Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Koronavirüs sürecinde kalp ve damar hastaları ilaçlarına devam etmeli mi? - Habertürk

        Çin'in Hubey eyaletine bağlı Wuhan’da Aralık 2019’da yeni bir koronavirüs nedeniyle geliştiği düşünülen zatürre/pnömoni salgını, kontrol altına alınamayarak kısa süre önce Çin’in diğer eyaletlerine sonra da bir pandemiye yol açacak şekilde başta Avrupa kıtası olmak üzere tüm dünyaya yayıldı.

        Türk Kardiyoloji Derneği yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan, "Daha önceki SARS 2002–2003 ve Middle East Respiratory Syndrome (MERS) salgınlarından çok daha uzun bulaştırıcılık süresi olan ve klinik gidişi hakkında yeterli deneyime sahip olunamadan kapımıza dayanan bu yeni klinik tehditle ilgili bulgular genelde solunum sistemine ait olsalar da, hastaların bir kısmında kardiyak hasar bulguları görülmesi üzerine hastalığın kardiyovasküler özellikleri de dikkate alınmaya başlandı" dedi.

        BU HASTALIKLARA DİKKAT!

        Prof. Dr. Okuyan, sözlerine şöyle devam etti: "Yeni bir mutasyon sonucu oluştuğu anlaşılan SARS-CoV-2’nin başlıca özelliği; insanlarda akciğer tip 2 alveol hücreleri başta olmak üzere, kalp kası, böbrek proksimal tübül, yemek borusu, ince bağırsak epitel hücreleri ve mesane ürotelyal hücrelerinde bulunan ACE2 reseptörüne kolayca bağlanmasıdır. Yaşlılar, hipertansiyon, kalp ve damar hastalıkları veya diyabet gibi altta yatan tıbbi sorunları olanların ciddi hastalık geliştirme olasılığı daha yüksektir."

        Türk Kardiyoloji Derneği'nin yakın zaman önce 40'tan fazla akademisyenin katkısıyla COVID-19’dan etkilenen kalp ve damar hastalarının yönetiminde güncel bilgilerin değerlendirmesini yaptığını dile getiren Prof. Dr. Okuyan, "Bu süreçte kardiyolojik hastalarla ilgili sık karşılaşılacak sorunlar ve sorular hakkında pratik öneriler sunan bir uzlaşı raporu yayınlandı. Bu raporda hipertansiyon, koroner arter hastalığı, kalp yetersizliği, ritim bozukluğu olan hastalar ve kalp damar sistemi rahatsızlıklarında kullanılan ilaçlarla ilgili bilgiler güncel literatür eşliğinde gözden geçirildi ve bir uzlaşı raporu yayınlandı" diye konuştu.

        Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan

        EN ÇOK HANGİ HASTALIKLARI VURUYOR?

        Bu uzlaşı raporuna göre, şubat ayında Çin Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi'nce 70 binden fazla hastanın verileri yayınlandı.

        Büyük çoğunluğu yani yüzde 87'si 30–79 yaş aralığında olan hastaların toplam olgu ölüm hızı yüzde 2.3’dür.

        Ölüm oranı 70–79 yaş arasında yüzde 8,

        80 yaş ve üzerinde ise yüzde 14.8’dir.

        Öncesinde eşlik eden hastalıkları olanlarda ölüm oranları genel popülasyona göre daha yüksek; kardiyovasküler hastalığı (KVH) olanlarda yüzde 10.5,

        Diyabetiklerde yüzde 7.3,

        Kronik akciğer hastalığı olanlarda yüzde 6.3,

        Hipertansiyonu olanlarda yüzde 6,

        Kanser hastalarında yüzde 5.6 olarak gerçekleşti.

        KALP VE DAMAR HASTALARI NASIL ETKİLENİR?

        Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan, "Bugün için dünya genelinde en yüksek ölüm oranına sahip olan İtalya’da yaşamını kaybeden hastaların verileri incelendiğinde, ölenlerin yüzde 1.2 sinde altta yatan bir hastalık, yüzde 23.5'inde iki hastalık, yüzde 26.6’sında üç hastalık, yüzde 40'ından fazla bir oranda ise dört veya daha fazla hastalık belirlenmiştir. Altta yatan hastalıklar sıklık sırasına göre; hipertansiyon ( yüzde 73.8), diyabet (yüzde 33.9), iskemik kalp hastalığı (yüzde 30.1), atriyal fibrilasyon (yüzde 22.0), kronik böbrek yetersizliği (yüzde 20.2), kanser (yüzde 19.5), kronik obstrüktif akciğer hastalığı (yüzde 13.7), demans (yüzde 11.9), inme (yüzde 11.2) ve kronik karaciğer hastalığıdır (yüzde 3.7).

