Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Yargı Son dakika haberi | Savcı cinsel istismarda 'rıza var' dedi: Önce 50 yıl, sonra tahliye!
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Ankara'da Covid-19 salgını tedbirleri kapsamında açık cezaevinden izinli çıkan 'cinsel saldırı' hükümlüsü Özcan Çuhadar'ın (41), 15 ve 16 yaşındaki Suriyeli 2 erkek çocuğa, şoför olarak çalıştığı özel halk otobüsünde cinsel istismarda bulunduğu suçlamasıyla tutuklu yargılandığı davada savcı mütalaasını açıkladı. Savcı, 50 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan sanığın, eylemlerini mağdurların rızası dışında zorla yaptığına dair delil bulunamadığını belirterek, 'reşit olmayanla cinsel ilişki' suçundan 5 yıl hapisle cezalandırılmasını isteyip, tahliyesini talep etti.

        Suriyeli A.M. (15) ile M.Ş. (16), parkta oynarken gezdirme bahanesiyle kendilerini otobüse çağıran Özcan Çuhadar'ın cinsel istismarına uğradıklarını ileri sürerek şikayetçi oldu. Gözaltına alınan şüphelinin, 'cinsel saldırı' suçundan hükümlü olduğu, koronavirüs salgınına karşı alınan tedbirler nedeniyle verilen izin kapsamında açık cezaevinden çıktığı ortaya çıktı. Özcan Çuhadar, savcılık sorgusunun ardından çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince geçen yıl 11 Haziran'da tutuklandı.

        REKLAM

        50 YIL HAPİS İSTEMİYLE DAVA

        Savcılık soruşturması kapsamında Özcan Çuhadar hakkında, 'kamu görevinin sağladığı nüfusu kötüye kullanmak suretiyle çocuğun nitelikli cinsel istismarı', 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma', 'cinsel taciz' ve 'tehdit' suçlarından 50 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. İddianamede ifadelerine yer yerilen her 2 çocuk da parkta oyun oynadıkları sırada sanığın gezdirme bahanesiyle kendilerini otobüse çağırdığını, daha sonra otobüsü tenha bir yere çekerek kapılarını kilitlediğini söyledi.

        Mağdur çocuklar, otobüsten inmek istediklerinde sanığın eline aldığı yangın tüpü ile kendilerini tehdit ederek, cinsel istismarda bulunduğunu ileri sürdü. Özcan Çuhadar ise tam tersine cinsel saldırı mağdurunun kendisi olduğunu iddia etti. 2 çocuğun ellerindeki şiş benzeri bir aletle otobüsü kaçırdıklarını, tenha bir yere çektirdikleri otobüste cinsel saldırıya uğradığını ileri sürdü.

        SAVCIDAN TAHLİYE TALEBİ

        Ankara 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada her 2 çocuk da soruşturma aşamasındaki ifadelerini tekrarlayarak sanıktan şikayetçi olduğunu söyledi. Sanık ise asıl mağdurun kendisi olduğunu belirterek, tahliye ve beraat talebinde bulundu.

        Cumhuriyet savcısı ise mütalaasında dosyada bulunan tüm deliller ışığında sanığın, isnat edilen cinsel eylemlerini mağdurların rızası dışında yani zorla yaptığına dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunamadığını belirtti.

        Savcı, olayda mağdurların rızasının kabulünün gerektiğini belirterek, sanığın 'reşit olmayanla cinsel ilişki' suçundan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi. Savcı ayrıca sanığın tahliyesini de talep etti. Müşteki avukatının süre talebini kabul eden mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.

        AVUKATTAN TEPKİ

        Savcının mütalaasına tepki gösteren çocukların avukatı Sevtap Altın, "Savcı mütalaasında çocukların rızasının olduğunu ve isnat edilen suçun oluşmadığını söyledi. Savcı bu nedenle suçun vasfının oluşmadığını sanığın 'reşit olmayanla cinsel ilişki' suçundan cezalandırılmasını talep etti. Bu kesinlikle kabul edilemez. Bu olayda kesinlikle rıza olmadığı gibi TCK'nın ilgili maddesinde 'cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen davranışlarda rıza aranmaz' hükmü yer alıyor. Mahkemenin savcının görüşü doğrultusunda karar vermeyeceğini umuyoruz" dedi.

