Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema En iyi 20 Marvel filmi
        1

        20. BLACK PANTHER (2018)

        Özellikle ABD'li eleştirmenlerin çoğuna göre Marvel Sinematik Evreni'nin en iyi filmi... Bunun en önemli nedeni süper kahraman filmlerine “çok kültürlü” düşünceyi getirmesi, beyaz erkek egemenliğini yıkması... İşte bu nedenle, ırkçılık ve ayrımcılık sorunlarının can alıcı bir şekilde yaşandığı Batı dünyasının entelektüelleri için son derece önemli bir süper kahraman filmi... Filmin özellikle ABD’de çok sevilmesinin bir başka nedeni de sorunların çözümünün barış ve dayanışmada yattığını vurgulaması... Aksiyon ve sinema duygusuyla baştan sona ilgiyle izlenen bir süper kahraman filmi olduğu kesin. Ama bana kalırsa, hikâye ve dram kalitesi açısından Marvel Sinema Evreni'nin orta halli filmlerinden biri.

        2

        19. AVENGERS: SONSUZLUK SAVAŞI (2018)
        (Avengers: Infinity War)

        Kahramanlarımızın, evrenin yarısını soykırımdan geçirmek isteyen Thanos ve adamlarına karşı verdiği mücadele, aksiyon ve özel efekt kalitesi açısından serinin en iyi ve gösterişli filmlerinden birine vesile oluyor. Temponun hiç düşmediği, heyecanın hiç dinmediği bir akış var. Yönetmen Russo biraderler teknik olarak yine iyi iş çıkarıyorlar. Filmin en eğlenceli yanı ise kahramanlarımızın kendi aralarındaki diyalogları... Ama iyi kötü mücadelesinin ötesine geçmeyen öykü akışı itibarıyla bence serinin düz filmlerinden biri... Yine de destansı havasıyla Marvel Sinematik Evreni içinde ayrı bir yere sahip.

        3

        18. İNANILMAZ ÖRÜMCEK-ADAM (2012)
        (The Amazing Spider-Man)

        Marc Webb’in yönettiği film, kahramanlığın öncelikle öz denetimle ilgili olduğunu, kompleksler yenilmedikçe ileriye adım atılamayacağını ve bazen kahramanlığın da hiçbir işe yaramadığını vurguluyor. Peter Parker'ın yeteneklerini kullanmada ilerlemesi, her gece eve problemli gençler gibi yaralı bereli dönmesini engellemiyor. Düşüyor, çaresiz kalıyor ve sık sık başkalarının yardımına ihtiyaç duyuyor. Filmde birçok sorunu tek başına değil, başkalarıyla birlikte çözüyor. Böylece ‘süper kahraman bireyciliği’nin yerine bir dayanışma vurgusu geliyor. "İnanılmaz Örümcek-Adam" bazen ironik bazen hüzünlü olabilen derinlikli bir öykü vaat ediyor. İşin aksiyon kısmı da yeterince tatmin edici… Öte yandan, Peter Parker'da Andrew Garfield'in, Dr. Connors’ta ise Rhys Ifans'ın iyi performanslar çıkardığını not edelim.

        4

        17. ÖRÜMCEK-ADAM: EVE DÖNÜŞ YOK (2021)
        (Spider-Man: No Way Home)

        Serinin ilk iki halkasından farklı olarak fantastik janrının sularına giren bir film. Her şey Doctor Strange’ın (Benedict Cumberbatch) kontrolden çıkan büyüsüyle ilgili… Büyünün kontrolden çıkmasının nedeni ise Peter Parker’ın tam olarak ne istediğini bilmemesi. Önce herkesin Peter Parker’ın kim olduğunu unutmasını istiyor; ama sevdikleri ve yakın çevresinin büyünün dışında kalması gerektiği aklına gelince, işler feci derecede karışıyor. Örümcek-Adam’ın süper kahraman olarak gelişimi açısından üçüncü filmin farklı yanı, Peter Parker’ın Doctor Strange gibi büyük bir ustanın karşısında söz dinlemeden kendi bildiğini okuması ve trajik sonuçlara yol açması. ‘Örümcek-Adam: Eve Dönüş Yok’ta aksiyon sahnelerinin yanı sıra diyalog ağırlıklı bölümler de başarılı. Paralel evrenlerden gelen karakterlerin olduğu sahneler, duygusal ve hüzünlü anlar içerdiği kadar kahkahalar attırmasını da biliyor.

