Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem 7 haziran seçimlerinde görev almak için Oy ve Ötesi'ne başvurabilirsiniz. Oy ve Ötesi Haberturk.com

        IŞIL CİNMEN

        icinmen@haberturk.com

        HABERTURK.COM

        "CHP’nin oyunu koruduğum kadar AKP’nin, AKP’nin oyunu koruduğum kadar HDP ve MHP’nin oyunu da koruyacağım."

        Bu sözü tüm kalbinizle verebiliyorsanız, Oy ve Ötesi sizi bekliyor.

        Oy ve Ötesi bir taban hareketi.

        8 genç insan tarafından kuruldu.

        Tamamen gönüllü ve bağımsız sekiz arkadaş...

        Çok kısa bir sürede şeffaf ve demokratik seçim bilincinin yerleşmesini isteyen 30.000’in üzerinde gönüllüden oluşan bir platforma dönüştüler.

        Kuruldukları 24 Nisan 2014'den beri dertleri tek: Seçim gününün hakkaniyetle, doğru sonuçlanması...

        Yani verdikleri söz şu: “Oy ve Ötesi gönüllüleri, CHP’nin oyunu koruduğu kadar AKP’nin, AKP’nin oyunu koruduğu kadar HDP ve MHP’nin oyunu da koruyacaktır.”

        Daha anlamlı, daha desteklenesi bir hareket olabilir mi?

        Hepimize ihtiyaçları var!

        Ben 7 Haziran seçimlerinde Oy ve Ötesi müşahidi olmak için başvurumu yaptım bile...

        Hadi! Siz de durmayın.

        Sercan Çelebi'nin dediği gibi, "Sadece 1 gün, gelecek yıllarımızı etkileyecek! Biraz yorulmaya değmez mi?"

        Elbette değer!

        Söz, Oy ve Ötesi kurucularından Serkan Çelebi ve Yasemin Örs'te.

        Siz kimleri bir araya getiriyorsunuz?

        Birbirleriyle aynı sofrada oturması görüşlerinden dolayı zor olan insanları bile bir araya getiriyoruz. Hatay’daki bölge sorumlumuz, “hepsi farklı, keskin inanç ve siyasi görüşe sahip üç arkadaşım var. Bu insanları bir yemekte mümkün değil bir araya getiremezsin, ama bizim toplantımızda bir araya geldiler” dedi. Sadece Hatay’da Oy ve Ötesi için 80 kişi toplandık.

        Toplantılarınıza daha çok kimler geliyor?

        Sivil Toplum Örgütleri, İnsan Hakları Dernekleri, bölgenin restoran sahipleri, esnafları geliyor. Eski partili ama yılmış veya yeni partiye girmiş ama çıkış arayan, apolitik ama canına tak etmiş, siyasi partilerin hiçbirinden hoşlanmayan, bunu yer yer sert dile getirebilen biraz daha delikanlı kesimler de var. Yani, değişik bir profil var.

        Oy ve Ötesi hakkında hiçbir fikri olmayan birine Oy ve Ötesi’ni anlatın...

        Oy ve Ötesi, Aralık 2013’te seçim sürecinin daha demokratik ve katılımcı bir ortamda olmasına katkıda bulunmak isteyen 8 kişilik bir arkadaş grubu tarafından kuruldu. Bir siyasi partiyle bağlantısı olmayan, o güne kadar siyasete ilgisi de olmayan ama bu sürece katkıda bulunmak isteyen insanlar bir araya geldi ve kurdu. Aralık 2013’ten Mart 2014’teki yerel seçimlere kadar 33 bin gönüllüye ulaştık.

        • Ötesinde berisinde hiçbir amacımız yok.

        Amacınız nedir?

