Kulak ve burun neden yaşlandıkça büyür?
Doğduğumuz andan öldüğümüz zamana kadar vücudumuzda sürekli değişimler ve farklılıklar görülebilir. Bu değişimler, hücrelerin sürekli yenilenmesi ile de açıklanabilir. Peki, yaşlılıkta kulak ve burun neden normale göre daha da büyür?

Yaşımız ilerledikçe kulaklarımız ve burnumuz çok daha büyük görünebilir. Aile büyüklerinin gençlik fotoğraflarına bakıldığında bu fark daha da net görülebilir. Amerikan Plastik Cerrahlar Derneği'nin eski başkanı Dr. Alan Matarasso, kulak ve burun büyümeleri ile ilgili açıklamalarda bulundu.
KIKIRDAK YAPISININ ROLÜ
Hem kulakların hem de burnunun altında yapılar, kemiklerinizi ve eklentilerinizi tamponlayan güçlü ama esnek bir bağ dokusu olan kıkırdaktan yapılmıştır. Kıkırdak, yapışkan bir matris içinde bölünmüş kalan, kolajen ve elastin adı verilen yapısal proteinlerden oluşan bir ağ tarafından stabilize edilen, kondrositler adı verilen özel hücreler tarafından üretilir.
YAŞLANMANIN KIKIRDAK ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Matarasso, yaşlandıkça yeni kolajen ve elastin lifleri üretme konusunda daha az verimli hale gelindiğini ve bunun da tüm kıkırdak yapısının zayıflayıp gevşemesine yol açtığını söyledi. Yaşla birlikte, kıkırdak dokusu giderek daha az sağlam hale gelir, bu da kulaklar ve burun gibi bölgelerde değişikliklere neden olabilir.
YER ÇEKİMİNİN ETKİSİ
Yaşlandıkça, gergin olan yüz dokuları gevşemeye başlar. Yer çekimi de dokuların dağılmasına yol açarak kulak memelerinin ve burun uçlarının sarkmasına neden olur. Matarasso, bu durumun burun ve kulak değişikliklerinin artmış algısına katkı sağlayabileceğini belirtmiştir.
SEBUM ÜRETİMİ VE DERİ DEĞİŞİKLİKLERİ
Matarasso, sebum bezlerinin yaşla birlikte daha fazla aktivite göstermesi nedeniyle burun üzerindeki derinin daha ağırlaşabileceğini ve bu ekstra ağırlığın dokunun daha da sarkmasına yol açabileceğini açıkladı. Bu durum, yaşa bağlı değişikliklerin görünümünü etkileyebilir.
KEMİK SAĞLIĞININ KIKIRDAK YAPISI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Kulaklar ve burundaki kıkırdak yapıları, sabitlendikleri kemiklerin bozulmasıyla gevşeyebilir. Kemik kaybı, osteoporoz veya osteopeni gibi dejeneratif kemik hastalıkları nedeniyle meydana gelebilir. Bu hastalıkların riski, yaşla birlikte önemli ölçüde artar.
YAPISAL ZAYIFLIK
Matarasso, kıkırdak yapılarını destekleyen kulak ve burun kaslarının tonusunun da yaşla birlikte zayıfladığını belirtti. Bu zayıflık, cilt ve kıkırdak yapılarının zaman içinde daha fazla sarkmasına yol açabilir.
GENETİK VE BÜYÜME FAKTÖRLERİ
Matarasso, burun ve kulaklardaki değişimlerin yıllar içinde ne kadar belirginleşeceğinin, bir dizi genetik ve büyüme faktörüne bağlı olduğunu da sözlerine ekledi. Her bireyde bu değişimlerin hızı ve derecesi farklı olabilir.
TIRNAK VE SAÇLARIMIZ BİZ ÖLDÜKTEN SONRA NEDEN UZAMAZ?
Öldükten sonra bilinenin aksine saçlar ve tırnaklar uzamaya devam etmez. Sadece kişi öldükten sonra parmaklarının etrafındaki deri su kaybı nedeniyle geri çekildiği için uzuyormuş gibi görünürler. Yani neden, ölümden sonra vücudumuzun geri kalanının küçülmesidir. İnsan vücudunun yüzde 70’inin sudan oluştuğunu düşünürsek, bu küçülme de aslında pek de şaşırtıcı değildir.
Tırnakların uzaması için yeni hücrelerin üretilmesi gerekir. Bunun için de glikoz gereklidir. Bu glikoz sayesinde tırnaklar günde ortalama 0,1 mm uzar. Ancak ölüm nedeniyle glikoz üretimi sona erdiğinde tırnak uzaması da durur.
Aynı şey saç için de geçerlidir. Her saç telinin dibinde bulunan folikül saçın uzama kaynağıdır. Her saç folikülü, tabanındaki kan damarlarına doğrudan bağlıdır. Bu kan damarları, büyümelerini sağlamak için saç köklerini besler.
Glikoz saç kökünü yeni hücreler üretecek biçimde iterek saçın günde ortalama olarak 0,5 mm. uzamasına neden olur. Ancak glikozun kalbin atması ile sağlanan oksijene ihtiyacı vardır. Dolayısıyla kalp durduğunda kılların ya da tırnağın uzaması da durur.