Turkish’i Dondurma ve Çicero filmlerinin basın tanıtımı gerçekleşti

"BU FİLMDE SAVAŞIN KAZANANI OLMADIĞINI GÖSTERMEK İSTEDİK"

Habertürk'ten Akif Yaman'ın haberine göre, filmin yapımcısı Mustafa Uslu, “Turkısh’i Dondurma iddialı olduğumuz bir film. Yine bir gerçek hayat hikayesinden esinlenme. Çok güzel bir film oldu. Hikayesini çok sevdik. Bu filmde savaşın kazananı olmadığını göstermek istedik” dedi.

‘Ayla’ ve ‘Müslüm’ filmleriyle 5 milyan barajını geçerek büyük bir başarı elde eden Uslu, “Bu filmde gişe beklentiniz var mı?” sorusuna ise “Gişe beklentimiz elbette var. Bizim sinemadan başka bir gelirimiz yok. Her yaptığımız filmin para kazanması lazım. Aksi takdirde ben batarım. Bir daha da film çekemem. İyi bir şey yapansanız her zaman karşılığı vardı” şeklinde cevap verdi.

"ÖZEL BİR FİLM OLDU"

Filmin yönetmeni Can Ulkay “Çekimler İstanbul’da gerçekleşti. İki ayda tamamladık. Özel bir film oldu. Çok güzel bir dramatik kurgu yarattık. Herkes hikayeyi çok sevdi. Yabancı oyuncular burada oldukları için çok mutlu olduklarını söylediler. İzleyince herkesin beğeneceğini tahmin ediyorum” sözlerine yer verdi.

Filmde 1915 yılında, Avustralya’da yaşayan iki Türk’ten birini canlandıran Ali Atay, “Kendi filmlerimi çektiğim zaman oynayamıyorum. Mustafa ağabey hikayeyi ilk arabada gösterdi. Yolda okudum. Çok etkilendim. Hikayenin çok özel bir tarafı var. Nasıl gerçekçi kılabiliriz diye Erkan ile çok konuştuk. Güzel bir ekiple çalıştım. Hiç bu kadar güleceğimi tahmin etmiyordum” diye konuştu.

SÖZLERİYLE HERKESİ GÜLDÜRDÜ

Filmin diğer başrol oyuncusu Erkan Kolçak Köstendil ise, “3 boyutlu kurulmuş bir plato vardı. Çok alışkın olduğumuz bir şey değildi. Zamanla sete çocuklar geliyordu. Çok eğlendiler. Kadınlar kostümlere bayıldılar. Şemsiye, şapka hatıra götürenler oldu. Bu sinemanın ne kadar büyülü bir şey olduğunu hatırlattı.” dedi. Filmde deveyle ilgili bir sahnesin paylayan Kolçak Köstendil, “Deve zamanla huysuzlandı. Setten biriymiş gibi davranmaya başladı. Bir ara senaryo gereği okumamız gereken gazetenin bir bölümü vardı onu yedi” diyerek herkesi güldürdü.

"ÇOK GÜZEL BİR SET GEÇİRDİK"

Şebnem Bozoklu, “Erkan ve Cansu (Tosun) ile tatil planımız vardı. Erkan set var ben tatile gelemiyorum dedi. 1 hafta sonra aynı teklif bana da geldi. Kendimizi sette buduk. Çalıştığımız en güzel yazlardan biriydi. Çok güzel bir set geçirdik.” şeklinde konuştu.

Filmin yabancı oyuncusu Alma Terzic, “Türk ve yabancı oyuncuların nasıl bir arada çalışabileceğini gördük. Savaşın kazananı yok. Herkes yaralı kalıyor.” diye konuştu.

OYUNCULAR KATILMADI

2. Dünya Savaşı'nın seyrini değiştiren ve Almanya'nın bozguna uğramasında etkin payı olan Çiçero kod adlı casus İlyas Bazna’nın hayat hikayesinin anlatıldığı filmin basın gösterime oyuncuları katılmadı. Filmin başrol oyuncuları Erdal Beşikçioğlu, Burcu biricik, Ertan Saban ve Tamer Levent’in gala gecesine katılacağı söyledi.

"TÜRK SİNEMASININ İLK CASUSLUK FİLMİ OLACAK"

‘Ayla’ ve ‘Müslüm’ filmleriyle büyük bir başarı elde eden Mustafa Uslu, ‘Çiçero’nun kendisi için özel bir film olduğunu vurguladı. Mustafa Uslu, “Çok farklı bir film çektik. Siyasi tarafı var. savaş tarafı var. Askeri tarafı var. Casusluk tarafı var. Aşk var. Film de ayrıca büyük bir sürprizimiz var. Onu filmi izleyince göreceksiniz. Türk sinema tarihi için özel bir film yaptık. Türk sinemasının ilk casusluk filmi olacak” diye konuştu.

Filmle için Milli İstihbarat Teşkilatı ile görüş halinde olduklarını belirten Mustafa Uslu, “İlyas Bazna bizim içimizden bir kahraman. Milli İstihbarat Teşkilatı ile görüşüyoruz. Hatta vizyondan önce filmi seyredecekler. Çok sahip çıkıyorlar.” dedi.