        İlk amacımız, seçim gününde yasaya aykırı şeylerin yaşanmamasını sağlamak ve bu süreçte sandık kurullarına aktif vatandaş olarak katkıda bulunmak... İkinci amacımız, işin görmediğimiz kısmıyla, yani Sandık Birleştirme Tutaklarıyla ile ilgili... Bu iki basamakla, seçim gününde değer zincirindeki bütün halkalara dokunabiliyoruz; hem gönüllülerin, hem de Oy ve Ötesini takip eden herkesin içine sinecek şekilde şeffaf bir seçim sağlamaya çalışıyoruz.

        Tek çıkış noktanız bu mu gerçekten?

        Oy ve Ötesi’nin kuruluşundan bu yana üç temel hedefimiz var:

        1. Daha fazla insanı, özellikle apolitik gençleri, sandığa göndermek.

        2. Bilinçli oy kullandırabilmek; yani seçmenlerin sadece logolara, bayraklara, renklere bakarak değil, adayları da tanıyarak oy kullanmalarını sağlamak.

        3. Sonuç ne olursa olsun, gerçek sonucu alabilmek adına sandıklara sahip çıkmak.

        Ötesinde berisinde hiçbir amacımız yok.

        Aslında demokrasinin temel üç bacağından bahsediyorsunuz...

        Evet, yaptığımız organizasyon anayasal bir hak! Her vatandaş, Oy ve Ötesi olsun ya da olmasın, kendi sandığının başına gidip süreci takip edebilme hakkına sahip. Bizim yaptığımız, bu anayasal hakkın daha organize halde kullanabilmesini sağlamak... Bizim geçmişte yaşananlarla, şaibe iddialarıyla ilgili bir derdimiz yok.

        Nedir derdiniz?

        Bizim derdimiz gelecekle ilgili. Şüphe olmaması ve kafa karışıklığı yaşanmaması için yurttaşın tüm süreci kendi gözüyle görmesini istiyoruz.

        İdeal bir sistemde Oy ve Ötesi gibi bir platforma ihtiyaç olmaz. Türkiye’deki hangi eksiklik sizin doğmanıza sebep oldu?

        Türkiye, seçim sistemi kanunuyla, yönetmeliğiyle, bilişim alt yapısıyla gelişmekte olan birçok ülkeden iyi noktada; siyasi partilere verilen imkanlardan tutun da, vatandaşların bilgiye ulaşmasına kadar...

        Yani sorun kanunda değil, uygulamada mı?

        Evet, sistem aday gösteren bütün siyasi partilerin seçim günü tüm sandıklara, sandık kurulu üyesi ve müşahit göndereceğini ve bu insanların sandık haklarını savunabileceklerini varsayıyor. Bu sayede de denge ve denetleme mekanizması kurulacağını farzediyor. Aslında çalışsa, çok iyi bir sistem! Hepimiz kendi oyumuza sahip çıkmış oluruz ve birbirimizi dengeleriz. Ama bu sistem maalesef bu şekilde çalışmıyor.

        Ne oluyor?

        Bugüne kadar Oy ve Ötesi’nin mutfağından 45 bin gönüllü geçti. Süreç içinde yaşadıklarımız ve tanık olduklarımız, çıkış noktasındaki sebebimizi doğruluyor. Yaşadıklarımız gösteriyor ki, işler kanunda varsayıldığı gibi yürümüyor.

        • insanların oylarının doğru bir şekilde sonuca yansıdığını garanti altına almış oluruz

        Pratikte ne oluyor yani?

        Bazı partiler, bazı sandıkların başına tek görevli bile gönderemiyor! Ve bazı partiler temin organizasyonunu, insan sayısı ve bilgi düzeyi anlamında daha iyi yapabiliyor. Diğer partiler en iyi olanla aynı seviyeye gelmediği sürece, sandık başında iyi organizasyon yapan partiler bir adım önde oluyor.

        Bunun riski ne?

        İnisiyatife kalan noktalarda, o ilde güçlü olanın işi kendi tarafına çekebileceği durumlar yaşanıyor. Bizim, her partiden herkes için dengelemeye çalıştığımız nokta tam da burası. Bağımsız ve tarafsız bir organizasyon sürece hakim olursa, insanların oylarının doğru bir şekilde sonuca yansıdığını garanti altına almış oluruz.

