Keanu Reeves'in gişelerde en başarılı 10 filmi

9. Dracula (1992)
(Bram Stoker’s Dracula)

Usta yönetmen Francis Ford Coppola, edebiyat, tiyatro ve sinemada birçok vampir öyküsüne esin kaynağı olan, Bram Stoker’ın yazdığı ‘Dracula’ romanının uyarlamasıyla geliyor karşımıza. Açılışta seyircileri Kont Dracula’nın (Gary Oldman) vampire dönüştüğü 1462 tarihine kadar götüren film, daha sonra 1897 yılına geliyor ve genç avukat Jonathan Harker’ın (Keanu Reeves) hikâyesini anlatmaya başlıyor. İşi gereği Doğu Avrupa’daki gizemli kasabaya gelen Harker, bir süre sonra Kont Dracula’nın esiri oluyor. Dracula’nın asıl hedefi ise Harker’ın nişanlısı Mina (Winona Ryder)… Gösterime girdiğinde eleştirmenler tarafından pek beğenilmese de bugün gelmiş geçmiş en iyi vampir filmlerinden biri olarak kabul ediliyor. Makyaj, kostüm ve ses efektleri dalında 3 Oscar’ı olduğunu belirtelim.
Toplam hasılat: $215,862,692

8. Constantine (2005)

DC Comics’in ‘Hellblazer’ adlı resimli romanından esinlenen film, doğaüstü olaylarda uzman olan ve şeytan çıkarıcılık da yapan John Constantine’in (Keanu Reeves) hikâyesini anlatır. Meleklerle şeytanlarla iletişim kurabilen, Cehennem ile Yeryüzü arasında gidip gelebilen ve ruhunu kurtarmak isteyen Constantine, polis memuru Angela Dodson’un (Rachel Weisz) yardım çağrısını reddetmez. Dodson, ikiz kız kardeşi Isabel’in ölümünün bir intihar olmadığına inanır. Eleştirmenleri keskin şekilde ikiye bölen, aksiyon ve doğaüstü korku gibi farklı türleri birleştiren filmin yönetmeni Francis Lawrence.
Toplam hasılat: $230,884,728

7. Dünyanın Durduğu Gün (2008)
(The Day The Earth Stood Still)

Aynı adlı 1951 yapımı bilimkurgu filminin yeniden çevrimi… Uzaylı Klaatu (Keanu Reeves) insanlığı uyarmak için Yeryüzü’ne geldiğinde düşman gibi karşılanır. Kimsenin onu dinlemeye niyeti yoktur. Klaatu sözünü dinletebilmek için bilim insanı Dr. Helen Benson (Jennifer Connelly) ile irtibata geçer. Benson, özel güçleri olan Klaatu ile ilgili gerçeği keşfettiğinde krizin derinleşeceğini anlar… İlk film 1950’li yılların Soğuk Savaş döneminin paranoyak ortamını yansıtmasıyla bilinir. Scott Derrickson’un yönettiği yeni çevrim, yeni bir yorumla karşımıza gelse de eleştirmenler ve seyirciler tarafından çok beğenilmez. Buna karşılık, Keanu Reeves’in star karizmasından da destek alan film gişelerde çok başarılı olur. Toplam hasılat: $233,093,859

6. Aşkta Her Şey Mümkün (2003)
(Something's Gotta Give)

Müzik endüstrisinin tecrübeli yapımcılarından Harry Sanborn (Jack Nicholson), genç kızlarla birlikte olmaktan vazgeçmeyen bir çapkındır. Sevgilisi Marin (Amanda Peet) ile birlikte Marin’in annesi ünlü oyun yazarı Erica’nın (Diane Keaton) evine giderler. Yalnız olacaklarını düşünürler. Ne var ki, Erica kardeşi Zoe (Frances McDormand) ile birlikte evdedir. Akşam yemeğinin ardından Marin’le odasına çekilen Harry, fenalaşarak kalp krizi geçirir. Doktor Julian (Keanu Reeves) bir süre evde kalmasını isteyince Erica ve Harry mecburen yakınlaşırlar… Bu arada Dr. Julian, Erica’ya kur yapar, onunla birlikte olmak ister. Harry, Erica’dan etkilenmeye başlar. Nancy Meyers’in yazıp yönettiği bu romantik komedi gişe başarısıyla dikkat çekmişti.
Toplam hasılat: $265,328,738

5. John Wick 3 (2019)
(John Wick: Chapter 3 – Parabellum)

İlk filmde Rus, ikincisinde İtalyan mafyası vardı karşısında. Burada ise suç dünyasının Yüksek Şûra’sıyla karşı karşıya... John Wick (Keanu Reeves) bu kez evine gidemiyor bile. Çünkü üçüncü film, ikinci filmin bittiği yerden; yani, John Wick'in Santini'yi öldürdüğü Continental Oteli'nden kaçmasıyla başlıyor. Öyle bir yerde Santini gibi birini öldürmek, Yüksek Şûra'nın asla affedebileceği bir şey değil. İşte bu yüzden, John Wick sahip olduğu tüm imtiyazlardan mahrum bırakılıyor; hakkında 14 milyon dolar ödüllü ölüm emri çıkarılıyor ve aksiyon anında başlıyor. Aksiyon, dövüş ve şiddet konusunda önceki filmleri aratmayan yönetmen Chad Stahelski, görsel atmosferi itibarıyla yine stilize bir film çekiyor. Stahelski, dövüş sahnelerinde göze hoş gelen bale benzeri koreografiden ziyade sertlik ve şiddet dozunu yüksek tutan bir mizansen tercih ediyor. Dövüş seyretmeyi sevmeseniz dahi sahnelerin tasarımı, düzenlenmesi, aydınlatması ve renk paletleri damakta bir sinema tadı bırakıyor.
Toplam hasılat: $328,349,387

