Özcan Deniz, Feyza Aktan'ı Samar Dadgar ile mi aldattı? Açıklama geldi...

İLİŞKİLERİ EVLİYKEN Mİ BAŞLADI?

Özcan Deniz, ayrılığın ardından İranlı modacı Samar Dadgar ile yeni bir aşka yelken açtı. Evlenecekleri konuşulan çift hakkında yeni bir iddia ortaya atıldı. Deniz ve Dadgar'ın ilişkisinin, ünlü şarkıcının eşinden boşanmadan aylar önce başladığı ileri sürüldü.

"ÇIKAN HABERLER DOĞRU, ALDATILDIM"

Basına yansıyan haberlerin ardından Feyza Aktan, sessizliğini bozdu ve iddiaları doğruladı.

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Aktan, "Çıkan haberler doğru, uzun zamandır bildiğim fakat dile getirmeyi tercih etmediğim bir konuydu. Bana kalsa yine böyle devam ederdi. Benim aksime, ilişkiyi bozan kişi sıfatına koyulma çabası bardağı taşıran son noktadır! Bir bu kalmıştı ne münasebet! Ne hakla! 'Bir genç kadının hayatı' konusundaki hassasiyeti benim hayatımda da gösterilmesini dilerdim, dilerim... Her gün çıkan yeni bir ismin ithamlarıyla başetmem mümkün değil... Müsaade ederseniz benim de bir hayatım var ve onu yaşamak istiyorum" dedi.

OĞLUNA NASİHAT VERDİ

Deniz, geçtiğimiz haftalarda Instagram hesabından oğluyla birlikte yayınladığı tatil paylaşımında hem yaşadığı mutluluğu dile getirdi, hem de Kuzey'e nasihat verdi:

Bugün sen karpuzunu yiyip, kendi kendine şarkı söylerken, suratımda aptal aşık bir gülümsemeyle seni izlerken yakaladın beni. Sonra 'Baba bana mutluluk yakışıyor mu?' diye sordun. 'Baba kurban, mutluluk herkese yakışır. Hele çocuklara çok yakışır. En çok da sana oğlum.' yanıtını verdim. O da bana 'Sana da baba.' dedi. Sonra dünyanın en güzel gözleriyle hınzır bir bakış atarak yemeye devam ettin.

"BU DÜNYA CAHİLLERLE DOLU"

Hayatımın en güzel, alt metinlerle dolu sohbetini yaptık seninle. Üstüne kitaplar yazılacak kadar dolu bir andı. Evet oğlum, mutluluk entelektüel bir şecimdir. Herkes bunu başaramaz. Senin dört yaşında kavradığın şeyi bir ömür kavrayamayan cahillerle dolu bu dünya. Herkese, her şeye inat sana en çok yakışanı yap ve hep mutlu ol. Ama bunu asla ama asla başkalarının mutsuzluğu üstüne inşa etme!

"SEN SAKIN BU HATAYA DÜŞME!"

Baban zaman zaman mutluluk düşmanlarına bu fırsatı bilerek ve de bilmeyerek verdi. Tabii ki artık bu 'fırsat' kimseye bir daha verilmeyecek! Sen sakın bu hataya düşme. Evet oğlum ikimize de çok yakışıyor. Seni çok seviyorum canım oğlum. Mutluluğumuza...

SEVGİLİDEN YORUM

Özcan Deniz'in paylaşımına bir süredir aşk yaşadığı sevgilisi Samar Dadgar da "Mutluluğumuza..." yorumunu yaptı.

"OĞLUMU BENDEN KAÇIRDILAR!"

Özcan Deniz, nisan ayında, oğlu Kuzey'in 4. yaş gününde kendisinden kaçırıldığını söylemişti. Deniz, "Geçen yıl oğlumun doğum gününde yaşadığım zalimlik bu sene de sahnelendi." demişti.

"AYNI FİLMİ TEKRAR TEKRAR OYNUYORLAR"

Sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan Özcan Deniz, sert ifadelere yer vermişti:

Aynı oyun yeniden sahnelendi. Yine aylardan nisan, yine sen benden uzaklara kaçırıldın ve yine kötüler konseyi bir şeylerin peşinde! Muhtemelen geçen yıl olduğu gibi, Anneler Günü için de bir Instagram şovu hazırlanıyor. 'Mağduru' oynamanın tadına varıldı çünkü. Sonuç alamadıkça seni kullanmaktan bir adım bile geri atmadan aynı filmi tekrar tekrar oynuyorlar.

