CHP Genel Başkan Yardımcısı Salıcı Habertürk TV'ye konuştu: Enkaz devralmak istemeyiz

"İMAMOĞLU'NUN KONUŞMASINDA SORUN YOK"

Sayın İmamoğlu, Türkiye'nin gözbebeği İstanbul'un belediye başkanı. İstanbul Türkiye'den bağımsız değil. Türkiye'nin genel sorunlarında görüş beyan ediyor olmasında bence sakınca yok. Türkiye'de yürüyen siyasetin İstanbul'a etkileri var. Örneğin Kanal İstanbul, sadece İstanbul'u değil Türkiye'yi ilgilendirecek. Bunu sayın Mansur Yavaş, sayın Soyer söylediği zaman da garip karşılanmaz. Türkiye'nin her yerinde sayın Kılıçdaroğlu, sayın Akşener, sayın Yavaş, sayın İmamoğlu'nun adaylığı konuşuluyor.

"SÜREKLİLİK KESİLDİĞİNDE ÜLKE ZARAR GÖRÜR"

Mersin'de mahkeme kararıyla borçlanma yetkisi aldık. Bu yetki birkaç kez belediye meclisinde reddedildi. Belediye meclisinde buna itiraz eden Cumhur İttifakı'nın üyeleri. Birçok yerde buna benzer şeylerle karşılaşıyoruz. AK Parti 11 büyükşehirde muhalefet. Tabii ki muhalefet edecekler. Ama vatandaşa doğrudan gidecek hizmetler sözkonusu olduğunda böyle bir muhalefet doğru olmuyor. 'Bu yapmak istediğiniz proje vatandaşın yararına değil' diyebilirler. Sayın İmamoğlu geldiğinde AK Parti döneminde başlamış sonra durmuş metro inşaatları vardı. Devlette sürekliliği kestiğiniz zaman ülkeye zarar verir.

HDP'NİN ÜÇÜNCÜ İTTİFAK HAMLESİ

Millet İttifakı'na çok etkisi olmaz. HDP ayrı bir şekilde seçime gireceğini Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ağzından ifade edildi. Biz beraber değiliz, beraber olmadığımızı biz de anlatıyoruz, HDP de anlatıyor. İktidar şunu yapmaya çalışıyor; HDP ile CHP'yi ya da HDP ile İYİ Parti'yi yanyana gösterme çabasından bir siyasi sonuç bekliyor. Algı operasyonu yürütüyor. HDP zaten Millet İttifakı'nın dışında. HDP'nin başka partilerle görüşüyor olması bizi etkilemez. Yerel seçimleri AK Parti seçmenin oyu olmasaydı kazanabilir miydik? Benim bildiğim AK Partililer bize oy verdiler. 800 bin oy farkı ciddi farktı. Hakkı yenmiş adaya sahip çıkma, sandık sonucunu tanımayan iktidara bir uyarıydı. İstanbul seçimlerini ve Türkiye genelinde sadece HDP'liler oy verdi değil. Biz HDP, MHP, AK Partili olup da bize oy verenlere teşekkür ediyoruz. HDP'li vatandaşlarımızın CHP'li adaylara oy vermesi tartışılıyor değil mi? Gidelim Diyarbakır'a. Kendinizi AK Parti İl Başkanı yerine koyun. Ne yapıyorsunuz? Oyunuzu arttırmanız için HDP'den oy istiyorsunuz. Diyarbakır'da HDP'lilerin oylarını isteyen AK Parti il başkanının yaptığı vatanseverlik oluyor. CHP yapınca başka bir şey mi oluyor?

"SEÇİMİ KAZANMAMIZDA TEREDDÜTÜMÜZ YOK"

Üçüncü bir ittifak yapılır ve belki de yapılmaz. HDP kendisi bir aday çıkarabilir. Biz işin o tarafıyla meşgul değiliz. Millet İttifakı'nın ortaya koyduğu güçlendirilmiş parlamenter sistemi dediğimiz, değişimini arzulayan, fikirler manzumesini oluşturan anlayışın iktidara gelmesinin peşindeyiz. Parlamenter sistemin iktidar olmasını savunan başka partiler destek verirlerse memnuniyet duyarız. Yüzde 22,65 oy almış CHP 9 ay sonra yerel seçimlerde büyükşehirleri kazanıyor. Anketler fotoğrafı anlık çekerler. Seçime doğru trend devam ettiği zaman nasıl bir sonuçla karşılaşacağımızı şu anda bilme imkanımız yok. Ama şunu söyleyebiliriz; bu seçimi kazanarak çıkacağımız konusunda tereddüdümüz yok.

