Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin İlknur Soydaş'ın Çeşme tatili başladı - Magazin haberleri
        1

        Habertürk'ten Eren Gürel'in haberine göre; Serdar Ortaç'ın 'Karabiberim' şarkısının klibinde rol almasından sonra büyük bir şöhret yakalayan tescilli güzel ve oyuncu İlknur Soydaş, eşi Cem Pole ile birlikte Çeşme'de tatil yapıyor.

        2

        Fit haliyle dikkat çeken Soydaş, önceki gün bir plajda objektiflere yansıdı.

        3

        Bütün gün kendisine ayrılan şezlongta güneşlenen İlknur Soydaş, bir ara duş aşarak serinlemeyi tercih etti.

        4

        "SERDAR ORTAÇ BENİM MİLADIM"

        Öte yandan geçtiğimiz aylarda Habertürk'e verdiği röportajda Serdar Ortaç'ın kendisi için çok ayrı bir yeri olduğunu belirten Soydaş, "O benim miladım. Serdar'ı rahatsızlandıktan sonra görünce çok üzüldüm. Söylediklerim yanlış anlaşılmasın sakın ama Serdar'ı şu anki haliyle görmek istemiyorum." demişti.

        5

        "ANNESİZ İNSAN, KANADI KIRIK İNSAN"

        Erken yaşlarda annesini kaybeden ünlü oyuncu, "Annesiz insan, kanadı kırık insan. Hiçbir şey seni mutlu edemiyor. Ne şöhret, ne de para beni mutlu etti." ifadelerini kullanırken, ekranlardan uzak kaldığı dönemde anne olmak için tedavi gördüğünü de söylemişti.

        6

        - İlknur Hanım uzun süredir ekranlardan uzaksınız, neler yapıyorsunuz?

        Gelen teklifler oluyor, senaryolar okuyorum. Bu doğrultuda çalışmalar yapıyorum.

        - Oyunculuğu bırakmadınız yani...

        Tabii ki bırakmadım. Ekrandan uzak kaldığım dönemde teklifler geldi ama beni heyecanlandıran işler olmadı. Kariyerimin ilk yıllarında, gençlik dönemlerinde senaryoları pek okumazdım ama şansıma hemen hemen her işim tuttu. Şimdi ise aksine senaryoyu okuduğumda işin tutup tutmayacağını daha iyi görebiliyorum. Çok göz önünde olup da her işi kabul etmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Gelen teklifleri kabul etmeyince de şöyle bir durum oluyor; 'İlknur iş beğenmiyor', 'Oyunculuğu bıraktı' gibi algı oluşuyor... Durum tabi bundan çok daha farklı.

        7

        - Ekranlardan uzak kaldığınız dönemde neler yaptınız?

        Belli bir saatten sonra insanların bazen biraz geri çekilip, kendini dinleyip daha gelişmesi gerektiğini düşünüyorum. Ben de öyle yaptım. Kendimde eksik gördüğüm şeyleri tamamlamaya çalıştım. Uzun süredir görünmeyince, bir de sosyal medya kullanmayınca oyunculuğu bıraktığımı düşünenler oldu. Sosyal medya hesabını açtıktan sonra gelen güzel mesajlar beni çok mutlu etti. İnsanların beni yeniden ekranlarda görmek istediğini öğrendim.

        - Sizin döneminize göre dizi saatleri çok uzadı...

        Ekranlarda olduğum dönemlerde diziler daha kısa süreliydi ama şartlarımız şimdiye göre zordu. İnsan eğer işini seviyorsa oynar. 48 saat uykusuz kaldığım çok zamanlarım oldu. İnsan sevdiği işi yaptığı zaman yorulmuyor. Daha çok şeyler yapıp, katmak istiyor. Bu dizi saatlerine verilen aşırı tepkileri şımarıklık gibi görüyorum. Türkan Şoray kanunları gibi geliyor bana.

        8

        - Şöyle bir karakter gelse de canlandırsam dediğiniz bir rol var mı?

        Sert ve iz bıraksın isterim. Gülen yüzlü İlknur'dan ziyade kötü kadın rolü istiyorum. Maalesef kötü roller daha çok akıllarda kalıyor. (Gülüyor)

        - Geçmişe gidelim. Hollanda'da dünyaya gelmişiniz...

