Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema Oscar’ı kim alır?
        1

        EN İYİ FİLM

        Türkiye’de gösterime girdiği günlerde, ‘Her Şey Her Yerde Aynı Anda’nın (Everything Everywhere All at Once) 2023’ün mart ayına en iyi film Oscar’ının bir numaralı favorisi olarak gireceği söylenseydi herhalde güler geçerdim. ‘Aday olabilir ama ödülü kazanması zor olur’ derdim. Uzakdoğu dövüş ve bilimkurgu türlerini duygusal bir aile dramıyla birleştiren son derece uçuk, matrak ve duygusal bir paralel evren hikâyesinin, ‘Inception’ı pas geçmiş Akademi’nin bu kadar ilgisini çekeceğine açıkçası pek inanmazdım. Ama ‘Her Şey Her Yerde Aynı Anda’nın ödül sezonundaki ‘Külkedisi masalı’ tüm hızıyla sürüyor. İngilizler BAFTA’da ‘Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok’u en iyi film seçerek bu gidişe ‘Dur!’ demek istediler. Ama hemen arkasından SAG (Oyuncular Birliği) ve PGA (Yapımcılar Birliği) verdikleri ödüllerle ibreyi yeniden ‘Her Şey Her Yerde Aynı Anda’ya çevirdiler. Ödül sezonu başlamadan önce en iyi film Oscar’ı için herkes ‘Fabelmanlar’ ve ‘The Banshees of Inisherin’i işaret ediyordu. An itibarıyla her ikisinin de bu kategoride Oscar kazanma şansı yüksek değil. ‘The Banshees of Inisherin’i sevenlerin umutları son ana kadar süreceğe benziyor ama ‘Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok’a şans verenlerin sayısı daha fazla. ‘Fabelmanlar’ın ise adını anan pek kalmadı galiba.

        Kim alır? ‘Her Şey Her Yerde Aynı Anda’

        2

        EN İYİ YÖNETMEN

        Bu kategorinin favorisi ‘Her Şey Her Yerde Aynı Anda’nın yönetmenleri Daniel Kwan ve Daniel Scheinert… Kısaca ‘Daniels’ olarak anılan, mesleğe video klipler ve kısa filmlerle başlayan TV dizileriyle devam eden ikiliyi sinemaseverler 2016 yapımı ‘Swiss Army Man’ filminden hatırlayabilirler. Özellikle, Yönetmenler Birliği ödülünü (DGA) kazanmaları nedeniyle tüm tahminciler onları ilk sıraya yerleştiriyor. Filmde gösterdikleri yönetmenlik performansına bakıldığında kimse onların bu ödülü hak etmediklerini söyleyemez. Filmin bu noktalara gelmesinde yönetmenliğin payı çok büyük. Öte yandan, kendi çocukluğunu ve gençliğini anlattığı ‘Fabelmanlar’ ile usta yönetmen Steven Spielberg’in de azımsanmayacak bir şansı var. Gerçi Spielberg bu yıl Altın Küre dışında önemli ödül kazanmadı ama yine de Kwan ve Scheinert’dan sonra akla gelen ilk isim… Martin McDonagh (The Banshees of Inisherin), Todd Field (Tár) ve Ruben Östlund’a (Hüzün Üçgeni) ise çok az şans veriliyor.

        Kim alır? Daniel Kwan – Daniel Scheinert (Her Şey Her Yerde Aynı Anda)

