düşünmedim. Gece boyu uyuyamamıştım. Sabah kalktığımda kötüydüm. Ancak, ateşim yüksek değildi. Saatler içerisinde ateşim bir anda 37.5'a kadar çıktı"

"Sampdoria takım doktorunu aradım. Doktor ve eşim test yapmamız gerektiğini önerdiler. Çünkü, iki küçük çocuğum var. Perşembe günü kendimi iyi hissediyordum. Doktor, o gün içerisinde beni aradı ve testimin pozitif çıktığını haber verdi"

"Bunun bir şaka olduğunu düşündüm. Hiç beklemiyordum. Ateşim düşmüştü. Hiçbir şeyim yoktu. Ancak, bu şekilde başka insanları da fark etmeden virüse bulaştırdığım düşüncesi aklıma geldi. Doktor, test yaptıktan sonra bana bir gün daha beklemem gerektiğini söyledi"

"Kendimi iyi hissetsem bile bu riski alamazdım. 'Benim bir şeyim yok.' desem ve markete gitsem, birkaç meyve seçsem birçok yaşlı insana virüsü bulaştırırdım. Hayatım o andan itibaren zindana dönerdi, vicdan azabından yaşayamazdım"

"Kaç tane insanın koronavirüslü olduğuna dair fikri yok. Bu nedenle sosyal mesafelenmeyi uygulamamız gerekiyoruz. Bu nedenle kurallara saygı duymalı ve evde kalmalıyız"

"Koronavirüs probleminin ne kadar ciddi bir problem olduğunun çok az insan farkında. Benim de hasta olduğuma dair bir düşüncem yoktu. 14 gün boyunca karantina altında olmam ve ardından tekrar test olmam gerekiyor"

"Sampdoria, beni bu zorlu süreçte ailenin bir parçası olarak gördü. Kulüpte, doktorlar dahil birçok kişide vakaya rastlandı. Bu tip zorlu zamanlar, sizi daha iyi ve sağlam bir aile yapar"

"Bergamo'da yaşayan ailem ve akrabalarım adına endişeliyim. Ailem, kendilerini eve kilitledi. Onlarla her gün konuşuyorum. En son birkaç ay önce gördüm. Bana, 'Ne zaman pencereyi açsak tek duyduğumuz şey birbirine karışan ambulans sirenleri' dediler"

FAVALLİ NELER HİSSETTİ?

İtalya 3. Ligi olan Serie C'de Reggiana forması giyen Alessandro Favalli de geçen günlerde koronavirüse yakalandıktan sonra neler hissettiğini ve hayatını nasıl sürdürdüğünü anlatmıştı. Favalli'nin açıklamalarıysa şöyleydi:

"2 Mart'ta uyandığımda kendimi rahatsız hissediyordum. Ateşim vardı, başım ağrıyordu ve gözlerim yanıyordu. Gece boyunca zaten semptomlarım vardı ve tüm gece titremiştim. Şüphelendim ama ocak ayında da grip olmuştum. Ailemi aradığımda hepsinin aynı belirtileri olduğunu öğrendim. Birkaç gün önce birlikte bir aile yemeğimiz olmuştu"

"Koronavirüsün etkisi medyada ve bölgemdeki insanlarda artmıştı ki hepimize ne olduğunu anladım. Ateş asla 37.8 derecenin üzerine çıkmadı. Üç gün boyunca böyle geçti ve Cuma günü de iyi hissediyordum zaten"

"Acı veren bir baş ağrım vardı ama bu da uzun sürmedi. Kendim için gerçekten korkmadım ama hiç bu kadar kötü hissetmemiştim. Çünkü belki benden daha ağır etki gösterecek farklı yaşta ve direnç seviyesinde akrabalarım için endişeliydim"

"Eşim Miriam'da hiçbir semptom yoktu. Ona zarar vermek istemedim. İştahımla ilgili hiçbir sorunum olmadı ama hiçbir şeyi tadamadım veya koklayamadım da bunu zaten yaygın gripten de biliyordum"

"Karantina zihinsel olarak oldukça zorlu. Daha sosyal bir hayata alışkınım. Eşimle yaşıyorum, ailem ve arkadaşlarım burada. Her gün takım arkadaşlarımla antrenman yapıyorum"

"Asıl mesele, herkesin yakında bunu aşması... Gerisi çok da önemli değil. Son haftalarda şimdiki ve eski takım arkadaşlarım, yöneticiler, taraftarlar beni çok etkiledi. Her gün beni aradılar, binlerce mesaj aldım. Tüm insanlar ben ve ailem için endişelendiler. Eğer bu virüse pozitif yanıyla bakmak gerekirse etrafınızdaki insanların ne kadar önemli olduklarını bana gösterdi"

"Balkonlarda şarkılar söyleyen, müzik yapan insanlar beni çok etkiledi. Köyümde hiçbir şey olmadı çünkü çok küçük ve genelde tarlalar var. Onları televizyonda gördüm ve sadece gülümseyebildim. Bu tipik bir İtalyan hareketiydi. Aynı zamanda milli marşımıı söyleyen insanları görmek çok duygusaldı. Fiziksel olarak yakın olamasak da hepimiz beraberdik"

"Seyircisiz de olsa ilk etapta kulüplerin ve liglerin oynamaya devam etme isteklerini görünce çok şaşırdım. Seyircisiz bile olsa bunu yapmak yanlış bir karardı. Bir oyuncunun da kişisel hayatı var ve sahada enfekte olabilir. Sanırım sorun yeterince ciddiye alınmadı"

"Eminim seyircisiz oynandığı sıralarda bir Serie A oyuncusunun test sonucu pozitif çıksaydı ligler hemen durdurulurdu. Önemli olan tek şey bu virüsle hep beraber savaşmak ve evde kalmak. Umarım yakında tekrar futbol oynamaya başlayabiliriz ama bu şu anda ikincil planda ve şimdi hayal etmesi bile oldukça zor"