"AK PARTİ'NİN TABANINDAN CHP'YE GEÇİŞ OLUYOR"

Üçüncü ittifak AK Parti'yi de etkileyebilir. AK Parti Kürt seçmenden oy alıyor. Dolayısıyla orada oluşacak olan güçlü seçnekten AK Parti'den o ittifaka kayış da olabilir. Şu anda AK Parti'nin tabanından CHP'ye geçiş oluyor. Hatta siyasetçiler geçiyor. Dün Diyarbakır'ın önemli merkez ilçelerinden Kayapınar'ın 2019 yılında aday olmuş Avukat Cevdet Nasıranlı'yı partimize kattık. Siyaset rasyonel bir şey değildir. Analiz yapan insanlar çok rasyonel bakıyorlar. Ama siyaset her zaman rasyonel bir şey değildir. İnsanların kalbine dokunuyorsunuz ki bunu Recep Tayyip Erdoğan iyi yapar. Türkiye'de maalesef böyle. Türkiye'de sadece rasyonel gerçeklikler üzerinden yapılmıyor. Biz adayımızı çıkarır, fikrimizi ortaya koyarız. 'Adayımız böyle bir Türkiye'nin taşıyıcısı olacak' deriz. Tüm Türkiye görür.

"CHP DİYARBAKIR'DAN MİLLETVEKİLİ ÇIKARACAK"

CHP'nin bir süreden beri Doğu ve Güneydoğu'da oyları düşüktü. Biz oylarımızı orada arttırmak istiyoruz. İktidar olmak istiyoruz. Bazı illerde çok düşük oy alıyorsanız iktidarınızı pekiştirecek bir şey olmaz. Bir Doğu Masası oluşturduk. PM üyelerimiz, milletvekilerimiz, partide önde gelen arkadaşlarımız 24 ile gidiyorlar, orada kanaat önderleriyle görüşüyorlar. CHP'ye mesafeli duran kanaat önderleriyle görüşüyor. Vatandaşla CHP arasında sıcak ilişki kurmaya çalışıyor. Sayın genel başkan da gidiyor o bölgeye. CHP'nin Diyarbakır, Van'da milletvekili çıkaracak noktaya geldiğini göreceksiniz bugün bakarsanız.

"AK PARTİ İLE HDP ARASINDA BİR İKİLEM VAR"

Vatandaş bize diyor ki, 'niye geç geldiniz, daha evvel gelmediniz' diyor. Haklılar. Eksiğimiz olmuş bizim. Bunu fark ettik ve çalışmayı yürütüyoruz. Doğu Masası'nda Erzurum, Iğdır, Ardahan, Kars da var. Gaziantep de, Diyarbakır da var. Herkese ulaşmaya çalışan bir çabanın içindeyiz. Vatandaş 'bizi bu ikilemden çıkarın' diyor. AK Parti ile HDP arasında bir ikilem var. 'Biz Türkiye'nin birlik ve beraberliğinden yanayız, kendi sözümüzün, sorunlarının Ankara'ya yansıtılmasını istiyoruz, hizmet istiyoruz' diyorlar.

"KÜRT SORUNU ÜNİTER YAPI İÇİNDE ÇÖZÜLMELİ"

Vatandaş aç. Doğu'ya gittiğinizde Kürt seçmenin yoğun yaşadığı yerlerde size ilk soru 'Kürt sorununu nasıl çözeceksiniz' olmuyor. Ekonomi soruluyor. Türkiye'nin üniter yapısı içinde, demokratik yollarla, parlamentoda Kürt sorununun çözülmesi gerekiyor. Diyarbakır, Iğdır, Muğla'nın da 'Türkiye'nin birlik ve beraberliğini güçlendirir' açısından bakılmalı. Çözüm sürecinde biz 'Kürt sorunu çözmeyin, bu yöntemlerle Kürt sorununu çözemezsiniz, getirin parlamento zemininde bunun konuşulması, şeffaf konuşulması, çözülmesi lazımdır' diyorduk. Şu anda memnuniyetle söylüyorum, bütün siyasi partiler bu çizgiye gelmiş durumda.

