Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Güncel Son dakika: Veri madenciliği yapıp, izini belli etmeyen yaman hırsız: Chat-GPT
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        ChatGPT son zamanlarda hemen her konuyla ilgili, anında nokta atışı bilgi edinmek isteyenlerin kullandığı bir yapay zekâ uygulaması. Akademiden yazılıma, psikolojiden sanata kadar her alanda etkili olan uygulamanın en dikkat çeken yönlerinden birisi de elde ettiği verilerin kaynağını açıklayamaması. Bu, ChatGPT'nin hem en müthiş hem de en çok tartışmalı yanı. Müthiş çünkü hiçbir aramada çıkmayan bir algoritma kullanıyor, tartışmalı çünkü kaynağını açıklayamaması özgün üretim yaptığı anlamına gelmiyor.

        Peki, kaynak göstermeksizin karşısına çıkan verileri kopyalayan ChatGPT, akademik alanda yapılacak üretimi yakın gelecekte nasıl etkileyecek? Bu sorunun cevabını Kadir Has Üniversitesi Çekirdek Program Misafir Öğretim Üyesi Hüseyin Sungur Kuyumcuoğlu Habertürk'e anlattı. Didem Arvas'ın haberi...

        REKLAM

        Sizce ChatGPT iz bırakmayan bir hırsız mı yoksa insanlığın ürettiği en müthiş buluşlardan biri mi?

        Hırsız demezdim çünkü zaten yapay zekâ uygulamalarının kullandığı makine, öğrenmesi ve derin öğrenmenin işleyişi veri sisteminden verileri çekip yenilerini üretmeye dayanıyor. Evet, hırsızlık ama üretilen şey öncekilere benzemesine rağmen aynı değil. Basit bir kopyalama değil orada olan. Şuna benzetilebilir: Bankadaki yapay zekâ uygulamaları birine kredi vereceği zaman daha önce kredi verdiği insanların özelliklerine bakıyor. Bu şablon özelliklere göre kredi verilebilir ya da verilemez diyor. Önce mevcut verilerde bir şablon arıyor ve yeni veri üzerinden bir tahmin yürütüyor. ChatGPT'ye bakacak olursak eğitildiği veri sisteminde hangi kelimelerden sonra hangi kelimelerin geldiğini anlayarak ve şablon oluşturarak bir tahmin yürütüyor ve yeni bir şey oluşturuyor.

        "CHATGPT DEDEKTÖR DE AKADEMİK HIRSIZLIĞIN ÖNÜNE GEÇEMEZ"

        ChatGPT kaynağı belli olmayan çıktıları analiz eden yeni bir araç tasarladı. Bunun akademik üretimde özgünleşmenin önünü açacağını düşünüyor musunuz?

        REKLAM

        Bunu anlamak için üretilen araçlardan biri. Tabi ki o uygulamalar da bu şablonların nasıl kullanıldığına dair tahminler yürüterek bunların ChatGPT'den çıkıp çıkmadığına bakıyor. Ancak kullanıcı bu yakalama yönteminden kaçmak için ChatGPT çıktısını başka bir yazım uygulamasından birkaç kere geçirdiğinde bunun yakalanması çok da mümkün görünmüyor. Yayınevleri ya da diğer yazınsal mecralar telif meselesini nasıl halledecekler bilmiyorum, ama akademik camia bununla çalkalandı. Bir de öğrencileri ChatGPT kullanmaya cesaretlendirmeliyiz yaklaşımı var. Bunun temelinde de şu fikir yatıyor. Yazı ortaya çıktığında bunun insan hafızasına zarar vereceğini düşünen insanlar vardı. Bunun gibi farklı teknolojiler ortaya çıktığında bu tür şüpheler uyandı. Ama ChatGPT ile ilgili şüpheler bence doğru şüpheler değil. Google çıktığında da ansiklopediyi bitirdi ama bu bizim bilgiye ulaşma gücümüzü azaltmadı, bilakis arttırdı ve demokratikleştirdi. ChatGPT'yi de doğru şekilde kullanılabilirsek verimliliğimizi arttırabilir. Doğru şekilde kullanmak da ChatGPT ile gelen bilgiye şüpheyle yaklaşmak, buradaki bilgi doğru mu diye bunu başka kaynaklarla kıyaslamak olacaktır diye düşünüyorum.

        Kadir Has'ta "Yapay Zekânın Etiği" başlıklı bir ders veriyorsunuz. Dersinizde AI teknolojileri olarak bilinen ChatGPT'nin kendi kendine hareket etmesinden kaynaklanabilecek sakıncaların insanlık için varoluşsal bir tehdit oluşturup oluşturmayacağına dair bir tartışma yürütüyorsunuz. Siz otonom hareket eden robotlarla ilgili karşılaşacağımız en büyük sorunun ne olacağını düşünüyorsunuz?

