Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi İş-Yaşam Prof. Dr. Hurşit Güneş'ten Habertürk'e açıklamalar - İş-Yaşam Haberleri

        Ekonomist Prof.Dr. Hurşit Güneş, Habertürk'te Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtladı.

        Güneş seçimlerden sonra hangi parti iş başına gelirse gelsin, ekonomide başarıyı sağlamak için paradigma değişikliğine gitmeleri gerektiğini söyledi.

        Güneş şöyle konuştu: Uzlaşma eşit, dengeli, adil fedakarlık olursa kabul edilir. Fedakarlığı sadece yoksul, dar gelirli, emekli yaparsa kabul edilemez. Farklı düşünen insanların uzlaşması önemli. Kutuplaşma yaratanlar ekonomik istikrarı sağlayamazlar.

        Güneş'in konuşmalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

        "EKONOMİDE ÇARKLAR YAVAŞLAMAYA BAŞLADI"

        Haberler güzel ama açıklamalar güzel. 2021 yılı sonunda mevcut iktidar yeni ekonomik hedef peşinde olduğunu, stratejinin değiştiğini açıkladı. 'Bu kura takılmayın, bizim hedefimiz ihracat' dendi. Türkiye'de ikili gelişme oldu. Birincisi Türkiye'nin dış ticaret açığı 100 milyar doları aştı. Biz ticaret açığı tam aksine aldı başını gitti. Ekonomilerde ana hedeflerden birisi büyümedir. Son aylarda büyüme rakamları çok olumsuz. Sanayide negatif bir büyüme çıktı ortaya. Dolayısıyla ne ihracat ne büyüme oldtu. Bir miktar ihracatla, bir miktar kurla ama bir miktarda içeride ciddi olarak daralmaya başlamasıyla alakası var. Ekonomide çarklar yavaşlamaya başladı. Ekonomide iki alanda hedefler çerçevesinde söylüyorum. Nebati bir iyi gelişmeye işaret etmek istiyor. 'Biz bütçe açığı öngörmüştük, 461 milyar TL'ydi. Yıl bitti. 2022 verileri bizim açığımız 139 milyar TL oldu' diyor. Bu cümle doğru; ancak 2023'e baktığımızda manzara öyle değil. 2023'te hedeflenen bütçe açığı 660 milyar.

        "ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE KKM'YE NE ÖDENECEK?"

        REKLAM

        Bu 660 milyar TL'nin içinde hesaplanmayan bazı şeyler var. EYT ile ne kadar para ödeneceği bütçenin içinde yok. KKM'nin bir takvimi var, o bitecek. Kur nereye gidecek? Önümüzdeki dönemde KKM'ye ne ödenecek? Sadece 2022 yılında beklenenden daha düşük bütçe açığı oldu. Enflasyon patlayınca kamu gelirleri arttı. İthalattan alınan KDV yüzde 121 büyümüş. Bu vergi gelirleri kamu gelirlerini arttırmış ve bazı kamu yatırımların önü kesilmiş. Dolayısıyla bütçe açığı olması gerekenin altında çıkmış.

        "DIŞ BORCUN BÜYÜK KISMI KAMUYA AİT"

        Enflasyon rakamsal olarak, baz etkisiyle düşüyor. Ama enflasyonun olmayacağı anlamına gelmiyor. Haziran ayına kadar düşecektir. Enflasyonun gelleceği ile ilgili bazı riskler taşıyoruz. Türkiye ekonomisi 2000 yılının sonunda büyük kriz yaşadık. O zaman dış borcun milli gelire oranı 43.7'ydi. Bugün oran daha yüksek, 53. Önemli bir dış borç sorunuyla karşı karşıyayız. 2018'den sonra özel sektör borcunu kapattı. Eskiden 'borcun büyük kısmı özel sektör' deniyordu. Ama bugün dış borcun büyük kısmı kamuya ait. Bizim dış borç oranımız hiçbir zaman yüzde 40'ın altına inmedi. Dış borçlarımız hep yüksekti.

