Ressam Avnİ Akmehmedoğlu: Bir günde 10, 15 resim yaptığım oluyor

Çocukluğumuzdan akılda kalan yegâne cümlelerden biri “Saat 21.00, haydi yatağa!” olabilir. Ancak 1960’ların Erzurum’undaki bir ortaokulda resim öğretmeni olan Fuat İğdebeli, bir gün derste “Korkuyu resmetmek için anne babanız yattıktan sonra fırçayı elinize alın” demiş. Bu laf öğrencilerden Avni Akmehmedoğlu’nun aklına böyle kazınmış ve gecesi gündüzü resim olmuş. Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun yanında yetişip kendini doğuda sanat öğretmeye adayan İğdebeli için “Yüz kez sanat okulu bitirmiş gibi olduk” diyor Avni Bey. Bugün 5 binden fazla eseri olan ve tüm vaktini Çukurcuma’daki atölyesinde resme adayan 63 yaşındaki üstada tam da nasıl geçindiğini soracakken telefon çaldı ve birkaç dakikada Yunanistan’a 1600 Euro’luk tablo sattı! Aslında onun namı tüm dünyaya kulaktan kulağa yayılmış durumda. Atölyesinin ziyaretçileri dünyanın dört bir yanından, Yeni Zelanda’dan Belçika’ya, Rusya’dan Japonya’ya uzanıyor. Dünyanın farklı ülkelerinde nam salan Akmehmedoğlu, kendini işine o kadar kaptırmış ki, bugüne kadar sergi açmayı aklından bile geçirmemiş. Çünkü o, sadece üretiyor. Öyle ki, devasa tabloları birkaç saatlik çalışmanın ürünü. Bu eserlerinin bir kısmı 22 Şubat - 5 Mart tarihleri arasında Atölye Tomtom Galeri’de sergileniyor. Atölyesinde ziyaret ettiğimiz Avni Bey, sohbetimizde ilk kez konuşma görevini resimlere devretmiyor. HT Cumartesi'den Melik Demirel'in haberi...

Eserlerinizi sergilemek için neden bu kadar beklediniz?

Zamana inancım yok. Resimlerim benim birer parçam. Bu vakte kadar rüyamda bile resim yaptım. İçimden gelince de bu sergi gerçekleşti.

'BİR SEFERİNDE BİR SANDALYE BOYADIM'

‘Sadece Sen Görebilirsin’ adı nasıloluştu?

Bazen tuvallerin arkasına felsefik cümleler eklerim. Atölyede bir gün Türkçe’yi çok iyi bilen bir Rus doktor hanımla birbirimizin resmini yapmıştık. Bu cümleyi onun için yazmıştım.

Kaç tane resminiz var?

Sayısını tam olarak bilmiyorum ama yaklaşık olarak 4-5 bin tane.

Bir resmi ortalama ne kadar sürede yapıyorsunuz?

Çok kısa zamanda. Tuvalleri alıp boyaları hazırladıktan sonra bir günde 10, 15 resim yaptığım oluyor. Bana bir saat, beş seneden daha uzun geliyor.

Nasıl yani, bu ilhamı veren nedir?

Mesela bir kadın sevdim 500 sene sürdü! Evde uyku tutmayınca atölyeye gelip sabaha kadar resim yaparım. Gece 12.00 ile sabah 06.00 arasındaki zaman öteki 18 saate bedel.

Tuval yetişmiyordur herhalde size...

Yetişmez. Beni görünce tuval satan dükkânların yüzü gülüyor. Her gidişimde en az 50 - 100 metrelik tuval satın alıyorum.

Tuval bulamazsanız ne olur?

Karşımda ne görürsem ona davranırım, duvarlar, sandıklar... Hatta bir seferinde bir sandalyeyi boyadım. Özgecan cinayetini duyduğumda tuvalim yoktu. Arıyorum bulamıyorum, sinirden kendimi yiyecektim! En son bir başka resmimin üstünü boyamak zorunda kaldım.

'MARLON BRANDO HAYRANIYIM'

En son neyin resmini yaptınız?

Adı ‘Son Resim’. Kırmızı ve mor renklerden oluşuyor. O da şu an galeride.

Satışlar nasıl gidiyor?

Dükkâna gelen kimseyi eli boş göndermiyorum. İcabında sevdikleri resimleri hediye ettiğim de olur. İngilizce çeviri konusunda bana yardımcı olan konservatuvarda hocalık yapan yeğenim, bir gün “Duygularını parayla mı satıyorsun?” diye sordu. Cevap veremedim. Çünkü önceleri ben de aynı şekilde söylenirdim fakat işte hayatın gerçekleri! (Gülüyor.)

Gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?

Sırf resimle değil sanatla ilgilensinler, içlerinden geleni yapsınlar. Güzel Sanatlar eğitiminin soktuğu kalıptan kurtulmak zor oluyor, bağımsız kalsınlar. Mesela Picasso akademik bilgiyle kalsaydı dünyadaki bir milyon ressama benzerdi.

Picasso’yu seviyorsunuz yani...

Kuralları yıkan ve sınırları zorlayanları severim. Bunu resimde yapan Picasso’dur. Sinemada Marlon Brando hayranıyım. Sırf Paris’te ‘Son Tango’yu izlemek için Erzurum’dan İstanbul’a gelmiştim. Sporda ise Usain Bolt. Son yarışta geçildiğinde çok üzülmüştüm.