Dünya Kupası'na büyülü yolculuk!
HTSPOR.COM sizi Dünya Kupası tarihinde bir gezintiye çıkartıyor!
Giriş: 03.06.2010 - 11:03 Güncelleme: 03.06.2010 - 11:03
HTSPOR.COM / ÖZEL HABER-FOTOGALERİ
Bu yıl 19.su düzenlenecek olan Dünya Kupası tarihi birçok unutulmazla dolu...
İlki 1930'da gerçekleştiriler yerküremizin bu en büyülü futbol şölenine damga vuran o kadar çok olay ve kişi var ki...
Mesela Zizinho'yu kim unutabilir?
Zico'yu, Pele'yi, Gerd Müller'i?
Ya da Beckenbauer'i?
Peki ya maskotlar...
Kimisi kaplan, kimisi çocuk, kimisi portakal...
Şimdi sizi o unutulmazların büyülü dünyasına götürüyoruz...
Dünya Kupası maskotları!
İngiltere 1966 için tasarlanan ''World Cup Willie'', kupa tarihinin ilk maskotu oldu. Uzun yeleli Willie, İngiltere bayrağından yapılmış, üzerinde ''Dünya Kupası'' yazan bir forma giyiyordu.
ABD 1994'ün maskotu da Willie gibi bir hayvandı. Çizgi film karakterlerini andıran bir köpek olan Striker, ABD bayrağının renklerini taşıyan ve üzerinde ''ABD 1994'' yazılı forma giyiyor ve futbol topuna sol ayağını dayayarak, poz veriyordu.
Fransa 1998'de de hayvan maskotlar geleneği devam etti. Kırmızı ibikli, sarı gagalı ve mavi tüylü horoz Footix, sağ elinde tuttuğu futbol topuyla gülümsüyordu.
Almanya 2006'nın maskotu Goleo VI da tıpkı Willie gibi bir aslandı. Elinde konuşan topu ''Pille'' ile dolaşan Goleo, tıpkı 1950 ve 1970'lerde Almanya milli takımının giydiği gibi yakası ve kol kenarları siyah, forma numarası 06 olan, beyaz tişört ile siyah krampon giyiyordu.
2010 Dünya Kupası'nın maskotu da yeşil ''saçlı'' Afrika leoparı, ''Zakumi'' oldu.
Meksika 1970'de kafasında Meksika şapkasıyla Juanito adlı bir çocuk figürü maskot olarak seçilmişti.
atı Almanya 1974'te Tip ve Tap adlı Alman kardeşler turnuvanın sembolü olmuştu.
Arjantin 1978'de küçük futbolcu Gauchito turnuvayı temsil etmişti.
1982 İspanya'nın maskotu, Naranjito isimli, gülümseyen bir portakal oldu.
Dünya Kupası'nın en iyi 10 numaraları!
Zizinho (Brezilya) - Pele'nin çocukluktaki idolü olan Zizinho, Brezilya'nın 1950'deki kadrosunda yer aldı ve turnuvayı iki golle tamamladı. Topla aniden süratlenebilen, başarılı pas yüzdesi yüksek ve her iki ayağıyla da şut atabilen bir oyuncu olarak dikkati çeken Zizinho, takımının 1950'de finale yükselmesinde baş rolü üstlendi. - - Milli takım formasını 53 kez giyen ve 30 gol atan Zizinho, 1954 ve 1958'deki dünya kupalarına, milli takıma son dakikada çağrıldığı gerekçesiyle katılmamıştı. - - Pele, Zizinho ile açıklamasında, ''Gördüğüm en iyi oyuncu. Orta sahada ve hücumda oynayabilen, hem ayağı, hem de kafasıyla gol atabilen, adam tutabilen bir oyuncu'' diye konuşmuştu.
