Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin Sedef Avcı'nın eşi Kıvanç Kasabalı: En çok gurur duyduğum şey: Baba olmak! - Magazin haberleri
        1

        “Yasak Elma”da sakin yaradılışına aykırı bir karakterle karşımıza çıkan Kıvanç Kasabalı’yı şöhretin getirdiği yüksek kibirle hayal etmek zor. Yıllardır oyunculuğu, Sedef Avcı’yla mutlu evliliği ve şatafattan uzak yaşam tarzıyla göz önünde.

        2

        Baba olmanın getirdiği yepyeni sorumluluklarla daha da olgunlaşan Kasabalı, Elele dergisine konuştu.

        3

        Hayatınızın nasıl bir dönemine denk geldik?

        İnsanın belli bir yaştan sonra istekleri ve hayata bakışı çok daha net oluyor. Çok dalgalı bir yaşantım yoktu zaten ama ev-lenmek ve baba olmak apayrı bir dönemin kapılarını açtı. Artık daha farklı bir pencereden bakıyorum hayata.

        4

        “Yasak Elma”daki Sinan, Kıvanç Kasabalı imajının çok dışında, biraz ters köşe oldu. Sizin Sinan’la aranız nasıl?

        Sinan renkli bir karakter, sağ gösterip sol vurabilecek potansiyele sahip. O yüzden bana da farklı geldi ve kabul ettim. Gerçek-ten de ters köşe bir karakter oldu çünkü daha önce böyle bir rolde oynamamıştım. Açıkçası çok hoşuma gidiyor çünkü seyirci de farklı bir yönümü görmüş oluyor. “Yasak Elma”ya başlarken ben bile bu kadar başarılı olacağını beklemiyordum. Günümüzde bir projenin tutması epey zor ve önümüzü görmek gittikçe imkansızlaşıyor. Neyse ki ben en başından beri enerjisi yüksek olan bir işin içindeyim ve bu da ekrana, dolayısıyla seyirciye yansıyor.

        5

        Hırslı olduğunuzu düşünüyor musunuz?

        Hayır hırslı biri değilim, olayları akışına bırakmaya çalışıyorum. Sizin dışınızda gelişen birçok etken olduğu için, o hırsınız bo-şa gidebiliyor ve bu size sonrasında daha çok zarar verebiliyor.

        6

        43 yılı şöyle bir gözden geçirdiğinizde, en çok neyle gurur duyuyorsunuz?

        Baba olmak. 39 yaşında baba oldum ve “Acaba geç mi kaldık?” diye endişe ediyorduk. Ancak şu an fark ediyorum ki tam yaşıymış! Çok erken yaşta baba olsaydım bazı şeyleri kaçırmış olacaktım belki. Şimdi kendime baktığımda görüyorum ki 43 yaşındayım ama çocukla çocuk olup onunla vakit geçirmekten aşırı keyif alan bir baba profilindeyim.

        7

        “Asla yapmam” dediğiniz kurallarınız var mı?

        Kendime sınırlar koymuyorum. Bu sebeple kırmızı çizgilerim yok.

        8

        "İSTANBUL’UN KOŞUŞTURMACASI BİZİ DOĞAYA İTİYOR"

        Ailece doğa aşığı olduğunuz her halinizden belli. Bu yoğun tempo ve kalabalıkla İstanbul’da yaşamak sizin için epey zor olmalı. Neredeyse herkes “gitme” üzerine plan yapıyor. Sizin var mı bu şehirden kaçış planlarınız?

        Kaçmak gibi bir düşüncemiz yok. Kafamızda, nasıl yeni bir pencere açabiliriz diye düşünüyoruz yalnızca. Lüks otel tatil anlayışını benimsemiyoruz, kendimize dönük, bizi besleyebilecek, doğaya yakın olabileceğimiz tercihler yapıyoruz. Türkiye çok güzel bir ülke ve keşfedilecek çok yer var. İstanbul’daki koşuşturmaca bizi doğaya itiyor zaten. Can’ı da öyle yetiştirmek istiyoruz.

        9

        Baba olmak sizi nasıl bir adam yaptı?

