Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Çocuk 2018'in en iyi 10 animasyon filmi
        1

        1. Örümcek Adam: Örümcek Evreninde (Spider-Man: Into the Spider-Verse)

        New York'ta yaşayan genç sanat okulu öğrencisi Miles Morales, paralel evrenlerden gelen başka süper kahramanlarla birlikte, dünyayı Kingpin'in korkunç planlarından kurtarmaya çalışır... Filmde “el çizimleri”nin, yani klasik animasyonun tadı, resimli roman estetiğiyle buluşuyor.

        2

        “Kâğıda basılı resimli romanlar”da kullanılan anlatım tekniklerinin çoğu çıkıyor karşımıza. Bazen kadraj bir resimli roman sayfası gibi tasarlanıyor, bazen kamera sayfanın üzerinde sanki hareket ediyor, bazen de sayfanın çevrilmesi hissini veren geçişler görebiliyoruz... Filmde 3D tekniği, “üç boyutlu bir şovdan” ziyade görsel bir derinlik unsuru olarak kullanılıyor. Öyle ki, kendinizi bir resimli romanın içinde dolaşıyormuş gibi hissediyorsunuz. Yenilikçi anlatım tekniği ve hikâyesiyle bence yılın en iyisi...

        3

        2. İnanılmaz Aile 2 (Incredibles 2)

        İlk film, gerçekçi ve çok ayrıntılı tasarlanmış bir arka fonun önünde karakterleri eski usul karikatürize çizimlerle karşımıza getiriyordu. Yeni filmde de aynı grafik fikir korunuyor ama karakterlerin yüz ifadelerinde çok daha ayrıntılı bir çalışma görüyoruz. “Güçlü ifadelere sahip yüzler, karikatürize bedenler ve gerçekçi bir arka fon” formülüne yaslanan “İnanılmaz Aile tarzı”nın bir başka vazgeçilmez unsuru da yönetmen Brad Bird'ün sahneleri, gerçek film çekimleri gibi tasarlaması... Kamera hareketleri bir yana, kadrajlarda da güçlü bir sinema duygusu var.

        4

        Birçok sahne geniş açılı lenslerle çekilmiş hissi veriyor. İlk filmde Brad Bird, “1950'li yılları temel alan retro bir gelecek”ten yola çıktıklarını söylemişti. Yeni film daha aydınlık ama aynı estetik anlayışı sürdürüyor. Özellikle büyükşehirde geçen aksiyon sahnelerinde çok özenli bir işçilik var. Hikâyesi ve alt metinleri itibarıyla da yabana atılamayacak bir film.

        5

        3. Köpekler Adası (Isle of Dogs)

        Wes Anderson’un stop-motion formatında çektiği film, bütün köpeklerin insanlardan uzaklaştırılarak bir adada tecrit edildiği hayali Japon şehri Megasaki’de geçiyor. Anderson ekibiyle birlikte özgün bir stop-motion tarzı yakalıyor. Köpekler, geleneksel animasyonlarda olduğu gibi insanları andıran şekilde gülmüyor, ağlamıyor, tepki vermiyorlar. Gerçek hayattaki gibi gözleriyle oynuyorlar. Buna karşılık, insanlar çizgi filmlerden fırlamış gibiler... Bu kontrast, köpekleri filmin en gerçek, duyarlı varlıkları haline getiriyor.

        6

        Vali Kobayashi üzerinden merhametsiz ve otoriter iktidar fikrini eleştiren filmde “sürüden ayrılarak” tek başına da olsa inandığını yapmak isteyen Atari tipik bir Anderson karakteri olarak geliyor karşımıza... Filmin en hoş yanı ise çocuk-köpek arkadaşlığı. “Köpek Adası” Japon kültürüne yapılan bir saygı duruşu ve aynı zamanda Anderson’un elinden çıkan bir distopya... Ama her şeyden önce naif ve duygusal bir film.