"TERÖRLE İÇ İÇE GEÇEN PARTİ VARSA GEREKEN YAPILIR"

HDP'nin terörle ilişkisini bizim oturup da karar vereceğimiz durum değil. Devlet var, yargı var. Eğer ilişkisi varsa gereken yapılır. Bağımsız yargı buna karar verir. Türkiye'de maalesef yargı bağımsız değil. Talimatla hareket edebilen yargı düzenimiz var. Bütün yargıçlarımız için bunu söylemiyorum. Terörle iç içe geçmiş herhangi bir siyasi parti varsa gereken yapılır. Yasalar neyi gerektiriyorsa o yapılır. Bir siyasi partinin bir başka siyasi partiye terörle ilişki üzerinden eleştiri getiriyor olması, yasada karşılığı yoksa siyaseten söylenmiş sözlerdir. PKK, FETÖ bir terör örgütü müdür? Yargının vermiş olduğu karar ne ise devlette ona göre şekil alır.

SİYASETTE 'İMRALI' TARTIŞMASI

Uzun zamandan beri İmralı'da tutuklu olan şahıs, avukatlarıyla görüşmüyor ya da görüşemiyor. Ailesiyle de görüşmüyor, görüşemiyor. Kamuoyuna yansıyan bilgiler bunlar. Durduk yere sayın Cumhurbaşkanı bunu niye söyledi? Önemsediğini düşünüyoruz. Osman Öcalan TRT'ye çıktı. Kırmızı bültenle aranan bir Osman Öcalan, devletin güvenlik güçlerini bulamayan Osman Öcalan'ı TRT muhabiri buldu. Ne hikmetse İstanbul seçimlerinden önceye denk geldi. Ne hikmetse kendisini milliyetçi olarak tanımlayan ittifakın söylediği şeylere benzer şeyler söyledi. Kimsenin ne düşündüğünü, ne söylediğini bilmediği bir yerde sayın Cumhurbaşkanı bunları nereden, nasıl biliyor? Şurası buraya hesap verecektir diyor. İmralı'dan bahsediyor. Siyasetçiler kime hesap verirler? Seçimle geliyorsa vatandaşa, yasaya aykırı iş yapıyorsa yargıya hesap verirler. Sayın Cumhurbaşkanı'nın İstanbul'un ikinci seçiminden önce yapmış olduğu hamleler var, bir akademisyen mektup getirdi. Biz bunların tamamını seçimde vatandaşın iradesini etkileme çabası olarak gördük. Sayın Cumhurbaşkanı birkaç cümle etti. Hafızalarımızda Osman Öcalan'ın TRT'ye çıkması, oradan medet uman sayın Cumhurbaşkanını unutmuş değiliz.

"6 PARTİNİN GENEL BAŞKANI BİRARAYA GELİRSE ÇOK İYİ OLUR"

6 partinin genel başkanları bir araya gelecek mi bilmiyoruz? Diğer siyasi partilerin genel başkanlarının da bunu hissediyor olmaları lazım. Biraraya gelirlerse iyi olur, memnuniyet duyarız. Ortaya fikirleri koyup, onun üzerinden yürüyen, burada en temel nokta güçlendirilmiş demokratik parlamenter sistemle yürümek çok daha doğrudur.

