Güney Kore ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 60’ıncı yılı kutlanıyor

Bu yılın bir özelliği de Güney Kore ile Türkiye’nin, aralarındaki diplomatik ilişkilerin 60’ıncı yıldönümünün kutlanması. Kutlamalar 22 Eylül’de Ankara’da dev bir etkinlikle başlayacak ve yıl sonuna kadar devam edecek. İlkin 22’sindeki etkinlikten bahsedelim. Ankara Congresium’da çok önemli Koreli sanatçı ve sporculardan oluşan 102 kişilik topluluk eşsiz bir program sergileyecek. Eşsiz diyorum, çünkü geçen hafta Kore’de provalarına katıldım, sanat- çılarla konuştum ve sahnede gerçekleştirecekleri gösterilerin hemen hepsini izledim. HT Cumartesi'nden Gülenay Börekçi'nin haberi...

O gün Ankaralılar Kore geleneksel müziğini dinleyecek, ülkenin geleneksel kıyafeti olan hanbok’ların sergileneceği bir defilenin ve çeşitli tekvando gösterilerinin sonrasında da K-Pop grubu MFECT’in sahne gösterisini izleyecek. Bu kadar da değil, Congresium fuaye alanında Kore’nin geleneksel el sanatları çalışmaları görülecek, çay ve tatlı kültüründen örnekler tadılacak, Kore Savaşı fotoğrafları ile kaligrafi örneklerinden oluşan sergiler gezilecek.

22 Eylül programı Hanbok Moda Defilesi Tekvando Gösterisi Geleneksel Müzik Konseri K-Pop Konseri

FT ISLAND GELİYOR

Şimdi gelelim bombalara... Güney Kore’nin en popüler rock topluluklarından Five Treasure Island ya da kısa adıyla FT Island’ın İstanbul’a gelecek olması tüm etkinlikler içinde en önemlisi denebilir. Zira öyle böyle bir şöhretten bahsetmiyoruz, FT Island sadece ülkesinde değil dünyada da acayip tanınan, sevilen bir topluluk. Kendilerine “primadonnalar” diyen Türkiyeli gençlerin hayranlığı ise çılgınca. Şu örnekten anlayın: Seul’de izlediğim FT Island konserinde Türkçe konuştuğunu fark edince gidip tanıştığımız bir İstanbullu genç kızın bütün bir yıl bu konsere gelebilmek için tercüme yaparak para biriktirdiğini öğrendiğimde resmen aklım durdu. Bu kadar sevilmek muhteşem olmalı! Boğaziçi Üniversitesi’nde Batı Dilleri ve Edebiyatları öğrencisi olan Eda Begüm Erer, hayran topluluğu Primadonna Worldwide’ın bir üyesi ve daha önce grubun Paris ve Japonya’daki konserlerine de gitmiş. Hem de her ülkeden hayranlarla buluşarak... Konser sonrasında uzun uzun konuştuğumuz Eda bana Kore kültürü konusunda müthiş bir rehber oldu. Korkarım filmlerinden sonra, Kore dizilerine ve müziğine de bağımlılık geliştireceğim.

bugüne dek 12 kez dünya turuna çıkan ve 15 albümü bulunan FT Island, kuruluşunun 10’uncu yılı şerefine çıkardığı “Over 10 Years” albümünün Avrupa turnesi kapsamında gelecek İstanbul’a ve 29 Ekim’de de Maslak’taki Volkswagen Arena’da sahne alarak eski-yeni hit parçalarını seslendirecek. (Geç kalanlara kötü haber: 29 Ekim konserinin biletleri satışa çıktıktan sonra birkaç saat içinde tükendi.)

Biz de grupla konser öncesi minik bir röportaj yaptık. Ne kadar iyi müzik yaptıklarını henüz bilmiyordum ama müthiş şahsiyetli, ne yaptığının, ne istediğinin farkında olan ve muhtemelen şımarmayacak genç çocuklar olduklarını gördüm. Röportajda İngilizce konuşmadılar. Zaten Kore dilinden başka hiçbir dilde konuşmuyorlarmış; en azından gazetecilerin yanındayken ve sahnedeyken bu böyleymiş. Sahnedeyse resmen ortalığın tozunu attırdılar.

SAHNEDE DANS VE YEMEK

Yemek ve dans... Dans ve yemek... Bir arada olabilir mi, üstelik sahnede? 1997’de kurulan ve ilk uluslararası gösterisini 1999’da Edinburgh Tiyatro Festivali’nde yapan Nanta Cookin’, 20 yıldır yemekle dansı bir araya getiren ve içinde zerre konuşma geçmeyen show’larıyla tanınıyor. Açıkçası ben başta biraz şüpheyle yaklaştım. Ancak Nanta Cookin’ öyle eğlenceli bir gösteri ki seyirciyi kahkahadan kırıp geçiriyor. Ne seyredeceğini merak edenlere, “İçinde bolca dans, müzik, enerji, yetenek, saçma ama sıkı espri, kahkaha, aşk, öfke, rekabet ve sihir var” diyebilirim. Chopstick’lerle kaşıkların tencere ve tavalarla; keskin bıçakların lahana yaprakları, hıyarlar, havuçlar ve soğanlarla çarpışmasından oluşan müzik şaşırtıcı derecede iyi. Mutfak araç gereçleri müziğe, uçuşan bedenler ve tabaklarsa dansa biraz daha lezzet katma işlevi görüyor. Bir noktadan sonra seyirciler de işin içine dahil ediliyor ve işler adamakıllı çılgınlaşıyor. Görünüz...