        Çocukla beraber hem kendi hayatınıza bakışınız değişiyor hem de çocuğa karşı olan sorumluluğunuz... Bambaşka bir pencereden bakıyorsunuz hayata. Çocuktan önce bambaşka bir karakter olduğumu söyleyemem fakat çocuk gelince sorumluluğuyla beraber tabii ki daha farklı anlamlar kazanıyor hayat. Ona göre yön veriyorsunuz birçok şeye, hiçbir anı kaçırmamaya çalışıyorsunuz. Onunla daha fazla vakit geçirmeye çalışıyorsunuz. “Ona neler katabiliriz?” diye düşünüyoruz devamlı.

        10

        "BENİM BABAM EVE AKŞAM 9’DA GELİRDİ"

        Yazar Jorge Amado “İnsanın anayurdu çocukluğudur” demiş. Siz nasıl bir çocuktunuz, o zamanlar yaşayamadığınız, eksik bulduğunuz ve şu an Can’a fazlasıyla hissettirmek istediğiniz bir şey var mı?

        Ben Can’la her vakit bulduğumda oyun oynuyorum. Babamla benim o karelerim eksik, böyle olması da normaldi tabii. Esnaf bir babam var ve işten saat 9’da ancak gelirdi. Tabii o zaman çocuk olarak bir düzenim var, erken yatıyorum. Bu sebeple çok fazla paylaşımda bulunamazdık.

        11

        Dürüst olalım, Can babacı mı yoksa anneci mi?

        İster istemez anneci, erkek çocuk olarak. Ama bence babayla ilişkisi de çok önemli. Anneye içten gelen aşırı bir sevgi var, ba-bayı da model olarak görüyor. Sizin her yaptığınız hareketi kaydediyor, gözlemliyor. Ona göre hal, tavır alıyor. O ilişki çok önem-li. Kendi açımdan iyi bir ilişki kurduğumuzu düşünüyorum.

        12

        Sizin de “Çocuğumu teknolojiden uzak tutuyorum” kurallarınız var mı? Son dönemde ebeveynlerin en büyük derdi bu.

        Belli bir yere kadar... Ama belli bir yerden sonra teknolojiyi de görmezden gelemiyoruz. Yine de hiçbir zaman tableti verip de “Al tableti, biz de sohbet edelim” şeklinde bir durumumuz olmadı.

        13

        "GECE HAYATINI ARA ARA ÖZLÜYORUM"

        Uzun zamandır yapmak istediğiniz ancak bir türlü fırsat bulamadığınız şeyler var mı?

        Geceleri çok çıkmıyoruz. Gece hayatını ara ara özlüyorum. Hatta dürtüklüyorum Sedef’i “Hadi bir kulübe gidelim” diye. Çünkü ben çıkıldığı zaman, sabah 5’e kadar kalabilirim. Sedef daha sakin o yönden, hemen “Eve dönelim” der. Biraz benim ısrarcı olmam gerekiyor. Çıkalım 20’li yaşlardaki gibi sabah 5’te dönelim isteyebiliyorum. Ama pek olmuyor. Karı-koca yurtdışına gittiğimiz zaman yapabiliyoruz bunu bazen, orada kurtlarımızı döküyoruz. Tabii burada Can’a göre yaşıyoruz yalnızca.

        14

        "6 AYDIR MÜZİKLE UĞRAŞIYORUM"

        Oyunculuk dışında, geliştirmekte olduğunuz başka bir tutkunuz var mı?

        Son 6 aydır müzikle uğraşmaya başladım. DJ’lik gibi bir şey diyebiliriz. 20’li yaşlardayken bir arkadaşım DJ’lik yapıyordu ve benim de ilgim vardı biraz. Keyfi bir şey yani, kendime göre bir düzen kurdum evde; mixer ve kolonlar aldım. House, etnik house tarzda setler hazırlıyorum evde dinlenmek istediğimde.

        15

        Madem doğaya aşıksınız sizden rota rica edelim. Diyelim ki bir haftalığına yollardayız, nerelere gidelim?

        Karadeniz diyebilirim, biz geçen sene gittik. Hâlâ görmeyenler varsa mutlaka gidilmeli. Ben de çok geç gördüm, neden daha önce hiç Karadeniz’e gitmedim diye düşündüm hatta. Geçen yıl Rize’ye gittik, bu yıl da Artvin taraflarını gezeceğiz. Köy köy geziyoruz, inanılmaz bir doğa var.