Ayçe Abana: 'Hayat Bilgisi' benim için çok önemli bir dersti

'Koçum Benim', 'Lise Defteri', 'Kampüsistan' ve 'Kavak Yelleri' gibi yapımlar izleyiciyle buluştu. Bu dizilerden biri de Gani Müjde'nin senaristliğini yaptığı 'Hayat Bilgisi'ydi.

Perran Kutman, Tarık Papuççuoğlu, Rutkay Aziz ve Altan Gördüm gibi usta isimlerin rol aldığı dizi, pek çok genç oyuncuya da şöhret kapısını araladı. Gökçe Bahadır, Aslı Enver, Paşhan Yılmazel, İpek Erdem ve Ümit Erdim gibi isimlerin yıldızını parlattı.

O isimlerden biri de dizide 'Bahar Öğretmeni' canlandıran şimdilerde ise yaşamını İngiltere'de sürdüren Ayçe Abana'ydı. Şimdilerde Londra'da yaşamını sürdüren oyuncu sanat yolculuğunu anlattı.

"SANATÇI BİR AİLEDEN GELİYORUM"

Ayçe Abana, oyunculuk serüveninin başlamasında ailesinin etkili olduğunu söyledi. Abana, "Ailemde hemen hemen herkes sanatçı. Dedemden babaanneme, annemden babama herkes. Evde sürekli müzik var, hemen hemen bütün enstrümanlar var. Babam keman ve ud hocasıydı.. Annem solist ve deşifrasyon çalıştırırdı. Kısacası yönlendirme önce aileden başlıyor. Şansım da şu ki ailem duyarlı insanlardır. Çocuk yaşlarda Perran Kutman, Ayşen Gruda, Ajda Pekkan taklitleri yapardım ailem de alkışlarlardı. Bu nedenle de ya şarkıcı ya da tiyatro oyuncusu olacağımdan daha ilköğrenimdeyken emindim" dedi.

Aynı zamanda akademisyen de olan Ayçe Abana, Connecticut ve Hartford Üniversitesi'nden gelen davet üzerine bu üniversitelere giderek çağdaş oyunculuk teknikleri üzerine araştırmalar yapmış. Abana, "İzmir 9 Eylül Üniversitesi, Tiyatro Oyunculuk Anasanat Dalı Lisans tezim bittiğinde, 'bu şehirde kalıp da en iyi ne yapabilirim?' diye düşünürken hocalarımdan akademisyen olmak için böyle talep geldi. Ben de hemen kabul ettim. Sınavdı, mülakattı derken, hepsini bitirip başladım akademik hayatıma. Akademisyenken ABD'de ve İsveç'te çeşitlik üniversitelerde araştırmalar yaptım. Akademisyenlik hayatıma resmi olarak ara vermiş olsam da bireysel olarak devam ediyorum" ifadelerini kullandı.

52 yaşındaki oyuncu, "Bir akademisyen ve sanatçı olarak, oyuncu olmak isteyen gençlere tavsiye ve önerileriniz nedir?" sorusuna karşılık, "Bu tavsiyeleri hiç sevmiyorum ben. Nasihat gibi geliyor. Öğrencilerime hep şunu söylerim; Canınız tuzlu bir şey yemek istediğinde demek ki bedeninizin buna ihtiyacı vardır, beyin hemen devreye girip sizi tuzlu bir şeylere yönlendirir, buradan anlarız ki tuz eksik bünyede. Bizim işimiz de önce kendimizi, beynimizi tanımaktan geçiyor. Kendimizi, duygularımızı, beynimizin işleyişini, yapısını çözümleyebilirsek bir çok şey de ilk adım için kendiliğinden çözümlenebilir. Kendiniz üzerinde özellikle taraf tutmadan çalışın. Tarafsızca içinizdeki insana ulaşmaya çalışın. Buradan itibaren tüm canlılara saygınız, bakış açınız, görüşünüz değişecek ve sanatın ilk yudumunu alacaksınız, sonra da öyle bir hale gelecek ki bunu kana kana içmeden yaşayamayacaksınız" ifadelerini kullandı.

Üniversitede müzik bölümününü bırakarak tiyatroya yöneldiğini ifade eden Ayçe Abana, "Oyuncuları gördükçe çok kıskandım açıkçası. Zaten müziğin de tiyatronun içinde ve birbirlerini kapsadığını müzik bilimlerinde okurken anlamıştım. Böylece iki disiplini de özgürce öğrenip yaşayabilmek ve üretebilmek için tiyatro eğitimine geçiş yaptım" dedi.

İngiltere'deki bazı mekânlarda sahne alan Ayçe Abana, "Tiyatro ve müziği hayatınızda nasıl konumlandırıyorsunuz?" sorusunu işe şöyle cevapladı: İki konu da birbirini gerektiren konular. Biri olmadan diğeri tamamlanamaz. Müziksiz tiyatro, tiyatral olmayan müzik diye bir şey yok benim için. Bu nedenle hayatımın en önemli merkezi bu konu. Tek bir konu diyorum çünkü benim için öyle. Merkez ve önemli, çok önemli. Bu iki konu ile ilgili çalışıyorsanız ikisi de bütün anlarınıza yayılan birimler. 24 saat üzerinde düşündürüp sizi sürekli kendisi ile ilgilenmeye hem zorlayan hem de bundan keyif aldıran bir sevgili gibi müzik ve tiyatro.