        5

        16. IRON MAN 3 (2013)

        Iron Man / Tony Stark terörist bir örgütle savaşırken yenilginin tadını alıyor ve neredeyse her şeyini kaybederek dibe vuruyor. Ama takım çalışması ve mühendislik dehası sayesinde yeniden yükseliyor. Marketten topladığı öteberiyle Mandarin’in karargâhına “Rambo karikatürü” gibi yaptığı baskın, Stark’ın Iron Man zırhı olmadan da kahramanlık yapabileceğinin kanıtı... Marvel resimli romanlarının vazgeçilmez alt teması, “Zayıflığı ve zaafları olmayan kahraman yoktur” fikri yine şahane bir şekilde işleniyor. Terörizmin, özünde süper güçler tarafından yaratılan bir iblis olduğu gerçeği de cesaretle konuyor ortaya. Özellikle ikinci kez seyrettikten sonra politik alt metni ve dram kalitesi açısından Marvel Sinema Evreni'nin en dolu filmlerinden biri olduğuna inanıyorum.

        6

        15. DEADPOOL 2 (2018)

        İlk filmde, Deadpool, kendisiyle barışıyor, iyilerin yanında bir süper kahraman olmayı kabulleniyor ve aşkı buluyordu. İkinci filmde ise bir olgunlaşma ve “takım olma” hikâyesi seyrediyoruz. Sevginin nefreti nasıl yeneceği üzerine bir öykü bu... Temalar ciddiyetle işleniyor ama Deadpool'un seyirciyle konuşan bir kahraman olması itibarıyla, mizah, her şeye mesafe almamızı sağlıyor. Espriler yine popüler kültür üzerinden şekilleniyor ve film sürekli kendisiyle dalga geçiyor. Yönetmen David Leitch, uzmanı olduğu dövüş sahnelerinde çok sağlam iş çıkarıyor. Aksiyon sahnelerini, gerilim oluşturmaktan ziyade nostaljik şarkılar eşliğinde seyrettiğimiz bir baleye dönüştürüyor. Çok kanlı, “kemik sesleri”nin eksik olmadığı bir şiddet balesi bu... Hatta şiddetin grafik olmaktan çıkıp istismar sınırlarını biraz zorladığı dahi söylenebilir. “Deadpool 2” ilkinde olduğu gibi aksiyonun stilize edildiği bir film... Bu da hikâyeyle aramıza mesafe koyuyor ve ölümlere, şiddet sahnelerine dahi güldüğümüz bir kara komedi havası yaratıyor.

        7

        14. ANT-MAN (2015)

        Ant-Man içine herkesin girebileceği mühendislik harikası bir kostüm. Giyeni böcek boyutlarına kadar küçültüyor. Kostümü icat eden Hank Pym, hapishaneden yeni çıkan Scott Lang'i işe alıyor ve onu Ant-Man olarak eğitiyor... Komedi ve aksiyonla harmanlanan, 1980'lerin bilimkurgularını hatırlatan bir soygun öyküsü... Tıpkı “Galaksinin Koruyucuları” gibi, Marvel Sinematik Evreni (MSE) içinde kendi farklı tarzını fazlasıyla orta koyan, neredeyse tümüyle “ayrı telden” çalan bir film... Süper kahramanlığın fiziksel güç ya da doğaüstü beceriler kadar cesaret ve zekâyla ilgili bir şey olduğunun altını çizmesi itibarıyla, MSE'nin en hoş ve nitelikli hikâyeleri arasında...

