Rabia Kallı'nın ölümünün ardından yeniden tartışılıyor: Sokak köpekleri mi başıboş köpekler mi?
Sokak köpekleri ile ilgili uzun yıllardır çözülemeyen sorun, yine acı bir kaybın ardından tartışma konusu oldu. Tartışmalar barınak mı, kısırlaştırma mı çerçevesi üzerinde yürümeye devam ederken, masum canlıların sebep olduğu acı olayların önüne geçilemiyor. Daha önce benzer bir tartışmanın ardından araştırdığımız Hollanda'daki uygulamayı, tarafların argümanları ile birlikte yeniden hatırladık
Rabia Kallı, henüz 20 yaşında Isparta'daki Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi idi. 6 Mart'ta İstanbul Caddesi'nde sokak köpeğinden korkup atladığı yolda bir otomobilin çarpması sonucu ağır yaralandı ve 6 günlük yaşam mücadelesini kaybetti.
Gencecik bir insanın ölümü şehir hayatında hepimizin yanıbaşındaki bir sorunu gündeme getirdi: Başıboş köpekler...
Yaşam alanı sokağa dönüşen ama yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığı gibi insan ve araç kalabalığı altında can güvenlikleri de tehlikede olan sokak hayvanları saldırganlaşabiliyor. Yine sokaklarda üredikleri ve kimi zaman da aralarına sokağa terk edilen köpekler de katıldığı için sayıları her geçen gün artıyor.
BARINAKTA MI, SOKAKTA MI?
Ne yapılması gerektiği tartışıldığında ise iki seçenek ortaya konuluyor: Barınaklar ve kısırlaştırılıp bulunduğu yere bırakma.
Barınaklar ile ilgili tartışma yine yakın zamandaki acı bir olayın ardından gündeme gelmişti. Geçen yılın Aralık ayında Gazintep'te tasmasız şekilde sokakta bulunan iki Pitbull köpeğinin saldırısına uğrayan 4 yaşındaki Asiye Ateş ağır yaralanmıştı. Olayla ilgili soruşturma sürerken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Sahipsiz hayvanların sokaklardan alınarak temiz ve güvenli ortamlara taşınmasını önemli bir hizmet olarak görüyorum. Tüm belediyelerimize hem vatandaşlarımızın güvenliğini sağlayacak hem bu canları koruyacak adımları süratle atmaları çağrısında bulunuyorum" demişti.
Hayvan hakları ile ilgili dernekler ve kimi hayvanserler barınaklara kuşkuyla bakarken belediyelerin bu kadar sokak köpeğini barındıramayacağını, mevcut barınakların dahi yetersiz olduğunu öne sürüyor. Barınaklara karşı çıkanların çözümü ise etkili kısırlaştırma. Bu amaçla Türkiye'de bir dernek de faaliyet yürütüyor. Sahipsiz Hayvanları Koruma Derneği (SHKD), sorunun yegane çözümünün sokak hayvanlarının kısırlaştırıp alındığı yere geri bırakılması olduğuna inanıyor.
KANUN BU KONUDA NE DİYOR?
Ankara Barosu, barınaklarla ilgili tartışmaların ardından yaptığı açıklamada ilgili kanun maddesine atıfla konunun hukuki dayanağının olmadığını savunmuştu: "2004 yılında yürürlüğe giren 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun 6/4 maddesi uyarınca; 'Müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır.' Yine Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği'nin 7/1-a maddesi uyarınca Belediyeler, 'sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların toplatılması kısırlaştırılması, aşılanması, gerekli tıbbi bakımlarının yapılması ve işaretlenmesi, alındığı ortama geri bırakılması, sahiplendirilenlerinin kayıt altına alınmasıyla ilgili hususlarda gerekli tedbirleri alır."
SOKAK KÖPEĞİ SAYISI NEDİR?
Peki üzerinde bu denli tartışılan konu hakkında yeterli veri bulunuyor mu? Ne yazık ki Türkiye'de ne kadar sokak köpeği olduğu bilinmiyor. Ama bu konuda birtakım tahminler yapılıyor. Geçen yıl hayvan hakları ile ilgili yasa tartışılırken AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, "Eğer kısırlaştırılma yapılmazsa; 10 yıl içerisinde köpeklerle ilgili nüfusun 60 milyona ulaşması bekleniyor" demişti. Mevcut sokak köpeği sayısının da 8 milyondan fazla olduğu tahmin ediliyor.