Bobby Charlton (İngiltere) - - İngiltere teknik direktörü Alf Ramsey, 1966'da zafere ulaşan milli takımı, Charlton'ı merkez alarak oluşturdu. - - Uzun bir dönem, dünya genelindeki en ünlü İngiliz futbolcu olarak kendisini kabul ettiren Charlton, futbol kariyerine sağ iç olarak başladı, ancak zamanla, 4-1-3-2 dizilişindeki İngiltere milli takımında, forvet oyuncularının arkasında, hücuma yönelik orta saha oyuncusu olarak kendisini kabul ettirdi. - - Avrupa'da Yılın Futbolcusu ödüllü oyuncu, İngiltere'nin 1958, 1962 ve 1970 kadrolarında da yer aldı.
Sandro Mazzola (İtalya) - - Orta sahanın sağında ve santrfor hattında oynayabilen futbolcu, Tanrı vergisi yaratıcılığı, hücuma yönelik orta saha oyuncusu olarak oyunu yönlendirmesine izin veren yeteneği ve topla bütün halinde hareket etmedeki ustalığı ile hatırlanıyor. - - İtalya'nın, 1968'deki Avrupa Şampiyonası'ndaki başarısında büyük pay sahibi olan Mazzola, 1970 Dünya Kupası'nda, teknik direktör Ferrucio Valcareggi'nin kararı doğrultusunda, final müsabakası hariç her maçta sadece ilk devre oynadı ve ikinci 45 dakikada yerini Gianni Rivera'ya bıraktı. 1974'teki İtalya milli takımında ise Mazzola ve Rivera beraber oynadı, ancak 30'lu yaşlarda olan her iki futbolcu da iyi bir performans sergileyemedi.
Zico (Brezilya) - Gözlem yeteneği, son vuruşlardaki ustalığı ve topa hakimiyeti neticesinde kendisine ''Beyaz Pele'' lakabı yakıştırılan Zico, adını ilk kez, sakatlıklık problemleriyle boğuştuğu, takımın taktik anlayışına ters düştüğü 1978'deki Dünya Kupası'yla duyurdu. 1982'de kariyerinin üst seviyelerine çıkan ve oynadığı futbolla, FİFA'nın yıldızlar karmasına seçilen Zico, 1986'daki Brezilya kadrosuna da dahil edildi. O dönem 33 yaşında olan Zico, ilk tur maçlarında yedek kaldı, Fransa ile oynanan çeyrek final karşılaşmasında penaltkı kaçırarak kariyerinin en kötü anını yaşadı.
Michel Platini (Fransa) - Oyun kurucu pozisyonunda 1980'lerin rakipsiz futbolcusu olan Platini son vuruşlardaki ustalığıyla da hatırlanıyor. Milli takımının formasıyla 72 maçta 41 gol atan Platini, 1978, 1982 ve 1986 olmak üzere 3 dünya kupasında boy gösterdi. 1983, 1984 ve 1985'te Avrupa'da yılın futbolcusu seçilen Platini, ülkesinde de, yüzyıla damgasını vuran futbolcu unvanına layık görüldü.
Socrates (Brezilya) - Olağanüstü bir futbol zekasına sahip olan futbolcu, 25 yaşına kadar milli kadar milli takım formasını giymedi, 3 yıl sonra ise 1982 Dünya Kupası'nda Brezilya'nın kaptanı olarak sahaya çıktı. Günde 1 paket sigara içtiği söylenen ve durduğu yerden kullandığı penaltı atışlarını üst köşeye göndermesiyle hatırlanan futbolcu, 2004 yılında, 50 yaşındayken futbola geri döndü ve kısa bür süre için Garford Town'ın formasını giydi.
Enzo Scifo (Belçika) - Belçika formasıyla 4 dünya kupası gören Schifo, ülkesinin yetiştirdiği en büyük futbolcu olarak kabul ediliyor. - - Avrupa'nın büyük kulüplerinde oynayan, ancak en iyi performansını milli takımla gösteren Schifo, Belçika'nın 1986'da yarı finale çıkmasında büyük rol oynadı.