        8

        13. YENİLMEZLER: ULTRON ÇAĞI (2015
        (Avengers: Age of Ultron)

        Tony Stark, dünya barışını korumak isterken canavarlaşan yapay zekâ Ultron'u yaratır. Bu durum bize güç kullanarak barışı tesis etmek isterken Ortadoğu'da ve Asya'da “canavarlar” yaratan Batı ittifakını hatırlatır... Bu film çerçevesinde Thanos'u pek aratmayan güçlü Ultron, kendisine karşı çıkan kahramanlarımızın kibrini yerle bir eder. “Yenilmezler”, öyle çok da yenilmez olmadıklarını anlar, kendi özlemleri ve korkularıyla yüzleşirler. Köksüzlük ve yalnızlık çoğunun sorunudur. Fiziksel güç ve savaş konusunda hepsi yeterli olsa da iç dünyalarında kırılgan, umutsuz ve endişelilerdir. Süper kahramanların zayıf yanlarını görmek istemeyen genç hayranların çok beğenmediği, MSE (Marvel Sinematik Evreni) sıralamalarında genellikle aşağılarda yer alan bir film. Ama bana göre dram kalitesi açısından en derinlikli, güçlü ve sağlam hikâyelerden biri...

        9

        12. X-MEN: BİRİNCİ SINIF (2011)
        (X Men: First Class)

        Film1944 yılında Nazi işgali altındaki Polonya'da açılıyor ve Soğuk Savaş'ın zirveye çıktığı 1962 Küba Füze Krizi'ne kadar ilerliyor. Mutantların dahil olduğu alternatif bir yakın tarih panoraması çıkarırken seyirciyi duygusal olarak kuşatmayı ihmal etmiyor. Yaşıtları gibi büyüme sancıları çekerken, toplum tarafından dışlanan genç mutantların halleri, dokunaklı ve hüzünlü olabiliyor. Henüz madeni bir parayı dahi hareket ettiremeyen “Magneto”, Polonyalı Yahudi bir ailenin çocuğu olarak çıkıyor karşımıza. Bukelamun “Mystique”, dış görünüş konusuna kafayı takmış, ergenlik çağında bir genç kız. Saçlarını kaybetmemiş, belden aşağısı sağlam Charles Xavier ise bütün resmî kurumlarla işbirliğine hazır, liderlik vasfına sahip, iyi niyetli genç bir bilim adamı. Hepsinin karşısında ise dünyayı kontrol etmeye çalışan Sebastian Shaw ve tabi ki mutantları ötekileştiren, onların farklılığından korkan insanlar duruyor. Karakterlerin psikolojik çatışmaları ve aralarındaki çelişkiler daha çok aksiyon sahnelerinde ortaya çıkıyor. Görüntü ve sanat yönetimi anlamında baştan sona “retro estetiği” kullanan yönetmen Matthew Vaughn, James Bond, II. Dünya Savaşı ve nükleer savaş paranoyası filmlerinden esinleniyor.

        10

        11. KAPTAN AMERİKA: KIŞ ASKERİ (2014)
        (Captain America: Winter Soldier)

        “Güçle, tehditle dünyaya barış ve özgürlük gelmez” diyen ve Kaptan Amerika’yı milliyetçilikten kurtaran film... Alet olduğu operasyonları ve “müzelik kişiliği”ni sorgulayan Kaptan Amerika, kendini SHIELD kurumu içindeki “paralel yapılanma”nın hedefi olarak bulunca, derin devletle bağlarını koparıp Kara Dul ve Falcon ile birlikte faşist bir örgüte karşı savaşmaya başlıyor. Sertliği, hızlı ve zarif bir koreografiyle birleştiren Russo biraderlerin yönetmen olarak seriye yeni bir hava getirdiğini vurgulamamız gerekiyor.