İstanbul Bakırköy'de bir iş adamı, sahildeki kaldırımda yürüdüğü sırada sokak köpeklerinin saldırısında yaralanmıştı. Korku dolu anlar güvenlik kamerasına yansımıştı.
"ASIL SORUN BAŞIBOŞ OLMALARI"
Hayvan hakları derneklerinin yaygın kanaatle barınak çözümüne karşı çıkıp bulundukları yerde kısırlaştırılması gerektiği görüşünün çözüm getireceğine inanmayanlar da var. Twitter'da "Başıboş Köpek Sorunu" isimli bir hesapta yapılan paylaşımlarda 5199 sayılı kanuna karşı çıkılıyor. Sokak köpeklerinin saldırıları sonucu yaralananlarla ilgili bilgilerin paylaşıldığı hesapta "Popülasyon kontrolü adı altında 'kısırlaştırma' kabul etmiyoruz. Kısırlaştırılıp geri bırakılan köpekler de insan öldürüyor, kazalara neden oluyor" görüşü savunuluyor. Hesabı yöneten Ali Öztürk, daha önce Independent Türkçe'ye verdiği bir röportajda "Vatandaş kamuya açık bir mekâna gidebilmek için, sokak köpeğinin gönlünü hoş tutmak zorunda mıdır" diye sorduktan sonra çözüm önerisini şöyle anlatmıştı: "Mevcut yöntem 2004'ten günümüze başıboş köpek popülasyonunu ve sayısını arttırmıştır. Başıboş köpekleri sokaklarda tutarak, besleyerek, kısırlaştırma ile sorun çözülmeyecektir daha da artacaktır. Kısırlaştırma ile dünya üzerinde bu sorunu çözen bir ülke veya model bulunmamaktadır. 10 milyona dayanmış büyük bir popülasyon için hayvansever STK'lar dinlenmeden, diğer ülkeler örnek alınmalı ve aynı metotlar burada da uygulanmalıdır. Bu STK'lar çözümsüzlükten ve ortadaki kaostan beslenmektedir, varlıkları buna bağlıdır. Bu işin iktisadi ve bilimsel olarak çözümü ise bellidir. Bunun için öncelik olarak başıboş köpekleri sokaklarda tutan, 5199 sayılı kanundaki 6. madde acilen değişmelidir. Her şeyden önce insanların, toplumun sağlığı ve geleceği düşünülmelidir."
SOKAKLARINDA KÖPEK OLMAYAN ÜLKE
Peki köpeksiz sokakların olduğu şehirler mümkün mü? Aralık ayındaki tartışmaların ardından Avrupa'daki örnekleri inceleyen Haberturk.com dış haberler editörü Merve Elmacı, sorunun cevabını Hollanda'da bulmuştu. Hollanda'nın hayvan hakları ile ilgili duyarlılığı çok eskiye dayanıyor. Öyle ki, 1864'te Lahey'de kurulan Hayvanları Koruma Derneği de bu alanda bir ilk. Ülkenin sokaklarında 2019 yılından bu yana köpek bulunmuyor.
Hollanda Tarım, Doğa ve Gıda Kalitesi Bakanlığı Hayvan Hakları Sözcüsü Lisa Gaster, bu uygulamanın nasıl hayata geçirildiğini şöyle anlatmıştı:
"Hollanda'da sokak köpeği yok çünkü hemen bir yerde fark ediliyorlar, yakalanıyorlar ve bir barınağa götürülüyorlar. Belediyeler, sokak köpeklerine (veya kedilerine) en az iki hafta bakmakla yasal olarak sorumlu. İki hafta sonra sorumluluk barınaklara geçiyor. Sokak köpekleri (veya kediler) onları fark eden insanlar tarafından rapor ediliyor ve bulunan hayvan uzman bir kişi tarafından barınağa götürülüyor. Hayvanların nasıl tutulması gerektiğine dair kurallar koyan genel bir 'hayvan refahı' yasamız var. Ayrıca 2013 yılında köpek sahiplerinin köpeklerine çip takma zorunluluğu getirildi. Çipi olan köpek, dolaşmaya çıkarsa veya kaybolursa çip sayesinde hızlıca bulunuyor. Ancak çipi yoksa da insanlar sayesinde bu sorun çözülüyor."