Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema Türk sinemasının ilk işçi filmi
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        2001’di.

        Beyoğlu’nda karşılaştığım Ertem Göreç’e “Gel ağabey, bir çay ısmarlayayım. Bana ‘Karanlıkta Uyananlar’ın çekim hikâyesini anlatıverin” dedim.

        Ertem Göreç, “Çok uzun hikâye. O kadar mecalim yok. Çok merak ediyorsan o dönemin gazete kupürlerini oku. Sana sadece şunu şöyleyeyim; güzel bir film, keskin bir ızdırap çektik” dedi.

        Ertem Göreç
        Ertem Göreç

        ŞİRKETİ TEK FİLM İÇİN KURDULAR

        Beklan Algan, Ayla Algan, Lütfi Ömer Akad, Vedat Türkali ve Ertem Göreç, bir araya gelerek Filmo Limidet'i kurdu.

        Döneminin etkin sinemacılarının kurduğu bu şirketin tek bir amacı vardı.

        O güne kadar Türk sinemasında daha önce değinilmemiş bir konuyu ‘Karanlıkta Uyananlar’ aracılığıyla beyazperde aktarmak.

        Çekmeyi de başardılar.

        Ne var ki o amaçlarına ulaşmak hiç de kolay olmadı.

        Birçok sinema salonu işletmecisi, dönemin siyasi otoritesinden korkup ‘Karanlıkta Uyananlar’ı gösterime çıkarmayı istemedi.

        Gösterime çıkaran bazı sinema salonu işletmecileriyse “komünist film oynatıyorlar” diyen grupların saldırısına uğradı. Salonları talan edildi, kundaklandı. Kendileri de dövüldü.

        REKLAM

        ‘Karanlıkta Uyananlar’ın çekilme süreci şöyle gerçekleşti;

        31 Aralık 1961’de İstanbul Sendikalar Birliği tarafından düzenlenen, yüz binin üzerinde işçinin katıldığı Saraçhane mitingi, Cumhuriyet döneminde o güne kadar görülen en büyük kitlesel eylemdi.

        28 Ocak 1963’te başlayıp 4 Mart 1963’te sona eren Kavel grevi de sendikal mücadelenin önemli yapı taşlarından biriydi.

        Ayrıca sanayileşmeye çalışan Yeşilçam içinde de sinema emekçileri Sine-Sen etrafında örgütlenmeye başladı.

        Saraçhane Mitingi
        Saraçhane Mitingi

        Memduh Ün, bütün bu gelişmelerin ışığında bir işçi filmi çekmek istedi. Senaryosunu da 45 yaşındaki Vedat Türkali’ye sipariş etti. Türkali, sendikalaşma ve ülkeyi dışarıya bağımlı kılan yıkıcı nitelikteki montaj sanayiine karşı ulusal sanayileşmeyi savunan bir film öyküsü yazmak için daktilosunun başına oturdu.

        Vedat Türkali, mahalle kültürüyle bezeli filmin senaryosunu yazıp bitirdi ama Memduh Ün, yönetmenliğinin yanı sıra yapımcılığını da üstleneceği filmden vazgeçti.

        Vedat Türkali, bunun üzerine ‘Karanlıkta Uyananlar’ın senaryosunu işçi hakları, örgütlenme ve sendikalaşma konularında sendikal mücadelenin içinde olan 33 yaşındaki Ertem Göreç’e okuttu. Göreç, senaryoyu çok beğenip “ben çekerim” dedi demesine ama ortada büyük bir sorun vardı. Vedat Türkali’de de Ertem Göreç'de de filmi finanse edecek kadar para yoktu.

        Ertem Göreç, filmi finanse etmesi için asıl adı Mehmet Beklan olan Beklan Algan’a gitti. Algan, filmi finanse edebileceğini ama para miktarının yeterli olup olmayacağı konusunda bir fikre sahip olmadığını söyledi.

        REKLAM

        Yapılan hesapla Beklan Algan’ın parasının filmi finanse edebilecek ölçüde olmadığı anlaşılınca imece usulüne başvuruldu.

        Bütçenin çoğu Beklan Algan tarafından, geri kalan kısmı da imeceyle karşılanacaktı.

        Yapılan görüşmeler sonucunda Beklan Algan’ın eşi Ayla Algan, Vedat Türkali, Lütfi Ömer Akad ve Ertem Göreç, paralarını birleştirerek ‘Karanlıkta Uyananlar’ı çekmek için Filmo Limited’i kurup çekimlere başlamak üzere kolları sıvadı.

        Ne var ki paraları yine de filmin tamamlanmasına yetmeyecekti.

