Fenerbahçe - Anderlecht maçı yazar yorumları
Spor yazarları, Fenerbahçe'nin Anderlecht'i 2-0 yendiği Avrupa Ligi grup maçı için ne dedi?

Koeman'a tek lafımız olamaz.
Cocu'nun mirası üstüne performans üretmeye çalışıyor.
Takımın sistemi olamamış. Belki saha dizilişi var ama, oyun anlayışı yok İki şansı var; birincisi koşacaklar, ikincisi önemli oyuncuları performans gösterecek.
Bu noktada Valbuena'ya sarıldı, Ayew'in sırtını okşadı, Silimani'ye "koçum benim" dedi.
Fransız, topa şekil vermekteki yeteneğini kullandı ve Anderlecht'in biletini de kesti.

Derbiyi 2-0'dan 2-2'ye getiren kadro arkasına aldığı rüzgarı, özgüveni bu maça sonuna kadar yansıttı. Oyun Anderlecht'in daha istekli görüntüsüyle geçse de, kırılma noktasını Fenerbahçe iyi kullandı. Rakibe "nasıl kaçar" diyebileceğimiz pozisyon vermeden, kendi kaosunu yaratarak, oyuncu kalitesine güvenerek oynadılar.
Bu galibiyetin stratejik önemi vardı. Bunu bir kenara bırakırsak, oyuncu grubunun iki maç üst üste istediklerini aldıklarını görmesi, bundan sonrasını farklı yapabilir.
Bu oyunu seyrederken Comolli'nin ne düşündüğünü de merak ettim.
Elbette gollere sevinmiştir.

Ama ne oynadığı belli olmayan, birileri; bir şeyler yaptığında etkili olabilen bir kadro seyrettiriyor bizlere. Seçtiği hocanın ve futbolcuların ürettiği kaos. Maçı elbette böyle yorumlamayacak, havasını atacaktır etrafa. Yazık...
Valbuena'nın alnından öpüp, ellerinden geleni yapmaya çalışan Fenerbahçe oyuncularını tebrik etmek önceliğimiz.
Eğer Fenerbahçeli'yseniz, bu oyuncuların iyi niyetinin ve inadının peşine düşün.
Hepsi sınırlarını zorluyor, kötü oynamıyorlar, sadece daha iyiyi yapmaya çalışıyorlar.
Maçın iyisi: Valbuena Kötüsü: Bakkali!...

Böyle istedi
GÜRKAN KUBİLAY - FOTOMAÇ
Fenerbahçe 4-4-2 başladı maça... Kötü bir saat olmasına karşı seyircisi de stadı doldurmuştu.
Onlar çıkışta bizim kaptırdığımız toplarla, biz ise kenar ortalarına Slimani'nin biri iyi, diğer 2'si kötü kafaları ve Ayew'in şutu ile ile pozisyon zorladık. Daha iyi olduğumuz ilk 20 dakikalık bölümde Hasan Ali ile kaçan gole de ciddi üzüldük. Anderlecht ise ayağa pasla geliyor, topu şişirmiyordu.
20 ila 30. dakikalar arasında onlar iyiydi ama Hasan Ali, bindirmeleri ile sağ taraflarını tedirgin ediyordu. Eljif ve Jailson taktik gereği savunmamıza yakın oynayınca hücumda çoğalmamızı sağlayamıyorlardı. Ayew ve Valbuena da ilk yarının son anlarında düşünce baskı yiyorduk.
Üst direğimizin sayesinde de gol yemekten kurtuluyorduk.
İlk yarıda en çok dikkatimi çeken şey, topu yüzde 65 ile Anderlecht'e bırakmamızdı. Ama onlar da direğe vuran dışında, '10'da sıfır' şut isabeti ile oynayınca etkili olamıyorlardı.

