Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ramazan İkinci Bayezid, Kolomb’a ‘he’ deseydi Amerika’da şimdi Türkçe konuşulacaktı

        Murat BARDAKÇI / HT GAZETE

        Amerika’nın geçmiş asırlarda İspanya’nın yahut İngiltere’nin değil de, az kalsın bizim sömürgemiz olma ihtimalinin bulunduğunu ve bu şanı İkinci Bayezid’in bir tarafa ittiğini bilir misiniz?

        VİKİNGLER DE GİTTİ

        Amerika’ya Kolomb’dan önce de gidenler olmuştu ve bunların başında, 11. yüzyılda Leif Eriksson’un komutasında Amerika’ya ulaştıkları rivayet edilen Vikingler geliyordu. Kolomb, 1470’li yılların sonunda İzlanda’ya gittiğinde Vikingler’in Amerika macerasını öğrendi.

        İtalyan denizci, Lizbon’a döndükten sonra araştırmaya koyuldu. Marko Polo’nun Doğu seyahati ile ilgili hatıraları başta olmak üzere birçok kitap okudu. Batı’ya giderek yeni topraklara ulaşıldığını anlatan rivayetleri de inceledi. Sonraki senelerde İrlanda’da bulunduğu sırada, Aziz Brendan’ın Amerika yolculuğu ile ilgili rivayetleri de araştırdı.

        PADİŞAH REDDETTİ

        Kolomb, 1484’te Portekiz Kralı’na başvurarak Batı’dan denizyoluyla Doğu’ya ulaşabilmesi için gemi istedi ise de reddedildi. Çıkmayı tasarladığı deniz yolculuğu için geniş bir araştırma yapmıştı ama finansör bulamamıştı. Bunun üzerine, geçimini sağlamak için reçine ticareti işine girdi.

        Avrupa’da çıkacağı seferi finanse edecek hükümdar bulamayınca, İkinci Bayezid’e müracaat etti. Söylentilere göre hükümdarın huzuruna bir papazın refakatinde çıktı, “Sultan’ın adına yeni ülkeler keşfedebilmek için” emrine gemiler verilmesini rica etti ama İkinci Bayezid de karşısına çıkan denizcinin hayalperest olduğunu düşünerek talebi reddetti.

        MASRAFI İSPANYA ÜSTLENDİ

        İhtiyacı olan desteği bir türlü bulamayan Kolomb, 1492 Ocak’ında İngiltere ve Fransa krallarından yardım istemek için bu memleketlere gittiği sırada, dostları İspanya sarayını yolculuğun masraflarını karşılamak için ikna ettiler. Kolomb hemen İspanya’ya döndü, 3 Ağustos 1492’de üç gemi ile denize açıldı. O senenin 12 Ekim’inde Bahama Adaları’ndan Guanahani’ye ulaştı, ardından Küba’yı gördü, ancak Küba’yı Japonya zannetti.

        Kolomb, Haiti’ye vardıktan sonra İspanya’ya geri döndü ve sonraki senelerde Amerika’ya üç yolculuk daha yaptı.

        Kristof Kolomb, Amerika’ya ulaşmış ama keşfettiği yerleri Asya’nın doğu kıyıları zannetmiş, hattâ bir yolunu bularak Kudüs’ü Müslümanlar’dan geri alma plânları bile yapmıştı.

        1506’da öldüğünde, gittiği toprakların bilinmeyen bir kıt’a olduğunu hâlâ farketmemişti...

        Osmanlı İmparatorluğu, Kolomb’un 1492 yılında Amerika’yı keşfinden kısa bir müddet sonra haberdar oldu ama İspanya kral ve kraliçesi dışında birçok hükümdar ve bu arada İkinci Bayezid de Kolomb’a inanmayarak ayaklarına gelen büyük fırsatı kaçırmışlardı.