        11

        10. ÖRÜMCEK ADAM (2002)
        (Spider-Man)

        İkibinli yıllar sinemasına süper kahramanların egemen olacağını haber veren filmlerden biri… Marvel’ın en sevilen resimli roman kahramanlarından biri olan Örümcek Adam, yönetmen Sam Raimi’nin ellerinde sadece iyi bir aksiyona değil sağlam bir drama da dönüşüyor. Başrolde Tobey Maguire’ı izlediğimiz filmde, kendi kostümünü diken bir süper kahramanın öyküsünü izliyoruz. Çağdaş aksiyon sinemasına hüzünlü ve insani bir dokunuş getiren film, ergenlik sancılarıyla süper kahramanlığı da buluşturuyor. Örümcek Adam olarak kötüleri yendikten sonra sıradan insana dönüşmenin nasıl bir şey olduğuna bakıyor. Sinema tarihinin en hoş büyüme öykülerinden biri.

        12

        9. YENİLMEZLER (2012)
        (The Avengers)

        Süper kahramanları konu alan filmler, benim için normal insanî durumları ele alabildikleri ölçüde başarılıdır. Bu filmdeki kahramanlar, egoları, kibirleri ve zaaflarıyla son derece insanî durumları temsil ediyorlar... Avengers ekibinin daha çok kendi içinde dövüştüğü ve diyaloglu sahnelerin ağırlıkta olduğu ilk bölümdeki dramatik çatışmalar, filmi aksiyon olmanın ötesine taşıyor. İkinci bölümde ise herkes "assolist egolarını" bir yana bırakıp kötülerle savaşıyor. Solo maceralarıyla tanıdığımız “bir avuç süper kahramanı” başarılı bir öykü içinde bir araya getirmesi itibarıyla Marvel Sinema Evreni'nin en iyi filmlerinden biri.

        13

        8. X-MEN: GEÇMİŞ GÜNLER GELECEK (2014)
        (X-Men: Days of Future Past)

        “X-Men” serisi, kendinden farklı olana ve azınlıklara duyulan tahammülsüzlüğün eleştirisi üzerine kuruludur. Seri, “insan – mutant çatışması” kadar barış ve savaş yanlısı mutantlar arasındaki karşıtlığı da ele alır. Yeni film, genç Charles Xavier'nin normal bir insan ya da felçli bir mutant olma konusundaki kararsızlığını saymazsak psikolojik çatışmalar açısından bir önceki film “X-Men: First Classs”ın belki biraz gerisinde duruyor. Ama bunun yerine barışçı hatta pasifist denebilecek politik fikirler öne çıkıyor. Filmin geçtiği dönemdeki Vietnam savaşı başta olmak üzere ABD’nin sertlik yanlısı militarist politikalarının eleştirisine bağlanan bir yaklaşım bu... Belki de bu nedenle, mutantların birbirinden muhteşem güçlerinin pek de işe yaramadığı bir mücadele seyrediyoruz. Öyle ki, her şey 1970'lere zaman yolculuğu yapan Wolverine ile Kitty Pride’ın fiziksel ve zihinsel dayanıklılığına kalmış durumda. Bryan Singer, geleceğin karanlığıyla 1970'lerin renkli dünyasını karşı karşıya getiren bir iş koyuyor ortaya.

        14

        7. IRON MAN (2008)

        İşte her şeyi başlatan film! Robert Downey Jr.'ın kariyerinin bittiğini söyleyenler bu filmle birlikte sustular. “Bir Superman değil” diye küçümsenen Iron Man ise Marvel Sinematik Evreni'nin vazgeçilmez merkezi oldu. Kuşkusuz başarıda hikâyenin büyük payı var. Silah tüccarı iş adamı Tony Stark'ın kendini bir anda “sıcak savaşın” ortasında bulmasıyla başlayan ve “makineleşmesi”yle süren film, güçlü karakterleri ve sağlam politik içeriğiyle öne çıkıyor. Ayrıca bir aksiyon olarak da çok iyi... Ana karakterin, yani Tony Stark'ın yaşadığı değişim açısından sadece iyi bir süper kahraman filmi değil aynı zamanda gayet sağlam bir dram...

