Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin Demet Akbağ, para kaybetmeyi tercih etti
        1

        13 – 14 yaşlarındaydım.
        Annem, elime bir miktar para tutuşturup aşağı sokaktaki oduncuya gönderdi.
        Oysa hep talaş yakardık.

        Meğerse talaş bitmiş, babam akşam iş dönüşünde getirene kadar birkaç parça odunla ısınacaktık.
        Oduncuya gittiğimde adını o gün öğrendiğim 70 yaşlarındaki İbrahim Amca, “Gel bakalım küçük müşteri” diyerek beni bir iskemleye oturtup elime bir çikolata parçası tutuşturdu.
        Sonra da 6 -7 parça odunu fileye koyup ayaklarımın önüne bıraktı.
        Parayı uzattığımda, “İlk kez alışveriş yapanlardan ücret almıyorum. Sen git o paraya bir kitap al” dedi ve ekledi “Kağıdın ağaçlardan yapıldığını biliyorsun değil mi?”

        Başımı, “Biliyorum” edasıyla salladıktan sonra yerimden kalktım ama aklım,
        dükkana girdiğimden beri duvarda gözüme çarpan yazının anlamının ne olduğundaydı.

        Bir türlü soramadım; “İnsanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim.”

        İbrahim Amca, sürekli baktığımı fark etmiş olmalı ki tam kapıdan çıkmak üzereyken “O yazı; ticarette çok önemlidir, ticaretin felsefesidir” dedi.

        2

        BKM'nin portresini hazırladığımda sık sık soruldu; “BKM’nin alâmeti farikası nedir?”
        “İnsanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih edebiliyorlar” dedim.

        Yoksa 2001 – 2023 arasında 83 film, 43 TV yapımı ve tiyatro oyunlarından konserlere kadar birçok dalda yüzlerce sahne performansına nasıl imza atabilirlerdi?

        Ayrıca çalıştıkları kişilerde de bu özelliği arıyorlar.
        Onlardan biri de şüphesiz Demet Akbağ…

        3

        Demet Akbağ, 7 – 14 Ekim arasında düzenlenecek olan 60’ıncı Antalya Film Festivali’nde ‘Uzun Metraj Film Yarışması’nın jüri başkanlığını yapacak.
        Demet Akbağ’ın jüri başkanlığı Antalya Film Festivali’ne şüphesiz ayrı bir katkı sağlayıp ayrı bir ışıltı verecektir.

        4

        Aslına bakılırsa Demet Akbağ’ın jüri başkanlığına layık görülmesi bir hayli geç alınmış bir karar.
        Çünkü son çeyrek yüzyıla bakacak olursak Demet Akbağ’ın sinemaya olan katkısının ne denli büyük olduğu gözler önüne serilecektir.

        5

        Zaman zaman rollerinin az olmasından dolayı genç oyuncuların sinema veya TV yapımlarından gelen teklifleri geri çevirdiklerini duyuyorum.
        Zihinlerine şu düşünce yerleşmiş / yerleştirilmiş; “Nasıl başlarsan, öyle gidersin.”

        Bu düşüncenin sonucunda kariyerleri, şöhretleri saman alevinden bile kısa süren birçok oyuncu sektörden uzaklaştı.

        Oysa kariyerlerine küçük rollerle başlayıp başrole çıkan birçok oyuncu var.
        Amy Adams, Jessica Alba, Carrie-Anne Moss, Kemal Sunal, Ahmet Kural, Murat Cemcir, Onur Buldu gibi…

        En iyi örneklerden biri de şüphesiz Demet Akbağ

        6

        'Aydınlıkevler'

        Öyle ki ‘Kimse Durduramaz’ adlı tiyatro oyununda sahnede kalma süresi sadece 70 saniyeydi.

        70 saniyeden başyapıtların başrol oyunculuğuna uzanan yolda Demet Akbağ’ın neleri başardığını gerek sinema filmlerinin özel halk gösterimleri, gerekse ‘Aydınlıkevler’ adlı tiyatro oyununun İstanbul'daki sahnelenmelerinde ve turnesi için kendisiyle birçok şehre yaptığım yolculukta gördüm.

        7

        Çeşitli meslek sahiplerinden, farklı dünya görüşüne sahip her yaş grubundan geniş bir hayran kitlesine sahip olmasının doğal sonucu olarak sevgi ve saygı kazanması salt sinema perdesinin, TV ekranının ve tiyatro sahnesinin büyüsüyle olmuyor.

        Kimse, sırf ünlü diye birine hayranlık duymuyor.
        En azından başlarda duysa da aradığı o duyguyu bulamazsa hayranlığı uzun sürmüyor.
        O sevgi ve saygının temelini güven duygusu oluşturuyor.
        Güven oluşturmanın da temelinde ise kibirsizlik bulunuyor.