        İŞTE, AMERİKA HAKKINDA 1730'DA YAYINLANAN İLK TÜRKÇE KİTAP

        Eserin konusu, bir zamanlar “Batı Hindistan” diye bilinen şimdilerin Amerika’sı ve Türkler’in Amerika’ya bakışını ortaya koyan ilk kitap olmasıdır.

        İslam dünyası, Kristof Kolomb’un 1492’de Batı Hind Adaları zannederek çıktığı Amerika’yı, ilk defa 1517’de, Yavuz Selim zamanında duymuştu.

        Ama, Amerika’nın keşfedilme hikâyesinden ve bu yeni dünyanın insanlarından halkının yaşayış biçimine, bitkilerinden oraya mahsus garip hayvanlara kadar bilgi veren, bilgiden de öte o zamanların merakını tatmin eden konuları kitap haline getirme önceliği, “Tarih-i Hind-i Garbî”ye nasip oldu.

        Eserin yazarı olduğu düşünülen Muhammed bin Hasan el-Sudî, kitabını yazarken Kolomb’un Amerika’ya ayak basmasından 90 sene sonra Avrupa’da bu konuda yazılmış diğer kitapları elden geçirmiş, Afrika’nın doğusundan uzaklara yelken açan bazı denizcilerle de konuşmuş ve yeni kıt’anın haritaları ile Amerika yerlilerinin resimlerini de çizdirmiş ve eserini devrin hükümdarı Üçüncü Murad’a sunmuştu.

        Asırlarca, Türkiye’de Amerika’dan bahseden tek eser olarak kalan “Tarih-i Hind-i Garbî”, Türk matbaasının kurucusu İbrahim Müteferrika tarafından 1730’da yayınlanacak ve mevcut Türkçe baskı kitaplar arasında fiyat bakımından en kıymetlisi olacaktı.

        HATTIN ÜSTADLARI: ESMA İBRET HANIM

        Türk hat tarihinin en önemli kadın sanatkârlarından olan Esma İbret Hanım, saraydaki gözde cariyelerin âmiri Ahmed Efendi’nin kızı ve hattın büyük ismi Mahmud Celâleddin’in eşiydi. Yazıyı kocasından öğrendi ve icazet aldı. Hanımlar arasında pek rağbet görmeyen hattatlığa büyük emek verdi ve hemen hemen kocası kadar güzel yazdı. 15 yaşındayken yazdığı ve halen Topkapı Sarayı’nda bulunan hilyesinin arkasında bulunan bilgiye göre, hilyeyi yazdıran Kaftancı Mehmed Sâlim Ağa bunun bir kız tarafından yazılabileceğine inanmamış fakat dostlarından hilyenin hattatının hakikaten Esma Hanım olduğu öğrenilince, Esma’ya “İbret” unvanı verilmişti. 1780’de vefat eden Esma İbret Hanım, Vefa’daki Şeyh Murad Dergâhı’na, eşinin yanına defnedildi.

        SARAYLIK İFTARİYELER: KUŞHANE FASULYESİ

        MALZEME

        -Ayşekadın fasulyesi

        -Kuşbaşı koyun eti

        -Domates, soğan

        Ayşekadın fasulyesi yıkanır, orta kızgın yağda yedi dakika kadar azar azar kavrulup süzülür. Bir ufak tencerenin ortasına yarım domates konur, tencerenin boş kalan yerlerine fasulyeler üstüste ilave edilir. Kuşbaşı halinde kesilen koyun eti fasulyenin yağında 10 dakika kavrulduktan sonra yağla beraber tencereye yerleştirilir. Soğanlar ayıklanır, ince ve yuvarlak şekilde kesilir, fasulyelerin üzerine dizilip tuz ve su ilâve edildikten sonra tencerenin kapağı kapatılarak orta ateşte 45 dakika kadar pişirilir. Pişen fasulye, servis tabağına tersine çevrilerek dökülür ve servis yapılır.

        AZ BİLİNEN MİNYATÜRLER

        Müneccimlere ait eski bir elyazması kitapta yeralan güneş tasviri.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