        Bir partinin, seçimi kendi adına güvenli sonuçlandırması kaç kişiye ihtiyacı var?

        Bu seçimde 174 bin sandık olacak.

        O zaman her sandık için 1 kişi dersek, bir partinin en az 174 bin görevliye ihtiyacı var.

        En az. Okul sorumlusu, ilçe sorumlusu, il sorumlusu, arka tarafta çalışan bilişim ekipleri... Bunları da sayarsak 200 bine dayanıyor. Ve en azından mecliste grubu olan partilerin, her seçimde her sandıkta en az bir kişiyi görevlendirmiş olması lazım.

        Bununla da bitmiyor...

        Bitmiyor! O kişinin eğitim sürecinden geçmiş olması lazım, neye müdahale edebileceğini, neyin doğru neyin yanlış olduğunu iyi biliyor olması lazım ki, orada fark yaratabilsin. Aksi halde, fayda getirmediği gibi sisteme zarar verir. Sandık başında şahit olduğumuz manipülasyonlara müdahale edemezsek, onları meşrulaştırmış ve bir parçası olmuş oluruz. Seçim, büyük ve zor bir organizasyondur.

        Karşılaştırma yapacak olursak hangi parti sandık başında daha bilinçli ve organize?

        Karşılaştırma yapmak gerekirse, genele baktığımızda AK Parti insan sayısı ve verimlilik olarak seçim organizasyonunu daha iyi yapıyor. Ancak farklı bölgelerde, farklı siyasi partiler hakim. AK Parti’nin yetersiz kaldığı ilçeler olabiliyor. Son birkaç seçimdir muhalefet partilerinde de kıpırdanma görüyoruz. Sandık başı organizasyonlarına biraz daha erken başladıklarını ve eğitimlerini daha iyi yürüttüklerini görüyoruz. Bu dengeyi sağlamak adına umarım çorbada tuzumuz olmuştur.

        Samimi olun. Oy ve Ötesi olarak bütün partilere eşit uzaklıkta olduğunuzun sözünü verebilir misiniz?

        Oy ve Ötesi, siyasi partilerden bağımsız bir gönüllülük hareketi! Apolitik değil, çünkü politik süreçlere dokunuyor ama politize olmadan politik süreçlere dokunuyor. Demokrasi hareketi, aktif vatandaşlık hareketi, farkındalık hareketi!

        Yani siz gönül rahatlığıyla şu sözü verebilir misiniz? “Oy ve Ötesi gönüllüleri, CHP’nin oyunu koruduğu kadar AKP’nin, AKP’nin oyunu koruduğu kadar HDP ve MHP’nin oyunu da koruyacaktır.”

        Verdiğimiz söz tam da bu! Sistem, hükümetle özdeşleştirildiği için bizim yaptığımız muhaliflik olarak görülüyor. Oysa, kazananın şeffaf bir sistemden geçerek kazanması çok önemli! Kaybedenin de bir sonraki seçimde kazanma şansının olması için aynı şekilde şeffaf bir sistemden geçmesi önemli. Biz seçim gününden bir gün sonra söyleyeceğimiz sözün duyulmasını istiyoruz. Bu yüzden bu organizasyonun tarafsız ve bağımsız olması her şeyden önemli. Bütün siyasi partilerle konuşuyor ve yaptığımız şeyi anlatıyoruz ama hiçbir siyasi partiyle iş birliği yapmıyoruz! Çünkü iş birliği yaptığımız anda yaptığımız işi çöpe atmış oluruz.

        • Hem kamuoyu için, hem de bütün siyasi partiler için denge mekanizması olmak istiyoruz.

        Sizi CHP’ye yakın görenler çoğunlukta...