        8

        'Kış Uykusu'nun yönetmeni Nuri Bilge Ceylan ile başrol oyuncuları Demet Akbağ, Haluk Bilginer ve Melisa Sözen Cannes Film Festivali'nde...

        Demet Akbağ; 1982’de 70 saniyeyle başladığı kariyerinde yeteneğini, zaman içinde deneyimle donattığı mesleki hayatını tevazu ve samimiyetle taçlandırdı.

        Şöhretin; kapris yapmak, başta sosyal medya paylaşımlarıyla olmak üzere kendini olduğundan daha farklı göstermek olmadığının en güzel örneklerinden biri olan Demet Akbağ, 41 yıllık kariyerinde Albert Einstein'ın da dediği gibi başarılı biri değil, değerli biri olmaya çalıştı.
        Zira mutlak başarı, ancak değerli olunduğunda elde ediliyor.

        9

        Elbette Demet Akbağ da kariyer yolculuğunda zor zamanlar geçirdi. Bugün bulunduğu konum, kendisine altın tepside sunulmadı.

        Yazar Paulo Coelho’un “Ok ancak geri çekilerek atılır. Hayat, sizi zorluklarla geri çekiyorsa, sizi daha büyük bir hedefe fırlatacağı içindir. Nişan almaya devam edin" şeklindeki özlü sözünde olduğu gibi nişan almaya devam etti.
        Ve günün sonunda ışıltılı kariyer…

        10

        Demet Akbağ'ın o ışıltılı kariyere ulaşmasının ilk adımı babaannesinin sinema filmlerine olan ilgisi oldu.

        1960'lı yıllarda Türkiye'de televizyon yayınları henüz başlamamıştı.
        Ailelerin akşamları evdeki en büyük eğlence kaynaklarından biri radyo tiyatrosuydu.
        Aile fertleri; radyonun etrafına toplanır, kendilerine sesle ulaşan tiyatro eserini zihinlerinde canlandırırdı.

        11

        Demet Akbağ da radyo tiyatrosu döneminin çocuğu.
        Oyunculuk gücünde çocukluk yıllarında çokça dinlediği radyo tiyatrosunun etkisi yadsınamaz.

        Elbette çocukken babaannesiyle birlikte gittiği sinemalarda izlediği filmlerin de öyle...

        12

        'Eyyvah Eyvah'

        Demet Akbağ, bunu şöyle dile getirdi: Radyo döneminin çocuğuyum. Bu sevdanın içine düşmemin sebebi sinema meraklısı babaannemdir. Babaannem, bayramlarda; anneme kardeşimi ve beni bahane edip, bizi alıp sinemaya götürürdü. Ben gittiğimiz filmlerden etkilenip eve gelince, Cüneyt Arkın, Filiz Akın, Türkan Şoray olurdum. Üç filmi birbirine karıştırır farklı karakterler olurdum. Hatta ‘Malkoçoğlu’ bile oldum. Ne görürsem onu oynardım. Özay Gönlüm’ün 45’liklerinden birini ezberlemiştim ve bu aile içinde gerçekleştirdiğim ilk şovumdu. Babam, beni takdim ederdi. Çok gururlanırdım. Aynı Özay Gönlüm gibi Denizli şivesiyle başlardım anlatmaya... Özay Gönlüm olduktan sonra, kendimi başka kılıklara da girmeye başlarken buldum. Bir gün sevilen bir şarkıcı oluyordum, bir gün komşu teyze, bir gün bir akraba... Bir stand up show’a yetecek kadar malzeme topladığımda henüz 9 yaşındaydım.

        13

        'Hedefim Sensin'

        Demet Akbağ'ın hikâyeyi özümseme, karakterleri yorumlama gücünde elbette birlikte çalışma imkânı bulduğu ustalardan edindiği bilgilerin bir hayli katkısı oldu.

        Kuşak çatışmasına girmeden, kendinden önceki meslektaşını küçümsemeden, "Sizin çağınız kapandı" ukalalığına kapılmadan ustaların bilgi ve deneyimlerinden faydalandı.

        14

        1982'de İstanbul Belediye Konservatuvarı'na giren Demet Akbağ, ders aldığı ustaların tiyatro oyunlarında sahneye çıkma şansı yakaladı.

        15

        O oyunlarda rol almasının nedeni de sadece yeteneği değildi.
        Öğrenme arzusu, çalışkanlığı, mesleğine olan sevgisi ve saygısı da ustalarla birlikte çalışma şansının ana nedenleriydi. 