        Yapay zekânın geleceğine bilimkurgu açısından bakıldığında kendi kendine hareket eden yapay zekâ en önemli konulardan bir tanesi. Otonom dendiğinde kendi kendine karar veren mekanizmalardan bahsediyoruz. Yapay zekânın böyle bir noktaya gelip gelmeyeceğine dair bir tartışma var ve yapay zekânın böyle duruma gelebileceği düşünülüyor. Örneğin Google'ın ürettiği yapay zekâ uygulamasının kanserli olan hücreleri bir doktor heyetinden daha iyi ve hızlı tespit edebildiği anlaşıldı. Bu tür bir teknolojinin mikrocerrahide olduğu gibi ameliyat yapabildiğini düşünün. Çok kısa bir sürede karar almak gerektiğinde kararı yapay zekânın alması önemli. Dolayısıyla otonom olması hayat kurtarabilir. Otonom araçlardan bahsettiniz. Her sene bildiğim kadarıyla 1 milyon kişi trafik sebepli kazalarda ölüyor. Dalgın araç kullanma, uzun yol şoförlüğü gibi. O yüzden otonom olması bizim faydamıza olacak diyorlar. Orada da otonom olmaya başladıktan sonra bu varlıkların bizim değerlerimize saygı duyup duymayacağı tartışılabilir.

        MICROSOFT YAPAY ZEKÂ İLE ÖĞRENEN BİR ROBOT ÜRETTİ AMA BU ROBOT KISA SÜRE İÇİNDE IRKÇI OLDU

        Şu anda olan da bu. Bundan birkaç sene önce Microsoft böyle bir uygulama tasarlayıp bunu Twitter'a koydu. İnsanların, kendi verdiği veri üzerinden nasıl iletişim kurduğunu anlamasını istiyordu robotun. Çok kısa sürede bu yapay zekâ ırkçı oldu. Belki de trollemek için ona sürekli ırkçı şeyler söylediler. Ama çok kısa süre içinde Meksikalıları aşağılayan bir yapay zekâ oldu. Bazı yazarlar yapay zekâ geliştirmeyelim, ona etiği öğretemeyiz dolayısıyla başımıza iş alırız diyor. Elon Musk da Nick Bostrom da dikkatli olmamız gerektiğini söylüyor. Dolayısıyla yapay zekâya etiği nasıl vereceğiz bu işin kalbindeki sorulardan bir tanesi.

        VERİ HIRSIZLIĞI DURUMUNDA KİMİ MUHATAP ALACAĞIZ: ÜLKEYİ Mİ ŞİRKETİ Mİ?

        Şimdiden bazı davalar açılmış durumda, özellikle veri madenciliğiyle ilgili. Geçmişte yapay zekâ ile insanlar arasındaki hukuktan bahsedilmesi fantastik gelirken şimdi bu bir ihtiyaç olarak kendini gösteriyor, ne dersiniz?

        İki sistem olabilir. İlkinde insanlar yapay zekâyı kullanarak başkalarının entelektüel malzemelerini kopyalıyorlar. Bu durumda sorumluluk belli, yapay zekâyı kullanan kişi sorumlu olacak. İkincisinde yapay zekâ kendisi karar vererek birtakım bilgileri kopyalayacak ya da kopyalayan kişi tam olarak nereden kopyaladığını bilmeden bunu kullanıyor olacak. Bu durumda sorumluluğu nasıl vereceğiz ya da bunun önüne nasıl geçeceğiz? Denetimin kaçınılmaz olduğunu görüyoruz. Yapay zekâyı geliştirdikçe kullanımı üstünde bir denetimin olması kaçınılmaz oluyor. Bu denetimin sorumluluğu kişilerde mi şirketlerde mi yoksa devletlerde mi olacak? Kullanıcıların bir etik sorumluluğu olması gerek. Hukuki olmadığı için bu ancak eğitimle ve propaganda yoluyla sağlanabilir. Bunun yanında şirkette mi yoksa hükümette mi olması lazım tartışması çok ilginç geliyor bana. Örneğin eğer sorumluluk ABD'de olacaksa benim maruz kaldığım ve kullandığım yapay zekâ teknolojisinden hesap sorma yetkisi bir tek Amerikan vatandaşlarında olacak. Bu pek makul gelmiyor bana. Eğer şirkette olacaksa bizden entelektüel malzeme çalan şirketi tüketici hakkı olarak sorgulayabiliriz. Bu şirketlerde çalışan sendikalar bu noktada önemli olabilir. Sadece şirket hükümet ve son kullanıcı dışında da denetim kesinlikle olmalı.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