Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Para İstanbul için en büyük hayalim gerçekleşiyor - Makro Ekonomi Haberleri

        Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''İstanbul sadece kıtalar arasında değil, medeniyetler arasında, kültürler arasında ekonomiler ve ticaret havzaları arasında da bir köprü konumunda bulunuyor'' dedi. Erdoğan, "İstanbul'un finans merkezi olması için gereken planlar yapıldı. Bu proje benim çok eski ibr hayalimdi ve şimdi hayata geçirelecek. İstanbul finans merkezine dönüşecek" dedi.

        Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezinde IMF-Dünya Bankası yıllık toplantıları çerçevesinde Üst Düzey Katılımlı Güvernörler Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, konukları saygıyla selamladığını belirterek, ''Dünya Bankası ve IMF Guvernörler Kurulu 2009 yıllık toplantısı nedeniyle Türkiye ve İstanbul'a hoş geldiniz diyorum'' şeklinde konuştu.

        Türkiye ve İstanbul'un 1955'te yıllık toplantılara ev sahipliği yaptığını anımsatan Erdoğan, Türkiye'nin 54 yıl aradan sonra tekrar bu organizasyona ev sahipliği yaptığını dile getirerek, ''Siz değerli misafirleri tekrar ağırlamaktan ötürü duyduğum memnuniyeti gerek şahsım gerek milletim adına özellikle ifade etmek istiyorum'' dedi,

        Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

        ''Küresel ekonomi açısından son derece kritik bir süreçten geçtiğimiz bu günlerde İstanbul Toplantılarının dünyamız için hayırlı sonuçlar doğurmasını temenni ediyorum. Şu anda tarihte dünya üzerinde paranın ilk kez kullanıldığı topraklarda bulunuyorsunuz. Aynı şekilde dünyada toprakları iki kıtaya yayılmış yegane şehrin İstanbul olduğunu da bu vesileyle hatırlatmak isterim.

        Hemen yanı başımızdaki İstanbul Boğazı Asya kıtasıyla Avrupa'yı birbiriyle buluşturuyor. İstanbul sadece kıtalar arasında değil, medeniyetler arasında, kültürler arasında ekonomiler ve ticaret havzaları arasında da bir köprü konumunda bulunuyor.

        Bu birleştirici şehrin, zor günlerden geçtiğimiz şu dönemde güçlerimizi, birikimlerimizi, tecrübelerimizi de bu anlamda bir araya getirmek suretiyle dünyamız adına, küresel ekonomi adına iz bırakan bir organizasyona sahip olacağına tüm kalbimle inanıyorum. Bir kez daha Türkiye'ye ve İstanbul'a hoşgeldiniz diyor, burada bulunduğunuz süre içinde eşsiz İstanbul'un tüm güzelliklerini doya doya yaşamanızı temenni ediyorum.''

        Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gelinen noktada çok karamsar tablo çizmenin doğru olmadığını belirterek, ''Güçlü politika tedbirleri olumlu sonuçlar vermeye başladı. Bu umut verici bir gelişme ancak bu aşamada tedbiri elden bırakıp rehavete kapılmamamız gerektiği de bir gerçek...'' dedi.

        Bu kriz sonucunda veya bu kriz sürecinde küresel krizlerin gelişmiş ülkelerden de kaynaklanabildiğini ve sınır tanımadığını açıkça gördüklerini vurgulayan Erdoğan, ''Dolayısıyla küresel ekonomide rollerin ve sorumlulukların dağılımını gözden geçirme ihtiyacı doğmuştur'' dedi.

        BİR TARAFTA REFAH, DİĞER TARATA AÇLIK

        Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dünyanın bir bölümü sınırsız bir şekilde tüketirken diğer bir bölümünün de açlık nedeniyle hayatta kalma mücadelesi verdiğine işaret ederek, ''Barışın, refahın, kardeşliğin, güvenliğin, huzurun küreselleşmediği bir dünyada kimsenin mutlu ve huzurlu olma imkanı kalmamıştır'' dedi.

        Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

        ''Dünyanın bir bölümü sınırsız bir şekilde tüketirken diğer bir bölümü de açlık nedeniyle hayatta kalma mücadelesi veriyor. Dünyanın bir kısmında inanılmaz bir israf yaşanırken, diğer bir kısmında ne yazık ki bir avuç pirinç bulmak dahi imkansız hale geldi. Bir kesim zenginleşirken diğer kesim fakirleşti. Bir yerde refah artarken diğer bir yerde sefalet arttı. 3 G, 4 G teknolojisini yaşayan bir dünyaya karşılık kabul edelim ki hayatı boyunca 'alo' dememiş hatırı sayılır bir insan topluluğu var.''

        Başbakan Erdoğan, bir dayanışma ve yardımlaşma çağı olması beklenilen 21. yüzyılda insanoğlunun dayanışma ve kardeşlik iklimini maalesef yeterince tesis edemediğini belirtti.

