Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Ekrandaki zarafete övgü

        Ramazan aylarında ekranlardaki dini sohbetler artarken, Habertürk TV, İslam'ı ibadet ritüellerine sıkıştırmayan programlarıyla dikkat çekti. Mehmet Akif Ersoy, ramazan ayının cuma gecelerinde sırasıyla eski Diyanet İşleri başkanları Prof. Dr. Mehmet Görmez, Prof. Dr. Said Yazıcıoğlu, Prof. Dr. Ali Bardakoğlu ve ilahiyatçı Prof. Dr. Hilmi Demir ile İslami ve felsefi derinliği yoğun olan programlara imza attı. Sosyal medyada da gündem oluşturan bu programları Karar gazetesi yazarı Yusuf Ziya Cömert de köşesine taşıdı. İşte o yazı ve programları izleyemeyenler için videolar...

        *

        Zarafet, en çok kaybettiğimiz

        Biliyorsunuz, ben bu sütundan ekranlarda dini sohbetler yapan hocalara ara sıra takılırım.

        Onların çoğunun, eğer varsa, yanlarındaki sunucularla birlikte bir nevi ‘tolk-şov’ icra ettiklerini düşünürüm.

        Ya da tek başına, one-man-şov!

        Şov olmasını patronlar ister.

        Senin bozuk para gibi harcandığına bakmaz televizyoncu milleti, reytinge bakar.

        Hocalarımız isteyenlerin gönlünü etmeye meyyaldir.

        Öyleyse one-man-şov’umuzun içine biraz psikoterapi, biraz reality-şov katalım.

        Patron da memnun olsun, seyirci de...

        Yeteri kadar reality şovcu var ekranda. Ve insanların dertlerini deşen psikoterapistler.

        Ah biraz da mollalık bilseler!

        Hocaların formasyonu cami cemaatiyle iç içe olmaktan, hem dedikoduya alışıktır, hem dert deşip çare söylemeye, nasihat etmeye.

        Bir kadın, ‘kocam beni aldatıyor, n’olucak şimdi’ diye mesela Necmettin Nursaçan Hoca’ya soruyor.

        Yahu ne desin hoca şimdi?

        Veya Yusuf Kavaklı Hoca’ya, Mustafa Karataş’a.

        Ben en çok Yusuf Kavaklı’nın cevaplarını beğeniyorum.

        Beğenmemin, dinle, ilimle alakası yok.

        Söyleyiş tarzı güzel adamın.

        REKLAM

        Nursaçan Hoca da Kayseri şivesiyle güzel söyler.

        Babamın ahbabıdır, sevgim ve hürmetim daimdir kendisine.

        “Kaynanamla geçinemiyoruz, o beni kocama şikayet ediyor, kocam beni dövüyor, günahta kalıyor mu? Ben kaynanama hakkımı helal etmesem olur mu?”

        Kızım senin kocan çok kötülük yapıyor. Yapmasa daha iyi olur. Kaynanan da senin büyüğündür, anne sayılır, iyi geçin çok sevaba girersin. Sen çok iyisin, vah kızım vah vah vah! Ama kaynanan battı günahtan.

        Deyince rahatlıyor telefonla arayan seyirci.

        Biraz daha deşin, ağlayacak. O ağlarken siz de ağlarsanız aliyyül ala.

        “Hocam anamı kaybettim, iki aydır eve gelmiyor.”

        “İyi, stüdyoya gelin, beraber arayalım.”

        Birkaç defa gördüm. Gerçekten getiriyorlar stüdyoya.

        Konuşturuyorlar insanları, ağlatıyorlar, döküyorlar dertlerini.

        Millet de seyrediyor.

        Bunun bir çeşit pornografi olduğunu biliyorsunuz değil mi?

        REKLAM

        Bu sene Ramazan’da olmadı böyle reality gösterileri.

        Sosyal mesafe daha kuvvetli bir realiteydi.

        Seyreltilmiş, güllaç gibi hafif bir dini program dozuyla geldi geçti Ramazan.

        Kur’an okuma yarışması devam etti.

        Yarışmanın formatı biliyorsunuz, Acun-vari.

        Zamanında eleştirdim, Kur’an-ı Kerim’in bu tarzda sunulmasını.

        Başka eleştirenler de oldu ama, onların fikri sonradan değişti.

        Sustular.

        Benim hissiyatım aynı.

        Ama güzel okuyucular var.

        Allah tilavetlerini bereketlendirsin.

        Bence bu Ramazan’ın sürprizini Mehmet Akif Ersoy yaptı.

        HaberTürk’teki Mehmet Akif Ersoy.

        Bir gece baktım, ekranda Prof. Dr. Sait Yazıcıoğlu Hoca.

        Oturdum, dinledim.

        Aşinayım Sait Yazıcıoğlu’nun meselelerine.

        Birkaç gün sonra Prof. Dr. Ali Bardakoğlu.

        Kitabındaki gibi konuşuyor, Müslümanlığımızla Yüzleşme’deki gibi. Kitap hakkında birkaç yazı yazmıştım.

        Prof. Dr. Mehmet Görmez’le de konuşmuş. Sonradan fark ettim. İnternetten buldum, onu da seyrettim.

        REKLAM

        Sorumluluk vardı konuşmalarında, özeleştiri vardı.

        Bilgi ve hikmet vardı.

        Bir zarafet de vardı.

        (Yılışıklık değil zarafet)

        Zarafet, en çok kaybettiğimiz.

        Evet, sorumluyuz etrafımızda olan bitenlerden.

        Evet, dünyadaki halimiz bize yakışmıyor.

        Evet, gençlere mü’min olmanın niçin anlamlı olduğunu anlatabilecek örnekliklere sahip olmalıyız.

        Evet ahlak.

        Bence bu Ramazan televizyonlardaki en güzel işti.

        Dinlememiş olanların internetten bulup dinlemelerini tavsiye ederim.

        İşte o programlar:

        ESKİ DİYANET İŞLERİ BAŞKANI PROF. DR. MEHMET GÖRMEZ

        ESKİ DİYANET İŞLERİ BAŞKANI PROF. DR. SAİD YAZICIOĞLU

        ESKİ DİYANET İŞLERİ BAŞKANI PROF. DR. ALİ BARDAKOĞLU

        İLAHİYATÇI PROF. DR. HİLMİ DEMİR

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