Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar gülenay börekçi, ejderhanı nasıl eğitirsin, ejderhanla nasıl konuşursun, nasıl korsan olursun, ejderha laneti nasıl bozulur, cressida cowell, ht pazar, habertürk pazar eki

        Gülenay BÖREKÇİ / HT PAZAR

        Küçük Viking Hıçkıdık, kahramanlığa giden yoldaki soluksuz maceralarından birini daha anlatıyor. Hem dizinin sinema filminin gösterime girmesi, hem de yeni kitap “Ejderha Tehlikesi Nasıl Savuşturulur”un yayımlanması vesilesiyle dizinin yaratıcısı Cressida Cowell’la konuştuk.

        Ejderhanı Nasıl Eğitirsin”, “Nasıl Ejderhaca Konuşursun”, “Nasıl Korsan Olursun” ve “Ejderha Laneti Nasıl Bozulur” gibi sürükleyici romanlardan oluşan Hıçkıdık dizisini biliyorsunuzdur. Bilmiyorsanız en yakınınızdaki çocuğa sorun lütfen... İngiliz yazar ve illüstratör Cressida Cowell’ın yarattığı dizide küçük Viking Hıçkıdık’ın kahramanlığa giden yoldaki soluksuz maceraları anlatılıyor. Hıçkıdık’ın en yakın arkadaşı da göz kamaştıran bir ejderha. Dünya çocuklarının bayıldığı bu heyecan dolu ve çok komik dizi aynı zamanda sinema uyarlamalarıyla da dikkat çekiyor. Dizinin ikinci filmi gösterime girdi. Biz de hem Hıçkıdık’ın yeni macerası “Ejderha Tehlikesi Nasıl Savuşturulur”un yayımlanması hem de bu yeni filmin gösterime girmesi vesilesiyle dizinin yaratıcısı Cressida Cowell’la bir röportaj yaptık.

        Çocukken yaz tatillerinizi ailenizle birlikte ıssız bir adada geçiriyormuşsunuz. Bu dönemde babanızdan bol bol Viking hikâyesi dinlediğinizi de söylüyorlar. Yaratıcılığınızın tohumları o günlerde atılmış diyebilir miyiz?

        Aslında Londra’da büyüdüm, fakat çocukluğumun büyük bir kısmını, özellikle yaz tatillerini, İskoçya’nın batı kıyısındaki ıssız bir adada geçirdim. Adada ne yol, ne ev, ne de elektrik vardı. O günlerde cep telefonu da yoktu zaten. Hiçbir şekilde dış dünyayla iletişim kuramıyorduk. Ada tamamen terk edilmişti, üzerinde sadece bir ev vardı. Burası Vikinglerin İskoçya’yı işgal ettikleri zaman ayak bastığı ilk yerlerdenmiş. Bütün coğrafyada bir Viking duygusu hissediliyordu. “Vikingler burada yaşasa nasıl olurdu” diye hayal kuruyordum.

        Nasıl olurdu?

        Vikingler ejderhalara inanıyordu. Tatil yaptığımız ada da tam ejderhaların yaşayabileceği türdendi. Henüz 9-10 yaşındayken ejderhalar ve Vikingler üzerine hikâyeler yazmaya başladım.

        Hıçkıdık, Balıkayak, Geğiren Kabadayı, Sümüklüküstah gibi, aslında insan hallerini örnekleyen kahramanlar var dizinizde. Fantastik bir dünya bu ama çok sahici bir yandan da...

        Gerçek dünya ile fantastik dünyanın karışımını çok seviyorum, bu yüzden de hep neyin gerçek, neyin olmadığı üzerine fikirlerle oynamaya çalışıyorum. Geçmiş başka bir âlemdir, gidip göremeyiz. Eskiden yeryüzünde ejderhalar olduğunu ve insanların onların sırtına bindiğini anlatıyorsam eğer, kimse yanıldığımı söyleyemez. O günleri yaşamış ve bugüne hayatta kalmış kimse var mı?

        Çocuklar kitaplarınızı neden bu kadar sevdi?

        Kahramanla özdeşleştiler çünkü. Hıçkıdık, sınıfın popüler çocuğu değil. Biraz yanlış anlaşılmış bir karakter, pek çok çocuk da zaten böyle hisseder. Kamikaze ise pek çok kızın olmak istediği bir kahraman; korkusuz. Bir de tabii herkes kendi ejderhasının sahibi olma ve macera dolu bir hayat sürme fikrini seviyor. Gündelik yaşamdaki çocukların etrafında hep yetişkinler var, bu yüzden kendilerini özgür hissetmiyorlar. Kitaplardaki çocukların özgürlük alanları ise daha geniş. Sanırım gerçek çekicilik burada.

        Karakterlerinizden biriyle bir gününüzü geçirebilseniz, kimi seçerdiniz?

        Rüzgâr Yürüteci’ni seçerdim herhalde, Hıçkıdık’ın binek ejderhasını. Bütün çocukluğum bir ejderhanın sırtına binip uçmayı hayal ederek geçti!

        ‘Çocuklar her zaman en önemli şeylerle ilgilenir’

        Hep fantastik yazmayı mı tercih ettiniz?

        Fantastik edebiyat türünde yazmayı çok özgürleştirici buluyorum. Çocuklar için yazmak ise ayrıca büyüleyici, çünkü gerçekten de çocuklar hayattaki en önemli şeylerle ilgileniyorlar; aşk, ölüm, çevre ve bir kahraman olmak gibi...

        Peki komedi yazmak zor mu? Çünkü kitaplarınız aynı zamanda çok eğlenceli...

        Yazmanın her türü kadar zor ama bir o kadar heyecan verici. Zorlandığım taraf komik yazmak değil aslında, tam tersi. Komedinin hikâyeyi tamamen ele geçirmesini engellemem gerektiğini hissediyorum, çünkü romanlarım duygusal ve düşündürücü de olmalı. Bu dengeyi sağlamak açıkçası pek kolay değil.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