İftar saatleri 7 Mayıs 2019! İftara ne kadar kaldı? İstanbul, Ankara ve İzmir iftar saatleri geri sayım aracı
2019 Ramazan imsakiyesi Diyanet tarafından yayımlandı. İl il iftar ve sahur saatleri belli oldu. İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere tüm illerin iftar ve sahur saatlerini sorgulayabilirsiniz. İşte Diyanet 2019 iftar vakitleri ve saatleri
Ramazan ayı ile beraber Ramazan imsakiyesi de merak konusu oldu. İl il ve ilçe ilçe iftar ve sahur saatleri Diyanet İşleri Başkanlı tarafından yayımlandı. İstanbul, Ankara, İzmir ve diğer illerin iftar ve sahur saatlerini haberimizde bulabilirsiniz. İstediğiniz ile göre sorgulama yapabilirsiniz. İşte iftar ve sahur saatleri
İSTANBUL İFTAR VE SAHUR SAATLERİ
ANKARA İFTAR VE SAHUR SAATLERİ
İZMİR İFTAR VE SAHUR SAATLERİ
İFTAR VE SAHUR SAATLERİ 2019
2019 RAMAZAN İMSAKİYESİ İÇİN TIKLAYINIZİFTARIN SÖZLÜK ANLAMI
Sözlükte fatr “yarmak, kesmek; yaratmak, icat etmek”, bu kökten türeyen iftâr ve fıtr kelimeleri diğer bazı anlamların yanı sıra “orucu açmak, oruçluya orucu açtırmak, başlanmış bulunan orucu bozmak veya hiç oruç tutmamak” gibi mânalara gelir. Kur’an’da fatr kökünün çeşitli türevleri kullanılmakla ve ayrıca oruçtan ve oruç tutmamayı haklı kılan bazı mazeretlerden söz edilmekle birlikte (el-Bakara 2/184-185, 187) kelime olarak iftar ve fıtr geçmez. Hadislerde ve sahâbe sözlerinde ise oruç ibadetiyle ilgili birçok ayrıntılı hüküm belirtilirken bu iki kelimenin yukarıdaki anlamlarda yaygın bir kullanıma sahip olduğu görülür. Bu mânaların her birinde iradî olarak oruca aykırı bir davranışta bulunma söz konusu olduğundan iftar âdeta imsak ve savm kelimelerinin karşıt anlamlısı gibi yer almıştır. Fıkıh literatüründe iftar kelimesi, sözlük anlamıyla bağlantılı olarak ister oruç açma isterse bozma ve oruç tutmama şeklinde olsun “oruca aykırı bir davranışta bulunma” mânasında kullanılmakla birlikte, bunlar arasında “oruçlu kimsenin vakti gelince usulüne uygun biçimde orucunu açması” mânasının daha belirgin olduğu ve kelimenin bu yönde terim anlamı kazandığı söylenebilir. Nitekim Türkçe’de de iftar “orucu açma” mânasına gelir.
İFTAR İLE İLGİLİ DETAYLAR
İslâm’ın beş esasından biri olan orucun bir parçasını oluşturan iftar İslâm muhitinde oruca denk bir ilgi ve öneme sahip olmuş, bu konuda bazısı Hz. Peygamber’in sünnetinden, bir kısmı da İslâm toplumlarının kültürel birikim ve farklılığından kaynaklanan müstehap ve mendup niteliğinde çeşitli âdâb ve gelenekler oluşmuştur. Bu yönüyle konu, klasik hadis ve fıkıh literatürünün “oruç” (savm) bölümünde “orucun sünnet, âdâb ve müstehapları” başlığı altında, oruçla ilgili eserlerde ya da Kutbüddinzâde Mehmed Muhyiddin’in Risâle fî beyâni’l-ifṭâr ve’s-sâhûr (Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 2852) ve Yûsuf b. Ya‘kūb el-Halvetî’nin Risâle fi’l-ifṭâr fî ramażân el-mübârek (Köprülü Ktp., Fâzıl Ahmed Paşa, nr. 1606) adlı eserlerinde olduğu gibi bazı müstakil çalışmalarda, ayrıca sosyal ve kültürel boyutuyla kültür ve medeniyet tarihi kaynaklarında ele alınmıştır.
İFTAR HADİSLERİ
Hadislerde, vakti girdikten sonra oruçlunun iftarda acele etmesi (Buhârî, “Ṣavm”, 45; Müslim, “Ṣıyâm”, 48; Tirmizî, “Ṣavm”, 13; Ebû Dâvûd, “Ṣavm”, 20) ve orucunu hurma veya tatlı bir şeyle yahut su ile açması tavsiye edilmiş, Resûl-i Ekrem bunu bizzat uygulayarak akşam namazını kılmadan önce birkaç hurma ile orucunu açmıştır (Ebû Dâvûd, “Ṣavm”, 21; Tirmizî, “Ṣavm”, 10; İbn Mâce, “Ṣıyâm”, 25).
Hz. Peygamber’in ayrıca, yahudi ve hıristiyanların iftarı geciktirdiğini belirterek iftarda acele etmeyi müslümanlara mahsus bir özellik olarak tanıtması (Ebû Dâvûd, “Ṣıyâm”, 20; Şevkânî, IV, 248-249), sahura kalkmayı teşvik edip iftar yapmaksızın iki orucu birbirine eklemeyi yasaklaması (Buhârî, “Ṣavm”, 48; Müslim, “Ṣıyâm”, 45-46, 56-61; Ebû Dâvûd, “Ṣavm”, 24), gerçek dindarlığın şâriin belirlediği ölçülere uymakla gerçekleşeceği, dindarlık adına şâriin istemediği bir yük altına girmenin doğru olmadığı ana fikrini teyit eder mahiyettedir. Öte yandan iftarın tehiri halinde vakti çok kısa olan akşam namazı da gecikmiş olacağından söz konusu tavsiye bu sakıncalı durumu önlemeyi de hedefler. Bu konuda Hz. Peygamber ve sahâbeden rivayet edilen tavsiyeler ve uygulama örnekleri (Müslim, “Ṣıyâm”, 49-50; Ebû Dâvûd, “Ṣavm”, 20) ve akşam namazının gecikmemesi konusunda gösterilen hassasiyet sebebiyle ramazan akşamlarında önce orucun hafif yiyeceklerle açılıp akşam namazının kılınması, ardından iftara devam edilmesi, İslâm toplumlarında müstehap görülen ve hayli yaygınlık kazanan bir gelenek halini almıştır.