        "FAİZ YÜKÜ BÜTÇENİN İÇİNDE CİDDİ ARTTI"

        Dış ticaret açığının milli gelire oranı şimdi yüzde 13. Cari açık 2000 yılında milli gelire oranı yüzde 3.6, bugün 5.9. Döviz rezervlerinin milli gelire oranı bugün brüt rezervlerden giderseniz yüzde 9, net rezervlerden giderseniz eksi 7. Dış dengemiz 2000 yılına göre daha bozuk olduğumuzu net şekilde gösteriyor. Kamu dengesine gelirsek. 2002'de AK Parti iktidara geldikten sonra bazı iyi gelişmeler oldu. Bütçe açığı konusunda önemli merhaleler elde edildi. Bütçe açığının milli gelire oranı bu yıl 3.4. 2000 yılına göre daha iyi. Ama bütçe dengesi yok. Faizin bütçeye oranı o zamanlar çok yüksekti. Bu sene sayın Bakanın açıkladığına göre yüzde 12.7'ye çıkması bekleniyor. Faiz yükü bütçenin içinde çok ciddi artmış durumda. Faizi yüzde 9'a indirdiğiniz zaman herşeyi yüzde 9'dan borçlanmıyorsunuz. Borcunuz artarsa, yüzde 9'dan borçlanmıyorsunuz, o zaman bütçe içinde büyük bir faiz ortaya çıkıyor. Faiz dışı denge IMF'nin üstünde durduğu bir şeydir. 2023 yılında binde 8 oranına düşürülmesi hedefleniyor. Burada fazla en az yüzde 1 olması gerekendir.

        "KAMU DENGELERİNDE PEK İYİ TARAF YOK GİBİ"

        REKLAM

        AB tanımlı borç rakamamız var. Bir de bizim Maliye'nin tanımı var. Bütçenin dışındaki başka borçlar da işin içine dahil ediliyor. AB tanımlı kamunun borcu kattığımızda 2000 krizi olduğunda kamu bankalarının borcu Hazine'nin borcu oldu. AK Parti iktidarı bunları yavaş yavaş eritti. 2017 yılında yüzde 28'di. Ciddi mesafe alındı. 2023'de ne borç çıkacak bilmiyoruz. Borçlarınız büyüyor, bütçe açığınız da 2000 kadar kötü değil ama çok da parlak değil. Bu tablo bize dış dengelerin çok bozuk olduğunu ama Nebati kardeşimin, abisi, arkadaşım olduğu için kardeşim diyorum, dediği bütçe rakamı doğru ama bütün tabloya baktığımızda kamu dengelerinde pek iyi taraf yok gibi gözüküyor.

        "KAZANDIĞIMIZ DÖVİZ ÖDEDİĞİMİZE YETMİYOR"

        Dış dengede olumsuz gelişmeler var, durum kötü. İç dengede 2022 yılında bütçe açığı tahminlerin altında oldu ama toplam kamu dengesi iyi bir noktada değil. Döviz kuru alıp başını giderse ne yapacağız? Seçimler bitti, o kazandı, bu kazandı. Eğer bu dış açık büyürse, oradan borçla tutuyorsunuz, burada tutuyorsunuz, sonuçta tutamaz hale geliyorsunuz, sonuçta döviz kuru alır gider. 1 yıl önce Ocak'a dönersiniz ve aynı şey bir kez daha yaşanır. Türkiye'nin bazı ithalat ödemeleri yapılmıyor. BOTAŞ'ın ödemelerini Rusya'ya erteliyoruz. Kazandığımız döviz, ödediğimiz dövize yetmiyor. Vatandaşa 'döviz alma' diyoruz. Bunun bütçe yükü var. Bütün bu yükleri dövizi tutabilmek için yatıyoruz. Fay hattında biriken yük gibi en sonunda çöker o. Döviz kurunu tutmak için yapılan bu mücadele, swap yaptın vesaire ama o dövizler bizim değil. Giderek döviz açığımız oluşuyor, Merkez Bankası'nda döviz yok, biz şimdilik dövizi tutuyoruz.

