‘Boğaz için bir şarkı yazacağım’

Ece ULUSUM/ GAZETE HABERTÜRK-CUMARTESİ

Asıl adı Isabelle Geffroy ama biz onu Zaz olarak tanıyoruz. Fransız şarkıcı, 2011’de İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’ndaki konserinde hem renkli çorapları ve ayakkabılarıyla hem de samimi tavırlarıyla dikkat çekmişti. Sahnelerde bu kadar rahat ve sıcak olmasının sırrı uzun yıllar Paris sokaklarında müzik yapması. Hatırlıyorum, “Je Veux” şarkısını herkes bir dilden söyleyince yerinde duramamıştı. Aslında hep çok neşeli görünse de iç dünyasının karanlık olduğunu söylemekten hiç çekinmedi. Fransa’da doğmuş küçük bir kız çocuğuyken de şimdi de hayali aynı: “Dünyayı müzik ile değiştirmek...” Youtube’da yayınlanan videosu sayesinde meşhur oldu. İlk başta bunun albüm satışlarına yetmeyeceği düşünülmüştü ama 3 milyonun üzerinde sattı. Hatta Zaz, Fransa’nın dünya çapında en çok albüm satan sanatçılarından biri olmayı da başardı. Yaptığı söyleşilerde Zaz, “Bırakın şarkılarımın ezbere söylenmesini, ünlü olmayı bile beklemiyordum” diyordu. Zaz, 28 Temmuz akşamı Turkcell Yıldızlı Geceler kapsamında Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda sahne alacak. Bir geldi mi İstanbul, İzmir ve Ankara turu yapan şarkıcı, yine geleneğini bozmuyor. 2014’te çıkardığı son albümü Paris’ten ve sevilen parçalarını seslendirecek Zaz sorularımızı yanıtladı.

Neşeli görünüyorsunuz ama iç dünyanızın durgun olduğunu söylüyorsunuz. Peki, müziğinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

Müzik farklı evrenleri birbirine katarak kendinizi ifade ettiğiniz, paylaştığınız, deneyimlediğiniz bir araç aslında. Kendi müziğimi tanımlamak istemememi anlayışla karşılarsınız umarım. Yine de bir cevap vermeye çalışsam, sanırım söylediklerinizin hepsinin bir karışımı derdim.

Sahnede müthiş bir enerjiniz var. Bir hazırlık var mı sahne öncesi?

“Ritüel” diyebileceğim bir şey yapmıyorum. Çok geç konsantre oluyorum. Sahneye çıkmadan 15 dakika önce kendi başıma kalıyorum ve konserden hemen önce orkestrayla konuşup havayı ısıtıyorum. n

Bugünlerde kimi ya da kimleri dinliyorsunuz?

Elliot Smith’i çok dinliyorum.

‘EN MUTLU OLDUĞUM AN...’

Paris sokaklarında şarkılar söylediniz, dünyayı müzik eşliğinde gezdiniz. Çok anınız olmalı. Hayatınızın en güzel anı neydi?

Sanırım henüz yaşanmadı.

Peki ruhunuzu, müziğinizi en çok ne etkiler?

Sanırım tesadüfler ve tanışmalar... Çok seyahat ediyorum ve dünyanın farklı yerlerinden bir sürü insanla tanışıyorum. Buna bayılıyorum.

Kendinizi üzgün hissettiğinizde hangi şarkıyı dinlersiniz?

Ahh... Rolling Stones’tan Gimme Shelter!

İstanbul’a sık sık geliyorsunuz. İstanbul ziyaretleriniz müziğinizi etkiliyor mu?

Bu kendine has ambiyansı olan şehre bayılıyorum. Sokaklarının her köşesinde tarihi hissediyorum. Büyüleniyorum. İstanbul sanatımı etkiliyor mu bilmiyorum ama Boğaz üzerine bir şarkı yazmak istiyorum.

Yeni projeleriniz neler?

Sanırım Avustralyalı bir aktörle eylülde şarkı söylemeye geleceğim. Ama siz yine de çaktırmayın!