Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Edebiyat 'Orada Bir Köy Var Uzakta'

        'Orada Bir Köy Var Uzakta'...

        Okullarda en çok seslendirilen şarkılardan.

        Birçok filmde de kullanıldı.

        İşte o şarkının sözlerini Ahmet Kutsi Tecer yazdı.

        Bestesini ise Münir Ceylan yaptı.

        Ahmet Kutsi Tecer, 1901'de babasıAbdurrahman Bey'in Kudüs Düyun-u Umumiyesi müdürü olması nedeniyle Kudüs'te doğdu. Bu nedenle doğum adı olan Ahmet'in yanına 'Kutsi' de eklendi. Tecer, ilk öğrenimine Kudüs'te Freres des Ecoles Chretiennes Okulu'nda başladı. Babasının tayini nedeniyle ilk ve orta öğrenimini Kırklareli'nde tamamladı. Liseyi İstanbul Kadıköy Sultanisi'nde ücretsiz yatılı olarak okuyan Ahmet Kutsi Tecer, daha sonra iki yıllık Halkalı Ziraat Yüksek Okulu'nu bitirdi. Ardından Yüksek Öğretmen Okulu sınavını kazanarak iki yıl boyunca Darülfünun'un Felsefe Bölümü'ne devam etti.

        REKLAM

        Öğrencilik yıllarında çekirdeğini bazı Darülfünun hocaları ve öğrencilerinin oluşturduğu Dergâh Dergisi çevresindeki aydın gruba katılan Ahmet Kutsi Tecer'in bazı şiirleri bu dergide yayımlandı.

        1925'te Darülfünun'daki öğrenimine ara vererek Yüksek Öğretmen Okulu bursuyla biyoloji öğrenimi için Fransa'ya giderek Sorbonne Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde felsefe derslerini takip eden Ahmet Kutsi Tecer, Paris Milli Kütüphanesi'nde araştırma yapma imkânı buldu. Tecer, bu araştırmaları sırasında Cezayir halk şairleri yazmalarını bularak Türk halk edebiyatının bilinmeyen bir yönünü ortaya çıkardı. Ahmet Kutsi Tecer, Paris'teki günlerini 'Paris Acıları' adlı şiirine yansıttı.

        Ahmet Kutsi Tecer, 'Orada Bir Köy Var Uzakta' adlı şiirini babasının memleketi olan Erzincan / Kemaliye'deki Apçağa Köyü için yazdı.

        1928'de Türkiye'ye dönen Ahmet Kutsi Tecer, araştırmalarını Halk Bilgisi Dergisi'ne yazdığı yazılarla aktardı. 1929'da Fransa'ya giderken ara verdiği Darülfunun'dan mezun oldu. Sivas Lisesi'ne edebiyat öğretmeni olarak atanması üzerine gittiği Sivas'ta 4 yıl kadar kalan Tecer, arkadaşları Vehbi Cem ve Muzaffer Bey ile birlikte 5 - 7 Kasım 1931'de Halk Şairleri Bayramı'nı düzenledi. Ahmet Kutsi Tecer ileÂşık Veysel'indostluğu bu bayramda başladı.

        Ahmet Kutsi Tecer, Âşık Veysel, Suzani, Ruhsati ve Karslı Mehmet gibi halk şairlerinin tanıtılması için çalıştı. Bu amaçla Halk Şairlerini Koruma Derneği'ni kurarak halk müziğinin tanınması, okula ve radyoya girmesi için çalıştı.

        1932'de Sivas Maarif Müdürlüğü'ne atanan Ahmet Kutsi Tecer, okulda Fransızca dersler verirken Kız Muallim Mektebi ve Kız Meslek Lisesi'nde de edebiyat öğretmenliği yaptı. Tecer, Sivas Halkevi'nin başına geçerek Halk Odaları'nın açılmasına önayak oldu.

        Ahmet Kutsi Tecer, 1932'de şiirlerini 'Şiirler' adlı kitabında topladı. Soyadı Kanunu çıktığında Sivas'ın Deliktaş Köyü'nden Ruhsati'nin bir şiirinde geçen Tecer Dağı'nın adını soyadı olarak seçti.

        REKLAM

        Ahmet Kutsi Tecer, 1934'te Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğrenim Şube'ye müdür olarak atandı ve bu görevde 5 yıl kaldı. Bir yandan da Gazi Eğitim Enstitüsü'nün kompozisyon ve Gazi Lisesi'nin felsefe derslerine girdi. Tecer, aynı zamanda Devlet Konservatuvarı'nın kuruluşunu hazırlayanlar arasında yer aldı.

        1938'de Yüksek Öğrenim Genel Müdürü olarak atanan Ahmet Kutsi Tecer, arkadaşı Muzaffer Sarısözen'in Ankara Devlet Konservatuvarı Folklor Arşivi Şefliği'ne tayinini sağlayıp, halk müziği derlemeleri yapmasına yardımcı oldu.