        Hayır, bölgeden bölgeye arkamızda kimin olduğu konusunda yapılan spekülasyonlar değişiklik gösteriyor. Örneğin Güneydoğu’da arkamızda AKP’nin olduğunu, İç Anadolu’da arkamızda cemaat olduğunu düşünüyorlar. Bu farklılık bizi sevindiriyor. Demek ki işimizi iyi yapıyoruz. Toplumun genetiğinde şüphe var. Hepimiz şüphe duyuyoruz... Ama Oy ve Ötesi bir gönüllülük işi, bu organizasyon bir taban hareketi ve tek bir derdi var; seçim gününün hakkaniyetle, doğru sonuçlanması...

        Yani CHP’ye organik bir yakınlığınız yok...

        Yok ve zaten CHP’yi yakından tanıyanlarda böyle bir algı yok. Biz bu hareketi sistemle ilgili bir sürece katkıda bulunmak için kurduk ve sadece doğruya ulaşmak konusunda bir payımız olmasını istediğimiz, buna ihtiyaç olduğunu gördüğümüz için bunu yapıyoruz. O yüzden bizim çıkış noktamız bir parti için ya da bir partiye karşı değil. Hem kamuoyu için, hem de bütün siyasi partiler için denge mekanizması olmak istiyoruz.

        Siyasi partilerle iletişime geçiyor musunuz?

        Evet, bütün siyasi partilerle hem seçim öncesinde, hem de sonrasında sonuçlarla ilgili iletişim kuruyoruz. Kimin sandığı mağdur olduysa söylüyoruz. Sandık başındaki müşahitlerimize “Sizin derdiniz yasa ve yönetmeliktir. Siyasi görüşünüz varsa o gün askıda bırakıyorsunuz” diyoruz. Gönüllülerimizin imzaladığı, bağımsız ve tarafsız ilkeleri olan bir sözleşmemiz var. Biz üzerimize düşen bütün görevi yaptığımızı düşünüyoruz. Çağrımız şu: “İdeolojik görüşünüz ne olursa olsun, sandıktan hangi sonucun çıkmasını isterseniz isteyin, yeter ki sonuca doğru bir süreçten geçtiğimize emin olarak ulaşalım.”

        Nedir yönteminiz? Adım adım anlatın.

        Öncelikle, seçim günü müşahit olarak görev yapmak isteyenler başvurularını oyveotesi.org’a iletiyor. Bu siteden ayrıca bugüne kadar yaptığımız çalışmalarla ilgili bilgi alabilirler, sürecin detaylarını öğrenebilirler ve aynı zamanda kayıt olabilirler. Başvuru yaptıktan sonra sorumluluklar başlıyor.

        Nedir bir müşahidin sorumlulukları?

        Şunu anlamak önemli: Oy ve Ötesi pasif bir organizasyon değil. Hepimiz gönüllüyüz. Biz Saadet Zinciri değil, Sandık Zinciri kuruyoruz. Müşahit, sandığın etrafında oturmaz ve kurul üyesi gibi işin lojistiğiyle uğraşmaz. Ama başından sonuna kadar bütün süreci izleme hakkı vardır, bu onun sorumluluğudur. Yasaya ve yönetmeliğe uygun olmayan her duruma, sözlü ve yazılı müdahale etme hakkı vardır.

        Dolayısıyla Sandık Kurulu’nun işini doğru yaptığını teyit etme hakkı ve görevi vardır, değil mi?

        Evet, denge ve denetleme mekanizmasını yaratmak istediğimiz için her şey bunun üzerine kurulu. 298 sayılı Seçim Kanunu’yla ilgili müşahitleri eğiterek, seçim günü sürece müdahil olmalarını sağlıyoruz.

        Ben, önceki seçimde Oy ve Ötesi’nden müşahittim. İşlerin kolay ilerlemediğini, sürece müdahil olmanın basit olmadığını deneyimle biliyorum. Usulsüzlükler nedeniyle görevli olduğum sandığa 7 saat içinde 3 kez avukat, 2 kez polis çağırmak zorunda kaldım. Müşahitler nelerle karşılaşabilirler o gün?