4. Hız Tuzağı (1994)
(Speed)

1990’lı yılların en popüler aksiyon filmlerinden biri… Genç polis memuru Jack Traven (Keanu Reeves), Howard (Dennis Hopper) adlı teröristin yaptığı saldırı planını bozar. Bunun üzerine bombacı Howard yeni bir saldırıyla şehre meydan okur. Belediye otobüsüne yerleştirdiği bomba, araç belirli bir hızın altına düştüğünde patlayacaktır. Şoför işini yapamaz hale gelince direksiyona yolculardan biri olan Annie (Sandra Bullock) geçer. Jack Traven hareket halindeki otobüse binmenin yolunu bulur ama işi çok zordur. Çünkü fidye isteyen bombacı, her şeyi inceden inceye planlamıştır. Traven’ın ilk hedefi mümkün olduğu kadar çok yolcunun hayatını kurtarmak, bombacının oyununu bozmaktır. Projeye dahil olduktan sonra karakterin yeniden ele alınmasını, diyalogların yeniden yazılmasını isteyen Keanu Reeves’in filmin başarısında büyük katkısı olduğu inkâr edilemez. Toplam hasılat: $350,448,145

3. The Matrix Revolutions (2003)

Hayranların büyük merakla beklediği, hatta daha seyretmeden önce üzerine yorumlar yaptığı bir filmdi… Gösterime girdiğinde tepkiler farklı oldu. Kimisi finalden memnun kaldı kimisi hayal kırıklığına uğradı… Film, insanların elinde tuttuğu son şehir olan Zion’u toptan yok etmek için harekete geçen makinelerle insanlar arasındaki fiziksel savaşı aksiyon filmi kalıplarında anlatıyor ve nerdeyse hayatın anlamı sorusuna kadar uzanan felsefi bir yaklaşım geliştirmeye çalışıyordu. İşin aksiyon kısmına kimsenin itirazı yoktu ama filmin bağlandığı nokta seyircileri ikiye böldü.
Toplam hasılat: $427,344,325

2. The Matrix (1999)

Sadık hayranlarının anlamakta zorlanacağı bir gerçek olsa da Keanu Reeves yapımcıların ilk düşündüğü isim değildi. Will Smith, Nicolas Cage ve Leonardo DiCaprio’dan sonra akla geldi. Hatta arada Brad Pitt ve Val Kilmer’ın adı bile geçti. Kimisi reddetti, kimisinin programına uymadı. Filmi yazan ve yöneten Lilly ile Lana Wachowski’nin hayal gücüyle şekillenen geleceğin dünyasında, ilk bakışta her şey yolunda gibi görünüyordu. Ama Seçilmiş Kişi Neo’nun (Keanu Reeves) gerçekleri gösteren hapı tercih etmesiyle her şeyin bir simülasyon olduğu ortaya çıkıyordu. Makinelerin hâkim olduğu bir gelecekteydik ve insanlar sadece enerji kaynağıydı... Film insanların makinelere isyanını anlatan bir kurtuluş destanı ve Neo da onun kahramanıydı. Wachowski’lerin başarısı, edebiyat ve sinemadaki siberpunk geleneğini özümseyip üstüne özgün bir aksiyon estetiği koymalarıydı. Makinelerin gezegene hâkim olduğu gelecekteki isyanın en ilgi çekici yanı, simülasyonun da bir savaş alanı olmasıydı. Bu da özgün ve ilham verici bir görselliğin ortaya çıkmasını sağlıyordu.
Toplam hasılat: $467,222,728

1. The Matrix Reloaded (2003)

İlk filmin başarısından sonra Wachowski kardeşler peş peşe gösterime girecek iki devam filmini hayata geçirmekte çok gecikmediler. İlk filmde ajanların ve makinelerin elinden kurtulan Neo ve Trinity’nin yeni misyonu, insanların elinde kalan son şehir olan Zion’u korumaktı. Çünkü makineler, yıllardır çok iyi saklanan Zion’u bulmak için yeni yöntemler geliştirmişlerdi. Bu arada, Neo, Anahtarcı’yı ararken kendi kimliği ve insanlığın geçmişiyle ilgili yeni sırların peşine düşüyordu. Eleştirmenler, seyirciler ve hayranlar tarafından ilk ‘Matrix’ kadar beğenilmese de gişelerde serinin en başarılı filmi olmayı başardı.
Toplam hasılat: $741,847,937