Diyarbakır'dan Şanlıurfa'ya: tarih, sanat ve lezzetle dolu bir rota
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın iç turizmi canlandırma hedefiyle, Diyarbakır Valiliği'nin destekleri doğrultusunda düzenlenen organizasyon kapsamında; tarihî dokusu, kültürel mirası ve sanatsal zenginliğiyle Diyarbakır'ı yakından tanıma, ardından Şanlıurfa Kültür Yolu Festivali ile bölgenin ruhunu müzikten sergiye, gastronomiden sahne sanatlarına uzanan geniş bir yelpazede keşfetme fırsatı buldum
ABONE OLDiyarbakır, zihnimde hep bir merak uyandırmıştı; tarihin tozlu sayfalarından fırlamış, medeniyetlerin buluştuğu bir şehir... Diyarbakır Valiliği'nin destekleri ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın iç turizmde destinasyon çeşitliliğini artırma misyonuyla çıktığım bu yolculukta, beklentilerimin çok ötesinde bir deneyim yaşadım. Uçaktan indiğimde beni karşılayan, sadece sıcak iklimi değil, aynı zamanda ruhuma dokunan sıcacık insanları oldu. Mezopotamya'nın kalbinde, Dicle Nehri'nin bereketli kollarında yükselen bu şehir, her bir köşesinde binlerce yıllık yaşamın izlerini taşıyan, adeta nefes alan bir açık hava müzesiydi.
Diyarbakır seyahatimin ilk durağı, Çınar ilçesinde bulunan Zerzevan Kalesi oldu. Kaleye adım attığım an, yaşanmışlıklar, gizemler ve asırlık taşların fısıltıları beni adeta büyüledi. Oyukları, nişleriyle tarih ve kültür-sanat meraklılarına "Bana gel!" diyen bu yapı, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alıyor. Roma İmparatorluğu döneminden kalma çok önemli bir askeri kale ve yerleşim yeri olduğu bilgisini edindim.