        Kolay değil ama kimbilir varlığınızla ne kadar caydırıcı oldunuz değil mi? Bizim varoluşumuzun temel katmadeğeri caydırıcılık üzerinden kuruludur. Oy ve Ötesi müşahitlerinin en büyük görevi varlıklarıyla potansiyel bir usulsüzlüğün önüne geçmek, caydırmaktır. Tarafsız bir müşahidin, doğru olmayan uygulamayı kağıda dökeceğini, tutanak altına alacağını bilmek sandık başında yaşanacakların önüne geçiyor. Sandık Kurulu’ndakilerin büyük bir kısmı memur ve hiçbir memur uyarıya rağmen yanlış bir uygulamayı devam ettirmez.

        Yani sandığın başında duran biri, sadece durarak görevini yerine getirmiş olabilir, değil mi?

        Kimse, “Ben ne fark yaratıyorum ki, sabahtan akşama kadar bekledim de ne oldu ki?” demesin. Çok şey oluyor, yaşanacak binlerce şeye engel oluyoruz. Tarafsızlık ilkesine bağlı olan bir kurum olarak orada var olduğumuz için yeterli baskı zaten oluşuyor. Bizim tek görevimiz yanlış bulup düzeltmek değil! Asıl görevimiz sandık başında var olarak, olası bir yanlışlığın, usulsüzlüğün yaşanmamasını sağlamak.

        Görevimiz caydırma!

        Kesinlikle. Yüzde 80’i caydırıcılık, yüzde 20 müdahil olma...

        Müdahil olmak ne demek?

        Müdahil olmak, usulsüzlük olduğunda tutanak tutmak, itiraz etmek, görevli avukatı sandık başına çağırmak demek.

        Nasıl bir denetim organizasyonu yaptınız? Öncelikler neler?

        7 Haziran seçimleri için 45 ilin içindeki bazı ilçeleri önceliklendirdik.

        Neye göre?

        İlçeler üzerinden gittik ve seçmen sayısı en çok olan 100 ilçeyi seçtik. Bunlar dahil 162 ilçeye öncelik verdik; bu ilçeler 45 ile dağılmış durumda. 1. ve 2. sıradaki siyasi partiler arasındaki oy farkının yüzde 3’ün altında olduğu, ciddi rekabet olan ilçeleri seçtik. Çünkü bu ilçelerin sandıklarındaki en ufak bir oynama milletvekili sayısını değiştiriyor.

        162 ilçede kaç sandık var?

        162 ilçe içinde 12 bin okul, 106 bin sandık var. O yüzden 7 Haziran organizasyonumuzun 120 bin kişilik olmasını hedefliyoruz.

        Şu anda kaç kişisiniz?

        Şu anda sistemdeki kayıtlara baktığımızda 10 bin kişideyiz. Ancak bu umut kırıcı değil zira önceki seçimlerde son bir haftada müşahit sayımız 15 kat artmıştı. Yani 30 Mart’tan önceki hafta 2 bin kişiyken 30 Mart’ta 33 bin’e ulaşmıştık. Eğer bu seçimlerde de böyle bir artış olursa sıkıntımız olmaz. Okuyan, önemseyen, bilen kişiler bu harekete katılır ve çevrelerindeki insanları da bu harekete katarlarsa hedefe kolaylıkla ulaşırız.

        İstanbul dışında nerelerden talep geliyor?

        Adana’da, Antep’te, Hatay’da, İzmir’de, Ankara’da çok ilgi gördüğümüz yerler var.

        • Standart müşahitlerden yasal hiçbir farkı yok ancak avukatların varlığı ve sürece hakimliği gün içinde çok büyük fark yaratıyor.

        Bizi okuyan bir kişi Oy ve Ötesi’nin amacına ve tarafsızlığına inandı ve oyveotesi.org’a girerek gönüllü müşahit oldu diyelim. Onu ne bekliyor?

