Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Bebek kokusu sabır ve merhameti artırıyor!

        Türkiye’nin ilk Koku ve Tat Zirvesi İstanbul’da uluslararası katılımcılara kapılarını açtı. Habertürk'ün medya sponsoru olduğu ve Acıbadem Taksim Hastanesi’nin destekleriyle gerçekleştirilen zirvenin açılışında basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısında konuşan kokunun uzmanları, bebek kokusundan ten kokusuna dair sağlıkla ve sosyal yaşantıyla ilgili önemli açıklamalar yaparken ilginç mesajlar da verdi.

        "TAT, KOKU OLMADAN OLMAZ"

        Koku ve Tat Zirvesi Başkanı Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Aytuğ Altundağ, "Tat dediğimiz şey, koku olmadan olmaz. Aldığınız tüm lezzetler mutlaka koku duyusuyla birlikte algılanmak zorundadır. Eğer koku duyunuz yoksa sadece tatlı, tuzlu, ekşi,acı ve umami tadını alabilirsiniz. O yüzden biz daha çok koku diyoruz. Örneğin; kahve için tadı mı yoksa kokusu mu diye soruyoruz. Grip olduğunuzda içtiğiniz kahve ile normal zamanda içtiğiniz kahvenin tadı çok farklıdır" dedi.

        AĞIZ KOKUSU BULAŞICI OLABİLİR

        Toplumumuzda her 5 kişiden birinin ağız kokusu şikayeti olduğunu da söyleyen Doç. Dr. Altundağ, "Nefes kokusu, pek çok hastalığın habercisi olarak karşımıza çıkıyor. Şeker hastalığına bağlı ağız kokusu olabilir. Mide bağırsak sistemine bağlı ağız kokusu da gelişebilir. Özellikle helikobakter pilori ülkemizde çok yaygın görülür ve bulaşıcıdır. Dolayısıyla o ağız kokusu başka bir bireye de bulaşabilir. Bunların dışında dil kökü kanserinin belirtisi de olabilir" diye konuştu.

        UYKUSUZ GECELERE TAHAMMÜLÜN SIRRI BEBEK KOKUSU

        Bebeklerin neden mis gibi koktuğunu anlatan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülsen Meral, "Anneler bilirler, bebeklik zamanı tam bir sabır zamanıdır. Uykusuz geçen geceler, yorgunluk ve o güzel bebeklerin güzel bir gülüşü ve kokusu için verilen bir ömür. Kanada’da Quebec Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada bebeklerin hoş kokusunun sebebi olarak; annelerin doğum sonrası bebek bakımındaki sabrı ve merhametini artırması gösterilmiştir. Amniyon sıvısı içindeki maddelerden çocuğa geçen özel koku, anne sütüyle beslenen çocuklarda da devam ediyor. Bu koku beyinde haz bölgesini uyararak, çok güzel bir yerde yaşıyormuş, çok güzel bir yemek yiyor ve hayatınızda en sevdiğiniz şeyi yapıyormuşsunuz gibi hissettiriyor ve o uykusuz geceleri çocuğunuzla geçiriyorsunuz. Ruhen ve bedenen bebekle ilişkiniz devam ediyor" açıklamasında bulundu.

        REKLAM

        “KADIN KOKUSU TARİHİ DEĞİŞTİRDİ"

        Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. İlkkan Dünder ise, hayatta herkesin öncelikle bir kadın kokusu aldığını, bu kokunun da anne kokusu olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Anne memesindeki sütün kokusu refleks olarak bebeği emmeye doğru yönlendirmektedir. İşte, büyümenin ve gelişmenin başlangıcı da insanın koku alma duyusuyla başlar, annede duyulan koku bu nedenle çok önemlidir.”

        Kadınların koku alma duyularının erkeklere göre daha gelişmiş olduğunu da vurgulayan Prof. Dr. Dünder, kadın kokusunun da çok önemli olduğunu, erkeklerin yaşamlarını ve dolayısıyla tarihi değiştirdiğini söyledi.

        PARFÜM SEÇERKEN SAKIN KAHVE KOKLAMAYIN!

        Koku Kültürü Derneği Kurucusu Bihter Türkan Ergül, parfüm seçerken doğru bilinen yanlışlarla ilgili şunları söyledi: "Örneğin parfüm seçerken kahve koklamak yanlıştır. Ortalama 3 kokudan sonra burun algısı yorulur, kahvenin yoğun olan aroması burnu şoklar ve beğendiğimizi düşündüğümüz kokuyu hiçbir zaman kullanamayacağımızı evde fark edebiliriz. Kağıda sıkarak parfüm seçmek de çok sağlıklı değil, kağıttan kokladığımız parfümü burnumuz beğenebilir ama ten onaylamadığı kokuyu çabuk arındırır. Bu nedenle bir parfüm birinde 10 saat dururken başka birinde 2 saatte uçar. Muhakkak tende prova yapılması gerekir. Bir günde ikiden fazla koku denemek de yanlıştır. Öte yandan parfümün tenimizdeki duruşunu tespit etmemiz için 1-2 saat süre tanımalıyız.”

        "KOKULARI TANIMAK BİZİ İYİ TATLARA, DOĞRU SONUÇLARA GÖTÜRÜR"

        Yemek Yazarı Gülhan Kara ise konuşmasında; yemek kültürü ve koku ilişkisini anlattı. Kara, “Mutfak beş duyunun da aktif olduğu bir alan. Özellikle de yemek pişirirken, malzemeyle temas yani dokunma, görme, duyma, koklama ve tatma duyusunun sağlıklı çalışmasıyla mutfaktan nefis kokular yükselir, tatlar buluşur ve lezzet ortaya çıkar. Koku ve tat mutfakta birbirinin ayrılmazlarıdır. ‘Nefis kokular’ ifadesinde bile tat vardır. Kokular lezzeti yakalamamızda bizi sürekli yönlendiren bir rehber gibidir. Tencereden, tavadan, fırından gelen pişme kokuları karar ve kontrol mekanizmamızı çalıştırır. Bir şeyi tatmadan önce koklarız. Koku çoğu zaman kendiliğinden burnumuzdan içeri girmiş ve mesaj ulaşmıştır. Kokuları tanımak bizi iyi tatlara, doğru sonuçlara götürür. Farkındalık çok büyük önem taşımaktadır” diye konuştu.

        REKLAM
        Haberi Hazırlayan: Demet Demirkır
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