Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Rahim ağzı kanseri olan kadınların yüzde 20 - 25’i 40 yaş altında

        Rahim ağzı kanseri dünyada olduğu gibi Türkiye’de de, kadınlarda en sık görülen kanserler arasında bulunuyor, Habertürk’ten Ceyda Erenoğlu’nun haberine göre bu kanser türünde, düzenli tarama ile tümör oluşmadan olguların yakalanması mümkün olabiliyor. Jinekolojik Onkoloji uzmanı Doç. Dr. Veysel Şal, erken evrede uygulanabilen özellikli cerrahilerde organ koruyucu yöntemlerin kullanılması ve yalnızca tümörlü kısmın çıkarılması sayesinde hastaların hem sağlıklarına kavuştuklarını hem de doğurganlıklarının devam ettiğini söylüyor.

        KANSER YAŞI GİDEREK DÜŞÜYOR

        Sıklıkla doğurganlığını tamamlamış yaş gruplarında görülen rahim ağzı kanserine, günümüzde yüzde 20-25 oranında 40 yaş altında da rastlanıyor. Erken yaşta cinsel ilişki, sigara kullanımı, çok eşlilik, beslenme problemleri gibi faktörler nedeniyle rahim ağzı kanserine yakalanma yaşı gittikçe düşüyor. Bir kadının ömrü boyunca rahim ağzı kanserine yakalanma oranının yüzde 1 civarında olduğuna ve ülkemizde yılda yaklaşık 1600 yeni vaka saptandığına dikkat çekiliyor, Bu vakaların 600-700 civarı yaşamını kaybediyor.

        REKLAM

        BU BELİRTİLER HASTALIĞIN İLERLEDİĞİNİ GÖSTERİYOR

        Düzenli jinekolojik muayene ve smear testi sayesinde hastalık rahim ağzında kanserli hücre oluşmadan kontrol altına alınabiliyor. Ancak bazı belirtiler ortaya çıktığında hasta için süreç ilerlemiş olabiliyor. Doç. Dr. Şal, önemsenmesi gereken belirtiler hakkında şu bilgileri veriyor: “Rahim ağzı kanserinin erken döneminde cinsel ilişki sonrası kanamalar ve ağrılar ile adet döneminde düzensizlikler, ara kanamalar yani adet dışı kanama durumu oluşuyor. Hastalığın ilerlemiş evresinde ise kasık bölgesinde şiddetli ağrılar görülebiliyor” diyor.

        STANDART TEDAVİ YERİNE KİŞİYE ÖZEL YAKLAŞIM

        Rahim ağzı kanserinde tedavi standardize edilemiyor. Yani her rahim ağzı kanseri hastasına aynı tedavi uygulanmıyor. Tedavi planlaması hasta için önemli ve öncelikli olan kriterler hedef alınarak, kişiye özel bir yaklaşımla yapılıyor. Doç. Dr. Şal’a göre kadının yaşı, çocuk sahibi olma isteği, hastalığın klinik evresi, ameliyata engel oluşturabilecek herhangi bir sağlık sorununun olup olmadığı ve patoloji bulguları karar aşamasında çok önemli görülüyor. Tüm seçenekler değerlendirildikten sonra tedavi bireyselleştiriliyor. Tedavi kapsamında; cerrahi yapılamıyorsa; radyoterapi ve destekleyici kemoterapi, ileri evre söz konusu olduğunda ise palyatif bakım gündeme geliyor.

        REKLAM

        TÜMÖRÜ HEDEFLEYEN ÖZELLİKLİ CERRAHİLER

        Cerrahi, rahim ağzı kanserinde (özellikle de çok erken evrede) birinci adım tedavi planının en önemli parçasını oluşturuyor. Bu noktada pek çok cerrahi seçeneğin değerlendirilerek, hastaya uygun olanın tercih edildiğini söyleyen Doç. Dr. Şal, “Standart cerrahinin yanı sıra farklı cerrahi uygulamalardan da yararlanıyoruz. Laparoskopik olarak adlandırdığımız kapalı ameliyatlar ve robotik cerrahi hastaya konfor sağlıyor. Bu tür ameliyatların kapsamı nedeniyle bazı riskler de oluşabiliyor. Örneğin hastanın idrar kesesinin sinirlerinin yeterince korunamaması durumunda idrar kaçırma sorunu ortaya çıkabiliyor. Günümüzde artık sinir koruyucu özellikli cerrahiler sayesinde tümör bölgesini hedefleyerek, sağlıklı dokular zarar görmeden başarılı sonuçlara ulaşabiliyoruz. Bunun yanında küçük boyutlu tümörlerde de rahim çevresindeki dokuyu çıkarmadan basit bir rahim ameliyatıyla lenf bezlerini çıkartabiliyoruz” diyor.

        REKLAM

        KORUNMADA ÖNCELİK

        Rahim ağzı kanserine yol açan HPV virüsü için neredeyse 10 yıllık bir geçmişi olan HPV aşısı kullanılıyor. Op. Dr. Veysel Şal, aşı kullanımına ilişkin şu bilgileri veriyor:” HPV aşısı ‘profilaktik’ yani koruyucu olarak kullanıldığında HPV enfeksiyonuna karşı bir direnç oluşturuyor ve virüs bulaştığında vücudun bunu dışarı atması sağlanıyor. 2016 verilerine göre yaklaşık 65 ülkenin ulusal aşı programına giren aşı, ülkemizde halen ulusal aşı programında değilse de toplumda, bu alandaki farkındalıkla birlikte kullanımı giderek artıyor. Aşı sadece rahim ağzı kanserini değil, siğil denilen lezyonları da engelliyor ve erkek çocuklarına da öneriliyor. HPV virüsü sadece rahim ağzı kanseri yapmıyor. Aynı zamanda vulva kanseri, anal kanser ve orofaringeal kanserlerinde de rol oynadığı için bu kanserler üzerinde de etkisi bulunuyor. Aşı ile birlikte düzenli tarama testlerinin de ihmal edilmemesi gerekiyor.”

        FOLİK ASİT, B VİTAMİNİ VE KAROTEN KORUNMADA ETKİLİ Mİ?

        Rahim ağzı kanserinden korunmak için; sigarayı bırakmak, cinsel ilişkide bariyer yöntemler kullanmak, beslenme tarzını değiştirmek ve Akdeniz tipi beslenme alışkanlıkları kazanmak ile

        özellikle folik asit, B vitamini ve karoten gibi vitaminleri içeren sebze-meyve ağırlıklı besinler tüketmek de önemli faktörler arasında yer alıyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