        Gönüllü olurken nerede görev yapmak istediğine ilişkin tercihini bize iletiyor. Git gel olmasın diye herkesi oy kullandığı sandıkta görevlendirmeye çalışıyoruz. Örneğin “İstanbul’da Gazi Osman Paşa ilçesindeki şu okuldan görev almak istiyorum” diyor. İlçe sorumlusu mu, okul sorumlusu mu, sandık müşahidi mi olmak istediğini de belirtiyor. Sonrasında biz onları aramaya başlıyoruz. Aday adaylığı süreci gibi... Okul sorumlusu olarak başvuranı ilçe sorumlusu arıyor, sandık sorumlusu olarak başvuranı okul sorumlusu arıyor. Konuşup, tanışılıyor, Oy ve Ötesi’nin değerlerinden bahsediliyor ve kişiler görevlendiriliyor.

        Başvurularda özel bir kriter arıyor musunuz?

        Seçmen olan herkes müşahit de olabilir. Ancak avukatlara özel bir çağrımız var. Gönüllüler başvururken, avukat olup olmadıklarını bize bildirmelerini istiyoruz. Bazı yerlerde her okula bir avukat görevlendirmemiz gerekebiliyor. 30 Mart’ta İstanbul’da 1.000’in üzerinde gönüllü avukatımız vardı. Gücümüzün yetmediği yerlerde mahalleler bazında mobil avukatlarımız oldu, yine olacak. Türkiye Barolar Birliği’nin desteği çok önemli. Müşahit rehberimizi hazırlarken de Türkiye Barolar Birliği’nin desteğini aldık. Gönüllü avukatların bir an önce sisteme kayıt olması lazım. Standart müşahitlerden yasal hiçbir farkı yok ancak avukatların varlığı ve sürece hakimliği gün içinde çok büyük fark yaratıyor.

        7 Haziran’da gönüllü müşahitin günü nasıl geçecek?

        Sabah saat 7’de sandığının başında olacak çünkü sandık çevresinin hazırlandığı, pusulaların yerleştirildiği ilk kurulma zamanı çok kritik. Sandığının başına gidince, müşahit olduğunu belirterek sandık kurulu başkanıyla ve diğer siyasi partilerin görevlileriyle tanışacak. Sandığın hazırlık süreçlerini birlikte takip edecekler. Saat 9.30-10.00 gibi işler rutine bağlanacak ve müşahidimiz gün boyunca Oy ve Ötesi’nin değerlerine ve ilkelerine göre hareket edecek. Sandığın kurulum aşaması -saat 7’den 10’a kadar olan bölüm- ve 17’den sonraki sayım kısmı en kritik iki nokta! İşin en önemli kısmı, sayım bittikten sonra her sandık için oluşturulan Sandık Sonuç Tutanağı’nın birer ıslak imzalı kopyasını almak.

        Bu konuda bilgi eksikliği var, resmi olarak sandık kurulunda görevli olmayan kişiler bu tutanakları alamayacaklarını düşünüyorlar...

        Sandık Kurulu Başkanları’nın her müşahite ıslak imzalı evrak verme zorunluluğu var. Sandık Kurulu Başkanları’na o seçimdeki siyasi parti sayısı kadar matbuu evrak veriliyor. Kurul Başkanı’nda yeterli evrak olmaması riskine karşı gönüllülerimizden yanlarında karbon kağıdı bulundurmalarını rica ediyoruz.

        Islak imzalı tutanağı aldıktan sonra size mi gönderiyorlar?

        Tutanaklar, okul sorumlusuna veriliyor. Müşahitin görevi tutanağı teslim ettiği anda bitiyor.

        • Dünyada ilk kez kullanılan T3 diye bir sistem kullanıyoruz.

        Sonraki süreçte ne oluyor?

