Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı

Almanya’nın Ankara Büyükelçisi'nin Alman polisinin Türk basın mensuplarını gözaltına alması nedeniyle Türk Dışişleri'ne çağrıldığı açıklandı.

Öte yandan akşam saatlerinde yapılan açıklamada gazetecilerin serbest bırakıldığı duyuruldu.

ÖMER ÇELİK: ALMANYA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE SAYGI GÖSTERMELİ

AK Parti Sözcüsü de konuya ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada "Almanya basın özgürlüğüne saygı göstermelidir… Sabah gazetesi Almanya Temsilcisi İsmail Erel ve Sabah Avrupa gazetesi Yazı İşleri Müdürü Cemil Albay’ın FETÖ’cülerin şikayeti üzerine göz altına alınmasını kınıyoruz. FETÖ’cüler bulundukları her ülke için güvenlik tehdididirler. Almanya’nın dikkate alması gereken budur…" ifadelerini kullandı.

ÇAVUŞOĞLU: KABUL EDİLEMEZ

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bakanlık Sözcüsü Tanju Bilgiç'in bugün Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Jürgen Schulz'a, Sabah gazetesinin Frankfurt Bürosu temsilcilerinin Alman polisi tarafından gerekçe gösterilmeden gözaltına alınmasının kabul edilemez olduğunu söylediğini bildirdi.

Çavuşoğlu, Sabah gazetesinin Frankfurt Bürosu temsilcilerinin Alman polisi tarafından gerekçe gösterilmeden gözaltına alınmasına ilişkin A Haber canlı yayınına bağlanarak değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'nin hem Berlin Büyükelçiliğinin hem de Frankfurt Başkonsolosluğunun konuyla ilgili ivedilikle harekete geçtiğini belirten Çavuşoğlu, "Bunun gerçekten izah edilir bir yanı yok. Almanya'da, bizlere basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü konusunda dersler vermeye çalışan Avrupa’nın tam da ortasında bu sabah, Sabah gazetesine bir baskın düzenleniyor. Arkadaşlarımıza yönelik hiç de uygun olmayan bazı hareketler oluyor. Gözaltına aldılar." ifadesini kullandı.

Çavuşoğlu, girişimleri neticesinde söz konusu gazetecilerin serbest bırakıldığını anımsatarak, FETÖ'cülerin Avrupa'daki gazetecileri engellemeye çalıştığını ve Sabah gazetesinin de hem FETÖ'nün hem PKK'nın iç yüzünü çekinmeden yazdığını vurguladı.

Sabah gazetesinin yazdığı bilgileri Alman makamların da diğer Avrupa ülkelerinin de çok iyi bildiğini söyleyen Çavuşoğlu, "Almanya'nın bu FETÖ'cülerin bu Türk gazetecilerini engellemeye çalışmalarına müsamaha göstermesi de ayrı bir garabet, resmen buna alet oluyorlar." yorumunda bulundu.

Çavuşoğlu, söz konusu olayın seçimlerden sonra olmasının da manidar olduğunu vurgulayarak, "Biliyorsunuz Alman dergileri de gazeteleri de Fransızlar gibi, İngilizler gibi, bazı Amerikan gazeteleri gibi Türkiye'nin iç siyasetini de dizayn etmeye çalıştılar. Tabii halkımız bunlara gerekli cevabı verince bunları hazmedemediklerini de görüyoruz." dedi.

Bugün Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Schulz'un da Dışişleri Bakanlığına çağrılarak Sözcü Tanju Bilgiç ile görüştüğünü belirten Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Bilgiç, Alman Büyükelçisine bunun kabul edilemez olduğunu, gözaltına alınmasının arkadaşlarımızın evlerine baskın düzenlenmesinin kabul edilemez olduğunu, bir suç varsa bunun öncelikle ifade alınarak soruşturulması gerektiğini, seçimlerin hemen ardından böyle bir yola başvurulmasını maksatlı bulduğumuzu söylemiştir. Kendileri, FETÖ konusunda da yine biraz önce söylediklerimizi tekrar etmiştir ve tüm bu yaşananların basın ve ifade özgürlüğünün bir ihlali olduğunu büyükelçiye söylemişlerdir. Bu hadisenin Türk kamuoyunda bir infial yarattığını da Alman büyükelçisine büyükelçimiz, sözcümüz Tanju Bey iletmiştir."

"BU OLAY MAKSATLI"

Alman Büyükelçinin bunun siyasi bir mesele olmadığını söylediğini aktaran Çavuşoğlu, "Şu ifadeleri son derece çarpıcıdır, 'Basın özgürlüğünün sınırsız olmadığını ve bu iki kişinin gözaltına alınmalarının doğrudan gazetecilik faaliyetleri ile ilgili olmadığını' söylüyorlar. Hatırlayacaksınız, Türkiye'de darbe girişiminde bulunan FETÖ'cü gazeteciler, yani bu işin beyni olan eline silah alma değil de, bu işi dizayn edenler, aynı şekilde bizzat PKK propagandası yapan sözde gazeteciler ile ilgili bir işlem olduğu zaman bunlar bize ne diyorlardı, şimdi kendileri ne diyorlar?" eleştirisini yaptı.

* Haberin görselleri Anadolu Ajansı'ndan servis edilmiştir.