Gheorghe Hagi (Romanya) - Romanya milli takımının formasını 125 kez giyen ve 35 golle ülkesi adına en çok gol atan futbolcu unvanına sahip olan Hagi, ülkesinin dünya kupalarında ilk kez ikinci tura çıkmasını sağladı. - - Romanya'nın gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu olarak görülen Hagi, 1990, 1994 ve 1998'deki dünya kupalarında takımıyla birlikte ikinci tura çıkma başarısını gösterdi. Hagi'li Romanya, dünya kupalarındaki altın çağını 1994'te yaşadı ve Romanya bu organizasyonda çeyrek finale kadar yükseldi. - - Takımdaki öneminin farkında olan Hagi, Champions League dergisine 2001'de verdiği demeçte, 10 numaralı formayı giyen oyuncunun özellikli olması gerektiğini, herhangi bir takımın 10 numarasız kazanamayacağını söylemişti.
Zinedine Zidane (Fransa) - Hem Fransa'nın, hem de dünyanın en iyi orta saha oyuncuları arasında sayılan Zidane, milli takım formasıyla 3 dünya kupasına katıldı. - - 1998'de takımıyla birlikte finale kalan ve Brezilya ile oynanan şampiyonluk maçında 2 gol atan Zidane, sakatlığı nedeniyle 2002'de oynayamadı. Milli takımdan emekli olan Zidane, teknik direktör Raymond Domenech tarafından ikna edildi ve 2006'daki Dünya Kupası'na katıldı. Fransa'nın finale yükseldiği turnuvada Zidane, İtalya ile oynanan bu maçta Marco Materazzi'nin göğsüne kafa attı ve futbol kariyerini, hafızalardan silinmeyecek bu hareketle noktaladı.
Pierre Littbarski (Batı Almanya) - 2006'da verdiği demeçte, ''Hayatımın en mutsuz anlarını 1982 ve 1986'daki finallerde yaşadım'' diyen Littbarski, en mutlu gününü ise Dünya Kupası'nı kaldırdıkları 8 Temmuz 1990'da yaşadı. - - 1982'de dünya kupasını kaldıran Alman ekibinde yer alan ve takımıyla birlikte aynı başarıyı 1990'da da tekrarlayan Littbarski, maçı tek başına kazandırabilen oyuncular arasında yer alıyor.
Rivaldo (Brezilya) - Top ayağına geldiğinde nefeslerin tutulmasına neden olan futbolcu, milli takımının formasını giydiği 74 maçta 34 gol attı. 1998'deki Dünya Kupası'nda 3 gol atan Rivaldo, kupayı kaldırdıkları 2002 yılındaki turnuvanın yıldızı oldu. FIFA'nın yıldızlar karmasında yer alan Rivaldo, bu turnuvadaki ilk maçında, kendisine gelen toptan sonra yere yatmış ve Hakan Ünsal'ın haksız yere oyundan atılmasına neden olmuştu.
Dünya Kupası'nın en golcüleri!
Ronaldo (Brezilya) 15 gol
Gerd Müller (Almanya) - 14 gol
Juste Fontaine (Fransa) 13 gol
Pele (Brezilya) - 12 gol
Sandor Kocsis (Macaristan) 11 gol
Helmut Rahn (Almanya) - 10 gol
Teofilio Cubillas (Peru) 10 gol
Ademir (Brezilya) 9 gol
Gary Lineker (İngiltere) 10 gol
Grzegorz Lato (Polonya) 10 gol
Batistuta (Arjantin) 10 gol
Klose (Almanya) 10 gol
Baggio (İtalya) 9 gol
Paolo Rossi (İtalya) 9 gol
Uwe Seeler (Almanya) 9 gol
Jarzinho (Brezilya) 9 gol
Eusebio (Portekiz) 9 gol
Karl-Heinz Rummenigge (Almanya) 9 gol -
Vava (Brezilya) 9 gol
Vieri (İtalya) 9 gol
Klinsmann (Almanya) 9 gol
Kimler geldi kimler geçti!