        Aslında 21. yüzyıla girerken çok iddialı olunduğunu, küresel barışın tesis edileceğinin ve teröre karşı ortak mücadele verileceğinin söylendiğini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

        ''Ama ne yazık ki öyle olmadı ve 21. yüzyıla girerken bu beklentilerin hakim olduğu bir atmosfer vardı ama uygulama çok farklı oldu. Geçtiğimiz yüzyılda bu adaletsiz manzara savaşlara, çatışmalara dönüştü, göçe, gelir dağılımında eşitsizliğe, büyük şehirlerde adi suçlara, plansız kentleşmeye dönüştü. Çevre katledildi, katledildi... İklim değişikliği noktasında beklenen olumlu gelişmeler hala yok. Bu yüzyılda da bu manzaranın çok daha büyük bir krize küresel ve herkesi kapsayan ekonomik bir krize dönüşmemesi için işte bugünden tedbirler almak zorundayız.''

        Erdoğan, uluslararası mali kuruluşların reformu konusunda uzun zaman alan ve zorlu müzakereler gerektiren bir çok konunun bugün süratle ilerlediğini vurgulayarak, ''Yakaladığımız reform iradesini ve ivmeyi kaybetmememiz gerektiğinin altını çizerek burada ifade etmek istiyorum'' dedi.

        FİNANSAL SEKTÖR DEĞERLENDİRME PROGRAMI

        Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

        ''Finansal piyasalarda artık, sorumluluk ve ihtiyatlılık gibi kavramların daha öncelikli olduğu bir döneme giriyoruz. Bir defa, ihtiyati gözetim ve risk yönetiminin geliştirilmesi, şeffaflığın artırılması finansal şirketlerin denetiminde uluslar arası işbirliğinin güçlendirilmesi yönünde önemli gelişmeler kaydedildi. Yine finansal kurumların, araçların ve piyasaların düzenleme kapsamına alınması için yapılan çalışmalar devam ediyor.

        Yaşadığımız kriz, mali sektördeki kırılganlıkların zamanında tespitinin büyük önem taşıdığını da ortaya koymuştur. Bu çerçevede IMF ve Dünya Bankası'na önemli görevler düşüyor. Bu kurumlar tarafından gerçekleştirilen Finansal Sektör Değerlendirme Programını son derece önemli bulduğumuzu ifade etmek isterim.''

        Finansal Sektör Değerlendirme Programı uygulamasını Türkiye'nin de gerçekleştirdiğini hatırlatan Erdoğan, bunun sonuçlarını da kamuoyu ile paylaştıklarını söyledi.

        Başbakan Erdoğan, elde edilen sonuçların, Türkiye finansal sektörünün düzenleme, denetim ve risk yönetimi alanlarında sağlamış olduğu büyük ilerlemeyi teyit ettiğine dikkati çekerek, ''Söz konusu programı, bu güne kadar gerçekleştirmemiş olan ülkelerin, bu çalışmayı yapmalarını faydalı gördüğümüzü ifade etmek isterim'' diye konuştu.

        Sözlerine İstanbul ile başladığını İstanbul ile bitirmek istediğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

        ''İstanbul tarih, turizm ve kültür alanında olduğu kadar ekonomik ve ticari alanda da Türkiye'nin ve dünyanın önde gelen şehirlerinden bir tanesi. İstanbul'da 4,5 yıl belediye başkanlığı yaptım ve o zamandan bir hedefim, bir hayalim vardı, o da İstanbul'u bir finans merkezi haline getirme projesiydi. Tabii farklı merkezi yönetimler olduğu için İstanbul'umuzu o zamanlar bir finans merkezi haline getirmeye muvaffak olamadık. Şimdi ise merkezi yönetim bizde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi yine bizde. Oturduk konuştuk ve süratle dedik ki; 'İstanbul'umuzu artık finans merkezi yapma zamanı geldi'. Ve Orta Vadeli Programımızda da kararlılıkla ifade ettiğimiz gibi, bu önemli bir yapısal reform, bunu gerçekleştireceğiz ve İstanbul'umuzu finans merkezi yaparken gerek kamu finans kuruluşlarını, zaten özel sektörün finans kuruluşları burada, denetleyici kurum ve kuruluşları da buraya almak suretiyle İstanbul bu noktada yeniden bir yapılandırmanın içerisine süratle giriyor.

        Buna göre planlama çalışmalarını bitirdik, şimdi artık uygulama zamanı geldi. Ve küresel bir finans merkezi haline getirmek için de çalışmalarımızı yoğunlaştırdık.''

        İstanbul ve Türkiye'nin böylesine büyük ve iddialı bir proje için hazır olduğunu belirten Erdoğan, Türkiye'nin son dönemde finansal derinleşme alanında attığı adımların bu konudaki yüksek potansiyeli, finansal düzenlemeleri çok ileri düzeylere taşımış olması ve kurumsal altyapının iyi tesis edilmiş olmasının, İstanbul'un finans merkezi haline getirilmesinde önemli avantajlar sağladığını vurguladı.

        Başbakan Erdoğan, ''Bu özelliklere ülkemizin genç ve dinamik nüfusu, yetişmiş insan gücü, jeopolitik avantajları, hızlı büyüyen ve gelişen ekonomisi, sağlam birikim altyapısı, zengin kültürel ve tarihi geçmişi eklendiğinde uluslararası finans camiasının İstanbul'un sunduğu avantajları görmezden gelemeyeceğine inanıyoruz'' dedi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