        7

        4. Coco

        Lee Unkrich ile Adrian Molina’nın yönettiği “Coco”, ailesinin dayatmalarına rağmen müzisyen olmak isteyen Miguel adlı Meksikalı bir çocuğun hikâyesini anlatıyor. Miguel, hayranı olduğu efsane bir müzisyenin mezarındaki gitarı çalmaya kalkışırken kendini bir anda Ölüler Ülkesi’nde buluyor ve orada hem müzisyen olmak hem de ailesine kavuşmak için çeşitli maceralar yaşıyor...

        8

        “Coco”, çocuklara sadece tutkularının peşinden gitmeyi değil, aile bağlarının önemini asla unutmamalarını da öneriyor. Kaybettiğimiz yakınlarımızın, onları hatırladığımız sürece aramızdan ayrılmayacaklarının altını çizen film, “yarı iskelet” olarak yaşayan ölüleri ve renkli, “canlı” öbür dünya tasvirleriyle içinde olmaktan keyif aldığımız bir görsel dünya vaat ediyor... Şöhretin asla aile sevgisinin yerini tutmayacağı mesajını da veren 2017 yapımı “Coco”, Türkiye'de 2018 yılında gösterime girdi ve yine bu yıl içinde en iyi animasyon Oscar'ını kazandı.

        9

        5. Genç Titanlar Filmi (Teen Titans Go! To The Movies)

        2013'ten bu yana televizyonda yayınlanan “Teen Titans Go!”, Robin'in liderlik ettiği genç süper kahramanların serüvenlerini anlatan bir animasyon dizisi... Stil olarak eski tarz çocuk animasyonlarının grafik tarzına yakın, daha basit ama canlı ve renkli bir görsel dile sahip. Dizinin ilk sinema uyarlaması da aynı görsel atmosferi koruyor.

        10

        Öykü, Genç Titanlar'ın bir sinema filminde oynama özlemi üzerine kurulu... Genç Titanların “ille de film” diye tutturmaları, popülerliği başarı ölçütü olarak almaları ve benmerkezcilikleriyle dalga geçiliyor ama büyüklerin dünyasına kendilerini kabul ettirme istekleri, inatçılıkları ve kararlılıklarıyla alay edilmiyor. Film özü itibarıyla büyüklerin dünyasında varolmak isteyen çocuklarla ilgili bir öykü anlatıyor. Peter Rida Michail ile Aaron Horvath'ın yönettiği filmin yetişkinler için en eğlenceli yanı, süper kahramanlar dünyasıyla ilgili espriler...

        11

        6. Taş Devri Firarda (Early Man)

        Unutulmaz kısa filmleri ve “Tavuklar Firarda”dan hatırladığımız İngiliz sinemacı Nick Park, stop motion animasyonun dünyadaki en önemli isimlerinden biri... Türkiye'de geçtiğimiz nisan ayında gösterime giren ve gişelerde aradığını bulamayan film, bizi Taş Devri'ne kadar götürüyor.

        12

        Dış dünyanın çoraklığından yalıtılmış yeşil bir vadide yaşayan Dug, kabilesini Lord Nooth'un zorbalığına karşı birleştirmeye çalışır... İşi hiç kolay değildir, karşısında Bronz Çağı'nı temsil eden daha büyük ve güçlü bir uygarlık vardır. “Taş Devri Firarda”nın bir başka özelliği de aynı zamanda “bir futbol filmi” olması, maç sahneleriyle “Cehennemde İki Devre”, “Zafere Kaçış” gibi klasikleri hatırlatması...

        13

        7. Beyaz Diş (Croc Blanc)

        Jack London'ın romanından uyarlanan film, “beyaz adamların” para kazanma hırsıyla altına hücum ettiği ve bütün bunların Kuzey Amerika'daki sosyal hayatın dengesini bozduğu bir dönemde geçiyor. Annesinin kucağında yatan küçük şirin bir kurt köpeği olarak tanıdığımız Beyaz Diş, insanlardan hem sevgiyi hem nefreti görüyor...

