Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Deprem sonrası ölümlere neden oluyor! Crush sendromu nedir, belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir?
        1

        Gölcük depremi sonrasında depremzedelere müdahalede bulunan Profesör Doktor Güner Sönmez, yaşanan yeni deprem sonrasında önemli uyarılarda bulundu. Sönmez, bu tip afetler sonrasında en çok Kompartman Sendromu ve Crush Sendromu yaşandığına dikkat çekti. Profesör Doktor Güner Sönmez, meslektaşlarını karşılaşabilecekleri rahatsızlıklar konusunda uyardı. Sönmez, 'Enkaz altından çıkarılan kişilerde idrar çıkışlarının ve ekstremitelerin iyi değerlendirilmesi gerektiğini' belirtti. Peki, Crush sendromu nedir, belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir?

        2
        3

        CRUSH SENDROMU NEDİR?

        Crush Sendromu, genellikle deprem, maden kazası, patlama gibi olaylardan sonra görülen bir sendromdur. Crush Sendromunun uzun süreli sıkışma ve hareketsizlik sonucunda ortaya çıktığı bilinmektedir. Bu sendromda kaslarda ağır ezilmeler ve yaralanmalar meydana gelir. Crush Sendromu sonucunda şok, böbrek yetmezliği, kalp ve solunum yetmezliği görülebilir. Ortaya çıkan kas şişmesi, Kompartman Sendromu'na sebep olabilir.

        4

        Depremlerde travmanın (dış etkenlerin neden olduğu bölgesel yaralanma) doğrudan etkisinin ardından gerçekleşen en sık ölüm nedeni Crush sendromu. Crush sendromu, ezilme, uzun süreli sıkışma ve hareketsizlik sonucunda ortaya çıkar ve kasların aşırı ezilmesi, hızlı ve etkili bir tedavi uygulanmazsa kişinin ölümüne yol açabilir.

        5

        CRUSH SENDROMU BELİRTİLERİ NELERDİR?

        Crush sendromunda büyük bir kas kütlesinde ezilme veya yaralanma meydana gelir.

        Enkaz altında kalan, sıkışan uzuvlarda hareket bozuklukları ve şişme/gerginlik yaşanabilir. Bu uzuvda nabız hissedilmeyebilir.

        Crush sendromlu kişi enkaz altından çıktığında sağlıklı görünebilir. Ancak bir süre sonra ezilen doku proteinleri kana karışır ve başta böbrek olmak üzere kalp ve akciğer bu durumdan etkilenir.

        Crush sendromunun en dikkat çekici belirtisi idrarın renginin kahverengiye dönmesidir.

        Halsizlik, ödem, düşük tansiyon görülebilir. Şok yaşanabilir.

        Vücut kimyası bozulduğu için kusma, görülebilir.

        Kanda üre, ürik asit, potasyum ve fosfat yükselebilir.

        6

        CRUSH SENDROMU TEDAVİSİ

        İleri seviyelerde Crush sendromunun böbrek yetmezliğine sebep olduğu bilinmektedir. Bu sebeple Crush sendromunda ilk olarak böbrekler üzerindeki olumsuz etki azaltılmaya çalışılır. Tedavide erken müdahele oldukça önemlidir. Enkaz altından çıkarılan kişiye 'ilk yardım' uygulanır.

        Crush sendromu tespit edildikten sonra ilk başvurulan yöntem ise genellikle sıvı oranını artırmak olur. Potasyum değerinin düşürülmesi gerekir. Crush sendromunda tedavi uzman kişiler tarafından yürütülmelidir.

        7

        Crush sendromu gelişmesi için en az 4 saatlik basınç gerektiğini söyleyen araştırmaların yanı sıra bazı araştırmalar sendromun 1 saat içinde bile geliştiğini ortaya koyuyor. Hiperpotasemi ve hipokalsemi sonucunda aritmi (kalp ritm bozukluğu) oluşabilir ve bu, hastayı ölüme sürükleyebilir. Bu nedenle, depremzedeler enkaz altından çıkarılırken tedavi olabildiğince erken başlamalı ve kurtarma sırasında da devam etmelidir.

        8

        Arama kurtarma ve sağlık ekiplerinin Crush sendromunun genel ve böbrekler üzerine olumsuz etkilerini önlemek için çok erken ve hızlı davranması gerekir. Bu noktada enkaz altındaki bir kişi tespit edildiğinde ekiplerin uygulaması gereken ilk yardım müdahaleleri vardır.

        - Göçük altındaki bir kişinin herhangi bir ekstremitesi (kol – bacak) görüldüğünde saatte 1,5 litre gidecek hızda izotonik NaCl (sodyum klorür) solüsyonu takılır.

        - Vücudunun tamamen serbestleştirilmesi için 45 ile 90 dakika geçebilir. Bu aşamada da solüsyon uygulanmaya devam eder.

        - Hastayı göçük altından çıkardıktan sonra ilk olarak idrar yapıp yapamadığına bakmak amacıyla foley kateteri (idrar sondası) takılır. İdrar çıkaramayan kişilerde öncelikle hipovolemi bulgularına (kan basıncı düşüklüğü, filiform nabız, soğuk terleme vb.) bakılır. Bulgular varsa en uygun solüsyonlar (kanamalı hastalarda kan, plazma, izotonik NaCl) kullanılarak hipovolemi tedavi edilir. İdrar çıkarmayan hastalara, tüm çıkardığı sıvıdan yaklaşık 1000-1500 ml daha fazla sıvı verilir.

        - Enkazdan çıkarıldıktan sonra az miktarda bile idrar akımı saptanan hastalarda bir sağlık kuruluşuna gidene dek mannitol-alkali diüretik tedavisine başlanır. Bu tedavi hiperpotasemi ve akut böbrek yetmezliğine karşı korunmada oldukça önemlidir.

        Haberi Hazırlayan: Hacer Tonay

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