        Babam eğitimini tamamladıktan sonra Rotterdam'a gidiyor. Kendine bir hayat kurup çalışıyor. Yaz tatilinde Türkiye'de annemle tanışıp evleniyor. Sonra annem de Hollanda'ya geliyor. İlerleyen dönemde de babamın sağlık sorunları nedeniyle Türkiye'ye dönmeye karar verdik. Hollanda'da büyümem benim için büyük şanstı diyebilirim. Çünkü orada aldığım eğitim bana ayrı bir disiplin kattı.

        9

        - Annenizi küçük yaşlarda kaybetmişsiniz...

        Evet, ben 11 yaşındayken trafik kazasında yaşamını yitirdi. Ben de arabadaydım. Ailecek, annem, babam ve kardeşim Antalya'ya tatile gidiyorduk. Balıkesir yolunda kaza geçirdik. Şarampole yuvarlandık. Babam ve kardeşim ile kurtulduk ama annemi kaybettik. Kazadan dört gün sonra gözlerimi açabildim. Gözlerimi açtığımda bütün gövdem alçı içindeydi.

        - Annesiz büyümek sizi nasıl etkiledi?

        Annesiz insan, kanadı kırık insan. İnsanın bir yanı eksik kalıyor. Hiçbir şey seni mutlu edemiyor. Ne şöhret, ne de para beni mutlu etti. Ne yapsam, ne başarsam mutluluğum yarım kalıyor. Onun eksikliği çok büyük bir travma oldu. Pek çok kişiye de bahsetmezdim bu durumdan. Çünkü o benim eksiğim, yaram sanki... İnsanlar o tarafımı bilirse benden faydalanırmış gibi geliyordu. Kimsenin bana acımasını istemezdim. İlerleyen zamanlarda babamı da kaybettim. Yani küçük yaşlardan itibaren anne ve babasız büyüdüm.

        10

        - Ekran yolculuğunuz nasıl başladı?

        1994 Miss Globe Türkiye 2. Güzeli olmuştum ama benim miladım Serdar'dır. Aynı yıl Serdar ile bir açılışta tanıştık. O dönem ilk albümünü çıkarmıştı. Serdar beni gördüğünde, "Karabiberim' diye bir şarkım var. Eğer bu şarkının klibinde oynarsan, hemen klibi çekeceğim, senden başkası olmaz' dedi. Beni, şarkıyla çok bağdaştırdı. Aslında rol almaya çok sıcak bakmamıştım başlarda ama sonra kabul ettim. İyi ki de kabul etmişim. Klip yayınladıktan sonra sokakta yürümekten zorladığım dönemler oldu. Çok uyumlu bir dost ve çift olmuştuk. Serdar hangi programa davet edilse ben de çağrılıyordum.

        11

        - Klipten para kazandınız mı?

        'Karabiberim'den hiç para almadım. Serdar ile çok iyi arkadaştık. Ve 'klipte oynarım ama şu kadar para isterim' demedim. Daha sonraki kliplerinden kazandım tabi. Serdar'ın, 'Zakkum' ve 'Nar Çiçeği' sonra da İbrahim Tatlıses'in 'Akdeniz Akşamları' şarkısının klibinde rol aldım.

        - Sonrasında...

        Klip çok dikkat çekmişti. Ardından yapımcı ve yönetmen Kaya Ererez benimle görüşmek istedi ve 'Unutabilsem' dizisine dahil etti beni. Bu işe de başta sıcak bakmamıştım. Hollanda'dan yeni geldiğim için tereddütlerim vardı aynı 'Karabiberim' klibindeki gibi çekimser kalmıştım. Hangi projeyi zorla kabul ettiysem, o işler hep tuttu. Emrah, Arzu Yanardağ, Engin İnal, Suzan Avcı ve Bülent Kayabaş ile birlikte rol aldık. Üç sezon boyunca çok iyi reytingler elde ettik. 'Bir Demet Tiyatro' ve 'Kara Melek' dizisi ile reyting yarışındaydık. Her hafta birimiz zirvede oluyorduk.

        12

        - 'Dansöz' filminin başrol oyuncularından biriydiniz. Kadroya nasıl dahil oldunuz?

        Savaş Ay bu filmde rol almamı teklif ederken, 'Bu senaryoya çok uygunsun, sen olmalısın' dedi. Esmer oluşum ile roman kültürüne daha uygun olacağımı düşündü. Dansöz Nuran Çokçalışkan'dan dans eğitimi aldım, 3.5 ay boyunca çingene mahallelerine gittim. Oranın havasını tenneffüs edip, karakterimi daha iyi yansıtabilmek için Dolapdere-Tarlabaşı'ndaki romanlarla birlikte yaşadım. Kerem Alışık, Çolpan İlhan, Fikret Kuşkan, Nilüfer Açıkalın ve Beyazıt Öztürk gibi değerli isimler de vardı. Çolpan İlhan ile çalışmak çok büyük bir deneyimdi.