        14

        Jack London kitabın birçok bölümünde öyküyü Beyaz Diş'in gözünden anlatıyor. Sadece doğanın vahşetine değil, insanların acımasızlığına da onun cephesinden bakıyor... Dolayısıyla, London'ın romanının sadık ve gerçekçi bir uyarlaması için animasyonun en iyi format olduğu söylenebilir. Alexandre Espigares'in yönettiği “Beyaz Diş”, en zor koşullarda ayakta durabilmek, sevgiye inanmakla ilgili bir hikâye... Espirages, hayvanları daha gerçekçi anlatırken insanları ise içlerindeki kötülüğü ya da iyiliği açığa çıkartan tarzda, hayvanların bakış açısından resimliyor.

        15

        8. Küçük Ayak (Smallfoot)

        Yetiler yukarıda, dağların zirvesinde yaşar, insanlar ise aşağıda... İki dünyayı birbirinden bulutlar ayırır. Yetiler, “küçük ayaklar”dan, insanlar ise 'büyük ayaklar”dan korkar. Korku, iki dünyayı birbirinden ayırır... Ama bir gün Migo, dağlara düşen bir uçak ve onun içinden çıkan bir “küçük ayak” görünce her şey değişmeye başlar.

        16

        Migo sorgulanmaması gereken kurallara karşı çıkmıştır... Peki, Yetiler ve insanlar birbirlerini görmeye hazır mıdır? Sergio Pablos'un bir kitabından sinemaya uyarlanan, Karey Kirkpatrick'in yönettiği “Küçük Ayak”, son yıllarda birçok animasyon gibi küçük seyircilere anlamlı mesajlar veriyor, insanların etnik kökenlerinden ötürü birbirini dışlamadığı çok kültürlü bir dünya fikrini savunuyor. Aynı zamanda eğlenceli bir müzikal olan “Küçük Ayak”, küçük seyircilere sorgulamanın değerini ve önemini de gösteriyor.

        17

        9. Hotel Transilvanya: Yaz Tatili (Hotel Transylvania 3: Summer Vacation)

        Genndy Tartakovsky'nin senaryosunu Michael McCullers ile yazıp tek başına yönettiği film, Amerikan çizgi film geleneğinin eski usul karikatürize grafik anlayışından yola çıkıyor... Gerçekçi olmayan karakter tasarımları, abartılı ve çocuksu bir görsel dünyanın kapılarını açıyor seyirciye...

        18

        Meraklı insanlardan ve canavar avcılarından özenle korunan Hotel Transilvanya'nın konukları her zaman olduğu gibi yine çok renkli ve canlı bir görsel atmosfere vesile oluyor... Ötekileştirdiğimiz herkese karşı önyargılarımızı sorgulayan seri, üçüncü halkasında da insan – canavar kardeşliğini anlatıyor. Yalnız bu kez otelden çıkıyor ve bir gemi turuna katılıyoruz. Hem de cümbür cemaat... Filmin hikâyesine şekil veren vampir avcısı Van Helsing'i unutmayalım. Yalnız bu farklı bir Van Helsing hikâyesi. Bu kez olayları onun gözünden takip etmiyoruz...

        19

        10. Grinç (Grinch)

        Dr. Seuss'un “How the Grinch Stole Christmas” adlı eseri, daha önce sinema ve televizyona birkaç kez uyarlandı. 2000 yılında Ron Howard'ın yönettiği, kitapla aynı adı taşıyan sinema filminin başrolünde Jim Carrey vardı... Film eleştirmenlerin pek ilgisini çekmemişti. Scott Mosier ile Yarrow Cheney'nin yönettiği yeni “Grinch” de eleştirmenlerden yüksek notlar alamadı ama Kuzey Amerika gişelerinde yılın en çok hasılat getiren altıncı filmi olmayı başardı.

        20

        Bu başarısının nedeni sadece üç boyutlu bilgisayar animasyon tekniğini en iyi şekilde kullanması değildi. Karakter tasarımları hoştu. Grinch daha önceki birçok versiyona göre daha şirindi ve en en önemlisi film içine girmek istediğiniz sıcak bir görsel atmosfer sunuyor, öyküyü de gayet güzel bir biçimde anlatıyordu.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