        3

        EN İYİ KADIN OYUNCU

        Tahmincilerin işinin zor olduğu kategorilerden biri… Bir yanda ‘Tár’daki performansıyla BAFTA’yı kazanan Cate Blanchett var. Diğer yanda, ‘Her Şey Her Yerde Aynı Anda’ ile SAG (Oyuncular Birliği) ödülünü kazanan Michelle Yeoh… Altın Küre’lerde birinin dram, diğerinin komedi kategorisinde kazanması, aralarında eşitlik sağlayan bir başka faktör. Akademi, ödül sezonundaki bu denkliği bozacak ve kazananı belirleyecek. ABD’de çoğu kişi Michelle Yeoh’un yakaladığı rüzgârla ödülü alacağına nerdeyse emin. Açıkçası, benim de gönlüm ondan yana. Blanchett teknik açıdan mükemmel iş çıkarıyor. Yeoh ise anneliğin gücüne getirdiği yorumla kalbimize hitap ediyor. Ama Akademi’nin özellikle son 20 yılda oyunculuk ödüllerinde pek duygusal davranmadığını düşünüyorum. Mesela, hayatını kaybeden Chadwick Boseman’ı değil Anthony Hopkins’i seçmiş olmalarını hâlâ unutamıyorum. Çıkış yapan gençlere veya hiç Oscar almamış isimlere yönelmektense ısrarla tecrübeli ve Oscarlı oyuncuları tercih etmelerini de aklımda tutarak Blanchett’i biraz daha şanslı görüyorum. Bu arada, herkesin iki tecrübeli oyuncuya kilitlendiği kategoride Andrea Riseborough (To Leslie), Michelle Williams (The Fabelmans) ve Ana de Armas’a (Blonde) pek şans verilmiyor. Bu kategoride Vicky Krieps (Corsage) ve Danielle Deadwyler (Till) gibi bazı isimlerin nasıl aday olmadıklarının hâlâ konuşulduğunu belirtelim.

        Kim alır? Cate Blanchett (Tár)

        4

        EN İYİ ERKEK OYUNCU

        Eleştirmenler ve bahisçilerin kafasını karıştıran, tahmini zor bir başka kategori… Ödül sezonunun genelinde, Brendan Fraser (Balina), Colin Farrell (The Banshees of Inisherin) ve Austin Butler (Elvis) arasında bir eşitlik vardı. Eleştirmenler ilk ikisine biraz daha çok şans tanıyorlardı. İngilizlerin BAFTA’da Austin Butler’ı en iyi erkek oyuncu seçmesi üzerine bu kez tüm gözler SAG (Oyuncular Birliği) ödüllerine çevrildi. Fraser, SAG ödülünü kazanarak eşitliği sağladı ve tahmincilerin kafasını daha da karıştırdı. An itibarıyla tahminciler ‘Balina’nın film olarak pek sevilmemesi nedeniyle Butler’ın daha önde olduğunu düşünüyorlar. Elvis Presley gibi bir Amerikan efsanesini başarıyla canlandırmış olması onu öne çıkarıyor. Bense Brendan Fraser’ı biraz daha şanslı görüyorum. Bunun tek nedeni, ‘Balina’da karaktere getirdiği yorumu çok beğenmiş olmam değil sadece… Akademi’nin fiziksel değişim gerektiren ve oyuncuların kendi bedenlerinin sınırlarını zorladıkları performansları ödüllendirmeyi sevdiği gerçeğinden yola çıkıyorum. Bu arada, hiç kimse kazanan açıklanana kadar Colin Farrell’ı yarışın dışında görmemeli. ‘Filmin melodisi’ni çok iyi yakalayan, filme çok şey katan şahane bir performansı var çünkü… Bill Nighy (Living) ve Paul Mescal’ın (Aftersun) Oscar’a uzanma olasılıklarının çok düşük olduğunu belirtelim.

        Kim alır? Brendan Fraser (Balina)

