Barış Manço'nun ailesinin ödül isyanı
Barış Manço adına verilen ödüller ailesini isyan etme noktasına getirdi. Manço ailesi, Barış Manço adına ödül verilmesinden büyük mutluluk duysalar da kendilerinin onayının alınmaması hakkındaki düşüncelerini Habertürk'e açıkladı
Gün geçmiyor ki bir ödül töreni düzenlenmesin...
Gün geçmiyor ki o ödül törenlerinde Barış Manço'nun adına ödül verilmesin...
Peki Barış Manço'nun ailesinin o ödüllerden haberi var mı?
Gerek kariyeri, gerekse yaşamıyla Türkiye'nin değerlerinden biri olarak hafızalara kazınan Barış Manço, 1 Şubat 1999'da 56 yaşındayken hayatını kaybetti.
Ölümünden sonra da değeri, kendisine duyulan saygı ve sevgi devam eden Barış Manço'nun eserleri, çeşitli çalışmalarla ailesi tarafından yeni nesillere aktarıldı / aktarılıyor.
Ailesinin, Barış Manço ödüllerine olan itirazı kendilerinin ödül törenlerinden de ödül verilecek kişiden de habersiz olmaları.
Türkiye'nin değerlerinden biri olması vesilesiyle başta müzik olmak üzere birçok organizasyonda adına ödül kategorileri düzenlendi / düzenleniyor.
Elbette, o ödül törenlerini düzenleyenlerin amacı Barış Manço'nun adını yaşatmak, kendisine duyulan saygı ve sevgiyi gözler önüne sermek.
Manço ailesinin elbette buna bir itirazı yok.
Barış Manço'nun adının yaşatılma çabasını takdir ediyor, ödül törenlerini düzenleyenlere teşekkürlerini sunuyorlar.
Manço ailesi, ödül verilenlerin Barış Manço ödülüne uygun olup olmadığı konusunda kendilerine fikir danışılmamasına bir hayli içerliyor.
Bunun en son örneği MESAM (Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği) tarafından organize edilen 37'nci kuruluş yıl dönümü etkinliği oldu.
MESAM tarafından Barış Manço Onur Ödülü, Ayhan Başkal'a verildi.
Lale Manço Ahıskalı, Doğukan Manço ve Batıkan Manço'dan oluşan Manço ailesi, MESAM gibi saygın bir kurumun kendilerini haberdar etmeden Barış Manço adına ödül vermesine bir hayli üzüldü.
Bu konuda Habertürk'e yaptıkları açıklamada şunları dile getirdiler; "Bu tip ödül törenlerinde Barış Manço adına verilen ödüllere dair bir bilgimiz olmayınca haliyle onayımız da olmuyor. Hiç olmazsa bilgi verme nezaketini göstermelerini beklerdik.”