        15

        6. LOGAN: WOLVERINE (2017)
        (Logan)

        Olaylar mutantların artık doğmadığı bir dünyada geçiyor. Savaşı çoktan kaybetmiş ve tümüyle geri çekilmiş durumdalar... Logan, harap bir halde çıkıyor karşımıza. Meksika sınırına yakın bir bölgede limuzin şoförlüğü yapıyor. Profesör Charles Xavier, çölde delik deşik bir su tankının içinde saklanıyor. Bakıcısı ise gün ışığından kaçan Caliban... Üçü de hasta. Kaldı ki film, baştan sona hastalık ve ölüm motiflerinin etrafında dönüyor. Bütün bu karanlık içindeki tek ışık ise 11 yaşındaki gizemli kız Laura... X-Men, en başından beri derin devletin günahlarını konu alan bir seridir. Yeni filmde de Doktor Frankenstein'ı aratmayan bilim adamı Dr. Rice'ın korkunç biyolojik deneylerine şahit oluyoruz. Mutant soykırımının çok daha sinsi yöntemlerle gerçekleştirildiği, hastanelerde yeni biyolojik silahların üretildiği bir dünya var karşımızda.

        16

        5. GALAKSİNİN KORUYUCULARI (2014)
        (Guardians of the Galaxy)

        Yasa dışı işlerle ilgilenen dışlanmış, yurtsuz ve ailesiz 5 benzemez kahraman... “Kaybedenler kulübü”nden farksızlar... Üstelik ekip olmayı da istemiyorlar çünkü hepsi bireyci. Herkesin gizemli ve küçük bir kürenin peşinde koşturduğu öykü, belki klişeler yığınından ibaret ama filme asıl ruhunu veren karakterler ve onlar arasındaki çekişmeler, tartışmalar ve gelişen ilişkiler... Sadece süper kahramanlığın anlamını değil, dostluğu ve takım olmanın önemini kendine göre tanımlayan bir film. “Uzay operası” atmosferinin üstüne masumiyetin ışığı gibi düşen 70’li yılların harika şarkılarını da unutmayalım. Bütün o mütevazi, renkli ve matrak havasıyla bence Marvel Sinema Evreni'nin en eğlenceli filmi...

        17

        4. DEADPOOL (2016)

        İlk sahnede taksinin içinde gördüğümüz kişinin gerçek bir süper kahraman olduğuna inanmak zor. Daha çok bir süper kahraman taklidi gibi duruyor. O konuşkan haliyle karizmadan da yoksun. Ne var ki, harekete geçmesiyle birlikte fevkalade bir süper kahraman olup çıkıyor. Asıl karakteristik özelliği, Wolverine’den bile üstün iyileşme gücü değil; mizahi zekâsıyla birleşen o muhteşem gevezeliği. Tabi, salonla beyazperde arasındaki hayali “dördüncü duvarı” yıkarak seyirciyle sohbet etmesini unutmayalım. Deadpool, sadece seyirciyle değil diğer karakterlerle de popüler kültür üzerinden iletişim kuruyor; metinleri çok iyi yazılmış bir tür “stand up” gösterisi yapıyor. Arada X-Men kahramanlarını, Hollywood starlarını, hatta bir ara Ryan Reynolds’u, yani kendisini canlandıran aktörü dahi çekiştiriyor. Şahane esprilerle dolu bu şovun, sadece krema olduğu da söylenebilir. Çünkü “Deadpool” öncelikle iyi çekilmiş bir aksiyon filmi. Animasyon ve özel efekt kökenli yönetmen Tim Miller, ilk uzun filminde, özellikle otobandaki takip ve çatışma sahnesi ile finaldeki “süper kahramanların endüstriyel dekor önündeki dövüş gösterisi”nde tatmin edici bir iş koyuyor ortaya; yavaşlatılmış çekimlerin desteğiyle keyifle seyredilen şık sahnelere imza atıyor.