"SUÇUN BENİM OĞLUM OLMAN"

Daha önceki oyun beni velayet davasından geri çekmek içindi, şimdi ise işledikleri suçlara göz yummamı sağlamak. Aslında affetmiştim, ama galiba amaç aynı zamanda haber olmayı da sağlamak (çünkü geçen sene çalışmıştı bu) ve ulaşılamayan hedeflere ulaşmak! Bunun için de çok güzel kullandılar herkesi. Sessizliğimi ve çaresizliğimi de sonuna kadar sömürdüler. Senin tek suçun benim oğlum olman. Bir garibanın oğlu olsaydın çoktan seni kapıma bırakıp kayıplara karışmışlardı.

"5 METRE BİLE YAKINIMA YAKLAŞAMAYACAK İNSANLARA BU CESARETİ BEN VERDİM"

Normal şartlarda 5 metre bile yakınıma yaklaşamayacak insanlara bu cesareti ben verdim. Öyle ki; senin gözünün önünde babana tekme tokat girişecek kadar taraflı programlara çıkıp şuursuzca 'bir daha olsa bir daha yaparım' diyerek tehdit edecek kadar senin tek hayat garantin olan babanın 30 yıllık kariyerini ve emeğini iftiralarla bitirmeye çalışacak kadar, benden 700 kilometre öteye kanunları, haklarımızı, senin menfaatlerini hiçe sayıp götürecek kadar cesaretlendiler.

Feyza Aktan ise Özcan Deniz'in suçlamalarının ardından sessizliğini bozmuş, kendisine açılan davalar ve boşanma protokolüyle ilgili çarpıcı açıklamalar yapmıştı:

"KARŞISINDA ÇOK ÇIPLAK KALDIM"

Bir kere velayet davası bir anneye yapılabilecek en kötü şeylerden bir tanesi. Ben sadece velayet davası ile tek başına uğraşmadım. Karşımdaki insan aslında şöyle bir niyetle girdi: Ben dahil olmak üzere; avukatlarım... ailem, yakın çevrem, maddi gücüm ve medya gücümü de yanına alarak hep birlikte üstüne geleceğiz. Seninle hem medya karşısında hem de medya karşısında elimden geldiği kadar uğraşacağım diye bir niyetle girdi. Benim bütün bu donanımlar karşısında elimde bulunan tek şey haklı olmam. Bunun dışında çok çıplak kaldım aslında karşısında.

Bu süreçte kendime sadece şunu söyledim; 'Feyza tamam, geçecek... Bitecek... Hayat boyu böyle sürmez...' Ne kadar kendime böyle telkinlerde bulunsam da, benim dışımda gelişen onlarca şeyin karşısında kendimi bir süre sonra sakinleştiremedim tabii ki de.

"TİŞÖRTÜNÜ YIRTTIM DİYE MALA ZARAR VERMEKTEN DAVA AÇTI"

Kendisine bir tokat eğilimim olmuştu. Bu yüzden de bir dava açtı. Bu ay onun davası görülecek. Tişörtünü yırttığım için de mala zarar vermekten ayrı bir dava açtı. Ne olduğunun önemi yok bana açabileceği herhangi bir dava olması yeterli.

"FEYZA'NIN SEVGİLİSİ OLURSA..."

Boşanırken sözleşmemize 'boşandıktan sonra Feyza'nın sevgilisi olamaz, olursa verilen tüm maddi imkanlar geri alınacaktır' diye bir madde ekledi. Beni ne dün ne de bugün bağlayan bir madde değildi çünkü bir evlilik biterken düşündüğünüz şey bunlar olmuyor. İleriye dönük çok daha farklı şeyler düşünüyorsunuz. Kaldı ki bunun yasalarda bir karşılığı da yok.

"İLLA NİKAH MASASINA MI OTURMAK LAZIM?"

Özcan Deniz'in annesi Kadriye Deniz, "Oğlunuzun evlenmesine sıcak bakıyor musunuz?" sorusuna şu yanıtı vermişti:

Özcan da duysun bunu; evlenmesini istemiyorum. Bir tane çocuğu var. Kız arkadaşıyla mutluluklar diliyorum. Ama illa nikah masasına mı oturmak lazım? Belki böyle konuşmam kız arkadaşının gücüne gidebilir, bilmiyorum. Ama istemiyorum.