Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Röportajlar Ceren Yalazoğlu: 'Nursema' da hepimiz gibi paradigmaları olan biri

        SHOW TV’de ekrana gelen, yapımını Gold Film'in, yapımcılığını Faruk Turgut'un üstlendiği 'Kızılcık Şerbeti', her cuma günü saat 20.00'de izleyiciyle buluşuyor.

        Senaryosunu Melis Civelek'in yazdığı, yönetmenliğini ise Ketche'nin üstlendiği 'Kızılcık Şerbeti'nin oyuncu kadrosunda; Barış Kılıç, Evrim Alasya, Settar Tanrıöğen, Sıla Türkoğlu, Sibel Taşçıoğlu, Doğukan Güngör, Müjde Uzman, Aliye Uzunatağan, Feyza Civelek, Ceren Yalazoğlu, Emrah Altıntoprak, Feray Darıcı, Selin Türkmen, Özlem Çakar, Oral Özer, Rahimcan Kapkap, Serkan Tınmaz ve Tuana Gizem Uzunlar gibi birbirinden başarılı oyuncular yer alıyor.

        'Kızılcık Şerbeti'nin oyuncularından Ceren Yalazoğlu, dizide canlandırdığı 'Nursema' ve hakkında merak edilenleri Habertürk'e anlattı.

        * 'Kızılcık Şerbeti'nden başlayalım, diziye nasıl dâhil oldunuz?

        Diziye başlama sürecim benim için çok heyecan vericiydi. Senaryo geldiğinde 'Nursema' karakterine tabiri caizse ağzımın suyu aktı (Gülüyor) ve canlandırmayı çok istedim… Sonra yönetmenimiz Ketche ile tanıştım. O da bana güvenerek bu rolü teslim etti.

        * 'Nursema' çizgileri olan bir karakter ve 'Umut' ile aralarında romantik bir ilişki başladı gibi neler söylemek istersiniz?

        'Nursema' da hepimiz gibi paradigmaları olan bir insan… 'Umut' ile karşılaşmak ve duygusal bir yola girmeleri 'Nursema'nın değerlerini sorgulamasına, paradigmalarını değiştirmesine yol açacak. 'Umut'un pozitifliği ve naifliği zamanla 'Nursema'yı da değiştirecektir. (Paradigma, Türk Dil Kurumu sözlüğü anlam karşılığı; 'değerler dizisi' olarak tanımlanmıştır.)

        * 'Nursema'yı siz nasıl tanımlarsınız?

        'Nursema' aslında soğuk ve sert görünen ama içi yumuşacık bir karakter. Tabii ki her insan gibi ön yargıları, hataları var. Biraz kaplumbağa gibi sert kabukları, yumuşak içi ve yavaş akan gerçekleri... (Gülüyor)

        "KIZILCIK ŞERBETİ' BUGÜNE KADAR BU KADAR CESURCA İŞLENMEMİŞ BİR KONU"

        * 'Kızılcık Şerbeti'nin senaryosunda sizi en çok neler etkiledi? Hikâyeyi nasıl buldunuz?

        Çok bizden, çok gerçek olması ve bugüne kadar bu kadar cesurca işlenmemiş bir konu olması ve hikâye katmanları gereği bir yerlerde birilerine mutlaka dokunuyor olması.

        * 'Kızılcık Şerbeti'nde en keyif aldığınız ya da duygusal açıdan en zorlandığınız sahneler nelerdi?

        'Nursema' başlı başına zaten 'Ceren’den çok farklı bir karakter. Gerek iç ritmi, gerek temposu gereği… O yüzden de her sahne ve her durum benim için hem zor, hem keyifli (Gülüyor.)

        * Bu rol yaşamınızı nasıl etkiledi, size neler kazandırdı?

        İnsanlardan o kadar güzel tepkiler alıyorum ki sanırım benim için en önemli kazanımı seyirciye bir şekilde dokunuyor olmak. Bence oyuncunun en büyük hazzı da bu.

        * 'Nursema' ile gerçek hayatta karşılaşsaydınız ve sohbet etseydiniz, ona neler söylemek isterdiniz?

        Hayat akıp gidiyor 'Nursema', sen biraz hayata katılsan mı acaba (Gülüyor.)

        * Canlandırdığınız karakterlerle ilgili izleyicilerden sosyal medyada ya da karşılaştığınız kişilerden aldığınız en ilginç yorumlar nelerdi?

        "Nursema', 'Doğa'ya iyi davran ve anneni artık dinleme."

        * Öte yandan gerçek hayatta siz de bir ailenin gelinisiniz... Siz 'Doğa'nın yerinde olsaydınız dizide yaşanan olaylara nasıl bir bakış açısıyla yaklaşırdınız?

        REKLAM

        Her koşulu içinde bulunulan duruma göre değerlendirmek lazım (Gülüyor.)

        * Sizce bir oyuncuyu besleyen etmenler nelerdir?

        Yaşanmışlıklardır. Hayatta bir şeyleri yaşadıkça tecrübe edinirsiniz ve bu da bence bir oyuncuyu ciddi anlam da besler. Yani benim için en azından böyle…

        "AİLEM BENİM GERÇEKLERİM"

        * Asla yapmaktan vazgeçmeyeceğiniz şey?

        Aileme zaman ayırmak. Ailem benim gerçeklerim, kendimi bulma ve safrasız olabilme halim (Gülüyor.)

        'Kızılcık Şerbeti', heyecan dolu 10. bölümüyle ekrana gelecek. Kıvılcım yardım ettiği şiddet mağduru kadının kocası tarafından uğradığı saldırıdan Ömer’in sayesinde kurtulur. Fatih’in kavga esnasında evi terk etmesi Doğa’yı çıldırtmış ve onu takip ettiğinde bir kadının evine girerken görmüştür. Eve döner ve eşyalarını toplar, bu sefer kesin kararlıdır, Fatih’in yanında durmayacaktır. Pembe ve Abdullah’ın devreye girmesiyle konu açıklığa kavuşur, Fatih bir kadının yanına değil arkadaşının evine gitmiştir. İkili barışır. Nursema’nın sergiye katılacak olması Pembe’yi çok rahatsız etmektedir. Onun bu başına buyruk davranışlarına bir son vermek gerektiğini düşünen Pembe bu güne kadar çok ısrarcı olmadığı evlilik konusunu ağzından düşürmemeye başlar. Alev, Abdullah ile tesadüf karşılaştığı kafede onun gücünden, karizmasından artık iyiden iyiye etkilenmeye başlamıştır. Kıvılcım’ın evindeki yemek herkesi bir araya getirir ancak iki aile arasındaki farklılıklar her zamanki gibi yine apaçık ortadadır. Fatih’in, Doğa’nın babasıyla ortak olarak aldığı otelin açılışı yapılacak, kimse bu ortaklıktan memnun olmasa da Fatih’in hatırına herkes katılacaktır. Açılıştan birlikte çıkan Kıvılcım ve Ömer için ise yepyeni bir sayfa açılmak üzeredir.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