"SİSTEMİN NORMALLEŞMSİ ÖNEMLİ BİR ÖNCELİK"

Önümüzdeki süreç otoriter bir yönetimden yana olanlarla demokratik bir yönetimden yana olanlar arasında geçecek bir yarışmadır. Bundan 5 sene önce size 'Saadet Partisi ile yanyana geleceğiz' deseydim. Saadet Partisi köklü bir gelenek. Şu andaki iktidarın birçok önemli figürünün geçmişte içinde bulunduğu siyasi gelenek. Bir tarafta Saadet Partisi bir tarafta CHP var. Onun yanında İYİ Parti var. MHP'den kopup gelen ciddi kesim var İYİ Parti'de. Farklı dünya görüşü olan, farklı vizyonu olan bir DP var. DP ile CHP Türkiye'nin en önemli iki geleneği. Rakip olmuşlar. Biz Saadet Partilileri CHP'lileştirmeye çalışmıyoruz. Saadet Partililer İYİ Partilileri, Saadetleştirmeye çalışmıyor. Biz bu sıkıntılı süreçte aklı selimin hakim olabilmesi için yanyana durabilmeyi, asgari müştereklerde biraraya gelmeyi başarmamız lazım. Millet İttifakı böyle oluştu. İktidarın, bu itifakı bozma çabalarına rağmen. Türkiye parlamenter sisteme ulaştı, yargı bağımsızlığına ulaştı, medya özgürce işini yapıyorsa tabii ki farklı siyasi partiler kendi farklılıklarıyla seçime girerler, vatandaşın kendilerine verdiği güçle parlamentoya gelirler. Türkiye'nin önce normalleşmesi lazım. Ekonomi birinci öncelik ama Türkiye'de sistemin normalleşmesi önemli bir öncelik.

"CHP DÖNEMİN KOŞULLARINA ADAPTE OLAN BİR PARTİ"

CHP 98 yıllık bir parti. Neden uzun zamandır ayakta? Varlığını devam ettiriyor? Bu kadar badirelerin atlatıldığı bir dünya tarihi yaşandı. Tek partili hayattan çok partili hayata geçildi, kimsenin burnu kanamadı. CHP dönemin koşullarına, kendi siyasi perspektifini bozmadan adapte olan siyasi parti, onun için ayakta. CHP dönemin koşullarına, dünyadaki gelişen yeni siyasi akımlara, bakışa, çerçeveye uygun siyaset yürütebilen, kadrolarında kendisini yenileyebilen bir siyasi parti. Değişim dediğiniz mesele CHP'nin neden 98 yıldan bu yana güçlü bir figür olarak siyasette olmasıdır.

"SAYIN KILIÇDAROĞLU TOPLUMUN GENİŞİNE ULAŞIYOR"

Son 10 yılda Türkiye siyasetinde en çok değişen, kendisini yenileyen parti olarak ifade ediyor sayın genel başkan. Parti tüzüğüne baktığınızda cinsiyet kotası var. Yüzde 20 gençlik kotası var. CHP daha önce bakış açısından ortaya koymuş olan bazı politikaları sayın Kılıçdaroğlu toplumun genişine ulaştıracak bir iş yapıyor.

"AK PARTİ BİR NOKTAYA GETİRSİN BİZ DE İLERİYE GÖTÜRELİM"

Ekonomi umarım toparlanır. İktidara gelirken enkaz devralmak istemeyiz. İsteriz ki, AK Parti bir noktaya getirsin, biz de ileri alıp daha iyi noktaya getirelim. Gördüğümüz şey şu; 2018 Ağustos'ta başlamış olan kur şoku var. Top hep dış mihraklara atılıyor. Nedense Türkiye'nin hiçbir suçu yok. Nedense o bakanlar, Merkez Bankası Başkanları değişiyor. Dünyada en sevilmeyen ülke herhalde ABD çıkar. Ama ABD ekonomi, sanayi ve politikalarını doğru ayaklar üzerine oturttuğu için belki de dünyanın en güçlü ülkesi. Bizi de sevmeyen olabilir. Vatandaşın rahatlatacağı bir siyasete ihtiyaç var. Ekonomi düzelirse tabii ki kazanabiliriz. Yürütmüş olduğu politikalar kendi hikayelerini birkaç kez geriye sarmış politikalar. Kur korumalı mevduata geçildi. Erzincan il başkanımız aradı. Az önce yanımdaki beyefendiye telefon geldi, ısrarla ona parasını kur korumalı mevduata geçirmesini istiyorlar dedi. 6 bin doları varmış adamın. Vatandaşı tek tek arayıp kur korumalı mevduat sistemine geçirmeye çalışıyorlar. Bu Türkiye'nin acziyetini gösteriyor.