        Okul sorumlusu tutanakları ilçe sorumlusuna veriyor. İlçelerden de sisteme girişler başlıyor. Tutanağın bizde kalması çok önemli. Yarın öbür gün itiraz süreci başladığında o tutanağın mutlaka elimizde olması lazım.

        Oy ve Ötesi sandık sonuçlarını nasıl bir denetimden geçiriyor?

        Normal seçim sisteminde ilçe seçim kurulunda tutanaklar toplanıyor; veriler SEÇSİS’e giriliyor. Sonra sonuçlar çıkmaya başlıyor. Bunlar resmi olarak yayınlanıyor. Oy ve Ötesi sandık sonuçlarını kendi yazılımıyla kendisi topluyor. Onları resmi sonuçlarla birebir karşılaştırıyoruz. 174 bin sandığın içinde çakışmalar, oy kaydırmalar varsa bunları tespit ediyoruz. Sandıklardaki kaymaları rahatça tespit edeceğimiz bir alt yapıya sahibiz. Dünyada ilk kez kullanılan T3 diye bir sistem kullanıyoruz.

        T3 de nedir?

        Türkiye Tutanak Teyit sistemi! Yazılımını biz yaptık. İlçe sorumluları, tutanakları tarayıcılarla elektronik ortama yüklüyor ve bunlar T3’e otomatik olarak resim şeklinde gidiyor. T3, tutanakların fotoğraf hallerini Türkiye’nin bambaşka yerlerindeki gönüllülerimizin ekranlarına rastgele düşürüyor. Gönüllüler, bu tutanaklara resim olarak bakarak, yan tarafa tutanakta gördükleri oyların girişini yapıyorlar. Üç gönüllü aynı tutanağa bakarak aynı sonucu girdiğinde yani birbirinden habersiz üç kişinin teyidiyle yüzde yüz doğru sonuca ulaşıyoruz.

        • Her müşahidin kendi sandığında yarattığı etki, katlanarak bütün Türkiye’ye etki edecek. Sadece 1 gün gelecek yıllarımızı etkileyecek!

        Yani T3’le İstanbul’daki bir tutanak Samsun’daki bir müşahit tarafından sisteme girilebiliyor, öyle mi?

        Evet, İstanbul, Ankara, Antalya’daki kişiler birbirinden habersiz aynı tutanağa bakarak, aynı sonucu girerse “bu sandığın gerçek sonucu budur” diyoruz. Elimizde resmi sonuçlardan farklı bir veri oluştuğunda listeler çıkarıyoruz, farklılık olan partileri belirliyoruz ve farklılık çıkan partilere bildirimde bulunuyoruz.

        Bu geri bildirimler, itiraz için partilerin çok işine yarıyor olmalı!

        Pazar günü 17.00’te seçim bitiyor. Salı saat 15.00’e kadar itiraz hakkı var. İlk 24 saat uyumayarak bütün analizlerimizi bitirmiş oluyoruz. Partilere hem listeleri vereceğiz, hem de itiraz sürelerini başlatacaklarsa fiziksel tutanakları alıp, itiraz sürecini başlatabilecekler.

        Müşahit olarak Türkiye’yi değiştirebilir miyiz?

        Sandık başında dünyaları değiştirmek kolay değil... Ama 7 Haziran öyle bir seçim ki, o kadar önemli konular konuşuluyor ve bu konularla ilgili kararlar o kadar az oyla belli olacak ki! HDP’nin meclise girmesi, 330 milletvekili hedefi, CHP’nin ve MHP’nin kendi hedefleri ufak oy farklarıyla belli olacak. Bu fark da, Türkiye’nin geleceğini etkileyecek. Biz istiyoruz ki sonuç hangi yöne giderse gitsin ama sonuç, sandık başındaki hatalarla belirlenmesin! Bir oy bile çok önemli! Her müşahidin kendi sandığında yarattığı etki, katlanarak bütün Türkiye’ye etki edecek. Sadece 1 gün gelecek yıllarımızı etkileyecek! Biraz yorulmaya değmez mi?

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