İkinci yarı ilk 5 dakika temposuzdu.
Slimani'nin bireysel beceri ile götürüp, bireysel beceriksizlikle kaçırdığı pozisyon dışında 60'a kadar yaprak kıpırdamadı.
Topu onlar kullanınca, topun peşinden koşmak da bize kalıyor, bu da bizi yoruyordu. Burada devreye girmesi gereken yıldızlar ve yetenekleri olmalıydı ve Valbuena da Ayew'in kafasına bile çarptırmadan bunu yaptı. Ardından da topu kapıp, Frey'e attırdı Fransız.
79'da 10 kişi kaldı Belçikalılar.
Slimani inanılmaz bir deparla gitti yine kaçırdı, artık atmayı öğrenmesi gerekiyordu. Hasan Ali mükemmeldi.
Özgüveni artan bir takım var yavaş yavaş. Şansları da dönmüşe benziyor. Bu gruptan çıkacaklar, Koeman ile devam da en mantıklı karar. Bu takım çok daha iyi olmaz ama daha iyi olur..

Gol Buena!
ATTİLA GÖKÇE - MİLLİYET
Erwin Koeman, Anderlecht karşısına çıkan on birle hem niyetini ortaya koydu, hem de tribünlere beklenen mesajı verdi: Maçı kazanmak için buradayız. Haydi bir an önce golü atalım.
Kadıköy’de çimene sürdüğü 11 adamın en az dördü, Valbuena, Ayew, Slimani ve Frey hücumcuydu. Onlara ek olarak Eljif Elmas ve Jailson da topu kazandıklarında zaman kaybetmeden öndekileri pozisyona sokmak çabasındaydı ama, asıl önemli hamleler geri dörtlünün iki bekinden -Şener ve Hasan Ali- geldi. Özellikle Hasan Ali. Sol kanattan taşıdığı topla ceza alanına kadar indi, sonra da Slimani pas beklerken dar açıdan şut atıp gol şansını denedi. Olmadı.

Fenerbahçe’nin 2-2’lik Anderlecht ve Galatasaray maçlarından sonra özgüveninin yükseldiğini gördük. Bunda kuşkusuz Koeman’ın yeni açılmış beyaz sayfadaki kredisiyle kadronun Cocu dönemindeki baskıdan uzak kalmasının da rolü vardı.
Olumlu görüntülere rağmen kopuk kopuk oynadı Fenerbahçe. Topla oynayan takım Anderlecht’ti. Sarı-lacivertliler kazandıkları toplarla istedikleri sayıda şut atamadılar. Hücum organizasyonunda son vuruş için alternatif yaratacak birden fazla oyuncuyla rakip ceza alanına giremediler. Anderlecht kazandığı toplarla çok iyi bir pas oyunu sergiledi.Buna karşılık Fenerbahçe savunması da çok iyi alan kapatarak rakibine şans tanımadı.

Maçın en çok yorulan adamı Valbuena oldu. Hem orta alan- ileri uç bağlantısı için koştu; hem de savunmasına yardım için geriye koşarak depar attı. Koeman’ın ikinci yarıda futbolcuları oyunu rakip bölgeye taşıma, birbirlerine daha yakın oynama konusunda uyardığını anladık. Daha etkili, daha baskılı bir ev sahibi ortaya çıktı. Eljif Elmas’ın şutuyla Anderlecht’i tehdit etmeye başlayan Fenerbahçe baskısının karşılığını Valbuena ile aldı. Hakça söyleyelim, oyunun başından itibaren sol kanatta tarifeli tren gibi gidip gelen Hasan Ali’nin asisti de alkışı hak etti. Cocu’nun kenarda beklettiği, yok saydığı adam Valbuena, Koeman’ın itibarını iade etmesiyle, özellikle ikinci yarıda daha rahat oynayarak kendisine açılan krediyi hak etti. Kendi golünden üç dakika sonra göstere göstere Frey’i boş kaleye çağırıp kendi atabileceği golü takım arkadaşına sunması ayrı bir sportmenlik örneği idi.

Üç dakika içinde peş peşe iki gol Anderlecht’i çökertmeye yetti. Hem savunma sorunlarını çözemediler hem de kazandıkları topları istedikleri gibi kullanamadılar.
İki Anderlecht maçı, Galatasaray karşısında ikinci yarıdaki reaksiyon futbolu ve attıkları gollerle Fenerbahçe’nin gecikmiş ruh halini yakaladığını, artık gerçek bir takıma dönüştüğünü söyleyebiliriz.
Hem UEFA Avrupa Ligi’nde, hem de Süper Lig zirvesinde yolu açmak gerekiyor: Fenerbahçe geliyor.