Bu yazı, tamamen göz zevkimiz için. Belki bu vesile ile benim gibi bozulmuş olan göz ayarlarınızı, fabrika ayarlarına geri döndürme yolunda, sağlam bir adım atmış olurum. Çok iyi giyinmek zorunda değiliz, ama, en azından gidilen lokasyona göre giyinmeyi deneyebiliriz. Bu artık çok zor değil, elimizin altında internet gibi bir nimet var, moda blogları var, sosyal platformlardaki post’lar var. İlham alınabilecek! pek çok kaynak var kısaca. Zevke gelince, işte o doğuştan galiba sonradan, zorlama ile bir yere kadar oluyor. Maddi imkanlarınız el veriyorsa, stil danışmanlarından yararlanabilirsiniz.
Bir de işin proporsiyon gibi kısımları var tabii. Eğer yaratılıştan imtiyazlı değilseniz, mesela bacak boyunuz kısa ise, imtiyazlıların sınırlarına girmeyin derim. Bacak boyunuz kısa ise, diz üstü çizme yerine, diğer alternatifleri değerlendirin. Hevesle seçtiğiniz trend kombininizle dışarı çıkmadan önce, aynada son kez bir kendinize bakın diyorum.
Konuya dönersek; “Nereye giderken, ne giymeli?” sorusuna cevaben, mesela son dönemin popülasyon sınırlarını zorlayan semti Karaköy’den başlamak suretiyle, örneklendirme yapalım. Böylece belki, bu cool semtte, pazar günleri, topuklu ayakkabıları ile arz-ı endam eden azınlığa da farklı bir bakış açısı sunmuş oluruz.
“Karaköy’e giderken ne giymeli?” sorusundan çok,” ne giymemeli?” diye sormak gerek galiba. Çünkü tek bir yanıtı var. “ Topuklu ayakkabı”. Size ilk tavsiyem bu (tabii ki son derece nacizane). Gelelim ne giymeliyim sorusuna. Sneakers, jean, t-shirt en doğru üçlü olacaktır. İlla ki topuklu diyorsanız blok topuklu, rahat formlu bir bot derim.
İstanbul’un gece hayatının kalbinin attığı semtlerden birinde, gece eğlencesine çıkacaksanız, topuklu ayakkabı hakkınızı kullanabilirsiniz. Tabi bunu da abartmayın. Yani şıklık çizgisini zorlayıp, frapanlık tarafına geçmeyin. İkisi arasındaki ince çizgi sizi gecenin yıldızı da yapabilir, rüküşü de. O yüzden olabildiğince sade ama şık görünmeye çalışın. Mesela, göğüs dekolteli bir üst seçtiyseniz, altına yırtmacı bol bir etek giymeyin. Unutmayın üzerinizde tek bir “star” parça olmalı. Siyah bir üst, siyah bir pantolonu, iddialı bir ayakkabı veya deri ceketle tamamlayarak, geceye imzanızı atabilirsiniz.
Pazar günü brunch’ına katılamanız gerekiyorsa, yine içinde jean pantolon olan bir kombin tercih edebilirsiniz. Jean’inizi, mevsimine uygun bir triko ya da trend çizgilere sahip bir sweat-shirt ile tamamlayabilirsiniz. Ama lütfen topuklu ayakkabı kullanmayın. Pazar demek rahatlık demek, kendinize de, etrafınızdakilere de eziyet etmeyin.
Cozy ve cape’ler bu sene yine çok moda. Günlük hayat içinde, hafta sonu kombinleriniz içinde, gideceğiniz yer fark etmeksizin rahatça kombinleyebileceğiniz kurtarıcı parçalar olacaktır. Aklınızda olsun.
Mesela, Bebek’te bir sabah kahvesi içecekseniz, yine olabildiğince rahat bir seçim yapın. Sneakers, jogging pantolon, belki pantolonunuza uygun bir hoddie veya jean mont doğru bir tercih olacaktır. Taytlarla kombinlenen ve çok trend olan yağmur çizmelerinizi, yine basic t-shirt ve oversized hırkalarınız ile bir araya getirerek, şık bir fular veya atkı ile hareket katabilirsiniz. Renk konusunu zevkinize bırakıyorum. Bu kombin, bir pazar alışverişi için nefis bir seçim olabilir.
Saç ve makyaj da oldukça önemli. Gece çıkıyor ya da özel bir davete katılıyor olsanız bile, makyaj ve saçınızı abartmamanızı öneririm. Olabildiğince doğallınızı koruyun. Göz makyajınızı koyu renklerde yapacaksanız, nude tonlarda bir ruj seçin mesela. Ya da koyu renk bir ruj tercih edecekseniz, gözlerinizde sadece mascara tercih edin. Saçlarınızı Versaille Sarayı’ndan kalma, abartılı, bol bukleli topuzlarla mahvetmeyin. Doğal taratın, evde öylesine toplanmış izlenimi taşıyan modelleri tercih edin. Ya da düz fön çektirin, doğal dalgalarla ahenklendirin.
Nereye giderseniz gidin, ne giyerseniz giyin, vitrin kombinlerini tercih etmeyin. Trend görüneceğim diye, vücut yapınıza hiç uymayan, sizi olduğunuzdan daha kısa, daha kilolu ya da daha yaşlı gösterecek kıyafetler tercih etmeyin. Gideceğiniz lokasyona ilk defa gidiyorsanız, internetten araştırın. Ambiyansı, kitlesi hakkında fikir sahibi olun. Unutmayın şık olmak hiçte zor değil. Sadece kendiniz olun, yaratıcı olun, tabii birkaç detaya dikkat etmek kaidesiyle.
İşte işinize yarayacak kombin önerileri.