Dino Zoff (İtalya)
Jean-Marie Pfaff (Belçika)
Lev Yaşin (Sovyetler Birliği)
Gordon Banks (İngiltere)
Gianluigi Buffon (İtalya)
Ricardo Zamora (İspanya)
Sergio Goycochea (Arjantin)
Sepp Maier (Batı Almanya)
Rinat Dasayev (Sovyetler Birliği)
Oliver Kahn (Almanya)
Ubaldo Fillol (Arjantin)
Onları nasıl ututabiliriz ki?
Giuseppe Maezza (İtalya) : Bu özel yetenekli forvet oyuncusu gol atmaktaki başarısı kadar takım arkadaşlarına pozisyon yaratmaktaki başarısıyla da İtalya futboluna damga vurdu. İtalya'nın 1934 ve 1938 yıllarında kazandığı Dünya Kupalarında takımın en ünlü oyuncusu olan yıldız futbolcu, milli takım kariyerini 53 maçta attığı 33 golle tamamladı. İtalya'yı 1929 ve 1948 yılları arasında çalıştıran teknik direktör Vittorio Pozzo 'Giuseppe Meazza"ya sahip olmak maçlara 1-0 önde başlamak demektir" demişti. 1938 Dünya Kupasında takımın kalesini koruyan kaleci Aldo Olivieri ise "Onunla aynı takımda oynamak 12 kişiyle oynamak gibi" demişti.
Ferencs Puskas (Macaristan) : Real Madrid'in süperstarı ve Macaristan'ın 50'li yıllardaki "Altın Takım" lakaplı takımının en tanınan ismi olan Puskas'ın fiziği muhteşem yeteneğini gizlerdi. Ona "Süper yetenek" ve "Dahi" lakapları yakıştılırken eski Macaristan Başbakan'ı Ferenc Gyurcsany onu "20. Yüzyılın en çok tanınan Macar'ı" olarak tanımlamıştı.
- Just Fontaine (Fransa): Fas doğumlu olan Fontaine 1958 Dünya Kupası öncesinde yalnızca 2 milli maça çıkmıştı ve bu kupaya bir yedek oyuncu olarak götürülmüştü. Takım arkadaşı Rene Bliard'ın sakatlanmasıyla forma şansı bulmuş ve Fransa'nın kupadaki ilk maçında Paraguay'a karşı 3 gol atarak dikkatleri üzerine çekti. Bu turnuvada 6 maçta tam 13 gol atarak turnuvanın gol kralı oldu. Yaşadığı talihsiz bir sakatlık sonucu futbola 29 yaşında veda etti.
- Pele (Brezilya): Dünya Kupası'nda her türlü başarıyı görmüş, dünyanın gelmiş geçmiş en iyi futbolcularından biri olarak gösterilen süper yıldız henüz 17 yaşındayken 58 Dünya Kupası'nda oynadı. Bu kupada yarı finalde hat-trick yapan ve finalde çok konuşulan bir gole imza atan Pele, 62 yılında sakatlığı yüzünden yalnız 1 gol atabildi. 66 Dünya Kupası hem onun için hem de milli takım için iyi geçmese de 70 yılında takımın yıldızı olarak kupanın kazanılmasında önemli rol aldı. Toplamda 4 Dünya Kupasında 12 gol atan Pele için Franz Beckenbauer "Pele diğer yıldızlardan farklı olarak 20 yıl boyunca süperstar oldu. O gelmiş geçmiş en iyi oyuncu" demişti.