        Görüldüğü gibi COVID-19 nedeniyle yaşamını kaybeden hastaların büyük çoğunluğunda eşlik eden kardiyovasküler sistem hastalıkları mevcuttur. Bir başka deyişle kardiyovasküler sistem hastalığı olan yaşlılar virüsle karşılaştığı taktirde hastalığın ölümcül seyretme riski yüksektir. Bu nedenle bu yaşlı hastaların sosyal izolasyonunu sağlamak, eğer yaşamı tehdit edici acil bir sorunları yoksa mümkün olduğunca kardiyoloji poliklinikleri de dahil tüm hastane başvurularını asgari düzeye indirmek önemlidir. İlaç raporlarının süresinin otomatik uzatılması, kronik hastalık nedeniyle düzenli ilaç kullananların reçetesiz ilaçlarının temini bu anlamda faydalı önlemler olmuştur" ifadelerinde bulundu.

        "HİPERTANSİYON HASTALARI İLAÇLARINA DEVAM ETMELİ"

        COVID-19 enfeksiyonuyla ilgili bilimsel yayınlarda ilk göze çarpan şeyin, hipertansiyon başta olmak üzere eşlik eden kardiyovasküler hastalıkların varlığında ölüm riskinde artış yaşanması olduğunu kaydeden Prof. Dr. Okuyan, sözlerini şöyle sürdürdü: "SARS-CoV-2 virüsünün hücre zarındaki ACE2 (anjiyotensin dönüştürücü enzim-2) reseptörüne tutunarak hücre içine girdiği bilgisi, COVID-19 hastalığında hipertansiyonun olası bir risk faktörü olduğu ve ACE ile anjiyotensin 1 reseptör (AT1r) blokajı üzerinden etki gösteren antihipertansif ilaçların hastalık sürecinde rol oynayabileceği düşüncesine neden olmuştur. Bu durum çok spekülasyon yarattı ve bir çok tansiyon hastasının 'İlaçlarımızı kesmeli miyiz' sorusunu sormaya ve tedirginliğe yol açtı.

        Güncel literatürde, ACE inhibitörü/ARB kullanımının COVID-19 kliniğini kötüleştireceğine veya kötü gidişli kliniği düzeltebileceğine dair kanıta dayalı bir veri yoktur. Türk Kardiyoloji Derneği, hipertansiyon hastalarına ilaçlarına devam etmelerini önermektedir."

        COVID-19 ENFEKSİYONU VEYA ŞÜPHESİ OLANLARDA KALP İLAÇLARINDA DEĞİŞİKLİK YAPMAK GEREKİR Mİ?

        Kalp damar hastalığı bulunan COVID-19 hastalarında klinik tablo uygun olduğu sürece mevcut ilaçlara devam edilmesinin uygun olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Okuyan, "Tansiyon ilaçları, kolesterol ilaçları, kan sulandırıcılar, ritim bozukluğu için kullanılan ilaçlar, idrar söktürücüler hekimler tarafından aksi söylenmedikçe kesilmemelidir. COVID-19 için kullanılan bazı ilaçların kalp ilaçları ile etkileşimi olabilir ve bu durum hekimler tarafından dikkatle değerlendirilmektedir" diye konuştu.

        KRONİK KALP HASTALIĞI OLANLAR RUTİN KONTROLLER İÇİN HASTANEYE GİTMELİ Mİ?

        Hastanelerin salgın süresince bulaş riski yüksek olan ortamlar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Okuyan, "Bu süreçte mevcut ilaç tedavisi altında hiçbir yakınması olmayanlar kontrol muayenelerini bir süre erteleyebilirler. Fakat şikayetleri olan ve mevcut klinik durumu kötüye giden hastalar her zaman hastanelerimize başvurabilirler. Devletimiz kronik hastalığı olan hastalar ve acil hastalar için gerekli tedbirleri almıştır. Her branşta en az bir randevulu poliklinik ve acil servisler COVID-19 dışı hastalara hizmet vermeye devam etmektedir" dedi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