        13

        - Rahmetli Savaş Ay verdiği bir röportajda "Kendim için kötü bir şey söyleyeceğim. İlknur’u ve Nuran’ı çok dövdüm." açıklamasını yapmıştı.

        Öyle bir şey yok canım. (Gülüyor) Savaş Ay baskın karakterli bir insandı. Bize evladı gibi yaklaşırdı. Hepimize emek verirdi, iyi yerlere gelmemizi arzulardı. Hem hayat üzerine, hem de kariyerimizle ilgili öğütler de bulunurdu. Öğütlerinin dinlenmesini isterdi. Dinlenmeyince bir babanın evladına kızdığı gibi bize kızardı.

        - Serdar Ortaç ile en son zaman görüştünüz?

        Birkaç yıl önce bir restoranda karşılaşmıştık.

        14

        - Kendisi yaptığı açıklamalarla son dönemde çok konuşuluyor...

        Ben Serdar ile yakın olduğum dönemde kendisi çok genç ve sağlıklıydı. Çok güzel günlerimiz oldu. Serdar'ı rahatsızlandıktan sonra görünce çok üzüldüm. Söylediklerim yanlış anlaşılmasın sakın ama Serdar'ı şu anki haliyle görmek istemiyorum, çok üzülüyorum. İnsan ailesinden birinin kötü olduğunu görmek istemez ya... Görüşmesek de onun iyi olduğunu bilmem beni mutlu ediyor. (Gözleri doluyor). Serdar çok iyi bir insan. Kompleksi, egosu hiç yok. Serdar'ın çevresinde kendisini yönlendirecek, destekleyecek maalesef insan yok. Kelimelerini çok dikkatli seçerdi ama hastalık ve kullandığı ilaçlar onu yıprattı sanırım.

        - Aynı zamanda mankenlik de yaptınız...

        Evet, çok güzel günlerdi. Günde dört defileye çıktığımız zamanlar oluyordu. Hem sevdiğim işi yapıyordum, hem de para kazanıyordum. Maalesef eskisi gibi mankenlik kalmadı ülkede. Bir defile düzenlemek, manken çıkarmak artık çok maliyetli. Pek çok manken de sunuculuk ya da dizi sektörüne kaydı. Eskiden 'ben mankenim' dediğin zaman önemli bir prestiji vardı.

        15

        - Geçmişle ilgili pişmanlığınız var mı?

        Çok küçük yaşlarda çalışmaya başladım. Şimdi ki aklımla, o dönemki düşüncelerim arasında tabii ki farklar var ama çok büyük pişmanlığım yok. Genç yaşta çok paralar kazandım, yönetmekte zorlandım. Sadece keşke çok harcamasaydım diyebiliyorum.

        16

        - Cem Pole ile mutlu bir evliliğiniz var... Eşinizle nasıl tanıştınız?

        İkimizin de yakın dostu olan bir arkadaşımız bizi tanıştırdı. 7-8 ay ortak arkadaşlarımız ile bulunduğumuz ortamlarda bulunduk. Sonra da flörtleşmeye başladık. 2011'de evlendik, 14 senedir de birlikteyiz.

        17

        - Anne olma arzunuzu hep dile getirdiniz... Bir dönem tedavi gördüğünüzü de belirtmiştiniz...

        Çocuğumun olmayışı beni üzdü ama annemin olmayışı o acıyı bastırdı. Psikolojik olarak çok zorlu bir süreç geçirdik. Ekranlara ara verdiğim dönemde yıllarca tedavi gördüm. Çok yıprandım, gel-gitler yaşadım. Bir süre sonra 'artık yeter' dedim. Herkesin çocuğu olacak diye bir kaide yok. Her şerde bir hayır vardır. Nasip değilmiş. Bir şeyi gereğinden fazla zorlayarak istemeyeceksin, Allah zaten veriyorsa veriyor.

        - Evlat edinmek ister misiniz?

        Öyle bir düşüncem yok. O bambaşka başka bir şey. Benim canımdan, kanımdan olacaksa evladım olsun istedim.

        18
        19

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