        "TÜRKİYE EKONOMİSİ İYİYE GİTMİYOR"

        REKLAM

        Sayın Cumhurbaşkanı ekonomi okuduğunu söylüyor ama iktisat profesörleri sayın cumhurbaşkanı iyi bir iktisatçı olarak nitelemiyorlar. Türk yatırımcı neden dışarıda yatırım yapıyor. Hani yabancı Türkiye'ye düşman, Türkiye büyümesin diye, bu tamam. Peki Türk ne yapıyor? Bu doğru bir argüman değil. Türkiye ekonomisi iyiye gitmiyor. Ben sayın Cumhurbaşkanının düşmanı değilim. İktidarda olan birisi ekonomiye kötülük olsun diye bunu yapmaz. Sayın Erdoğan'ın bu nas, faiz düşer enflasyon düşer görüşünün yanlış olduğunun bilincine vardığı kanısındayım.

        "BÜTÇE VE PARAYA DİSİPLİN GEREKİYOR"

        2015'ten sonra Türkiye ekonomisinde dengeler bozulmaya başladı. Son faiz denemesiyle iyice ayyuka çıktı. Döviz rezervlerinin satılması başlı başına hataydı. Niye yaptılar bilmiyorum. Ben sayın Cumhurbaşkanının şu anda bu son hamlesinin, faizi düşürelim hamlesinin yanlış bir şey olduğunu kendi iç dünyasında ikna olduğunu düşünüyorum. Faiz enstürmanının Merkez Bankası'nın elinden alınmasının, para politikasının devreden çıkmasının ciddi enflasyon patlaması yarattığını sayın Cumhurbaşkanı ve AK Parti'nin makul temsilcilerinin gördüğünü düşünüyorum. Avrupa'daki en yüksek enflasyonu 20-25. Ukrayna'daki enflasyon bizim dörtte birimiz kadar değil. Biz domates yiyoruz da Avrupadakiler yemiyor mu? Bizimki niye almış başını gitmiş, onlarınki azcık artmış. Burada vahim bir hata var. Meseleniz enflasyonu engellemek ise bunu 1 yıl 18 ay arasında iyi makro politikayla belli dengeye getirirsiniz. Para sıkışlaştırılacak, kamu disiplin altına alınacak. Bu bütçeye disiplin gerekiyor, paraya da öyle.

        "KUR PATLAYACAK DİYE ENDİŞEM VAR"

        REKLAM

        İnsanlar borsaya niye herşeyini yatırıyorlar? Bu kadar hücumun nedeni TL'de ekmek yok, dövizi hükümet tutunçü borsaya yöneliyor. Şimdi oradan dönmenin yolunu buldular ama bu sefer de dış açık aldı başını gitti. Bana kalırsa Türkiye'nin tek sıkıntısı enflasyon değil. Servet, gelir dağılımı, ücretler sıkıntı içinde. İşin başka tarafı sosyal taraf. Enflasyon gerçekten ahlak bozuyor. Adama gidiyorsunuz bu 100 TL diyor. Dün 50 lira istiyordum, bugün 100 lira diyor. Kim ne isterse o hale gelmiş. Enflasyon kötü bir şey, kontrol etmek lazım. Alıp başını gittiği zaman toplumda müthiş bir ahlak bozuğu oluşturur. Ekonomide gelir dağılımı, işsizliği azaltmak, dış ticaret fazlası yaratmak önemli hedefler. Bazı iktisatçılar piyasa istikrarını sağlarsan herşey düzelir diyor. Seçimin öne alınmasının avantajları var. Seçimlerden sonraya yığılmış ve ertelenmiş çok büyük sorunlar görüyorum. Dış açık, kamu açığı sorunu yığıldı. KKM'dan çıkışın süreci nasıl olacak? Ondan çok çekiniyorum. Bu açık büyüdükçe döviz kuru bir yerden patlayacak diye çok ciddi endişem var.