        5

        EN İYİ YARDIMCI KADIN OYUNCU

        Bu kategoride Oscar’ın kime gideceğini tahmin etmemize yarayan ödüller, 3 oyuncu arasında paylaşılmış durumda. O yüzden 3 favori birden var: BAFTA ve SAG ödülleri açıklanmadan önce Angela Bassett, ‘Black Panther: Wakanda Forever’ ile hem Altın Küre’yi hem Eleştirmenlerin Seçimi’ni kazandı. Basset’in Oscar şansı bu ödüllerle birlikte yükseldi. Kerry Condon (The Banshees of Inisherin) ve Jamie Lee Curtis’i (Everything Everywhere All at Once) Oscar’a daha yakın görenler de vardı. Dolayısıyla, BAFTA’da Kerry Condon’ın, SAG ödüllerinde Jamie Lee Curtis’in başarısı sürpriz değildi. Bugünlerde, Oscar için ağır basan isim ise Jamie Lee Curtis. Onun da Michelle Yeoh ve Austin Butler gibi ‘rüzgârı yakaladığı’ ve ödülü alacağına inanılıyor. Yıllarca emek verdiği Hollywood’da ödüle ulaşması çok zor olmayabilir. En büyük rakibinin Condon olacağını tahmin etmek çok zor değil. Stephanie Hsu (Everything Everywhere All at Once) ve Hong Chau’ya (The Whale) şans verenlerin sayısı ise gerçekten az. Ama özellikle Hsu’nun destekçilerinin sayısının az olmadığı biliniyor.

        Kim alır? Jamie Lee Curtis (Everything Everywhere All at Once)

        6

        EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU

        13 yaşındayken ‘Indiana Jones ve Lanetli Tapınak’ (1984), ertesi yıl ise ‘The Goonies’te (1985) oynayan Çin kökenli oyuncu Ke Huy Quan, zaman içinde oyunculuktan uzaklaşıp film endüstrisinde başka işler yaptı. Ama onlarda da dikiş tutturamadı. Waymond Wang’i canlandırdığı ‘Her Şey Her Yerde Aynı Anda’ ise onun muhteşem dönüşü oldu. Altın Küre ve Eleştirmenlerin Seçimi’nden sonra SAG (Oyuncular Birliği) ödülünü de kazandı. Tahmincilerin çoğu Akademi üyelerinin bu ‘yeniden doğuş’ hikâyesine kayıtsız kalmayacağını düşünüyor ve bu kategoride en çok ona şans veriyor. Öte yandan, BAFTA’yı kazanan Barry Keoghan’ı (The Banshees of Inisherin) unutmamak gerek. Sadece BAFTA ödülünü kazandığı için değil, filmdeki performansıyla da Ke Huy Quan’dan sonra akla gelen ilk isim kendisi... Diğer adaylara, Brendan Gleeson (The Banshees of Inisherin), Judd Hirsch (The Fabelmans) ve Brian Tyree Henry’ye (Causeway) şans verenlerin sayısı ise çok değil.

        Kim alır? Ke Huy Quan (Everything Everywhere All at Once)

        7

        EN İYİ ÖZGÜN SENARYO

        Bu kategorideki yazarların ortak yanı, en iyi yönetmen Oscar’ına da aday olmaları… Ruben Östlund hariç diğer dördünün filmlerine yapımcı olarak imza attıklarını belirtelim. Ödül sezonunda ‘Her Şey Her Yerde Aynı Anda’ fırtınası başlamadan önce birçok eleştirmen, yazarlığıyla öne çıkan yönetmen Martin McDonagh’ı özgün senaryo Oscar’ının favorisi olarak görüyor ve ‘Akademi bu yıl artık onu en azından yazar olarak ödüllendirir’ diyordu. Altın Küre ve BAFTA’yı kazanması da önünün açık olduğunu düşündürüyordu. Ama Bağımsız Ruh Ödülleri ve özellikle Yazarlar Birliği Ödülleri’nin (WGA) açıklanmasından sonra ibre artık tümüyle Daniel Kwan ve Daniel Scheinert’a dönmüş durumda. Ben de ‘Her Şey Her Yerde Aynı Anda’nın başarısında senaryonun çok önemli olduğunu düşünenlerdenim. Buna karşılık, Spielberg ve Kushner’ın gerçek olaylardan yola çıktıkları ‘Fabelmanlar’da inceliklerle dolu mükemmele yakın bir iş çıkardıkları kesin. Todd Field’in başdöndürücü bir anti kahraman hikâyesi anlattığı ‘Tár’ın senaryosunu da çok beğendiğimi söylemeliyim.