        Fikret Hakan’ın “ben ücretsiz rol alırım” demesi çekimlerin gerçekleşme şansını artırdı. Hakan ile Ayla Algan’ın ikna girişimleriyle Tülin Elgin, Kenan Pars, Mümtaz Ener, Tolga Tigin, Oğuz Aral, Sedat Demir, Memduh Alpar da kaşe ücreti almamayı kabul etti.

        Beklan Algan (1933 - 2010)
        Beklan Algan (1933 - 2010)

        Ertem Göreç, Türkiye Maden - İş Sendikası Genel Başkanı Kemal Türker ile Lastik-İş Sendikası Genel Başkanı Rıza Kuas’tan sendika üyesi olan işçilerin figüran olarak filmde yer almalarını talep etti. İki genel başkan, 1961 Anayasası’nın işçilere getirdiği yeni hakların bir filmde işlenmesinin sendikaya bağlı işçilere büyük yarar sağlayacağını düşünerek Göreç’in talebine olumlu yaklaştı. Ayrıca işçilerin figürasyon için ücret talep etmeyeceklerini de açıkladı.

        Bunun üzerine beyazperdeye bir boya fabrikasında çalışan işçilerin günlük hayatlarını, fabrikada yaşadıklarını, greve gitmelerini ve sendikalaşma mücadelelerini yansıtacak ‘Karanlıkta Uyananlar’ için harcanacak para, sadece teknik malzeme ve set ekibi için olunca 1964’ün eylül sonlarına doğru çekim aşamasına gelindi.

        Kasım ayı başlarında başlayan çekimler sorunsuz şekilde sürdürülürken final sahnesi kalabalık işçi grubunun çalıştıkları fabrikanın önünde toplanmasıydı.

        Kalabalık işçi grubu figürasyon için sete geldi gelmesine ama hava oldukça kapalıydı ve yağmur da atıştırıyordu.

        REKLAM

        Ertem Göreç, ışığın yeterli olmamasından dolayı çekimi gerçekleştiremeyeceğini anlayınca “Bir daha bu kadar kalabalık figürasyonu nasıl toplarız?” düşüncesiyle kahroldu. Söz konusu sahneyi nasıl çekeceğini düşünürken işçilerden birkaçı Göreç’in yanına gelerek “üzülmeyin, biz yine geliriz, istediğiniz kadar da sette kalırız” dedi.

        İşçilerden oluşan figürasyon sözünde durup, başka bir gün sete gelince ‘Karanlıkta Uyananlar’ın çekimleri tamamlandı.

        Gösterime girmeden önce sansür kurulu, bazı sahnelerin çıkarılması şartıyla ‘Karanlıkta Uyananlar’a vizyon izni verdi. Ertem Göreç’in söz konusu sahneleri çıkarmasının ardından Türk sinemasında toplumsal gerçekliğin ilk yapımı olan ‘Karanlıkta Uyananlar’ın ön gösterimi 5 Mayıs 1965’te Rüya sinemasında yapıldı.

        Vedat Türkali, ‘Karanlıkta Uyananlar’ın sadece Türkiye’nin ilk grev filmi değil aynı zamanda Türkiye’de yazılmış ilk önemli film olduğunu söyledi.
        Vedat Türkali, ‘Karanlıkta Uyananlar’ın sadece Türkiye’nin ilk grev filmi değil aynı zamanda Türkiye’de yazılmış ilk önemli film olduğunu söyledi.

        Bazı sinema salonu işletmecileri, dönemin mevcut siyasi otoritesinin tepkisini çekeceği endişesiyle ‘Karanlıkta Uyananlar’ı gösterime çıkarmak istemedi. 15 Mayıs 1965’te işçi ve gençlik örgütleri bu durumu protesto eden bir basın toplantısı düzenleyerek söz konusu sinema salonu işletmecilerini kınadı. Gösterime çıkaran sinema salonu işletmecileriyse ‘Karanlıkta Uyananlar’ı ‘komünist film’ olarak tanımlayan grupların hışmına uğradı.

        ‘Karanlıkta Uyananlar’ın gösterimde olduğu bazı sinema salonları talan edildi, bazıları kundaklandı, bazılarının ise işletmecisi dövüldü. Bunun üzerine işçiler, sinema salonlarının güvenliği için vardiyalı olarak nöbet tuttu.

        Sansür kurulu, bazı çevrelerce gösterilen tepkilerden dolayı ‘Karanlıkta Uyananlar’ı yeniden değerlendirmeye aldı. Değerlendirme sonucunda filmden ikinci kez bazı sahneler çıkarıldı.