        "ENFLASYONLA MÜCADELE POLİTİKASI YOK"

        Yeni gelenler şu frenlere sıkı basayım derse sanayi üretiminde büsbütün yavaşlatabilir. ABD'de frene bastılar, acaba resepsiyona mı giriyoruz diye düşünüyorlark. Dünyanın bütün ülkeleri enflasyon karşılarına çıktığı zaman bu ciddi sorundur, baş etmeliyiz derler. Sayın Cumhurbaşkanımız enflasyon aleve benzer, benzin dökerseniz söner dedi. Şimdi TÜİK'e göre yüzde 60'lardayız. Yüzde 15-20'lerden geldik. Bir miktar düşmeye devam edecek sonra yeniden fırlayabilir. Enflasyonla mücadele politikası yok. Yurt dışından, Amerika'dan, İngiltere'den, Güney Kore'den iktisatçıları çağıralım. 'Türkiye'nin enflasyonla mücadelesi nedir?' diye soralım. Bu hükümet ne yapıyor? Mesela bir ara zincir marketlere kızıyorlar. İktisat kitaplarını açın, enflasyon olunca zincir marketleri denetleyin diye bir şey yok. Enflasyonu hükümetler değil marketler yapar diyorlar. Zabıtalar fiyatları iyi denetlesin diyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? Türkiye'de 20 yıl ülkeyi yönetmiş bir kişi, elbette akıllı adam. Ben kendisinin de inanmadığını düşünüyorum.

        "SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ SAMİMİYETİMİZE İNANSIN"

        Ne marketler ne zabıta ne dış güçler enflasyonu yaratamazlar. Öyle olsa her zaman yapacağın şey, kendi istihbarat teşkilatlarına talimat verip, hangi ülke enflasyonu çıkarıyor, onu bulalım mücadele edelim. Ukrayna ve Rusya'da niye daha fazla değil! Rusya başına gelecekleri bilince döviz rezervlerini tuttu, biz sokağa döktük. Bana kalırsa ekonomide başarıya ulaşmak istiyorsak paradigma değişikliği yapmamız lazım. Politikayı, yöntemi değiştireceğiz. Bir iktisat politikasının başarılı olabilmesi için iktidarın ben bu politikanın güçlü olarak arkasında duruyorum demesi gerekir. Son 2-3 yıl olmasaydı yeni paket açıklayarak hükümet belki inandırıcı olabilirdi. Sayın Cumhurbaşkanımız bizim samimiyetimize inansın. Hepimiz bu memleketi seven insanlarız. İrade olmalı, ciddi siyasi isitkar olmalıdır. Bir programın etkinliği ve tutarlı. İşsizliği azaltacağım, biraz enflasyon olur, çok olmaz diyecek. Kendi içinde tutarlı olacak. Enflasyonu düşüreyim derken büyümeyi düşürmenin tutarlılığı yoktur. Bir Maliye Bakanının bağımsız olması gerekmez ama uzman olacak, konusunu bilecek. Merkez Bankası bağımsız olacak.

        "14 MAYIS ÖNEMLİ BİR TARİH"

        Güven çok önemli. Toplumsal güven çok düşmüş vaziyette. Toplumsal uzlaşma ve destek olmadan istikrar programı sağlanamaz. Ve bir de dış destek. Burada toplumsal uzlaşma ve destek bence önemli. Eğer ki farklı siyasi görüşte olan kesimler, farklı meslek grupları, işçiler, çiftçiler, iş adamları, esnaf 'evet biz bu programın arkasındayız, herkes kendine düşen fedakarlığı yapacak' derseniz o program başarıya ulaşır. Şimdi bir uzlaşma var mı? Uzlaşma eşit, dengeli, adil fedakarlık olursa kabul edilir. Fedakarlığı sadece yoksul, dar gelirli, emekli yaparsa kabul edilemez. Farklı düşünen insanların uzlaşması önemli. Kutuplaşma yaratanlar ekonomik istikrarı sağlayamazlar. 6 farklı görüşte insan var. Sosyal demokrat CHP, muhafazakar Saadet, merkez sağda muhfazakar milliyetçi İYİ Parti, bir metinde uzlaşıyorlar. Bence çok önemli. Bunun üzerinde durmak lazım. Keşke 2 yıl önce Cumhurbaşkanı Erdoğan iktisat hocalarını çağırıp, ben uzlaşmak istiyorum, bana bir program çizin deseydi, belki çıkış yolunu hepimiz için bulmuş olurdu.Karamsar değilim. 2023 yılında 14 Mayıs önemli tarih. Türkiye'de çok partili parlamenter demokrasinin olgunlaşmasını dilerim.

        ÖNERİLEN VİDEO

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