"BİZİM İÇİN GURURDUR"

Bu filmle birlikte T4 uygulamasını öğrendiklerini belirten Mustafa Uslu, “Bir ırk kendi ırkını daha safkan hale getirebilmek için otizmli, down sendromlu insanları toplumdan ayrıştırıp onları gaz odalarında yok etmeye çalışıyor. Belki de dünyada ilk defa T4 uygulamasını yapan ilk film olduk. Bu benim için bir gururdur.” şeklinde konuştu.

Alman Büyükelçiliği’nde bir görüşme yaptıklarını söyleyen Uslu, “Almanların bizden ufak bir ricası oldu. Nazilerin yaptığını üstlenmek istemiyor. Onları kendilerinden ayrıştırıyorlar. ‘Filmde mümkünse Naziler deyin, onların yatığını Alman halkına maal etmeyin’ dediler. Biz de buna dikkat ettik" açıklamasında bulundu.

"TÜRK SİNEMA SEKTÖRÜNÜN VİZYONUNU DEĞİŞTİRECEK BİR FİLM"

Filmin yönetmeni Serdar Akar, “Türk sinema sektörünün vizyonunu değiştirecek bir film oldu. Çok büyük bir prodüksiyon ve zahmetli bir iş oldu. Çekimler 12 hafta sürdü.” Şeklinde konuştu.

"DEVLETİMİZ RACONU KESTİ"

Yapımcı Mustafa Uslu Turkish Dondurma ve Çiçero filmiyle alakalı, “İkisi de çok farklı filmler. Ayla’dan kazandığımız tecrübeyi her şeyi yine türk sinemasına aktardık, yapmaya da devam edeceğiz. Halkımız da sevdiği sürece çok güzel kahramanlarımızı onlarla buluşturmaya devam edeceğiz” dedi.

"TARTIŞACAK BİR KONU KALMAYACAK"

Son günlerde yapımcılar ve Mars Sinema Group arasında yaşanan bilet ve mısır sorunuyla ilgili Mustafa Uslu, “O konuda katıldığım ve katılmadığım noktalar var. Açıklama yaptığım ilk gün de demiştim bunların hepsi diyalogla çözülür. Nitekim bugün çözüm açamasına geldi, çözüldü. Türkiye’de raconu devlet keser. Bence devletimizi raconu kesti. Kanun çıktı Kültür Bakanlığı'mızdan. İnşallah birkaç güne de onaylanacak. Artık tartışacak bir durum kalmadı” dedi.#

"KEŞKE KARAKTER FİLMLERDEKİ GİBİ SAF VE TEMİZ KALABİLSE"

Arabesk müziğin ‘Müslüm Baba’sı Müslüm Gürses’in hayat hikayesini anlattığı ‘Müslüm’ filmdeki gömlek ve filmin afişini ‘Engelsiz Yaşam Vakfı’ gecesinde sattıktan sonra Müslüm Gürses’in hayat arkadaşı Muhterem Nur tarafından ‘Nitelikli dolandırıcılık’ suçundan dava açılmasıyla ilgili yapımcı, “Maalesef keşke karakterler filmlerdeki gibi saf ve temiz kalabilse diyorsun bazende böyle hatalar olabiliyor. Benim hakkımda yaptığı açıklamalar, benimle ilgili mahkemeye başvurması inanılmaz anlam veremediğim ve çok üzücü bir şey ben ona ne kötülük yaptım ki! Ben bir film çektim hatta bana çok teşekkür etti kendisi filmi böyle çektiğim için kocasını çok iyi gösterdiğim için defalarca teşekkür etti. Cuma günü de benim hakkımda dava açtı” dedikten sonra sözlerine, “Engelsiz Yaşam vakfına biz çok önem veriyoruz. Geçen senede katılmıştık bu senede katıldık. Bir yardım kampanyası düzenlendi bu kampanyada Demet Akalın, Müslüm Gürses’in filminde kullandığımız afiştede görürsünüz gömleğini satın aldı. Niye satın aldı yardım amacıyla o vakfa destek amacıyla aldı. O gün orada gömlek değil Demet Akalın’ı 20 yıldır tanırım ciklet versek ona da o parayı verip alacaktı. Bir afiş satıldı onuda yardım sever kardeşimiz Ferman Toprak aldı. Bundan da elde edilen gelir tamamen yardıma muhtaç vakfa gitti. Yüzük yok orada bizim verdiğimiz bir gömlek ve bir afiş Muhterem hanıma da bir şey demiyorum inşallah o da yanlış bir bilgi gitti ona diye düşünüyorum” diyerek açıkladı.

"O ÇOK AĞIR BİR ÖDÜLDÜR"

“Ben Burak’tan özür dilerim ama bunu haksız olduğum için dilemiyorum. Ben orada Timuçin Esen’i gerçekten çok görmek isterdim. Timuçin Esen, bu sene hakikaten yurt içinde hem de uluslararasında çok çok çok ödülleri haketti. Benim oradaki serzenişim çok tatlı bir serzenişti, bunu çok ciddiye aldılar. Bir gün inşallah onunla da çalışırız. Onun haklarını tıpkı Timuçini savunduğum gibi savunurum. Ben orada yanlış bir şey söylediğimi düşünmüyorum, kötü bir şey söylediğimi düşünmüyorum. Ben orada hakarette etmedim ama bana göre yanlıştı. Yılın en iyi sinema erkek oyuncusu ödülü çok ağır bir ödüldür” dedi.