        Kim alır? ‘Her Şey Her Yerde Aynı Anda’

        8

        EN İYİ UYARLAMA SENARYO

        Sarah Polley’nin Miriam Toews’in romanından uyarladığı ‘Women Talking’, geçtiğimiz yılın en beğenilen ve dikkat çeken bağımsız filmlerinden biriydi. Son yıllarda Akademi’nin kadın yönetmenlerden gelen filmlere daha duyarlı olduğu hesap edildiğinde, en iyi film ve uyarlama senaryo Oscar’ına aday gösterilmesi sürpriz değildi. Sürpriz, oyunculuk kategorilerinde aday gösterilmemesiydi. Özetle, ödül sezonu başlar başlamaz uyarlama senaryo dalının favorileri arasındaydı. Nitekim, Eleştirmenlerin Seçimi’nde bu ödülü kazandı. An itibarıyla, Oscar’ın da bir numaralı favorisi… Senaryo kategorilerinde yılın öne çıkan bağımsız sinemacılarını ödüllendirmeyi alışkanlık hale getiren Akademi için Sarah Polley en doğru seçim gibi görünüyor. En büyük rakibi ise BAFTA’yı kazanan ‘Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok’… ‘Top Gun: Maverick’ ve ‘Glass Onion’un bu kategoride ne işi var diye soranlara, Akademi’nin devam filmlerini uyarlama olarak kabul ettiğini belirtelim. Akira Kurosawa’nın 1952 yapımı filminin yeniden çevrimi olan ‘Living’in senaryosu da çok olumlu eleştiriler alıyor ama açıkçası ödül için adını anan kimse yok.

        Kim alır? ‘Women Talking’

        9

        EN İYİ ULUSLARARASI FİLM

        1930 yapımı aynı adlı klasik Hollywood filmin yeniden çevrimi olan Almanya yapımı ‘Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok’ (Im Westen nichts Neues), 9 dalda Akademi Ödülleri’ne aday olarak bu yılın en önemli başarılarından birine imza attı. BAFTA’da sadece uluslararası kategoride değil; film, yönetmen, uyarlama senaryo, görüntü, özgün müzik ve ses ödüllerini kazanması, Oscar’lardaki iddiasını bir kez daha ortaya çıkardı. En iyi film dalında belki favori değil ama bu kategoride kazanma şansı çok yüksek. Amerikalı eleştirmenlere göre ikinci film olarak Belçika yapımı ‘Close’ öne çıkıyor. ‘Aİ’ (Polonya), ‘Arjantin, 1985’ (Arjantin) ve ‘Sessiz Kız’ (İrlanda) filmlerinin benim gibi çok hayranı var ama ödül için şans tanıyan pek kimse yok. Özetle, Almanya yapımı film kazanmazsa gecenin sürprizlerinden biri yaşanır.

        Kim alır? ‘Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok’ (All Quiet on the Western Front)

        10

        EN İYİ ANİMASYON

        ‘Pinokyo’nun yönetmeni ve yapımcısı Guillermo Del Toro, kazanacağına nerdeyse kesin gözüyle bakılan Oscar adaylarından biri. Sadece tüm önemli ödülleri kazandığı için değil estetik açıdan da diğer adaylardan birkaç adım önde durduğu için favori gösterildiğini söylemek gerek… Del Toro, yeni karakterler ve yeni olay örgüsü ile karşımıza çıksa da hikâyeyi Pinokyo’nun kontrol edilemez enerjisi, itaatsizliği ve dışlanmışlığı üzerinden inşa ederek özgün eserin temalarından çok kopmuyor. Del Toro’nun Pinokyo’yu Mussolini’nin faşist rejimine çomak sokan, otoriteye itaat etmeyen, İtalyan militarizmine meydan okuyan bir karakter olarak konumlandırdığını söylemek gerek. Her şey bir yana dijital efektleri en aza indirgemeye çalışan stop motion animasyon tekniğinin mükemmel bir uygulaması var filmde.

        Kim alır? ‘Pinokyo’ (Guillermo del Toro’s Pinocchio)

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