        "MÜTALAA SON DERECE TALİHSİZ"

        Ankara'da 2 çocuğa cinsel istismarda bulunduğu iddiasının ardından, 50 yıl hapsi istenen ancak savcının "rıza var" diyerek tahliye talep ettiği zanlıyla ilgili mütalaa da tartışmalara yol açtı.

        Habertürk'e açıklamalarda bulunan Avukat Dr.Rezan Epözdemir de, "Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaası son derece talihsiz olmuştur" diyerek şunları kaydetti:

        "Burada iki temel husus var. Biri daha önce cinsel saldırıdan hüküm giyen bir zanlının açık cezaevine geçmesi. Pandemi nedeniyle hükümlülerin evde cezalarını çekmesine yönelik bir düzenleme vardı. Bu düzenleme uzatıldı. Dışarıdayken yeniden aynı suçu işlediği iddiası var. Birinci problem burada cezaevi gözlem kurullarının açık cezaevinde bir hükümlüyü ayırırken bakması gereken hususlardır. Otomatik olarak hiçbir adli olaya karışmadığı, cezaevindeyken hiçbir hukuka aykırı eylem fiil ve davranışı söz konusu değil diyerek açık cezaevine geçişe otomatik onay vermek yerine, cezaevi idare ve gözlem kurullarının şuna bakması gerek. Temelde acaba ıslah oldu mu rehabilite oldu mu. Topluma kazandırıldı mı. Toplum içerisinde herhangi bir kimseye zararı dokunmaksızın yaşayabilir mi. Dışarıda yeniden bu eylemi suçu tekrarlar mı tekrarlamaz mı. Islah oldu mu buna bakmalı. İçerisinde cumhuriyet savcısının da bulunduğu, sosyal eğitimcilerin ayrıca pedagogların, psikologların akademisyenlerin bulunduğu, akademik ve bilimsel incelemenin yapılmasının esas olduğu bu kurulun gerçekten ıslah ve rehabilite olmayan topluma karıştığında yine aynı suçu işleyebileceği ihtimali olan hükümlüler bakımından açık cezaevine ayırma kararını vermemesi gerekirdi. Buradaki birinci problem bu.

        İkinci kısma gelirsek. Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaası son derece talihsiz olmuştur. Başsavcılık makamını temsilen cumhuriyet savcısı, çocukların rızasının olduğundan bahisle isnat edilen suçun oluşmadığını ifade etmiştir. Bu nedenle suç vasfının oluşmadığını, sanığın reşit olmayanlı cinsel ilişki suçundan cezalandırılmasını talep etmiştir. Bu kesinlikle hukuken fiilen kabul edilemez. 15-18 yaş arasındaki çocuklar bakımından rıza eğer bir cebir tehdit iradeyi sakatlayan başka bir neden varsa aranmaz. Çok nettir. Buradaki mahkumiyet mütalaası TCK'nın 103.maddesi uyarınca olmalıydı. Nitekim çocukların iddiası da bu. Zorla arabaya bindirilip çağrılma, kapının kilitlenmesi, zorla cinsel saldırıya maruz kalma. Ama çocukların beyanına itibar etmeyip sanığın suçtan kurtulmaya yönelik tek başına beyanına itibar edilmesi ve bu kapsamda TCK 105'e göre mütalaa verilip tahliye talep edilmesi kanaatimce hukuken uygun olmamıştır. Nitekim mahkeme de buna itibar etmemiş, tutukluluk halinin devamına karar vermiştir. Bu yönüyle savcının mütalaası cebir şiddet ve tehdidin olduğu bir yerde çocuklarının rızasının var denilmesi isabetsiz olmuştur. Ama savcılık iddia makamı olarak talepte bulunur. Aslolan mahkeme kararı, iradesidir. Mahkeme de tutukluluğun devamına karar vermiştir. Mahkemenin kararında dosyadaki delillere göre adil hakkaniyetli bir karar vereceğine olan umudumuz sonsuzdur. Bekleyip göreceğiz."

        ÖNERİLEN VİDEO
        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