Ayçe Abana, tiyatro ve müzik eğitimi olmasına rağmen hiç müzikalde rol almadığını açıkladı. Sektöre eleştirilerde bulunan ünlü oyuncu, "Bizde mankenler müzikallerde başrol oynar. Maalesef Türkiye'de Instagram takipçin çok fazla ise bu her şeyi yapacak yeteneğin olduğu anlamına geliyor" şeklinde sözlerini sürdürdü.

Yönetmenlik de yapan sanatçı, "Oynamak mı, yoksa oynatmak mı?" sorusunu ise "İkisi de ayrı keyifler. Bayılıyorum yönetmeye de yönetilmeye de. Bambaşka bir yönlenme, yönlendirme, başka hayal dünyaları. Benim hayal dünyamı kabul eden bir yönetmenle çalışıyorsam ne mutlu bana aynı zamanda hayal dünyası geniş bir oyuncu ile çalışıyorsam da ne mutlu bana, ikisinde de ne çok şeyler öğrenebiliyorum. Çok harika bir işim var (Gülüyor)" şeklinde yanıtladı.

"HAYAT BİLGİSİ BANA ÇOK ŞEY KATTI"

'Hayat Bilgisi' dizisinin kendisine çok şey kattığını belirten Abana, "Çok tatlı bir işti. Bana profesyonel olmam için imkân tanındı. Perran Kutman ve Tarkan Karlıdağ gibi ikili ile çalışmak ayrı bir okul oldu açıkçası. Bir master da orada yapmış gibi oldum, ki doktora derslerim bitmişti ben dizide oynarken ama yeniden yüksek lisansta gibiydim. 'Hayat Bilgisi' benim için çok önemli bir dersti yani" dedi.

Diziye katılma sürecinden de bahseden oyuncu, "Ajans aracılığıyla projeye dahil oldum. Dizinin yapım sorumlusu ücretimi düşürmeye çalışıyordu, yönetmeni ise bana rol vermek için diretmişti. 5-6 bölüm gibi düşünülerek diziye katıldım ancak tüm bölümlerde yer aldım" şeklinde sözlerini sürdürdü.

"ESTETİĞİM YOK"

52 yaşındaki oyuncu yıllar geçmesine rağmen hiç değişmemiş. Ayçe Abana, bu konu hakkında ise "Estetik yaptırmıyorum, doğal olarak elmacık kemiklerim, kaşlarım, dudaklarım aynı kaldı. Kilom bir şans eseri genetik. Bir de tabii ki aşk. Aşıksanız hep diri kalırsınız (Gülüyor)" ifadelerini kullandı.

Ayçe Abana, pozitif enerjisininin de ailesinden geldiğini söyledi. Oyuncu, "Öyle pozitif bir ortamda yetişmişim ki sonradan arkadaşlarımın aile yapılarını, aile ilişkilerini gördükçe iyice anladım. Bizde herkes birbirinin iyiliğini ister. Ben bunu bütün çevreme uyguluyorum. Herkes iyi olsun, mutlu olsun, aşkla sevgiyle yaşasın istiyorum. Çok fazla da saygılı bir insanımdır. Her canlıya, tüm insanlara, böceklere, hayvanlara bitkilere. Bunlarla hayatınız derinleştikçe pozitif olmama imkanınız yok" şeklinde konuştu.

"ONDAN ÇOK ŞEY ÖĞRENİYORUM"

Uzun süredir müzisyen Yunuscan Kaya ile aşk yaşayan oyuncu, "Birbirimizi besliyoruz. Bu tamamen ruhlarınızın bütünleşmesi ile ilgili bir durum. Gündelik hayata da yansıyor ve ortak alanlarınız çoğalıyor. Çok fazla şey öğreniyorum Yunuscan'dan, onun ruhundan. Piyano da öğreniyorum, çok kızdığım birisi için hala elimden gelebilen bir şey olabilir mi? şeklinde bir düşünce yapısını da öğreniyorum. O da ayrı bir ruhban okulu benim için (Gülüyor)" ifadelerini kullandı.

Geçmişe yönelik bir pişmanlıkları olduğunu ifade eden oyuncu, "Açıkçası herkese haketmediği saygıları fazlaca uzun süre dağıtmışım. Daha önceden her şeyi söyleyip içimi dengeye alabilen bir insan olmalıymışım. Ama belki de zamanı şimdi geldi bilemiyorum" diye konuştu.

Şimdilerde hayatını İngiltere'de sürdüren oyuncu, "Yaklaşık 3 yıldır Lonra'da yaşıyorum. Burada 3 kısa projede oynadım. Oyun yönetiyorum, sahne alıyorum, öğrenci yetiştiriyorum" dedi.

Türkiye'den kopmadığını belirten oyuncu, yakında vizyona girecek olan "Sırrını Biliyorum" adlı filmde de rol aldığını söyledi.