        1942'de Talim ve Terbiye Kurulu Üyeliği'ne atanan Ahmet Kutsi Tecer, ardından VI. dönem Adana ve VII. Dönem Urfa milletvekili olarak TBMM'de yer aldı. Milletvekilliği sırasında kültür ağırlıklı siyasi çalışmalarda bulunan Tecer, Halk Evleri Şenliği'ni düzenledi.

        Bu dönemde köy tiyatrosunu inceleyen Ahmet Kutsi Tecer, 'Koçyiğit Köroğlu' oyununu yazdı. Ahmet Kutsi Tecer, 1947 - 1951 arasında Paris Kültür Ataşesi ve Öğrenci Müfettişi olarak görevlendirildi. Bu dönemde Paris'te müzik eğitimi için bulunan 'Harika çocuk' İdil Biret ile de ilgilendi.

        1948'de Ankara'da kurulan geçici UNESCO Komitesi'nde görevlendirilen Ahmet Kutsi Tecer, 1950'de UNESCO Yürütme Komitesi'nde Türk delege olarak yer aldı. UNESCO topluluğu içinde Türk kültürünün gelişmesine hizmet etti.

        Tecer Dağı

        Türkiye'ye döndükten sonra 1953'te İstanbul Belediye Konservatuvarı'nda Türk tarihi ve geleneksel tiyatro, Galatasaray Lisesi'nde edebiyat dersleri veren Ahmet Kutsi Tecer, 1955'te kurulan Türk Halk Oyunlarını Yaşatma ve Yayma Tesisi ile yine aynı yıl kurulan Türk Halk Sanatları ve Ananeleri Tetkik Cemiyeti İstanbul şubesinin kurucu üyeliklerini yaptı. Tecer, ayrıca Türk Dil Kurumu'nun da üyesi oldu.

        1957 - 1966 arasında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'nde estetik, Gazetecilik Enstitüsü'nde halk edebiyatı dersleri veren Ahmet Kutsi Tecer, 1960′lı yıllarda İstanbul Radyosu'nda yayıncılara ders verdi. Tecer, İstanbul Eğitim Enstitüsü öğretmeniyken 1966'da emekli oldu.

        Ahmet Kutsi Tecer, şiirlerini hece ölçüsünde ve yalın bir dille yazdı. Aşk, doğa, ölüm, özlem gibi konuları işleyen Tecer, genellikle halk şiirlerinin sekizli ve on birli hece ölçüsüne ve ulusal nazım birimi olan dörtlüğe bağlı kalarak yazdı.

        Ahmet Kutsi Tecer, 23 Temmuz 1967'de Vakıf Gureba Hastanesi'nde hayatını kaybettikten sonra Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.

        2002... Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ahmet Kutsi Tecer'in bütün şiirlerini yayımladı.

        REKLAM

        TİYATRO OYUNLARI

        * Yazılan Bozulmaz

        * Köşebaşı (The Neighbourhood adıyla İngilizceye çevrilerek ABD'de de sahnelendi.)

        * Koçyiğit Köroğlu

        * Bir Pazar Günü

        * Satılık Ev

        ILGAZ DAĞLARI'NDA

        Siz, ağaçlar, elbet beni bildiniz,

        Ben sizden ayrılmış yürür bir dalım.

        Ey çamlar, köknarlar, ey yeşil deniz.

        Ben kendi kendini sürür bir dalım.

        Kırığım, içimden çıkmaz bu acı,

        Gün oldu başıma hasretin tacı,

        Düşündüğüm zaman asıl ağacı,

        İçimi yalnızlık bürür bir dalım.

        Ne sert kış ne gümrah ve gölgeli yaz,

        Ne ılık meltemler, ne keskin ayaz.

        Mevsimler derdime bir şifa olmaz,

        Ben kökünden kopmuş çürük bir dalım.

        ANNELER

        Dal bir gün dedi ki tomurcuğuna:

        - Tenimde bir yara işler gibisin

        Titrerim rüzgarlar keder vermesin.

        Anneler beşikten der çocuğuna:

        - Acını görmesin gözüm alemde

        Teselli demeksin bana son demde.

        Bütün ümitleri yel alır gider

        Tomurcuk açılır, sel alır gider

        Anneler büyütür, el alır gider.

        REKLAM

        BİR GÜN EDİRNE'YE GELİRSEN

        Bir gün Edirne'ye gelirsen eğer,

        Beni bulamazsan hiçbir tarafta,

        Bari ayağını çabuk tutuver,

        İnan, bekliyorum seni Arafta.

        Ne sağa, ne sola kımıldamadan;

        Bana sensiz cennet bile cehennem.

        Cennete giremem orada yoksan

        Cehenneme ise gitmek istemem.

        Eğer oyalarsa seni Edirne,

        İstemezse gönlün ayrılmak oradan,

        İnansam beni de özlediğine,

        Ben de Edirne'ye dönerdim, inan.

        CUMARTESİ: Gülten Akın

        'KORONA GÜNLERİNDE ŞİİR'İN DİĞER ŞAİRLERİ

        REKLAM
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