        2009’da 46’ncı Uluslararası Antalya Film Festivali’nde ‘Onur Ödülü’ne layık görülen Vedat Türkali’ye ödülünü Ertem Göreç verdi.
        2009’da 46’ncı Uluslararası Antalya Film Festivali’nde ‘Onur Ödülü’ne layık görülen Vedat Türkali’ye ödülünü Ertem Göreç verdi.
        REKLAM

        ‘Karanlıkta Uyananlar’, o yıl ikincisi düzenlenen Antalya Film Festivali’ne katıldı. Sinema çevresine göre film, ‘En İyi Film’ de dâhil olmak üzere birçok dalda ödül kazanacaktı.

        10 filmin yarıştığı festivalde ‘Karanlıkta Uyananlar’, beklentinin aksine ‘En İyi Film’ değil, ‘En İyi Üçüncü Film’ seçildi. Evlendiği gece bir trafik kazasında sakat kalan bir adamla, eşinin hikâyesini konu alan Turgut Demirağ imzalı ‘Aşk ve Kin’ festivalin en iyi filmi seçildi. ‘Karanlıkta Uyananlar’ ise ‘En İyi Üçüncü Film’in yanı sıra ‘En İyi Senaryo’ (Vedat Türkali) ve ‘En İyi Özgün Müzik (Nedim Otyam) ödüllerini aldı.

        2010’da 47’nci Uluslararası Antalya Film Festivali’nde ‘Onur Ödülü’ne layık görülen Ertem Göreç’e ödülünü Gülsen Tuncer verdi.
        2010’da 47’nci Uluslararası Antalya Film Festivali’nde ‘Onur Ödülü’ne layık görülen Ertem Göreç’e ödülünü Gülsen Tuncer verdi.

        Beklan Algan, ‘Karanlıkta Uyananlar'ın festivalde siyasi baskıya kurban edildiği şeklindeki düşüncelerini açıklamak üzere sahneye çıkıp bir konuşma yapmak istedi. Dönemin Antalya belediye başkanı Dr. Avni Tolunay, Algan’ın konuşma yapmasını engellemek isteyince çıkan olaylarda ‘Karanlıkta Uyananlar’ ekibi “Komünistler Moskova’ya” sloganıyla linç edildi.

        ‘Karanlıkta Uyananlar’ın haksızlığa uğradığını düşünenlerin sayısı da hiç az değildi. Öyle ki Turgut Demirağ dışında o yıl Antalya Film Festivali’nde ödül kazananlar, İstanbul’a döndükten sonra Erol Taş’ın Cankurtaran’daki kahvehanesinde toplanarak bir basın toplantısı düzenledi. Ödül kazananlar, ‘Altın Portakal’ heykelciklerini festivale iade ettiklerini açıkladı.

        ERTEM GÖREÇ KİMDİR?

        Kafkas asıllı avukat Ali Asaf Bey ile Arnavut asıllı Nazmiye Hanım’ın üçüncü çocuğu olarak Bursa’da doğan Ertem Göreç, 1948 ile 1958 arasında basketbol milli takımında 15 kez milli oldu.

        Sinemaya kurgucu olarak Orhan Atadeniz’in yanında başlayan Ertem Göreç, Orhon M. Arıburnu ve Memduh Ün’ün asistanlığını yaptı.

        Yönettiği Film Sayısı… 83

        Ertem Göreç (1931 – 2021)
        Ertem Göreç (1931 – 2021)
        REKLAM

        VEDAT TÜRKALİ KİMDİR?

        Gerçek adı Abdülkadir Pirhasan olan Vedat Türkali, 13 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’da doğdu. Milli Savunma bursuyla İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji bölümüne giren Türkali, Akşehir'deki Maltepe Askeri Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği yaptı. 1951’de TKP davasında tutuklanarak 7 yıl hapis yattı.

        Tahliye edildikten sonra arkadaşlarıyla yayınevi açan Vedat Türkali, 1960’da Atıf Yılmaz’ın yönettiği ‘Dolandırıcılar Şahı’ ile senaristliğe başladı.

        Filme Çekilen Senaryo Sayısı… 24

        Yönettiği Film Sayısı… 3

        2016'da 97 yaşındayken hayatını kaybeden Vedat Türkali’nin filme çekilen son senaryosu, Süreyya Duru’nun yönettiği, Hülya Avşar ile Aytaç Arman’ın başrollerini paylaştığı 1986 yapımı “Fatmagül’ün Suçu Ne?” oldu.
        2016'da 97 yaşındayken hayatını kaybeden Vedat Türkali’nin filme çekilen son senaryosu, Süreyya Duru’nun yönettiği, Hülya Avşar ile Aytaç Arman’ın başrollerini paylaştığı 1986 yapımı “Fatmagül’ün Suçu Ne?” oldu.
        REKLAM
        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