Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem İstanbul Tarihi Yarımada'nın altında botla keşif... Üstü kadar altı da gizemli
        7

        "KARADENİZ MEDRESESİ SARNICI'NIN GÖRÜNTÜLERİ İLK DEFA BU ÇALIŞMAYLA ÇEKİLDİ"

        Çalışmaların ilklerini anlatan Ulaş, "Fatih Camii Karadeniz Medresesi, Ahmediye Camii, Süleymaniye Camii ve Arkeoloji Müzeleri bahçesinde bulunan sarnıçların su altı görüntüleri bu çalışma ile ilk defa görüntülendi. Aynı zamanda Caferiye Han'ın, Sokullu Mehmet Paşa Camii'nin ve Sultanahmet Camii'nin su yolları iç mekanı ilk kez görüntülendi. Bir de çalışmamda Büyük Yeni Han Su Yolu olarak isimlendirdiğimiz aktif su akışı olan bir su kanalı keşfettik" şeklinde konuştu.

        8

        "SARNICLARDA KÜP, KEMİK PARÇALARI VE EŞYA ATIKLARI OLDUĞUNU GÖZLEMLEDİM"

        Arzu Ulaş, "Yer altında beni en çok etkileyen ve en ilginç bulduğun yapı Fatih Karadeniz Medresesi Sarnıcı oldu. Bu sarnıç ile ilgili araştırmalarım derinleştirdikçe sarnıç hakkında yeni bilgiler edindim. 1939 yılından sonra sarnıcın giriş kısmının bulunmadığı tespit ettim. Bizler yer altındaki sarnıcın suyla dolu olan iç mekanını botlarla gezdik. Aynı zamanda sarnıcın içinin örtü sistemine kadar su dolu olduğunu gözlemledim. Sarnıçta beni en şaşırtan kısmı ise sarnıcın zemininde arkeolojik dolgu tabakası olduğunu fark ettim. Ve sarnıcın içerisinde küp, kemik parçaları ve eşya atıkları olduğunu gözlemledim" ifadesini kullandı.

        9

        "BU SARNICLAR ZAMANINDA BÜYÜK BİR HALKIN SU İHTİYACINI KARŞILIYORDU"

        Bu sarnıçların artık metruk durumda olduğunu belirten Ulaş, "Yer altında bulunan bu sarnıçları metruk bir halde bulduk. Sarnıçlara demir bir kapaktan girdikten sonra sarnıçların küf ve pas kokan hikayeleriyle karşılaştık. Ancak bu sarnıçlar zamanında halkın büyük bir su ihtiyacını karşılıyordu. Şimdilerde ise metruk durumda" ifadelerini kullandı.

        10

        Bu sarnıçların artık üzerinden insanların gelip geçtiği yerler olduğunu anlatan Ulaş, "Sarnıçlar şehir için hem sanatsal hem mimari açıdan özgün yapılar. Bu sarnıçlar antik dönemden itibaren İstanbul'da suyun isalesi, tanzimi ve dağıtımı noktasında çok önemli" diye konuştu.

        11

        "YÜZYILLARCA İSTANBUL'A SU ULAŞTIRAN SU YOLLARI MOLOZLARLA KAPANMIŞ"

        Su yollarının yer altında bazı bölgelerde insan boyunu aştığını söyleyen Arzu Ulaş, "İnsanların toplumsal belleğinde şöyle bir efsane var. İstanbul'da yer altına inilen her noktanın Ayasofya'dan çıktığını, ne yazık ki, ben böyle bir şeyle karşılaşmadım. Ama çalışmamın en önemli omurgası olan Osmanlı su yolları haritasını ilk defa da bu çalışmayla tespit ettik.

        12

        Haritalara göre zamanında Edirnekapı'dan şehre giren su Topkapı Sarayı'na kadar bir isale hattı ile uzanmaktaymış. Ama günümüzde imar faaliyetleri, ya da kentin değişen silueti ile bu su yollarının moloz yığınlarıyla kapatıldığını gözlemledim. Yine su yollarının bazı bölgelerde sürünerek ilerlediğimiz noktalar oldu. Döneminde bu su yolları kaçış yolu olarak kullanılmış olabilir ancak ben geçiş ve kaçış tünellerine rastlamadım" şeklinde konuştu.

        13

        "ŞEHZADEBAŞI CAMİİ SU YOLU GİRDİĞİMİZ EN UZUN SU YOLUYDU"

        Ulaş sözlerini şu şekilde tamamladı: "Osmanlı belgeleri ile tespit ettiğimiz ve beni en çok etkileyen bir diğer su yolu ise Şehzadebaşı Camii su yolu oldu. Şehzadebaşı Camii su yolu giriş noktaları ikiye ayrılmakta. Bu su yolu şu ana kadar girdiğimiz en uzun su yolu oluyor. Şehzadebaşı Camii su yolundan yaklaşık 200 metrelik bir su yolu tespit ettim."

        14
        15
        16

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