Eusebio (Portekiz): Portekiz 1986 yılına kadar yalnızca 1 kez kupa finallerine katılabildi fakat 1966 yılındaki bu kupayı kazanmaya çok yaklaştılar. Ve bu başarıdaki en büyük pay attığı 9 golle Portekiz'in unutulmaz yıldızı Eusebio'ya aitti. Yarı finalde turnuvanın ev sahibi ve kazananı olan İngiltere'ye kaybettiler. Eusebio bu kupa için "Bu yarı finali biz kaybetmiş olabiliriz ama kazanan Portekiz futbolu oldu" demişti.
- - - - - - Gerd Müller (Almanya): 2 Dünya Kupasında oynadığı 13 maçta attığı 14 golle adını unutulmazlar arasına yazdıran Müller, aynı Puskas gibi fizik olarak yetersiz gibi görünmesine rağmen tam bir gol makinasıydı. 74 Dünya Kupasını kazandıktan sonra verdiği demeçte "Ben golün nerede olacağını tahmin ediyorum ve oraya gidiyorum. Bu noktada çabuk davranmalısınız yoksa fırsat kaçar" yorumunda bulunmuştu.
- Johan Cruyff (Hollanda): Her yönüyle komple bir forvet olan ve çok çeşitli pozisyonlarda rakip için önemli bir tehlike olan Cruyff, Hollanda ile çıktığı 48 maçta 33 gol üretti. 1974 yılında finalde Almanya'ya kaybettikleri turnuvada takımın en önemli oyuncusu olmuştu.
- - - - - Diego Maradona (Arjantin): 1986 yılında Arjantin'in kupayı kazanmasında ve 1990 yılında finale çıkılmasında şüphesiz en önemli paya sahip futbolcu olan Maradona, Pele ile karşılaştırılmasını "O benden daha çok Dünya Kupası kazandı ama Avrupa'da top oynamak başka bir olay" diye yorumlar. Yapılan oylamada Fifa yüzyılın en iyi futbolcusu ödülünü kazandı. Birçok insan onun 86 ve 90'da Arjantin adına yaptıklarını bugüne kadar yapabilen bir oyuncu olmadığını düşünüyor.
Paolo Rossi (İtalya): 1982 Dünya Kupası'nın kazanılmasında attığı 6 golle İtalya'yı zafere taşıyan Rossi, bu performansıyla Altın Ayakkabı ve Altın Top ödüllerini kazandı. Rossi 1980 yılında adı bir bahis skandalına karışınca 3 yıllık bir ceza aldı ama yaptığı itirazlar sonucu bu ceza 2 yıla indirildi ve bu sayede kariyerinin en önemli başarısını yakaladığı 82 kupasına katılabildi. Teknik direktör Enzo Bearzot'a göre eğer 82 finallerinde Rossi kadroda olmasaydı İtalya bu kupayı kazanamazdı.
- Romario (Brezilya): kariyerinde 1000 golün üzerine ulaşan Romario, 1994 Dünya Kupasının kazanılmasında 5 gol atarak önemli rol oynadı. Kendisini penaltı noktası civarında gelmiş geçmiş en etkili oyuncu olarak tanımlayan Romario, 1998 Dünya Kupası'nı sakatlığından dolayı kaçırmıştı. 2002 yılında ise teknik direktör Scolari tarafından ilerlemiş yaşı nedeniyle kadroya alınmadı.
- - - Ronaldo (Brezilya): Futbolun harikalarından biri olarak görülen Ronaldo, attığı 15 golle Dünya Kupası'nda en çok gol atan futbolcu ünvanını da elinde bulunduruyor. 1998'de 4 gol atan, 2002'de attığı 8 golle gol kralı olan futbolcu 2006 da attığı 3 golle bu rekora ulaştı. 2006'daki turnuvadan sonra "Artık bu rekoru geliştirmek için bir sonraki Dünya Kupasında gollerime devam edeceğim" diyen Ronaldo için ne yazık ki 2006 son Dünya Kupası oldu.
Yazı Boyutu
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
REKLAM advertisement3ndparty