        16

        Demet Akbağ, gelişmesinde ustaların önemini şöyle anlattı: Çok fazla özel tiyatroda ustalarla çalıştım. Bu bana çok şey kattı. Bu tip mesleklerde okuldan ziyade usta-çırak ilişkisi daha önemlidir. Okul, teorik olarak tabii ki çok önemli ama okulu seyirci bitirtir oyuncuya... Çok iyi gözlemlerdim, algım açıktır, her oyuna çok erken giderdim. Yıldız Kenter ile çalışma fırsatım oldu. Okuldayken, Yıldız Hoca bana 'Arzu Tramvayı' oyununda ufak bir hemşire rolü teklif etti. O an ruhumu teslim ediyordum, çok mutlu olmuştum. Haldun Dormen, Dormen Tiyatrosu benim için bir ekoldür. İki sezon iki ayrı oyunla orada sahneye çıktım. Devekuşu Kabare, Metin Akpınar, Zeki Alasya, Hadi Çaman, Yeditepe Oyuncuları, sonra Ortaoyuncular... Bu ustaların hepsinin hayatımda yeri ayrıdır. Müjdat Gezen, hem hocam oldu hem birlikte bir müzikal oyunda oynadık. Yani geçmişimde bu büyük ustalarla sahneye çıktığım için çok şanslı addediyorum kendimi.

        17

        'Sevdaluk'

        1986'da önce 'Varsayalım İsmail' ve 'Perihan Abla' adlı TV dizileriyle ilk kez kamera önü oyunculuğunu deneyimlerken de rolleri küçüktü ama izleyicide bıraktığı etki büyüktü. 

        Televizyonda da büyük etki bırakacağını ileriki yıllarda da gösterecekti.

        18

        Ve sinema... 
        Konservatuvarlıydı, 4 yıllık oyuncuydu, ustalarla birlikte çalışmıştı ama sadece mağrur olmayan oyuncuların gösterdiği kalanderlikle rolünün küçüklüğüne bakmadan 'Davacı'da kamera karşısına geçerek beyazperdeye ilk adımını attı.

        "Benim rolüm çok küçük, istemem" diyerek Zeki Ökten gibi bir ustayla Umur Bugay gibi usta bir senaristin hikâyesinde çalışma fırsatını rolünün küçüklüğü nedeniyle ıskalasaydı acaba 'Demet Akbağ' olabilir miydi?

        19

        'Vizontele'

        Demet Akbağ, bunun önemini şöyle dile getirdi: Sinema bir yönetmen sanatı. Öncelikle iyi bir senaryo olması gerekir. Hakikaten bir sözü olan, bize herhangi bir cümle kuran ya da iyi bir metin, iyi bir senaryo olması gerekir. O iyi senaryonun nasıl bir prodüksiyonla ve nasıl bir rejiyle çekildiği çok önemli. Ekip de işini çok iyi yapmalı. Okuduğum rol de beni çok heyecanlandırmalı ve daha önce yaptığım projelere benzemeyen farklı bir şey olmalı. Beni cezbedebilmesi için bunu tercih ediyorum.

        20

        'Otogargara'

        Ve BKM...
        Rasim Öztekin, Ortaoyuncular'dan tanıştığı Yılmaz Erdoğan'ın yeteneğini her fırsatta dile getiriyordu. Demet Akbağ'a da sık sık Erdoğan'dan söz ediyordu.

        "Rasim Öztekin durmadan bana Yılmaz'ı anlatıyordu: 'Şöyle delikanlıdır. Böyle kalemi kuvvetlidir.' diye... Beraber birkaç iş yaptık. Daha sonra Necati Akpınar ile tanıştım. Yılmaz ile beraber dediler ki; 'BKM'yi kuruyoruz. Bize katıl.' 'Otogargara'dan bahsettiler. Kendimi işin içinde buldum. 1995'te  'Bir Demet Tiyatro' başladı. Bu benim kariyerimin en keskin ve en şahane virajı oldu.

        21

        Önce tiyatro oyunlarıyla başlayan BKM kariyeri, 2001'de Türk sinemasında devrim niteliğindeki 'Vizontele' ile devam etti. Demet Akbağ'ın desteği ve ismiyle yola çıkan BKM'nin ilk sinema filmlerinde başrol hep kendisinin oldu. 

        Demet Akbağ'ın 'Sıti Ana'yı canlandırdığı 'Vizontele', 3.308.120 izleyiciyle döneminin gişe rekorunu kırarken BKM'nin de Demet Akbağ'ın da sinema yolunu çizdi.

        O günden sonra Demet Akbağ, BKM'nin sinema yapımlarının vazgeçilmez oyuncusu oldu. 

        22

        Demet Akbağ, Mart 2022'de 15 yıl aradan sonra 'Aydınlıkevler' ile tiyatro sahnesine döndü. Yılmaz Erdoğan'ın yazdığı oyunun 11 Temmuz 2023'e kadar olan süreçte 56 kez İstanbul ve diğer şehirlerde kapalı gişe sahnelenmesi Akbağ'ın tiyatroda ne ölçüde özlendiğinin göstergesi oldu. Elbette Yılmaz Erdoğan'ın da... 

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