        18

        3. AVENGERS: ENDGAME (2019)

        Marvel Sinematik Evreni'nde bir dönemi kapatıp yeni bir dönemi açan, “Avengers: Endgame”, Iron Man ve Captain America'nın hikâyelerinin geldiği nokta açısından ayrı bir değer taşıyor... Ama Black Widow, Hulk, Thor, Hawkeye başta olmak üzere diğer karakterler açısından da kuşkusuz önemli bir film. Finaldeki görkemli savaş sahnesini bir yana bırakırsak, daha çok karakterler arası ilişkilere odaklanan dram sahnelerinin öne çıktığını söylemek mümkün. Filmin en güçlü yanı, seyirciyle kurduğu duygusal bağ... İlk sahnelerden itibaren karakterlerle birlikte hikâyenin içinde akmaya başlıyoruz. Çünkü bu filmin gerisinde 11 yılda seyrettiğimiz 21 film daha var...

        19

        2. ÖRÜMCEK ADAM 2 (2004)
        (Spider-Man 2)

        Sam Raimi’nin ellerine teslim edilen Örümcek Adam üçlemesinin ilk filminde Peter Parker (Tobey Maguire), ergenlik sancılarını bir süper kahramana dönüşerek aşar. İkinci filmde ise kahramanlığın mutluluğa giden yol olmadığını anlar. Tam aksine daha çok sorun ve sorumlulukla karşı karşıyadır. Doktor Otto Octavius (Alfred Molina) gibi güçlü bir rakiple savaşmak zorundadır. Üstelik sevdiği kız Marie Jane (Kirsten Dunst), yakın arkadaşı Harry (James Franco) ve toplumla arası hiç iyi değildir. Sorunun büyük oranda yine kendisiyle ilgili olduğunu keşfeder, varoluş sorunlarıyla yüzleşir. Her şeyden önce yine kendi zaaflarını aşması gerektiğinin farkındadır… İyi bir aksiyon filmi olmanın ötesinde psikolojik boyutuyla tüm zamanların en iyi süper kahraman öykülerinden biri.

        20

        1. ÖRÜMCEK ADAM: ÖRÜMCEK EVRENİNDE (2018)
        (Spider-Man: Into the Spider-Verse)

        Filmin geçtiği evrende, Örümcek Adam, sadece gerçek dünyanın değil, aynı zamanda resimli romanların da kahramanı... Paralel evrenler geçidinden gelen Örümcek Adam'lar, kahramanı oldukları resimli romanların görsel tarzlarını getiriyorlar filme... Kimisi bir Japon animesinin, kimisi ise bir Disney çizgi filminin içinden çıkıp gelmiş gibi duruyor. Dolayısıyla, farklı görsel dünyaların ve anlatım tarzlarının neredeyse füzyon tadında birleştiği, teknik açıdan yenilikçi bir animasyon seyrediyoruz. Miles Morales'i örümcek ısırığına maruz kalmadan önce tanıyoruz. Miles duvarlara resim çizmeye bayılan, sokak sanatına tutkulu bir genç. Film, hiç kimsenin doğuştan mükemmel olmadığını, süper kahramanlığın öğrenilemeyeceğini, ancak hissedilerek, içten gelen dürtülerle yapılabileceğini söylüyor. Süper kahramanlığın en önemli özelliğinin süper yeteneklerden ziyade sorumluluk duygusu olduğunun altını çiziyor. Filmin en sevdiğim yanlarından biri, “beyaz adam ağırlıklı süper kahraman filmi” modelini yıkıp yerine beyazların merkezde yer almadığı, çok kültürlülüğe kapı açan alternatif bir dünya getirmesi oldu... Filmdeki paralel evrenlerin fazlalığı, çok kültürlü bir dünya modelini akla getiriyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