Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Turizm Avrupa’nın başkenti Brüksel - Turizm Haberleri

        Paris, Londra, Viyana, Roma, Berlin, Atina... Tam 27 Avrupa başkenti Brüksel’in önünde saygıyla eğiliyor... Burası Avrupa Birliği’nin yönetim merkezi. Belçika’nın başkenti, aynı zamanda ışıklı, hareketli ve samimi bir şehir

        Brüksel’e ilk gittiğimde seyahat acentasının azizliğine uğrayıp kendimi Molenbeek semtinde bulmuştum. Burada karşılaştığım manzara, ne Tenten öykülerinde gördüklerime ne de bu şehirde yaşayan arkadaşlarımın anlattıklarına benziyordu. O yüzden Brüksel’i anlatmaya Molenbeek’le başlamayacağım kesin. Peki, nereden başlamalı? Karar vermek zor... Öyleyse hikâye şöyle başlasın: Kubat’ın telefonuyla Molenbeek’teki sıkıcı otelimde lobiye indiğimde, uzun süre öncesinden tanıdığım Mehmet’in, namı diğer Parke Mehmet’in beni beklediğini görüyorum. İlk cümlesi “Bu oteli çok aradın mı?” oluyor.

        Eskiden bir randevuevi olması nedeniyle, otelin buradaki Türkler arasında pek de iyi bir namı yok. Otelden çıkıp doğruca Grand Place’a gidiyor ve şehir turumuza başlıyoruz. Bu meydana giderken, merdivenlerinde sürekli insanların oturduğu borsa binasının dev sütunlarıyla karşılaşıyoruz önce. 1-2 dakikalık yürüyüşün sonunda ise Grand Place’ın tam ortasında buluyoruz kendimizi. Burası ressamlar, kafeler ve restoranlarla çevrelenmiş. Dolaşırken şehrin karakteristik özelliklerinin yansımalarını birer birer fark ediyorsunuz: Dantel işçiliği, çeşitli markalarda biralar, çiçekçiler, şehrin mimari tarzını ve sanatsal yönünü sergileyen binalar, Bira Müzesi... Etraftaki kafe ve restoranlarda hareketlilik gece yarısına kadar sürüyor. Brüksel’in İstiklal Caddesi olarak tanımlayabileceğimiz Place Rogier’de ise dünyaca ünlü markalar bir arada. Şehri layıkıyla keşfetmek istiyorsanız, sırasıyla Grand Place, Place Rogier ve Merkez Tren İstasyonu rotasını izlemelisiniz.

        Böylece Brüksel’in en güzel sokaklarını, en şık binalarını, popüler restoran ve kafelerini görmüş olursunuz. Unutulmazlar listesine; İstanbul’daki Miniaturk’ün benzeri olan ve Avrupa’nın en ünlü binalarını içeren maket Mini-Europe ile 1958’de bir fuar nedeniyle inşa edilen 102 metrelik dev atom çekirdeği Atomium’u da ekleyebilirsiniz. Şehrin temelleri ise yüzyıllar önce bir bataklığın kurutulmasıyla atılmış. Zaten Brüksel adı da “bataklıklar içindeki yerleşim” anlamına gelen “bruoscella” kelimesinden geliyor.

        Her büyük Avrupa kenti gibi, Brüksel de bir göçmen kenti. Ama özellikle bir göçmen semti dikkatimi çekiyor: Çoğunlukla Afyonkarahisar’ın Emirdağ İlçesi’nden gelen Türklerin yaşadığı Skarbeek. Burada o kadar çok Emirdağlı yaşıyor ki, Belçikalılar uzun süre, Emirdağ’ın İstanbul’dan büyük bir şehir olduğunu düşünmüşler! Bu bilgiye ulaştıktan sonra, bizim Parke Mehmet’in de Emirdağlı olmasına hiç şaşırmıyorum...

        Vahşi hayvanların diyaloğunu kaçırmayın

        Brüksel Belediyesi Sanat Galerisi’nde 20 Mart’a kadar Fovizm akımının en ilginç tabloları sergileniyor. Fovizm, sert ve çiğ renklerin kullanıldığı bir sanat akımı. Ünlü eleştirmen Louis Vauxcelles, fovizm akımının temsilcisi olan sanatçıları “les fauves” (vahşi hayvanlar) olarak adlandırmıştı. “Dialoog Onder Fauves” (Vahşi Hayvanlar Arasındaki Diyalog) adlı sergi, Macar ressamların Fransız seleflerine verdiği yanıt niteliğinde. I Pop-art’ın en önemli isimlerinden Andy Warhol dahil pek çok sanatçıya esin veren Belçikalı Rene Magritte, günümüz grafik sanatçılarının da ilham kaynağı. Eserlerini Magritte Müzesi’nde görebilirsiniz.

        Brüksel’in Taksim’i St. Gery’de eğlenin

        -Belga Queen, lüks ambianslı bir yemek için doğru seçim. Mönüde et de var ama 2-3 katlı deniz ürünleri tabağını tavsiye ederim.

        -Le Varietes, klasik Belçika mutfağı sunuyor. Peynir fondü ve peynir pane denenmeli!

        -Le Deuxieme Element, Tayland restoranı. L’Ultime Atome popüler restoranlar arasında.

        -Michelin yıldızlı Jaloa’yı kalitesi ve sahibi Gaeta’nın dostane yaklaşımıyla da seversiniz.

        -Grand Place’a en yakın barlar sokağı olan St. Gery’deki Mappa Mundo şahane mohitolar içebileceğiniz bir mekân. Bu bölgedeki popüler barlar arasında yer alan The Flat ise seçkin müşteri profili, şampanyaları ve kokteylleriyle dikkat çekiyor.

        Levent ÖZÇELİK-HT CUMARTESİ

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